'Askerleri Erdoğan kurtardı'

[bozok]

‘ASKERLERİ ERDOğAN KURTARDI’





Ne diyor "çiçeği burnunda" Devlet Bakanı Egemen Bağış:

"Askerlerimizin orada içine düştüğü durumdan sonra Başbakanımız dönemin ABD Başbakan Yardımcısı Dick Cheney ile görüştüğünde, ki o gün ulusal tatil günüydü ve zorla buldurduk tatil yaptığı yerden, Başbakan 'Bizim çocukları serbest bırakın' dedi."

İlk cümle sizi rahatsız etmiyor mu?

"Askerlerimizin orada içine düştüğü durum..."

Bakan Bağış'ın kafasından neler geçiyor ki böyle bir cümle kullanabiliyor.

"İçine düştüğü durum" ne demek?

Mehmetçik orada ne yaptı ki "içine düştüğü durum" ile karşılaştı?

Yani bu olayın suçlusu başına çuval geçirilen Mehmetçik mi?

Mehmetçik kabahatli görülüyor ki, böyle bir cümle sarf ediliyor.

Hani siz Dışişleri mensuplarını “gölgesinden korkan pısırık monşerler” olarak eleştiriyordunuz? Bu olayda Türk askerlerini suçlu görmek pısırıklığın “daniskası” değil mi?

üstelik bu cümleden şunu da çıkarabiliriz:

Mehmetçik aciz. Kurtarılmaya muhtaç.

Bu kafa Mehmetçik'in yanında olan bir kafa değil.

Söz düşüncenin ürünüdür.

Sayın Bakan kızmasın ama bu kafa Amerikalı kafası!

Yani deniliyor ki, Mehmetçik "yaramazlık yapmış" Amerikalı çuval geçirip gözaltına almış.

Amerikan askerinin suç işleyip aşağılık bir harekette bulunduğuna dair en küçük bir ima bile yok burada.

Zavallı Mehmetçik "bir durumun içine" düşmüş ve Başbakan Erdoğan telefon edip "aciz durumdaki" Mehmetçik'i kurtarmış.

Ve bunu siyasi başarı olarak sunuyorlar.

Sanki o çuval sadece Süleymaniye'de ki Mehmetçik'in kafasına geçirildi.
Mehmetçik kurtarıldı ve mesele kapandı.

İşte kafa bu kafa.

Meseleyi bu kadar dar anlıyorlar.

Bitmedi. Sayın Bakan herkesi hafızasız mı sanıyor? 4 Temmuz günü Başbakan'ın Cheney'le görüştüğü o tarihte medyada yer almıştı. Ancak Mehmetçik o gün değil, 3 gün sonra serbest bırakıldı.

Bir ekleme daha yapalım. Kafasına çuval geçirilen Mehmetçik, ABD kayıtlarına nasıl geçirildi: SAVAş ESİRİ!

Yok efendim, "üocuklara iyi davranılmış" vs. vs.

Mehmetçik'e nasıl davranıldığı meselesine, isterseniz hiç girmeyelim.

Son bir soru daha.

Egemen Bağış bu açıklamayı neden beş buçuk yıl sonra yaptı? Yoksa bu olay son günlerde parlatılan “Davos Fatihi” imajına gölge mi düşürüyordu?


Neresinden bakarsanız bakın talihsiz bir demeç.



Odatv.com

6 şubat 2009

[bozok]

"NE YAPTIN EGEMEN!"



"Egemen gibi dostun olacağına / Onur üymen gibi düşmanın olsun daha iyi..."



Ne yaptın Egemen


BİR çuval incir ancak bu kadar berbat edilebilirdi...

Bir karizma ancak bu kadar çizilebilirdi...

"Bin Onur üymen" gelse, bini de dört koldan saldırıya geçse...

"Davos Fatih"ine bu kadar zarar veremezdi...

"Sekiz yüz Kadri Gürsel makalesi" bile bunu başaramazdı...



Ya da şöyle söyleyelim:

"Egemen gibi dostun olacağına / Onur üymen gibi düşmanın olsun daha iyi..."


* * *


Efendim, olay şudur:


Son günlerde "Vakko bayiliği" meselesi yüzünden sıkışık günler geçiren...

Yeni Devlet Bakanımız ve Başmüzakerecimiz Egemen Bağış Bey, hem kişisel sıkışmışlığından kurtulmak, hem de "Fatih Recep Tayyip Erdoğan imajı"nı daha da pekiştirmek maksadıyla...


Dün "çok sansasyonel" bir açıklama yaptı...


Açıklama ajanslara şöyle yansıdı:


"Flaş... Flaş... Flaş... Tayyip Erdoğan’ın bir kahramanlığı daha ortaya çıktı... Amerikan askerleri tarafından başlarına çuval geçirilen askerlerimizi Tayyip Erdoğan kurtarmış..."


Başlığı okuyunca, "Allah Allah... Nasıl olmuş bu iş? Acaba Tayyip Bey yüzüne savaş boyaları sürüp Rambo misali gece operasyonuna mı kalkışmış?" deyiverdim...


Ve merakla ayrıntılara daldım...


Egemen Bey şunları anlatmış:


"Başbakanımız, ABD Başkan Yardımcısı Cheney’yi aradı ve görüştü... Cheney, ’Sayın Başbakan emin olun ki askerlerinizin durumları çok iyi’ dedi. Başbakanımız dedi ki, ’Ben hapis yatmış biriyim. Gözaltında, hapiste olan kişinin durumunu bana anlatmayın. üabuk o çocukları serbest bırakın’ dedi ve onları Başbakanımız kurtardı."


Hay bin kunduz!


* * *

Kaş yapayım derken göz çıkarmak tam da böyle bir şey değil mi?

Egemen’in anlattığı şu hikáyeye bakar mısınız?

"Yumuşak başlı ise de uysal koyun olmayan" Tayyip Bey, askerimizin boynuna çuval geçiren ülkenin yetkilisini telefonda da olsa yakalamış...

Ve fakat...

Gayet sakin... Gayet diplomatik... Gayet nazik...

"Bana bak Dick... Benden yaşlısın... Gelirsem oraya o çuvalı alır senin başına geçiririm" falan demek yok...

"Sen artık benim için bittin" falan demek yok...

"Gelmem bir daha Washington’a" falan demek yok...

Diklenmek yok... Dik durmak yok...

* * *

Ah Egemen ah...

Ben sana ne diyeyim bilemem ki?

En iyisi Karagöz’den bir replik sunarak sahneden çekilmek:

"Yıktın perdeyi eyledin viran / Varayım Tayyip Abi’ye söyleyeyim hemen."




AHMET HAKAN / HüRRİYET


06.02.2009 / medyarazzi.com

[bozok]

MİNİ YORUM
Başbakan askerine sahip çıkmış!



Ne ‘flaş bir gelişme’ gerçekten değil mi?

Başmüzakereci Egemen Bağış, iktidar ile millet arasındaki müzakerelerin ilk faslını açtı. Millete uyum programını açıklarken “Amerikan askerleri tarafından başına çuval geçirilen askerlerimizi Tayyip Erdoğan’ın kurtardığını” da söyledi. Bu iddia ‘hayret’ edilesi bir durummuş gibi manşete taşındı. Sanki helikopter kazasındaki gibi, askerlerimizi de Fransa kurtarmıştı. Veya Barzani güçleri...

‘ülkenin Başbakan’ı, müttefikini arayıp “bizde asker çok, alın hayrını görün” de diyebilir’ diye mi düşündü bu arkadaşlar? ABD’ye nota ver diye bastıranları “müzik notası mı?” diye ti’ye alıyor diye pek kınamıştık.

Erdoğan’ı... Na yapsak, biz de kendimizi ‘U’ya alıp, özürcü aydın mı mı kesilsek?..





Selcan TAşüI / YENİüAğ / 07/02/2009

[bozok]

KOMİK KAHRAMANLIK SENARYOSU


Hürriyet yazarı Tufan Türenç, Devlet Bakanı Egemen Bağış’ın çuval olayında askerlerimizi Erdoğan’ın kurtardığı iddiasını ele alan bir yazı yazdı.


Türenç, bu açıklamayı komik bir senaryo olarak niteledi. AKP iktidarında, devlet adamlarıyla yapılan konuşmalarda tutanak tutulmadığı için Egemen Bağış’ın sözlerinin ne kadarının doğru olduğunun bilinemeyeceğini belirtti.Olay sırasında Türk üzel Kuvvetleri Komutanı olan Binbaşı Aydın Eser’in anlatımlarına dayanarak askerlerimizin kötü muamele gördüklerini yazdı.


Odatv.com



Tufan Türenç’in “Başbakan’ın bir kahramanlığı daha!” başlıklı yazısı şöyle:

"4 Temmuz 2003 Cuma günü Irak’ın Süleymaniye kentinde Türk milletinin onurunu kıran bir olay yaşandı.

O gün, ABD’li askerler, Türk üzel Kuvvetleri Bürosu’nu bastılar.

Orada görevli 3 subay ile 8 astsubayı tutsak aldılar.

Terörist muamelesi yapıp ellerini kelepçelediler, başlarına çuval geçirip Kerkük Havaalanı’na götürdüler.

Ertesi gün askerlerimizin sorgulamaları yapıldı, sonra helikopterlerle Bağdat’a yollandılar.

AB Başmüzakereciliği’ne atanan Egemen Bağış, "Davos fatihi" Erdoğan’ı "Askerlerimizin başına çuval geçirildiğinde neredeydin" diye eleştirenlere yeni bir kahramanlık öyküsüyle yanıt verdi.

Bağış, olay duyulur duyulmaz ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’yi aradıklarını ve onunla Başbakan arasında geçen konuşmayı anlattı.

Meğer Başbakan, Cheney’ye tıpkı Davos’taki gibi kükremiş ve "Bizim çocukları çabuk serbest bırakın" demiş.

Cheney, "Durumları çok iyi Sayın Başbakan" diye karşılık verince Başbakan daha da öfkelenmiş ve şöyle demiş:

"Bana onlar iyi demeyin. Ben hapis yatmış biriyim. Gözaltında, hapiste olan kişinin durumunu bana anlatmayın, bunu kabul edemem."

Bağış, "Başbakan’ın bu sözlerinden sonra askerleri serbest bıraktılar" diyor.

Egemen Bağış’ın bu söylediklerinin ne kadarı doğrudur, bilemeyiz.

üünkü AKP iktidarında, devlet adamlarıyla yapılan konuşmalarda tutanak tutulmuyor.

Gerçekten böyle bir konuşma geçmiş midir, yoksa bu Egemen Bey’in Erdoğan’a yaranmak için uydurduğu bir senaryo mudur?

üünkü 11 askerimiz bu konuşmadan sonra serbest bırakılmamış, tersine o gece havaalanında tutulmuş, ertesi gün sorgulanmışlardır.

Sorgulamadan sonra onlara Guantanamo tutsaklarına yapıldığı gibi turuncu elbise giydirilmiş, elleri kelepçelenmiş, başlarına tekrar çuval geçirilerek helikopterlerle Bağdat’a götürülmüşlerdir.

Askerlerimiz ertesi gün, yani pazar günü yeniden sorgulanmışlardır.

Bu arada yoğun diplomatik temaslar sürdürülmüş ve ertesi sabah serbest bırakılmışlardır.

Türk askerleri, Başbakan ile Cheney’nin konuşmasından tam üç gün sonra serbest bırakılıyor.

Cheney’nin söylediği gibi gözaltında tutuldukları süre içinde durumları hiç de iyi değildi. Büyük aşağılanma ve hakarete varan muameleye tabi tutulmuşlar.

İki kez sorgulanmışlar.

Turuncu tulum giydirilmiş, kelepçelenmiş ve başlarına çuval geçirilmiş.
üstelik bu 11 askerin hiçbir suçu yoktu.

Türk üzel Kuvvetleri Komutanı Binbaşı Aydın Eser, olaydan sonra şunları söyledi: "Biz burada yasal olarak bulunuyoruz. Benim rütbemi hiçe sayıp kötü muamele ettiler. Kafalarımıza çuval geçirdiler, ellerimizi kelepçelediler."

AKP iktidarı, Türk milletinin gururunu inciten bu olaya karşı Amerika’ya hesap soramadı.

Olay, yenilip yutuldu.

Egemen Bağış, boşuna Başbakan’a kahramanlık senaryoları yazmaya kalkmasın.

Böyle komik senaryolara kimseyi inandıramazsınız.

Sadece Amerikalıları güldürürsünüz, hepsi bu."


...

[bozok]

Ne yaptın Egemen Bağış?


Yiğit Bulut
VATAN GZT.
08.02.2009



“Madem sordunuz, gelin arkadaşlar anlatayım”...

Evet, Egemen Bağış böyle başladı ve arkasından “Erdoğan’ın, başlarına çuval geçirilip, hapsedilmiş askerlerimizi” nasıl kurtardığını anlattı!

Bu kadarla da kalmadı, detay da verdi; 4 Temmuz olduğu için Dick Cheney bulunamamış ama tatilde olduğu yerden kendisine ulaşılmış... Erdoğan almış eline telefonu ve Cheney’in “Askerlerinizin durumu iyi” yanıtına şöyle cevap vermiş; “...Sayın Cheney, hapis yatmış adamım. Hapisteki birinin durumunu bana anlatmayın. O çocukları derhal bırakın...”

Sevgili dostlar, bu anlatılana gülelim mi, ağlayalım mı?

Ne yapacağınıza “siz karar verin”, ben kendi adıma şunu söyleyeceğim; Egemen Bağış kardeşim, bir çuval inciri berbat ettin! Hatta yok ettin!

Geçtiğimiz hafta Erdoğan bir “çıkış yaptı”, “helal olsun” dedik. Hatta benim gibi birçok isim “Geçmişte yaptıklarıyla ilgili rezervlerimiz saklı ama bu sefer doğru” dediler... Arkasından sen çıktın “Bir şehir hikayesi” ise “işi iyice ucuzlattın”!

Ve ne yaptın biliyor musun; Erdoğan’a “Yaranayım, başlayan kahramanlık sürecini fırsat bu fırsat, pekiştireyim” derken, herşeyi “yok ettin” !

Bu anlattığın hikayenin ne anlamı var! Davos etkisi mi yapacak sandın! Nasıl olsa başladık, devam edeceğiz ve “Vay be neler olmuş” mu diyeceğiz sandın!

Bu halkı, bizleri bu kadar “salak mı” sandın! Biri bir hikaye anlatacak, kabadayı “edasıyla” tehdit etti, “bıraktılar” diyecek, bizler de alkışlayacağız! Davos’u alkışladık ya! Bunu da alkışlarız değil mi! O zaman şunu iyi bil Egemen Bağış kardeş, “Bırakın ulan o çocukları” edası yapacak kadar gücün olsa, iradeni göstersen, kendini saydırsan; zaten “o adamları gelip orada paketleyemezler”!

Daha mı açık yazayım... Eğer hükümet ABD’ye karşı “dik durabilmiş” olsaydı, o süreç gelişirken “Türk ordusunun arkasındayız” mesajı verebilseydi; o çocukları almaya kimse cesaret edemezdi!

Onun için “başka saflar” ara Egemen kardeşim! O çocukları “toplama cesaretini” gösterebildilerse, ABD askerleri ve yanlarındaki peşmergeler; senin de “dış politikada” akıl hocalarından-aracılarından biri olduğun siyasi otoritenin, “zaafından” dolayıdır!

Lafı fazla uzatmayacağım; Erdoğan’ı alkışlayalım dedik, daha bir hafta geçmeden biri çıkıp “gaza geldik” sanarak hepimizi “aptal” yerine koymaya çalıştı!

Cheney ile ne konuşursa konuşsun, benim “askerimi Amerikan ordusuna veren siyasi otorite” o konuda sınıfta kalmıştır! Bu gerçeği de “hiçbir hikaye değiştiremez”! Adile Naşit ile yarışan Egemen Bağış bile!

...