Tarihten bir yaprak - 1


üetin YETKÝN
mudafaaihukuk@superonline.com
Yazý Tarihi: 08/02/2009



Bu köþede yeri geldikçe tarihten ibret alýnacak sayfalardan söz edeceðim.

Bu çerçevede bugün Nazi Almanyasý’ndan bir kesit sunuyorum size.

1888-1964 yýllarý arasýnda yaþamýþ olan Prof. Dr. Ernst Kretschmer, tanýnmýþ bir Alman kriminolog (suç bilimci), nörolog ve psikiyatrdý. Naziler 1933’te iktidara geçtiðinde bunu protesto ederek tüm görevlerinden istifa etti. Bu arada söylediði þu söz tarihe damgasýný bastý:

“Normal zamanlarda bizim tedavi ettiðimiz adamlar, anormal zamanlarda bizi yönetirler.”

Kretschmer neden böyle bir yargýda bulunmuþtu? Bunu anlamak için o günlerin Almanya’sýnda nelerin olup bittiðini, yerimiz elverdiði ölçüde, anýmsamamýz gerekiyor.

Nazi teorisyenlerinden Rosenberg’e göre; devlet, ulusun belli bir amaca ulaþmasý için yalnýzca bir “araç” týr (Alfred Rosenberg: The Myth of the Twentieth Century; 1930). Buna koþut olarak Hitler de “Kavgam” adlý kitabýnda yine devletin bir amaç deðil, ýrkýn saflýðýný saðlamak için yalnýzca “araç” olduðunu yazmýþtý. (Adolph Hitler: Kavgam; çev: A. Nejad, Ýstanbul, 1966, C.III-IV, s.117).

Nazilere göre, hukuk da yine onlarýn amaçlarýný gerçekleþtirmek için bir “araç” olmaktan baþka bir deðer ve anlam taþýmýyordu. Bu nedenle de “hukukun üstünlüðü” burjuva liberalizminin modasý geçmiþ boþ inançlarýndandý (J.W.Jones: The Nazi Concept of Law; Oxford University Press, 1940, s.12). Gestapo þeflerinden Heydrich de 1936’da Deutsches Recht’e yazdýðý makalede açýkça þöyle diyordu: “...herhangi bir kanun maddesiyle faaliyetimiz arasýnda bir uyuþmazlýk olup olmadýðý konusunun beni asla ilgilendirmeyeceði görüþünü benimsemiþ bulunuyorum...” Suçlu diye ilan ettiði bir sanýðý bir Alman mahkemesinin aklamasý üzerine de Hitler þöyle diyecektir: “Benim suçlu diye ilan ettiðim bir kimseyi bir Alman mahkemesinin suçsuz çýkarmasý olayý, bir daha görülmeyecektir.” (C. J. Campbell-Z. Brezezinski: Totaliter Diktatörlük ve Otokrasi; Ankara, 1964, s.37).

Kiþi hak ve özgürlükleri konusunda yine Nazi teorisyenlerinden Huber de, bireyin doðuþtan ve kiþiliðine baðlý haklarý olduðu görüþünün Nazi düþüncesinde yeri bulunmadýðýný, kendilerinin bu haklarý ortadan kaldýrmayý baþarabildiðini belirtmekteydi (E. R. Huber: Verfassungsrecht des Grossdeutschen Reiches; Hamburg, 1939, s.194).

Nazi düþüncesinde ön önemli ve tartýþmasýz siyasal organ, liderdi. Herkes ona boyun eðmek zorundaydý. Hitler’in kendisi de bu durumu daha muhalefet yýllarýnda þu sözleriyle belirtmiþ bulunuyor: “Yalnýz bir adam otorite, emir ve iktidar hakký ile birlikte milletine karþý mesuliyeti omuzlarýna alacaktýr. Bu, böyle olmalýdýr.” (Kavgam; C.II, s.64).
Ýþte, Kretschmer bu düþüncede olan kiþilerin neler yapabileceklerini öngörmüþ bulunuyordu.

Gerçekten de, Naziler iktidara gelir gelmez, kolluk güçleri önce Yahudilerin evlerini bastýlar, onlarý toplama kamplarýna kapattýlar.

Arkasýndan komünistler ve sosyalistler Yahudilerle ayný yazgýyý paylaþtýlar.
Demokrasiyi savunanlara sýra gelmekte gecikmedi.

Bu arada Hitler ululanýyor, her sözü bir hikmet olarak görülüyordu. O artýk bir “fatih” ti!

Muhalif basýn susturuldu. Alman basýný Nazilerin emrine girdi.

Nazilerin görüþlerini benimsemeyen ordu mensuplarý, bürokratlar ayýklandý.
Almanya’nýn gidiþi gidiþ deðildi. Ama artýk çok geçti, saðduyu sahipleri, ulusal çýkarlarý savunanlar saf dýþý býrakýlmýþtý.

Almanya, anormal bir döneme girmiþti.

Kretschmer’in yargýsýnýn ne denli haklý olduðunu kanýtlamak, artýk tarihin iþi olacaktý.



üaðrý: 14 þubat 2009 saat 14.00’te Antalya Serbest Mali Muþavirler ve Muhasebeciler Odasý Konferans Salonu’nda TüMüD’ün düzenlemesiyle Alpaslan Iþýklý, Hayrettin ükçesiz, Anýl üeçen, Mehmet Yalçýn ve üetin Yetkin’in katýlýmýyla yapýlacak ve Akdeniz üniversitesi baþta olmak üzere “üniversitenin Sorunlarý” açýkoturumuna konuya duyarlý herkes davetlidir.

...