Gösterilen sonuçlar: 1 ile 5 ve 5

Konu: İyi şeyler olacak

  1. #1
    bozok
    Guest

    İyi şeyler olacak

    İyi şeyler olacak (1)


    Altemur KILIü
    altemurkilic@ttmail.com
    Yazı Tarihi: 23/03/2009



    Devletin başı Abdullah Gül vaat ediyor. “Kürt konusunda iyi şeyler olacak” diyor... Sonra “Ermenistan” konusunda!.. “Kıbrıs” konusunda, Ege konusunda, Patrikhane konusunda da “iyi şeyler olacak!” . Ama bu “iyi şeyler” Türkiye - Türkler için mi olacak? İşte mesele burada! Umutlar ABD’nin yeni Başkanı Barack Obama’da. Bir “kurtarıcı” gibi bekleniyor. Getireceği “iyi şeyler paketinde” neler var? Tabii, en başta Kuzey Irak - Kürt konusunda!

    ünce sormak gerek; yeni Başkan, daha Beyaz Saray’da ilk “100 Gününü” doldurmadan, ilk dış ziyaretini neden Türkiye’ye yapıyor? Türkleri çok sevdiği, iyiliğimizi istediği için mi?

    ABD ile dünyada ve Ortadoğu’daki stratejik çıkarlarımız, aynı olsa bile (ki değil-aksine-), ABD için “iyi olacak şeyler” , Türkiye için de “iyi” mi olur? Obama, Bush’un hatalarından ders alarak, Türkiye ilişkilerimizde, “yeni bir sayfa” açmak istiyor... Ancak, ABD’nin genellikle, milli çıkarları, özellikle Ortadoğu’daki, çıkar ve planları, “Bush gidince” veya Obama (başkası) gelince, değişmez. Arada üslup, uygulama ve taktik farkları olur! Obama, askerlerimizin başına “çuval” geçirilmesine müsaade etmez... Ancak, tabir caizse, “çuval” bu sefer bir tül perde, -iyi şeyler- olarak, Türkiye’nin başına geçirilir, yeni tezkereler karşılığı! Bu sefer artık direnme gücümüz, güçlerimiz de kalmadı!


    Acelesi var

    Kısacası; Obama, alelacele, 6/7 Nisan’da Türkiye’de... Acelesi var... Acul Bush ortalığı allak bullak etti... Türkiye ile ilişkileri berbat etti. Tamirat gerekiyor! ABD ordusunu Irak’tan çekmek zorunda, kamuoyu da bastırıyor. Ancak, Amerika Irak’tan askerlerini çekerken, bölgedeki menfaat ve projelerinden asla vazgeçemez! Artı, “İran” faktörü ve olasılıkları açısından Türkiye’den geçen ulaşım hatlarına ve üslere ihtiyacı var. Kısacası ABD, Irak’tan “sureta” çekilirken, Ortadoğu’daki çıkarlarını “sağlam kazıklara” bağlamak zorunda... Bu “kazıklardan” en sağlamı, “ezeli muhafızları” Kürtler...

    ABD, arkasında, kendi çıkarları açısından, sorunsuz bir “Kürdistan” bırakmak ister. Bunun için de, Kürt-Türk kavgasının “barışçı çözümle” , fakat öncelikle Kürtleri kızdırmadan, “Büyük Kürdistan” emeline halel vermeden sona erdirmek gerek! İnce hesap, ince oyun! Bu oyunda, başlıca pürüz PKK! Bunun da formülü hazır. Sıkı durun: Apo kullanılacak ve PKK barış konferansına katılacak!

    “Barış taarruzu” çoktan başladı... Erbil’de, Türkiye Kürtleriyle Irak Kürtlerini “Kürdistan” kavramında birleştirmek için düzenlenen “konferans”, Türkiye Kürt liderlerinin ağızlarını aramak için, Ankara’ya gelen ABD Dışişleri Bakanlığı-CIA heyetleri ve bugünlerde gene Erbil’de, bu sefer açıkça ABD inisiyatifiyle yapılacak geniş katılımlı “Kürt Konferansı” ! Talabani’nin Abdullah Gül’e İstanbul’da verdiği “iyi haberler” .


    Zemin ve zaman tamam!

    Obama Ankara’ya hazırlıklı geliyor ve maksadı belli... ABD, Kürtler ve bölücüler, bizden başka herkes ne istediğini biliyor ve yapıyor! Ya biz? Bu tehlikeler, tehditler olurken, başımıza yeni çuvallar örülürken, iktidarda devlet adamlığı “idare-i maslahattan” da öte. “Elde kalan malları, ehven şartlarla” indirimli olarak elden çıkarmayı bilen bir iktidar var. Güneydoğu, Kıbrıs, Ermeni sorunu onlarca “indirimli” tasfiye edilmeli. Dışişleri Bakanı Babacan PKK’nın da katılacağı bu “konferansa” Türkiye’nin de, hayrı olursa, katılabileceğini ima ediyor! Yani TC ve PKK aynı “barış masasında!..” “Terörle bir yere varılmaz” dedik durduk, ama işte, terörle istedikleri yere getirdiler, barış masasına mağluplar olarak, oturtacaklar. Bu durumda, medyamızdaki anlı şanlı yazarlarımız, teslim bayrağını çoktan çekmişler. “Obama’nın istediklerini, o dayatmadan biz yapmalıyız... APO kullanılmalı, PKK gerçeğini kabul etmeliyiz. Başka seçeneğimiz yok!” diyorlar!

    Varılan bu noktada, bölücülük karşısında son savunma hattı TSK, plan gereği “Ergenekon kapsamında” etkisiz hale getirildi. Dirense “darbecilik” delili sayılacak.

    ...

  2. #2
    bozok
    Guest

    Cevap: İyi şeyler olacak

    İyi şeyler olacak (2)


    Altemur KILIü
    altemurkilic@ttmail.com
    Yazı Tarihi: 24/03/2009



    Kilit taşı ve Apo

    Obama’nın Türkiye’ye gelişine endeksli “iyi şeylerin”, neden Türkiye için “hiç de iyi olmayacağını” anlamak için şeytani ayrılıklara bakmadan önce, olayların tarihi “fonuna” ve sabit gerçeklere bakmak lazım.

    ünceki yazımda, şu sırada tezgahlanmakta olan “oyunun” ana temasını belirtmeye çalışmıştım: üzetle, “Kürt sorunu, ABD’nin güncel çıkarları gerektirdiği için” barış masasında çözülecek! Bu masada, PKK da olacak, hatta sonunda Apo da! Dışişleri Bakanı Ali Babacan, ABD himayesinde Erbil’de toplanacak olan Kürt Konferansı’na Türkiye’nin de, bir sıfatla katılabileceğini söyledi ve bu toplantıya PKK temsilcilerinin de katılmasını “Türkiye’nin hayrına olacaksa” diye yadırgamadı!

    Zaten, medyamızda “alıştırma” peşrevleri başladı...

    Kandil Dağı’na giderek, orada PKK liderleriyle sarmaş dolaş olan ve “Mustafa Kemal devrimleri olmasaydı Kürt sorunu başta diğer sorunlar da olmazdı” diyecek kadar kafası bozuk Ahmet Altan, Abdullah ücalan’ın Mandela gibi olacağını ve TC yerine kurulacak devletin başına geçebileceğini ima etmekten öte, diyordu ki “Apo’yu, barış sürecine katmanın büyük yararları olabileceğini görmemek mümkün mü?”

    Olayların akışına bakılırsa hiç de olmayacak şey değil”, ama önce “barış için kullanılması” gündemde... Ertuğrul üzkök de bunu ima etmişti; hatta bazı resmi kuruluşlardan da böyle öneriler yapılmıştı... İktidarın da buna sıcak baktığı tahmin edilebilir! Babacanın mantığıyla “Hayırlara vesile olacaksa neden olmasın.


    Ben söylemiştim

    Ben kahin değilim ama bu ihtimali, daha 1999’da, Abdullah ücalan -Apo-, İmralı’da DGM tarafından idama mahkûm edildiği gün, Mudanya Rıhtımı’nda, televizyonlarda söylemiştim; “Mandela olur, başımıza bela kesilir” diye! Sonra, zamanın Başbakanı Bülent Ecevit de... Ecevit “Onu çelik konserveye koyacağız. Kıpırdayamaz” dedi. Bazı vatansever arkadaşlar bile “Asılırsa kahraman olur” dediler. Bakın 10 yıl sonra Apo ne oldu, şimdi


    Kürt sorununun neresindeyiz?

    Aslında Apo’nun gerektiği gibi asılmaması bütün sorunun ve sonraki gelişmelerin şifresi. Ve süren gafletin öyküsü!

    O zaman Başbakan Yardımcısı olarak idam cezasının “rafa kaldırılmasına” iştirak eden Devlet Bahçeli, bu kararını, tarih önünde izaha mecburdur. AB uğruna mı? En önemlisi ABD’nin, neden “idam edilmemesi” şartı koştuğu sorgulanmadı... Sorgulandı ve cevabı alındıysa bunun açıklanmasının tam zamanıdır.

    Ama ABD’nin derin maksadı, şimdi belli oluyor. Taşlar yerine oturuyor. Her zaman, çeşitli ihtimalleri hesap eden Amerika, Apo’yu, ileride, “ihtiyaç halinde, istimal edilmek” üzere rafa kaldırtmamıştı. Ve şimdi de “ihtiyaç” hasıl olmuştur ve “çelik korseden” çıkarılır!

    Eğer Apo’nun “canlandırılması” ve PKK’nın dağdan indirilmesi yeni “tezgahın” başlıca unsurları ise, bu tezgahta dokunacak “iyi şeylerin”, Türkiyenin “hayrına olamayacağının kanıtları” !

    Kısacası, Türklüğe karşı ezeli “Büyük Oyun” asla bitmez. Ortadoğu’nun “kan bağlarına” göre yeniden şekillendirilmesi projeleri bitmez. Ve de “Büyük Kürdistan” hayali, daha doğrusu, artık “gerçeği” bitmez.


    Kimin kilidi

    Bir gerçek daha var: Ortadoğu’da ABD çıkarları ve varlığı!

    Amerikan Devlet Başkanı Bill Clinton, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde konuşurken “Türkiye kilit ülkedir” demişti.

    Bülent Kesimoğlu adlı araştırmacı yazarın yazdığı gibi; “Kilit kapalı kapıları açan, girilmez yerlere girilmesini sağlayan bir araçtır... Gerçekten de Türkiye Amerika için kilittir. Bırakınız Ortadoğu’da yapmak istediklerini, artık Türkiye Amerika için varlık nedenidir... Amerika her yerde kaybederken vargücüyle Türkiye’ye yüklenmesi tesadüfi değildir.”

    Ne var ki mesele şu “Amerika, kilidi” kendisine göre Yale kilidi yapmak istiyor. Bir anahtarını Kürtlere teslim ediyor...

    Biz gene Kale’mizi korumak mecburiyetindeyiz! Sayın Gül, sayın Erdoğan ve sayın Babacan bu gerçeklerin idraki içinde midirler?

    İşte, “Olmak ve olmamak” meselemiz de bu!

    ...

  3. #3
    bozok
    Guest

    Cevap: İyi şeyler olacak

    İyi şeyler olacak (3)


    Altemur KILIü
    altemurkilic@ttmail.com
    Yazı Tarihi: 25/03/2009



    Ver elini “Büyük Kürdistan”!

    Türkiye Cumhuriyetinin “hasb-el kader” ve de “hasb-el keder” Başkanı Abdullah Gül, Kuzey Irak’a “Kürdistan” diyen ilk Cumhurbaşkanı! Ne büyük bir cesaret, başarı ve ilerleme!

    Gül “İyi şeyler olacak” demişti. Bu “iyi şeylerin” neler olacağı belli oluyor. İki “Abdullah’ın”, TC Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, eşkıya başı Abdullah ücalan’ın “barış masasında” buluşmaları da gündemde. üyle ya, Talabani ve Barzani ile başlayan pazarlığın başlıca konusu “PKK’ya af” ve şimdi açıkça telaffuz edilmese bile Apo’ya af, dün de yazdığım gibi, artık ihtiyaç hasıl olduğu için Apo’nun “barış için” kullanılması mümkün!

    Döndük dolaştık nerelere getirildik; 1984’te Eruh-şemdinli saldırısıyla, Türkiye’nin iç barışını bozan ve binlerce insanımızın katledilmesine sebep olan eşkıya başı, şimdi “Barış havarisi!” PKK’yı -kendi yarattığı canavarı- güya “bitirecek” adam!



    Buralara nasıl geldik?

    Gelinen bu nokta, aslında karşımızdakilerin, AB’nin, ABD’nin başarısı ise, bizim geçmiş hükümetlerin gafletinin, bugünkü iktidarın aymazlığının ve içimizdeki bazı mihrakların açık ihanetlerinin eseridir! Ve bugün “Ergenekon kapsamında”, meydan onlarındır! Artık “Kürdistan”da derler “Büyük Kürdistan’ı” da kabullenirler... Devlet Televizyonunda Kürtçe yayınlar, Cumhurbaşkanının ve Başbakanın “Kürtçe sözleriyle” başladı ya. Bundan sonra, Diyarbakır Vilayeti, neden “Botan” olmasın, Diyarbakır neden “Amed” olmasın! Buralardaki Türkçe sokak isimleri neden kaldırılmasın? Ve sonunda neden oralarda, “Atatürk’ün” adı bile kalmasın! Hep dediğim gibi, ‘sakalın üzerinde fareler’ geçmeye görsün!

    Abdullah Gül, “Af bizim konumuz, başkalarıyla tartışmam” buyurmuşlar! üyle olması gerekir ama Talabani ve sonra da Barzani ile neyi tartışıyorlar. Neyi tartışacaklar? Sadece ticareti, enerjiyi, petrolü ve şimdiki adıyla, “Kürdistan’ın” inşasından elde edilecek rantı mı? Bütün bunların altında ülkemizin birliğinden, bütünlüğünden verilecek tavizler var. Ve verilmeye başlandı bile; Güneydoğu’da Türk milliyetçiliğinin sloganları, artık “out”, “Biji Apo” “in”, ki “in”! Bir isimden, “Kürdistan isminden ne çıkar” demeyin. Kayıtlara geçsin; Bir TC Cumhurbaşkanının, “Kürdistan” adını telaffuz etmesi, diğer vaat ettiği “iyi şeyler” gibi, ülke ve milletimiz için “hayırlara vesile” olmayacak... Aksine!



    Ve “Büyük Ermenistan”

    Sayın Gül, “Ermenistan” konusunda olacak “iyi şeylerin” kapısını Erivan’a giderek aralamıştı. Gül “Kürdistan” dedi diye, manşetlerinde bayram eden “O taraf” bu “iyi şeyleri” de tebşir ediyor: Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkilerin ‘normalleştirilmesi’ amaçlı “çözüm paketi” Nisan ayı içerisinde hayata geçirilmeye başlanacak.

    üözüm paketi kapsamındaki ilk adım diplomatik ilişkilerin başlatılması ve ortak sınırın açılması olacak. Diğer aşamalarda ise, kademeli olarak hayata geçirilecek olan paket kapsamında, Ortak Tarih Komisyonu ve Dağlık Karabağ sorunu da yer alıyor! 15 yıllık politikanın adını değiştirecek olan “çözüm paketi” genel hatlarıyla artık hazır ve Nisan’da açıklanacak. Karşılıklı diplomatik temsilciliklerin açılmasıyla ilk adım atılacak...

    Obama’nın “iyi şeyler” paketinde de bunlar var ve bunların sonunda ne demek olacağı belli... Soykırımı dolayısıyla devletten özür, sınırların yeniden çizilmesi, Ermenilerin arazi, sonra da tazminat taleplerinin karşılanması vb. Babacan o zaman da “hayırlara vesile olacaksa neden olmasın” der ve TC Cumhurbaşkanı Erivan’a gidip “Büyük Ermenistan” da der. Sonra neler olmaz; Yunanistan Büyük Yunanistan, Patrikhane “Büyük Ekümenik ve üzerk Devlet” olur. Türkiye ise de küçülmüş, ne gam!

    Olamaz demeyin, bütün “olamazlar” nasıl oldu ve oluyor? Bir defa “asarı izmihlal” (çöküş emareleri) başlamaya görsün!

    ...

  4. #4
    bozok
    Guest

    Cevap: İyi şeyler olacak

    Tarihten bir hatırlatma


    Hikmet Bila
    VATAN GZT.
    27.03.2009



    Aşağı yukarı geçen yıl bugünlerde Bahçeşehir üniversitesi Rektörü Prof. Deniz ülke Arıboğan, ilginç bir çıkış yaparak dikkat çekmişti. Arıboğan, siyasal gerilimin sürmesi ve devletin kendi içinde çatışmaya devam etmesi halinde “İki yıl sürmez bir Kürt devleti ortaya çıkar” diyordu. Hocaya göre gidiş, ne AKP’nin kapatılması ne Ergenekon ne de laik-antilaik çatışmasıydı. Gidiş, yaratılan kaos ortamında bir Kürt devletinin kurulmasıydı.

    Bir yıl sonra Deniz Hoca ne düşünür bilmiyorum ama, son gelişmeler, gidişin, bir Kürt devletinin kurulmasıyla durmayacağının işaretlerini veriyor. “Gül, Kuzey Irak için ’Bölgesel Kürt Yönetimi’ dedi mi demedi mi?” tartışması sürerken Barzani yorumunu yaptı: “Türkiye Kürdistan’ı tanıdı.

    Ve Türk medyasında bu tespiti şiddetle destekleyen görüşler birbirini izlemeye başladı. Türkiye’nin bir “kambur”undan daha kurtulduğunun, zaten var olan bir gerçeğin artık kabul edildiğinin altı çiziliyor.

    Buradan hareketle “Kürt sorununun çözüm yoluna girdiği” yorumları da yapılıyor. “PKK’nın artık bittiği” yorumları da... Senaryoya göre, Amerika, Türkiye, Irak ve “Kürdistan” anlaştı. Bu anlaşma gereği PKK silah bırakacak. Ancak Türkiye de, PKK’lılara (bazı iddialara göre ücalan dahil) af çıkaracak. “Artık silahlar sussun”, “Artık kan dökülmesin” sloganları eşliğinde öne sürülen senaryo kabaca bu.

    Ama başka sorular da peş peşe sıralanıyor: Acaba bu senaryonun gerçek amacı “kanın durması” gibi insancıl bir amaç mı? Yoksa, “Sen silahı bırak ben de seni affedeyim” formülünün altında daha başka, artık bir büyük oyunun piyonu, bir büyük atağın koçbaşı olduğu iyice anlaşılan PKK’yı kat kat aşan bir başka hesap mı var?

    ürneğin şu hesaba ne dersiniz? Amerika, işgal ettiği Irak’tan bir süre sonra çekilecek. üekilme için 2010 tarihi dile getiriliyor. Peki, Amerika çekilirse, burada Amerika’nın tetikçiliğini yapan, önüne geleni Bush’a satan Kürtler ne yapacak? Kürtleri, burnundan soluyan şiilere ve Sünnilere karşı kim koruyacak? Sakın bu “koruyucu” Türkiye olmasın?

    Bu senaryo kimilerinin kulağına hoş gelebilir, kimilerinin de iştahını kabartabilir. “Ne var canım bunda, Türkiye’nin nüfuz alanı taa Bağdat’ın kuzeyine kadar dayanacaksa, Bağdat’ın kuzeyine de ’Kürdistan’ deriz, olur biter” diye gerekçeler de öne sürülebilir.

    Ama tarih, kulağa hoş gelen sözlerle göze hoş gelen hareketlerle yazılmıyor.

    Tarih gerçeklerle yazılıyor. Gerçekçi öngörülerle yazılıyor. Tarihten, gerçekçi bir örnek vereyim: Birinci Dünya Savaşı sonrasında, işgal yıllarında Rumeli’deki Türk topraklarını kurtarmak isteyen bazı liderler, Doğu Trakya’nın yanı sıra Batı Trakya’nın kurtarılmasını amaçlayan bir tavır ve programla ortaya çıkmışlardı. Kurtuluş Savaşı’nın lideri Mustafa Kemal tarafından uyarılana kadar da o havada oldular. Mustafa Kemal şöyle diyordu: “Doğu Trakya’nın yanı sıra Batı Trakya’yı da hedeflerseniz, gün gelir, ikisi birden elden gidebilir.”

    Irak’ın “Kürdistan” ına sulananlar varsa, bu tarihi gerçeği hatırlasalar, iyi olur.

    ...

  5. #5
    bozok
    Guest

    Cevap: İyi şeyler olacak

    Irak'ta tuzağa düşmek!


    üzcan YENİüERİ
    yeniceriozcan@yahoo.com
    Yazı Tarihi: 27/03/2009



    ABD’nin Irak’ı işgal etmesiyle birlikte bölgeye PKK’nın yerleşmesine Barzani/Talabani ikilisinin yaptığı katkı ve verdiği destek herkesin malumudur. Türkiye’ye yönelik kanlı terörü yönetenleri “Kürt kedisi” bile olsa teslim etmeyeceğini söyleyenler de onlardır. Kerkük’te Türkmenleri haraca bağlayanlar, tapu ve nüfus dairelerini yağmalayanlar da peşmergelerdir. Süleymaniye’deki yaşanan üuval Vakası da onların provokasyonudur. Kısacası Irak’ın kuzeyindeki Kürt yönetimi masum da değil hem samimi de değil. Bölgesel yönetim, Türkiye’yi terörle istikrarsızlaştırarak Kerkük ve Türkmen konusundan Türkiye’yi uzak tutmak için PKK’yı kullanmıştır. Barzani’nin, söylemlerinin odağında bir süre öncesine kadar “Diyarbakır = Kerkük” denkleminin bulunması rastlantı değildi. Halbuki PKK’nın bölgedeki varlığı, Türkiye’den daha çok Bölgesel Kürt Yönetimi’nin otoritesine meydan okuma anlamına geliyordu.

    şimdi soralım Barzani/Talabani yönetimi ne oldu da PKK’yı “silah bırakmaya” ya da “tasfiyeye” yönelik olarak Türkiye’yle işbirliği yapmaya razı oldu?

    Soruya verilecek doğru cevap, Türkiye’yi Irak’ta yeniden tuzağa düşmekten alıkoyabilir. Bir defa kuzeydeki Kürt yönetiminin PKK’ya karşı takındığı yeni tavır, samimiyetten değil çaresizlikten kaynaklanıyor.

    şöyle ki;

    1. ABD bölgeden çıkış hesapları yaparken Kürt yönetimi, işgal güçleri sayesinde elde ettiği imtiyazları koruma imkanını büyük ölçüde kaybedeceğini fark etmiştir.

    2. Maliki’nin devlet içinde devlet haline gelen Kürt yönetimine karşı Sünni ve şii Arap desteğini sağlaması Barzani/Talabani’nin gözünü korkutmuştur.

    3. Talabani ve Barzani; Kerkük ve petrol gelirlerinin paylaşımı konusunda Bağdat yönetimiyle girecekleri bir mücadeleyi kazanmak ihtimallerinin olmadığını anladılar.

    4. ABD’nin bölgeden çıkmak zorunda olması, İran’ın Irak’ta giderek güçlenmesi sonucunu doğuracaktır. Bu durum da ABD’yi doğal olarak Türkiye’nin PKK terörü ve Kerkük konusundaki görüşlerini kabul etmek zorunda bırakacaktır.

    5. Türkiye’nin arka bahçesinde kendisine karşı kurulan terörist komplolara karşı ABD’nin çekilmesiyle daha hızlı ve etkili müdahale imkanına kavuşmuş olacağı muhatapları tarafından anlaşılmıştır. Nitekim Cumhurbaşkanı Gül bu konuda “Sonsuza kadar beklemeyiz!” mesajını Bağdat’ta vermiştir.

    Diğer yandan Barzani taifesinin PKK’ya yüklediği misyonlardan birisi de Türkiye’nin Kuzey Irak’taki Kürt Yönetimi’ni muhatap almasıyla ilgiliydi. Bu da Cumhurbaşkanı Gül’ün Bağdat ziyaretiyle dolaylı olarak olsa da sağlanmış bulunmaktadır.

    Kuzey Irak’taki Kürt Yönetimi, bir yandan uluslararası gelişmelerin diğer yandan da dünyada yaşanan ekonomik krizin herkesi kendi sorunlarıyla baş başa bıraktığını görmüştür. Bu durumda Irak’ın kuzeyindeki Kürt Yönetimi’nin Türkiye’ye karşı izlediği geleneksel PKK stratejisinin sürdürülebilir olmadığını anlamıştır. Bu durumdan da yararlanmak için Barzani ekibi harekete geçmiştir. Nisan ayı içinde Erbil’de bir “Kürt Konferansı” toplanacaktır. Konferansta “PKK’dan şiddete son vermesi” rica edilecekmiş! Toplantıya PKK da davet edilmiş. Halbuki bu konferansın asıl gündemi bölgesel Kürt yönetiminin geleceği ve Kürtlerin birliğinin sağlanmasına yöneliktir. Burada PKK’nın tasfiyesi ya da silah bırakması değil yeni şartlara uydurulmasının yolları aranacaktır. PKK, bahane edilerek Türkiye’den yeni tavizler koparılmasının yolları bulunmaya çalışılacaktır.

    Barzani ve Talabani’nin Türkiye’ye karşı hiçbir tavrı samimi değildir. Türkiye yine “PKK’nın tasfiyesi” adıyla başlatılacak bir çeşit “koordinatörlük” oyalaması ile uzun yıllar karşı karşıya kalacaktır. İşin özeti budur.


    ...

Benzer Konular

  1. Kanlı mı olacak, kansız mı olacak?
    By bozok in forum Ya TURAN, Ya ÖLÜM
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 02-25-2010, 08:40 PM
  2. Bir şeyler olacak, yakında!
    By bozok in forum Türkiye'de Siyasi Partiler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01-26-2010, 11:24 AM
  3. Darbe olmaz, başka şeyler olacak!
    By bozok in forum Gündem
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 07-03-2008, 01:24 PM
  4. Seçim olacak, olacak da ne olacak
    By atoybil in forum Siyaset
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 10-10-2006, 09:05 PM
  5. Ölkede güzel şeyler
    By maturidi in forum Ekonomi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05-27-2006, 11:01 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  
 
Turan Ordusu
   
Bitkisel Tedavi | Dogal Tedavi | Gazete Haberleri | Sikayet Yolla | Tüketici Haklari | Aloe Vera | Nas?l Zayiflarim | Diyet Liste | Bitkisel Tedavi