'Gýda bankacýlýðý' adý altýnda vergi vurgunu


Ýsrafil K.KUMBASAR
yenicaggazetesi.com.tr
Yazý Tarihi: 24/06/2009



AKP, 2004 yýlýnda vergi mevzuatýna ‘gýda bankacýlýðý’ adý altýnda yeni bir düzenleme sokuþturdu.

Bu çerçevede, 5035 sayýlý kanun ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 40 ve 89’uncu, Katma Deðer Vergisi Kanunu’nun ise 17’nci maddesinde bir takým deðiþiklikler yapýldý.

Gýda bankacýlýðý, 5179 sayýlý kanunun 3’üncü maddesinde þöyle tanýmlandý:

“Baðýþlanan veya üretim fazlasý saðlýða uygun her türlü gýdayý tedarik eden, uygun þartlarda depolayan ve bu ürünleri doðrudan veya deðiþik yardým kuruluþlarý vasýtasýyla fakirlere ve doðal afetlerden etkilenenlere ulaþtýran ve kar amacý gütmeyen dernek ve vakýflarýn oluþturduðu organizasyonlardýr.”

Daha sonra, ‘temizlik’, ‘giyecek’ ve ‘yakacak’ maddeleri de gýda bankacýlýðýna ilave edildi.

* * *

Yeni düzenlemelere göre, gýda bankalarýna yardýmda bulunacak olanlara, yardýmýn bedeli üzerinden ‘gider’ yazabilme ve ‘vergi indiriminden’ yararlanma imkaný getirildi.

Yani, fakirlere yardým amacýyla, ‘gýda’, ‘temizlik’, ‘giyecek’ ve ‘yakacak’ maddesi baðýþlayanlar, ‘daha az’ vergi ödeyecekler veya duruma göre ‘hiç’ ödemeyecekler.

Ancak, vergi avantajýndan yararlanabilmek için baðýþlarýn, tüzüðünde veya senedinde “ihtiyacý bulunanlara gýda bankacýlýðý faaliyetinde bulunacaðýna” iliþkin hükümler bulunan derneklere veya vakýflara yapýlmýþ olmasý gerekiyor.

Ýhtiyacý bulunanlara ‘doðrudan’ veya ‘baþka organizasyonlar’ aracýlýðý ile yapýlacak olan yardýmlar ise, ne yazýk ki vergi indiriminden muaf tutulmuyorlar.

* * *

Vergi mevzuatýndaki deðiþikliklerin ardýndan Türkiye genelinde peþ peþe sýrf ‘gýda bankacýlýðý’ yapmak amacýyla birçok dernek ve vakýf kuruldu.

Sosyal yardým alanýnda faaliyet gösteren bazý dernek ve vakýflar ise tüzüklerinde deðiþikliðe giderek, faaliyetlerinin arasýna ‘gýda bankacýlýðýný’ da dahil ettiler.

Diyecekseniz ki ne var bunda?

Ne güzel iþte, ‘hayýrsever’ insanlar devlete verecekleri verginin bir kýsmýný dernek ve vakýflara baðýþ yapýyorlar, dernek ve vakýflar da o baðýþlarý, karþýlýksýz olarak ‘muhtaç’ durumdaki vatandaþlara ulaþtýrýyorlar.

Ama, elin oðlu sizin zannettiðiniz kadar hiç de ‘iyi niyetli’ deðil.

Elinoðlu açýkgöz, elinoðlu hin.

Nasýl mý?

* * *

Mesela, iktidar ile yakýn iliþkide olan cemaatlere mensup bazý yardým kuruluþlarý, Defterdarlýklarýn tepesine çökerek, devlete vergi veren mükelleflerin bir listesini temin ediyorlar.

Sonra da, gözlerine kestirdikleri kiþilerin kapýlarýna dayanýyorlar:

- “Muhterem yýlda ne kadar vergi ödüyorsun?”
- “þu kadar.”
- “Vah, vah, yazýk deðil mi, gelin sizi o kadar vergi ödemekten kurtaralým, ödediðiniz verginin þu kadarlýk kýsmýndan muaf tutalým.”
- “Nasýl olacak bu iþ?”
- “Mesela siz bize þu kadar baðýþ yapacaksýnýz, biz de size tam iki katý tutarýnda fatura keseceðiz. Maliye memurlarýna bu faturayý ibraz edip vergi ödemekten kurtulacaksýnýz.”
- “Olur mu?”
- “Olur?”

* * *

Alan memnun, veren memnun.

Mükellef, devlete ‘vergi’ ödemiyor.

Fakir fukaraya daðýtýlmak üzere kendilerine ‘emanet’ edilen yardýmlara bile göz diken malum dernek ve vakýflar ise, topladýklarý baðýþlardan daðýttýklarýný daðýtýyorlar, daðýtamadýklarýný ise yine kendileri ile ‘iþbirliði içerisinde’ olan marketlerde satýþa çýkarýyorlar.

‘Fasülyenin’, ‘mercimeðin’, ‘tahýlýn’ bol yetiþtiði bir ülkede, bazen fiyatlarýn birdenbire fýrlamasýnýn sebebi acaba ne olabilir?

Hiç araþtýrdýnýz mý?

...