FAþÝST LÝBERALLER þÝMDÝ MERHAMET MÝ DÝLENÝYOR?
Gaddar zalim iftiracý ve ithamcý ve ajanvari gazeteciliðin lideri Taraf Gazetesi baþyazarý Ahmet Altan bugünkü ‘..kelepçeli ölüm’ yazýsýyla Cumhurbaþkanlýðý’ndan merhamet dileniyor ve yazýsý içinde Ergenekon davasý maðduru Kuddusi Okkýr’dan günah çýkartýr gibi ‘vicdani’ cümleler kullanýyor, þimdi beni dinleyin.
Genel seçimlerde Anadolu köylerini dolaþýrken AKP aðýrlýklý seçmenlerin olduðu köylerde köylülerle uzun uzun tartýþýrken yanlýþ ve maksatlý propagandalarýn sonucu vahþileþmiþ ak sakallý dedelerin konuþmalarýný görmüþ, ekrandan aðlayarak uzun uzun anlatmýþtým.
Uzun ve temiz sakallý ve hali vakti yerinde ‘dede, amca’ diyeceðimiz köylüler, Ahmet Necdet Sezer’e ‘PKK’lý’ diye hücum ediyordu. Sebep, Vakit ve benzeri gazeteler, Ahmet Necdet Sezer’in PKK’lýlarý affettiðini bu yüzden PKK’lý olduðunu propaganda edip köylülerin beyinlerini yýkamýþtý.
Ekranda dedim ki, eli ayaðý tutmayan ve refakatçi isteyen mahkumlarýn affedilmesi Cumhurbaþkanlýðý izniyledir ve dünyanýn her ülkesinde affedilir. Ve sonra dedim ki, þimdi Abdullah Gül bey cumhurbaþkaný olacak ve onun da önüne felç getirmiþ ya da kanserden kýmýldayamaz hale gelmiþ hastalar gelecek, mecburen affedecek, o zaman bakalým Abdullah Gül’e PKK’lý diyebilecek misiniz?
Temiz ve sakin hukuk adamlýðýyla halkýmýzýn sevgisini kazanmýþ Ahmet Necdet Sezer birkaç PKK’lý hastayý affetti diye Vakit ve benzeri gazeteler yoðun propagandalar yapmýþ ve dünya güzeli köylülerimizin beyinleri vicdanlarý ve ahlaklarýyla oynamýþ, güzel insanýmýzý siyasi bir kavga uðruna aðzýndan kan akan vahþilere benzetmiþlerdi.
Sonra nicelerini gördük, en meþhuru Kuddusi Okkýr. Kuddusi Okkýr’ýn vehametini dillendirecek TV bulamadýðýmýz günler oldu ve polis nezaretinde TV’ler basýlýrken ayný gün yaptýðýmýz yayýnlarda Kuddisi Okkýr’a yapýlan hukuk skandalýný dile getirmeye çalýþýyorduk, ne zaman, çalýþtýðýmýz TV’ler polis baskýnýyla allak bullak edilip giriþ çýkýþlar tutulduðu günlerde..
þimdi, sayýn Ahmet Altan beye Erzurum cezaevinden aðýr bir hasta mahkümün mektubu gelince, Cumhurbaþkanlýðý’na ne olur merhamet edin affedin, yazýsý döþeniyor. Ve ayný yazý içinde nihayet Kuddusi Okkýr’a merhamet göstermeye çalýþýyor. Vicdaný kanýyormuþ, ne kadar üzülmüþmüþmüþ..
Sizin ‘üzülecek’ yeriniz kaldý mý? Faþist gestapo liberallerin neresinde ne zaman ‘merhamet’ olmuþ.. Ne oldu davanýzdan mý vazgeçtiniz, okuduðum cümlelere inanamadým, Ahmet Altan beyler de ‘üzülürmüþmüþ’, bizler daha ilk günden beri bu ve benzeri vakalara hassasiyet gösterdik diye gazeteniz ve yandaþlarýnýz tarafýndan ‘Ergenekon davasýný sulandýrmakla’ suçlanmadýk mý?
Ahmet Bey, Ergenekon Davasý’ný sulandýrmayýn, bunlar yandaþlarýnýzla ortak senfoninizde defalarca dile getirdiðiniz gibi ‘sýradan üstünden durulmayacak ayrýntýlar..’
Kuddusi Okkýr ve nicesi tarafýnýz tarafýndan gözler önünde katledildikten yýllar sonra mý aklýnýz baþýnýza geldi. Birkaç merhamet özür cümlesiyle insanlýk vahþetinizin üstünü örtmeye mi düþünüyorsunuz? Hayat devam ediyor, bu film henüz sona ermedi.
CNN Türk’te Medya Mahallesi programý yapan Ayþenur Arslan hanýmefendi de Ahmet Altan’ýn yazýsýný sabah sabah okumuþ pek aðlamýþ.. Kuddusi Okkýr ve nicesine aðlamak için Ahmet Altan’ýnýzýn bir merhamet yazýsýný mý bekliyormuþ..
ABD Ýstanbul Konsolosluðu basýlýp polislerin öldürüldüðü o günlerde, Taraf Gazetesi, ben, yazar Nihat Genç için, El Kaide’nin Türkiye lideri diye yazý yazdý, yetmedi, yazýnýn sonuna doðru, Nihat Genç utanmýyor musun Türk polislerini þehit etmeye diye de ilave etti. Henüz bir özür görmedik, bir tekzip düzeltme hiç görmedik. Bizleri El Kaide’nin Türkiye lideri ilan ederken hiç mi vicdanýnýz sýzlamadý.. Suçla, iftira at, belge düzenle, yalan dolan ithamlarla þok þok diye asýlsýz ajanvari yayýnlar yap ve sonra özür dahi dileme..
Ýþte bizim bahsettiðimiz polis devleti tam da bu, istediðinde döven suçlayan tutuklayan istediðinde ‘merhamet’ eden.. Yýllarca oturup sizin merhametinizi mi bekleyecektik? Tarafýnýzýn tarafýndan insanlýk çiðnenirken, hukuk katledilirken, iftiralar ithamlar suçlamalar haksýz yargýlamalar gýrla giderken, bir kenarda büzülüp oturup Ahmet Altan beylerin imana gelmesi merhamet yazýlarýný yazmasýný mý beklemeliydik.
Bu ‘merhamet hissiyatýyla dolu’ yazýnýzdan anladýðým þu, sýcaklar baþýnýza vurdu ve girdiðiniz yolda ‘tökezliyorsunuz’, kafanýz karýþtý, allak bullak oldunuz, bir þekilde sergilediðiniz ajanvari maceralý insanlýk dýþý yoldan ‘dönmeye’ çalýþýyorsunuz. Biz aslýnda böyle vahþiler deðildik, demeye getiriyorsunuz.
üok geç oldu Ahmet bey, çok geç, insanlýk suçlarýnda Zaman Aþýmý yoktur, insanlýk duygularýný mahveden yüzlerce suçlamanýz ithamýnýz iftiranýz henüz ortalýklarda, hayat devam ediyor, BU DAVADAN BÝR þEY üIKMAYACAK KORKUSU artýk hepinizi sarsmaya baþladý ve bir ince kaçýþ yolu tezgahlýyorsunuz.
Doðrusu hangi yüzle hangi sinsi fýrýldaklýkla nasýl nerden kaçacaðýnýzý ben de merak ediyordum, görüyorum ki, ‘merhamet’ ve ‘üzülmüþlük’ duygularýyla kendinize yeni bir kapý bir çýkýþ deliði arýyorsunuz..
Boþuna uðraþmayýn, o çýkýþ deliðinde Türkiye halký ensenizden yakalamak için sizi bekliyor, bu insanlýk dýþý iftiralarýnýzýn hesabýný sormak ve ajanvari gazeteciliðinizi mahkemelerde yargýlayýp bu topraklarda ebediyen topraða gömmek için bekliyor..
Yani, bir aðladýk, iþ bitti mi demeye getiriyorsunuz, biz, karýsýný çocuðunu öldürüp sonra aðlayan ne katiller gördük..
Ama deðil, her aþýrý güce tapýnanýn taktik bir zekasý vardýr. Taktik zekanýzla ‘kurtulurum’ ‘yýrtarým’ ‘bu davadan sýyýrýrým’ diye düþünüyorsanýz, oturun o küçücük zekanýza aðlayýn.
Yazarlýðýnýz boyunca egemen güçlerin, zalimlerin, statükonun, güçlülerin eline su döktünüz, gaddarlýðý hoþ gördünüz, zalimlere medhiyeler düzdünüz, cezaevlerinde ve tutuklamalarda insanlýk adýna eþi benzeri görülmemiþ ‘vahþi tertiplere’ çanak tuttunuz. þimdi, ‘üzülmüþmüþmüþ….’
Biz çok üzüldük Ahmet Altan bey, çok.. üzülen yerlerimizi týkadýk artýk. Taktik zekanýzla tertiplediðiniz kaçýþ deliðinizin aðzýnda yarýnlarda sizi yargýlamak için bekliyoruz…
þunlara bakýn yahu, ‘üzülmüþmüþmüþ..’ yüz yýl düþünsem aklýma gelmezdi, Ahmet Altan da Taraf Gazetesi de ‘üzülürmüþmüþ..’..
Siz gerçekten üzülür müsünüz, nasýl bir þeymiþ üzülmek, bari onu da anlatsanýz, çaðdaþ bir spor mudur, yoksa sýcak bir yaz günü fantazyasý mý, yoksa, kelimelerle sýkýcý sýkýcý oynarken yanlýþlýkla cümlelerin sizi soktuðu aslýnda hoþnut olmadýðýnýz egzotik bir ülke mi?
Gaddarlýk ve kayýtsýzlýktan ‘üzüntüye’ nasýl dosdoðru bir yol bulabiliyorsunuz, hayraným size her yolu bulabiliyorsunuz..Kimini öldürdünüz kimini sabahýn dördünde seksen yaþýnda üstelik kanser hastalarýný aldýnýz, þimdi ‘üzülmüþmüþsünüz..’.
.
Sizi þakacý çocuklar, sizi çýlgýnlar, nasýl çýlgýnca bir duygu olmalý sizin için üzülmek..
En çok gestapolarda vardýr bu duygu, narsizm, kendi üzüldüðünde hepimizin de üzüleceðini düþünür.
Yazýnýzý okur okumaz bir çýrpýda bu yazýyý yazmak zorundaydým, sizin üzüntü ve hissiyatýnýzý ‘alaya’ alan bir mesafeyi inþa etmek artýk hepimizin insanlýk borcudur.
üünkü bizim tanýdýðýmýz insanlýk ‘vaktinde’ aðlar, bu kadar geç üzülüyorsanýz, bu þizofreninin ya da ajanlýðýn alanýna girer.
üok beklenmedik bir anda üzüldünüz Ahmet Bey, yoksa bazen böyle yaramazlýklar yapýp nasýl bir teþhis ve taný koyacaðýmýzý þaþýrtmak mý istiyorsunuz, uðraþmayýn, sizin cibilliyetinizi, yedi geçmiþinizi bilmeyen kalmadý, artýk baþka ülkeler baþka dünyalar ya da romanlarýnýzda aðlarsýnýz..
Ama hiç kimse bu ‘gerçek hayat içinde’ üzülüp aðladýðýnýza asla inanmayacak..
Nihat Genç
Odatv.com
8 Temmuz 2009