Abdullah Gül 2012'de açıkta mı kalacak?

2012'de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik "kulis" yazıları için belki henüz erken ama Bakanlar Kurulu'nun bu konuya son noktayı koymasından sonra herkesin aklına şu geldi:



“Başbakan Erdoğan’ın 2012’de üankaya’ya çıkması kesinleşti.”

Aslında bu cümleyi, “Erdoğan’ın 2012 yılında cumhurbaşkanı adayı olması kesinleşti” diye düzeltsek daha doğru olur; çünkü malûm, “Herkesin bir hesabı varsa, Allah’ın da bir hesabı vardır”…

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresi konusundaki belirsizlik, 29 Eylül 2009 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında giderildi. Bakanlar Kurulu, Anayasa’nın 101 ve 102. maddesinde yapılan değişiklikle cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle ilgili düzenlemeyi görüştü ve kabul etti.

Anayasa değişikliğine uygun olarak yapılan “uyum düzenlemesi” Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanmıştı ve bir süredir hükümetin gündemindeydi. Aynı taslak, Cumhurbaşkanı’nın görev süresininin 5 yıl olarak belirlenmesini de öngörüyordu. Hükümet Sözcüsü Cemil üiçek’in verdiği bilgiye göre artık “tasarı” haline gelmiş olan Adalet Bakanlığı taslağı, önümüzdeki günlerde Meclis’e sunulacak.

Aynı tasarı, mevcut cumhurbaşkanına ikinci kez aday olma hakkını da tanıyor.

Yani şunlar oldu:

-Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün üankaya’da oturma süresi Ağustos 2012 olarak kesinleşmiş oldu.

-Gül, eğer arzu ederse yeniden cumhurbaşkanı adayı olup bu kez halkın karşısına çıkabilecek. Yani, geçmişte Süleyman Demirel’e uygulanmak istenip de o zaman aralarında Abdullah Gül’ün de bulunduğu Fazilet Partisi milletvekillerinin can siperane karşı çıktığı meşhur “5+5” formüllü Gül için yeniden diriltilmiş oldu.

Peki, bu durum neden Başbakan Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığının kesinleşmesi olarak algılandı?

üünkü Erdoğan, son 4 ayda tam üç kez, ilgili ilgisiz ortamlarda, “2012’de son kez milletvekili adayı olacağını” açıkladı. Bunu da AKP tüzüğündeki hükme ve “Mahkeme kadıya mülk değil” anlayışına dayandırdı. Başbakan, “artık milletvekili olmayacağım” derken, herhalde siyaseti bırakmaktan söz etmiyordu. Buradan defaatle yazdık ki, Erdoğan’ın bu mesajı Abdullah Gül’e yönelikti. üankaya’ya “yavaş yavaş toparlan” mesajı verilmekteydi.

Hem Ankara’da herkes biliyor ki Başbakan Erdoğan için üankaya, siyasi hayatının temel hedefidir. 2007 yılında yaşanan siyasi tıkanma, kurumlar arası restleşme, seçimin ne getirip ne götüreceğini bilememe gibi faktörlerden dolayı adaylığını açıklayamamış ama bu konu gönül tahtındaki yerinden de hiçbir zaman aşağılara inmemiştir.

Yani, Başbakan’ın verdiği tarih ile Bakanlar Kurulu’nun belirlediği süre birbiriyle örtüşmektedir. Bu nedenle, “Erdoğan’ın adaylığı kesinleşti” demekteyiz.

Peki, Gül’e ikinci kez adaylık yolunun açılması ne anlama geliyor? Gül’ün böyle bir imkanı gerçekten var mı, yoksa bu 5+5 düzenlemesini sadece kendisine yönelik bir “jest” olarak mı görmeliyiz?

şöyle soralım:

Gül’ün ikinci kez aday olmasının şartları nedir?

a-Tayyip Erdoğan’ın kendisinin aday olmayıp, ikinci kez Gül’ü aday göstermesi,

b- Gül’ün Tayyip Erdoğan’a rağmen, belki de Tayyip Erdoğan’ın karşısına aday olarak çıkması…

“a” şıkkının imkan ve ihtimali yok…“b” şıkkını ise yaşayıp göreceğiz…

Diyelim ki Gül aday gösterilmedi, aday olmadı veya oldu da seçilemedi…

Peki bu durumda siyasi akıbeti ne olacak?


şunu söylemeye çalışıyoruz:

Genel seçimler 2011’de. Cumhurbaşkanlığı seçimi ise 2012’de. Yani Gül, genel seçimler yapıldığı sırada halen cumhurbaşkanlığı görevini sürdürüyor olacak. Yani, 2011’de seçimlere girip milletvekili olması mümkün değil. Bu durumda, anayasaya göre belli bir sayıda milletvekili tarafından aday gösterilmedikçe kendi başına cumhurbaşkanı adayı olamayacak demektir.

Bu durumda Gül, 2012’de açıkta mı kalacak?



yazan : Fatma Sibel YüKSEK / 02.10.2009 / kentgazetesi.com