Açýlým, ‘Türk realitesine’ tosladý


Necati Doðru
gazetevatan.com
11.10.2009




Nerdeyese 2 ay geçti, bölünme gerçekleþmezse PKK’nýn silahý býrakma niyeti olmadýðý ortaya çýktý. Abdullah ücalan’ýn gücünün bilinenden daha yüksek olduðu, DTP’nin bile “sözünü Apo’ya dinletemediði” anlaþýldý. DTP Genel Baþkaný Ahmet Türk, “Ben ancak bu kadarýný baþarabiliyorum” diyerek havlu attý.

Açýlým da zayi oldu.

Mektuplaþmaya dönüþtü.

üok kibarmýþ mektup.

Ýçtenlikle yazýlmýþ.

Ýçtenlikle cevap verilecekmiþ!

Oysa 2 ay önce Baþbakan’ýn iþaretiyle Ýçiþleri Bakaný’nýn “12 muteber gazeteci-aydýn ile görüþme” baþlatarak ilan ettiði “Demokratik Açýlým” ile yeni bir dönem açýlacaðý ve “Analar artýk aðlamayacak” sahnesine geçileceði umudu yaratýlmýþtý.

Az gittik.

Uz gittik.

Arpa boyu yol gittik.

Mektubun içinde de diþe dokunur bir kelime, sözcük, bir cümle, PKK’ya silahlarý býraktýracak bir tutarlý plan, stratejinin izi olsa yanmayacaðým.



***


Baþlangýçta Baþbakan’ýn kendisi bile “Anayasa’nýn deðiþebileceði” ve bu deðiþikliðin yaratacaðý yeni demokratik açýlým rüzgarýyla PKK’nýn daðdan indirileceði, hatta “PKK’lý teröristen yeni silahsýz siyasetçi, terörist Apo’dan da Kürt Mandelasý üretilerek” siyasi sisteme sokulacaðý, 3-5 yýllýk bir süreçte herkes için af bile çýkartýlabileceði konuþulmaya baþlanmýþtý!

Bu havayý balona bastýlar!

Artist Kevin’i bile kullandýlar.

Bir çok insan inandý.

Balon patladý.

Koca açýlým bir sayfalýk mektuba sýðdý. Baþbakan’ýn kendisi ABD dönüþü; “Anayasal deðiþikliði yapacak ne parlamenter ne de kurumlar arasýnda bir iþbirliði ve beraberlik vardýr” dedi. Baþbakan’ýn ilan ettiði gibi “Parlamenter irade” yoksa, iktidarýn 330 oyuyla anayasa deðiþikliðini referanduma götürme niyeti de yoksa bu nasýl “Demokratik Açýlým” olacak?

Tamamý palavra çýktý!

Hazýrlýklarý yoktu.

Açýlým yerli deðildi.

Dýþardan kulaklara üflenmiþti.

7 yýl boyunca “PKK’ya silahý askeri çözümün dýþýnda nasýl býraktýracaðýný” hiç düþünmemiþ bir siyasi iktidar, aniden açýlýmcý oluvermiþti.


***


þimdi sormak gerekir:

Niçin geri adým attýlar?

Anayasayý deðiþtiremiyor, referanduma da gitmiyorlar. 12 deðerli gazeteciyi de dinlemeyi býraktýlar. Konuþturacak yeni gazeteci-aydýn da bulamýyorlar. Açýlýmdan cesaretlenen Diyarbakýr þehrimiz yakýnda Apo’nun sünnet düðünü gününü de “kepenkleri indirme gösterisiyle” kutlayacakken iktidar, Apo’nun avukatlara verdiði “istekler listesini” bile halk bilsin diye yayýnlamayý göze alamadý. Gönlünü; iki devletli, iki bayraklý, iki milletli, iki ordulu ayrýlýða takmýþ olanlarý “Tarihi fýrsat doðdu” diye heyecanlandýrdýlar, havalandýrdýlar. Fakat havada býraktýlar.

Ne oldu?

Ben size söyleyeyim.

Açýlým, “Türk realitesine” tosladý. Ýktidar partisi içindeki milletvekillerinden çoðu bile “bu dýþardan Amerikan dayatmasý açýlým” teranesinden ürktü. Ýktidar partisine oy verenler, ciddi bir alternatif görmedikleri için gelecek seçimlerde de oy vermeyi düþünenler, “Açýlýmcý Tayyip’i terk edip tek bayraklý Bahçeli’ye meyletme eðilimine” girdi. Bahçeli yükseliyor. Kürt anne ve babadan doðma Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlarýnýn çoðu “PKK’nýn kendilerini temsil etmediðini ve bölünme de istemediklerini” söylemeye baþladýlar.

ABD, AKP’yi terkedebilir.

Ýran’la anlaþmayý düþünebilir.

...