Erken Doðum Yaptýrýlan Yeni Devlet ve Hayalperest Ebeleri



Türk Devleti 'nin jeo-politik paradigmasýnda giriþtiði yeni hamle bir erken doðuma tekabül ediyor. Eski CIA ajanlarýnýn yazdýklarý analizleri okuyarak ergenleþen bazý kadrolar ile, devlet içindeki Enverist çizgiyi temsil edenlerin Neo-Osmanlý gazýna gelenlerle buluþtuðu kavþakta Türkiye iç ve dýþ politikasý yeniden þekillendiriliyor.

Erken doðum çünkü Türkiye'nin bu "küresel oyun" hevesini mevcut hali ile destekleyecek bir iskeleti henüz mevcut deðil. Güneydoðusunu kontrol edemeyen bir ülkenin küreye yayýlmaya çalýþmasý post-modern bir hayalperestlikten öte bir anlam taþýyamýyor.

Keza Barzani gibi aþiret aðasýnýn tehditlerine cevap veremeyen bir devletin Ýsrail'e kafa tutmasý olsa olsa bu "delikanlý tavrýn" bir yerlerden ödünç alýnmýþ bir tavýr olduðu yorumlarýný beraberinde getiriyor.

Ýsrail'e kendi iç politikalarý nedeniyle tavýr alamayanlarýn , bu göreve talip "taþeron delikanlý" aradýklarý noktada; boynunda Yahudi lobilerinin cesaret madalyalarý, eteðinde Ýsrail'den beslenen Ýsrail'e hayran adamlarý ile Tayyip Erdoðan her zamanki gibi sahnedeki yerini alýyor.Bu rolü kimseye kaptýrmak istemiyor.

Siyasi, ekonomik ve teknolojik altyapýsýný belli bir seviyeye taþýdýktan yani yaklaþýk 50 sene sonra soyunmasý gereken bir hamleye; Devlet bütün bu vektörlerin bileþimi 50 sene erken soyunduruluyor. Maraton koþusuna 100 metre hýzý ile baþlýyor.

Jeo-politiðin; eko-politik, sosyo-politik ve tekno-politik ayaklarýný saðlamlaþtýrmadan giriþilen bu hamlenin , köþelere kurulmuþ borazancýbaþýlarýnýn ortaya sürdüðü bir kliþe var :

"Türkiye büyülmezse küçülür."

Aslýna bakarsanýz; bunu ilk söyleyen isimlerden biri Yalçýn Küçük þu anda "Ergenekoncu" yaftasý ile yargýlanmakta.

Yalçýn Küçük'ün ; "Diyarbakýr'a sahip olmak istiyorsak, Musul'u almalýyýz" hayalperestliði ile ; CIA analistlerinin ezberlerini bize satan "Ýslamcý" borazancýbaþýlarýn "Türkiye büyümezse küçülür" tezi; farklý mahallelerin birleþtiði ortak kavþak ve birileri bu kavþaða çok çekici bir pazar yeri kurmuþ durumda.

Farklý mahalleleri birleþtiren bu kavþak o kadar makbul fakat bir o kadar da keþmekeþ bir kavþak ki; bu kavþaða giren yönünü þaþýrýp bir anda kendini karþý mahallede bulabiliyor.

Bu kavþaðýn vertigo (derinlik sarhoþluðu) yarattýðý isimlerden biri de Yeni þafak gazetesi yazarlarýndan Hakan Albayrak.

Albayrak ; "Türkiye büyümezse küçülür" kavþaðýna "Ýslamcý" mahalleden Suriye rotasý üzerinden girmiþ durumda ve uzun süredir Suriye ve Irak'la bütünleþik bir büyük Türkiye hayali kuruyor. Bunun 1950'lerden beri CIA'in dosyalarýnda duran bir Ortadoðu Federasyonu'nu projesinin canlandýrýlmasý olduðunun farkýnda mýdýr bilemiyoruz fakat kendi ideolojik/maneviyat mahallesinin açýldýðý kavþakta o da yönünü þaþýrmýþ durumda.

üyle ki Mavi Marmara gemisinde bulunan gönüllülerden biri olan Albayrak; kendi mahallesinden girdiði bu kavþakta yönünü kaybedip, karþý mahallenin sularýnda dolaþmaya baþladý bile.

Albayrak'ýn 27, 29, 30 ve 31 Mart'ta yazdýðý yazýlar ; Enver'e selam çakýyor.

Albayrak bu yazýlarda; "Enver Paþa bizi harbe sokmasaydý , biterdik" tezini savunuyor.

Bu aslýnda Tuncay üzkan'larýn, Yalçýn Küçük'lerin mahallesi.

Bu aslýnda devlet içindeki , Mustafa Kemal imgesinin arkasýnda faaliyet gösteren Enverist kanadýn mahallesi.

Albayrak girdiði kavþaðýn yarattýðý vertigo duygusu ile Enver'e öyle bir selam çakýyor ki; Abdülhamit hayraný "Ýslamcý" okurlarýnýn tepkilerine karþý kendini savunmak zorunda kalýyor.

Sarýkamýþ faciasýndan Enver'i aklayan detaylarý tek tek sýralýyor; Almanya yanýnda savaþa girilmezse bugün Doðu Anadolu'nun Rusya'nýn hakimiyetine gireceðini ve Edirne'de namaz kýlmak için Bulgaristan'a geçmek zorunda kalacaðýmýzý iddia ediyor.

Enver'i bu kadar açýklýkla bugüne kadar Tuncay üzkan'lar, Yalçýn Küçük'ler bile savunamadý. Bu canhýraþ savunma; Abdülhamit'e kör bir hayranlýkla baðlý olan Ýslamcýlarýn mahallesinden, "Türkiye büyümezse küçülür" kavþaðýna çýkan ve bu kavþakta yön duygusunu yitiren Hakan Albayrak'a nasip oldu.

Yeni Devlet (Yeni Devlet kavramýnýn ilk kez ortaya atýldýðý makale için bkz : Yeni Devlet'in Yeni "Cumhuriyet"'i : Taraf Gazetesi ) þekillenirken; küresel güçlerin farklý mahallerin ortasýna kurduðu "Türkiye büyümezse küçülür" kavþaðýnýn yarattýðý kafa karýþýklýðý daha çok operasyona zemin hazýrlýyor.

Güneydoðusundan Anayasa Mahkemesi'ne kadar her yönden çözülme tehlikesi ile karþý karþýya bulunan ; bankacýlýk sektöründen limanlarýna kadar kontrolü yabancýlara devretmiþ bir devletin "küresel oyunculuða" soyundurulduðu bu kavþak surrealist bir kavþak.

Bu kavþakta illüzyonlardan bir çarþý kurmuþ olan pazarcýlar zamaný gelip bu pazarý toplayýp gittiklerinde umarýz bu zat-ý muhteþem(ler) kendilerini boþ bir meydanýn ortasýnda nara atan meczup delikanlý konumunda bulmazlar.

"Türkiye büyümezse küçülür" tezi ; büyük Türkiye'ye erken doðum yaptýrýp bu ihtimali baþtan öldürmek isteyenlerin þaþalý paketlere sarýp sarmalayýp pazarladýðý bir tezdir. Küresel güçlerin mutfaðýnda piþirilmiþ bir ucubedir. Versiyonlarý arasýnda Yunanistan'la entegrasyon bile vardýr.

"Anadolu'ya hakim olamayan, dünyaya hakim olamaz. Diyarbakýr'a hakim olunmadan Musul'a hakim olunmaz"tezi ise yerli bir tezdir.

Bu tezlerden ilki Almanlar tarafýndan Enver'e pazarlanmýþ ve hýrsý ve egosu ile sýnýr tanýmayan Enver bir impatorluðun kefenini kendi elleri ile biçmiþtir.

Bu tezlerden ikincisi ise Mustafa Kemal tarafýndan temsil edilmiþ ve Ýmparatorluðun çekirdeði korunmuþtur.

"Yurtta sulh, cihanda sulh" tezi bu yönüyle bazýlarýnýn iddia ettiði gibi pasifist bir politika deðil;

"Yurtta sulh saðlayamayan, cihanda sulh saðlayamaz" tezinin ifadesidir.

"Güneydoðu'daki þehit kervanýnýn önünü alamazsan; Gazze þehitlerine çare bulamazsýn"

demektir.

Devlet içindeki Enverist kanat aklýný baþýna alýp, bu erken doðum tuzaðýný görmesi ve heyecanlarýný en az bir 50 sene frenlememesi durumunda tarih tekerrür edecektir.

Devleti akl-ý selime çekecek yeni bir Mustafa Kemal çýkma olasýlýðý ise üzerine kumar oynanacak bir olasýlýk deðildir.

B. G.


Behiç Gürcihan / Açýk Ýstihbarat / 18 Haziran 2010