Kimin eli kimin cebinde?



Aþaðýda yazacaklarým size aþýrý þüphecilik veya hergün siyasi depremlerle sarsýlan ülkemizde giderek artan komplo teorisyenliðinden yeni bir örnek gibi gelebilir ama büyük fotoðrafýn içindeki ayrýntýlara mercek tutmanýn bazen faydasý vardýr.


Bir kere önümüzde duran gerçek þu: Eskiþehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcý'nýn yazdýðý kitapla daha net ortaya çýktýðý gibi Türkiye'de olup bitenleri artýk tek baþýna hiç kimse kontrol edemiyor.


"Devleti ele geçirmekle" suçlanan cemaat, kendisine karþý yazýlmýþ olan bu kitabý yine "devlet içinden" birilerinin yazdýrdýðýndan þüpheleniyor ve bu yönde iz sürmeye baþlýyor.


Devletin ve toplumun "ötekileþmeye" itilmek istenen geleneksel kesimi, bütün bu olup biten þeytan oyunlarýnýn AKP-Cemaat iþbirliðinin iþi olduðunu, emperyalist devletlerden de himaye gören bu yapýnýn, Türkiye'yi islami motifler içeren bir diktatörlüðe, buradan da etnik ve dini federasyonlara götürmeye çalýþtýðýný düþünüyor.


Böyle diyoruz ama CIA'nin resmi olmayan görüþlerini yansýttýðý bilinen ABD’deki özel istihbarat kuruluþu Stratfor, Gülen Cemaati'nin devleti kontrolsüz biçimde ele geçirmeye çalýþtýðýný ve ve Amerikan devletinin bu durumdan duyduðu kaygýyý dile getiren bir rapor yayýmlýyor. (Bkz. 26 Aðustos 2010 Cumhuriyet, Elçin Poyrazlar'ýn haberi). Raporda, MÝT'in bu geliþmedeki katkýsýna vurgu yapýlýyor.


Kimin elinin kimin cebinde olduðunu kimsenin çözemediði bir kaosun içinde yuvarlanýp duruyoruz...


ürneðin, devletin en temel kurumlarýnda stratejik görevler yapan insanlarýn, ya kariyerleri engellendiði yada duyduklarý baþka türlü tepkilerden dolayý Gülen cemaatine yanaþýp el altýndan bilgi sýzdýrmaya baþladýklarý biliniyor. TSK'nýn "köstebek" diye tarif ettiði bu insanlar arasýnda iyi yetiþimiþ, donanýmlý subaylar var.


Bu durumun paraleli cemaat için de geçerli. Cemaatteki çarpýklýklarý gören veya "deðerinin anlaþýlamadýðýný" düþünen kimileri de cemaatin içinden devlete bilgi sýzdýrýyor.


üte yandan, Elçin Poyrazlar'ýn haberinden anlaþýldýðý gibi ABD ve diðer büyük batýlý devletlerin içinde AKP-Cemaat ikilisine farklý bakýþlarýn ortaya çýkmaya baþladýðýný görüyoruz.


Bu derece kaotik ve iç içe geçmiþ iliþkiler yumaðý ile karþý karþýyayýz yani...


Yazýnýn asýl konusu olan ve "komplo teorisi" olarak algýlanabilecek duruma gelince:


Bütün bu karmaþýk fotoðrafýn içinde odak noktasý olan unsurlardan birisi, bizce 2012de yapýlacak olan Cumhurbaþkanlýðý seçimidir. 2012'de Cumhurbaþkaný seçilecek kiþi, Türkiye'nin gelecek on yýlýna ihtimal ki "devlet baþkaný" sýfatýyla damga vuracak olan kiþidir.


Bütün bu kaotik geliþmelere bazen de bu durumu göz önüne alarak bakmalýyýz.


Bu çerçevede, son günlerde yaþanan iki geliþme dikkat çekicidir:


1) - Baþbakan Tayyip Erdoðan, hükümetinin PKK ile pazarlýk yaptýðý iddialarýna siyasi itibarýný ortaya koyarak "ispatlamayan þerefsizdir" þeklinde meydan okurken; Cumhurbaþkaný Gül, "Devletin tek yöntemi silah deðildir" diyerek adeta Erdoðan'ýn bu meydan okuyuþunu boþa çýkarmýþtýr.


2) - Hanefi Avcý'nýn kiþi olarak dürüst ve gözüpek bir insan, ülkesini seven, devletine baðlý bir kamu görevlisi olduðuna kimsenin kuþkusu yoktur lakin yazdýðý kitapta Erdoðan'a yaptýðý yüklenmelerin binde birini Abdullah Gül'den esirgemesi dikkat çekicidir. Bu durum, Hanefi Avcý'nýn iddialarýnýn doðruluðuna halel getirmez ama Gül'ün bütün büyük kavgalardan neden özenle uzak tutulduðunu düþündürür.


Abdullah Gül'e yakýnlýðý ile bilinen Beþir Atalay'ýn uhdesindeki Ýçiþleri Bakanlýðý'nýn Hanefi Avcý'nýn ataðý ile pek koordineli olmasý da kimi gözlerden kaçmamýþtýr. Hanefi Avcý'nýn belli ki amacý bir soruþturma baþlatýlmasýný saðlamak ve iddialarýný böylece devletin resmi kayýtlarýna geçirmek, belki de giderek bir dava konusu yapmaktýr. Ýçiþleri Bakanlýðý'nýn kitabýn haberi yayýmlandýktan üç saat sonra soruþturma baþlatmasý ilginçtir. Ayný þekilde Hanefi Avcý merkeze alýnma talebinde bulunduktan bir kaç saat sonra Bakanlýk bu talebi yerinde bularak Avcý'yý merkeze almýþtýr.


Okurlarýmýzýn dikkatine arz olunur...



Xxxxxxxxxxxxxxxxx

Fatma Sibel YüKSEK / KENT GAZETESÝ / 28 Aðustos 2010