2. Sayfa - Toplam 6 Sayfa var BirinciBirinci 1234 ... SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 11 ile 20 ve 55

Konu: CHP ne tarafa?

Hybrid View

  1. #1
    bozok
    Guest

    Cevap: CHP ne tarafa?

    SKY Türk’te ünder Sav skandalý



    Bugün aslýnda CHP Ýstanbul Ýl Baþkanlýðý’nýn Silivri’de düzenlemiþ olduðu “Yerel Yönetimler Deðerlendirme Toplantýsý”na iliþkin görüþlerimi yazacak ve ilçe baþkanlarýnýn konuþturulmamasýnýn sebeplerini irdeleyecektim. CHP Ýstanbul Ýl Baþkanlýðý, Silivri Klassis Resort Otel’de (bu otelin hikayesi de ayrý bir konu, otelin sahibine plan tadilatýyla trilyonluk rant saðlandý) yaptýðý toplantýda, 39 ilçe baþkanýný, dolayýsýyla CHP örgütlerini yok saydý. Belediye baþkanlarý konuþturulurken, örgütün temsilcisi olan ilçe baþkanlarý toplantýya sadece “izleyici” olarak katýlabildi.

    Bu meseleyi, önümüzdeki günlerde irdeleriz. Nasýl olsa, CHP’de sular durulmak bilmiyor. Durulacaða da benzemiyor. üünkü; Genel Sekreter ünder Sav, yakýn çevresine talimat vererek, “Eski tüzüðün uygulanmasý için harekete geçin. Güçlü Genel Sekreterlik makamý ortadan kaldýrýlamaz” diyor. Sav, bununla da yetinmeyerek, “Yeni tüzükte 13 genel baþkan yardýmcýsý olacak. Ben 13 adamdan biri olmam” sözleriyle Kýlýçdaroðlu’na karþý bayrak açacaðýnýn iþaretlerini veriyor. Sav, belli ki çarþamba günü yapýlacak olan Parti Meclisi’nde kendisine yakýn isimleri konuþturarak, “Baykal döneminde uygulanan tüzüðe dönmek için kurultaya gidelim” çaðrýsý yaptýracak.

    Birkaç haftadýr yazýyorum. Geride býraktýðýmýz günlerde, hem CNN Türk, hem de TRT Türk’te anlattým. Program yaptýðýmýz Radyo Box’ta da dinleyicilerimizle paylaþtým. CHP içinde birileri artýk çýkýp ünder Sav’ýn ihtiraslarýna ‘’dur’’ demek zorunda. üünkü; Sav’ýn ihtiraslarý, CHP’yi AKP karþýsýnda her geçen gün zayýflatýyor. “Eski tüzüðü isterim. Eski tüzükteki Güçlü Genel Sekreterlik makamýný býrakmam. Yeni tüzüðü de kabul etmem” diretmesi, CHP’nin enerjisini tüketiyor.

    Sav’ýn ihtiraslarýnýn ve eleþtiri kabul etmeyen kiþiliðinin CHP’deki örgütleri nasýl bitkin bir hale getirdiðini yýllardýr görüyoruz. Bu anlayýþ, ne yazýk ki; CHP’yle sýnýrlý kalmýyor. ürgütleri korkutarak sindiren ünder Sav ve çevresi, gazetecilerin haklarýnda yazýp çizmesine de tahammül edemiyor. Gazetecilerin susturulmasý için ellerindeki “kamu gücü’’ kullanýlýyor. “Milletvekilleri” CHP’nin kendilerine emanet ettiði kimliði, ünder Sav’ý eleþtiren kiþileri susturmak için kullanýyor.

    Ýþte somut örnek:

    18 Ekim gecesi, sevgili dostum Gürkan Hacýr’ýn SKY Türk’te tam altý yýldýr hazýrlayýp sunduðu þimdiki Zaman adlý programa katýldým. Yaklaþýk 2.5 saat süren program boyunca, hem CHP’yi hem de Genel Sekreter ünder Sav’ý anlattým. Gürkan Hacýr, program süresince, konunun muhataplarýna defalarca “Yayýna katýlýn” çaðrýsý yaptý. Ancak buna raðmen, adý geçen kiþiler, programa katýlýp düþüncelerini anlatmak yerine “CHP MÝLLETVEKÝLÝ” kimliðiyle, SKY Türk’ün Genel Müdürü Barýþ Tünay’ý aramayý tercih etti. Tünay’a hem beni hem de Hacýr’ý þikayet eden CHP’li milletvekilleri, “Kanalýnýzda ünder Bey’e küfrediliyor” yalanýný söyledi. Mesleði gazetecilik olmayan Barýþ Tünay, kendisini arayanlara, “Beni deðil, programý arayýn ve konuþun” demek yerine, telaþa kapýldý. Programcýsýný savunamadý. Oysa; SKY Türk’te canlý yayýn sürerken, adý geçen kiþilere defalarca çaðrý yapýlmýþtý.

    ünder Sav’ýn yakýn çevresi, SKY Türk’e yönelik baskýlarýný hafta boyunca sürdürdü. SKY Türk Genel Müdürü Barýþ Tünay’ý arayan CHP’li yöneticiler, “Gelin, yayýna katýlýn, düþüncelerinizi canlý yayýnda anlatýn” çaðrýlarýna ise kulak asmadý. Ve bu taciz, tam sekiz gün boyunca devam etti. “ünder Sav’a küfrediliyor” yalaný hafta boyunca bir baský aracý haline dönüþtürüldü. Yalan söylediðimizi ispat edemeyenler, söylediklerimizin aksini kanýtlayamayanlar, Gürkan Hacýr’ýn ÝNFAZINI ÝSTEDÝ.

    Ve SKY Türk TV’nin gazetecilikten gelmeyen Genel Müdürü, ünder Sav’ýn yakýn çevresinin baskýlarý sonucu, Gürkan Hacýr’ýn programýný YAYINDAN KALDIRDI. Hacýr’a herhangi bir gerekçe göstermeyen Genel Müdür Barýþ Tünay, yakýn çevresine “Bir haftadýr telefonlarým susmuyor. CHP’liler sürekli arýyor. ünder Sav’a küfredildiði söyleniyor. Programý o yüzden kaldýrýyorum” dedi.

    ünder Sav’ýn yakýn çevresinin telefonlarýndan bunaldýðýný söyleyen Tünay, belli ki, hafta içinde baskýlarýn azalmasýný bekledi. üünkü; Hacýr, benim katýldýðým programýn ardýndan MHP MYK üyesi Celal Adan’ý konuk etmiþti. Adan’ýn programýnýn bitmesinin ardýndan kanaldan arayan bir yönetici, “Programýnýzý kaldýrdýk” dedi.

    Bu geliþme, SKY Türk’e yönelik baskýnýn hafta boyunca devam ettiðini gösteriyor. üünkü; Hacýr, 24 Ekim gecesi Celal Adan’ý konuk ettiðinde kendisine programýn kaldýrýlacaðýna iliþkin herhangi bir imada bile bulunulmadý. Ancak belli ki; Hacýr’ý pazar gecesi yeniden ekranda gören ünder Sav’ýn yakýnlarý, telefon trafiðine yeniden baþladý. Ve böylece, altý yýldýr SKY Türk’te yayýmlanan program üNDER SAV’ýn yakýnlarýnýn BASKISI SONUCU KALDIRILDI.

    Fazla söze gerek var mý bilmiyorum?

    ünder Sav’ýn yönettiði bir ülkede yaþamayý hayal dahi edemiyorum. Bu anlayýþýn yarýn ülkeyi yönettiðini düþünebiliyor musunuz? Eminim; Recep Tayyip Erdoðan ve arkadaþlarýna rahmet okuturlar. Muhalefetteyken basýný susturanlar, kim bilir iktidardayken neler yapmazlar?

    ****

    NOT: Bu yazýyý kaleme alýrken, 18 Ekim’de yayýmlanan programýmýzýn tekrarýný isteyen yaklaþýk üç bin kiþinin SKY Türk’ü aradýðýný öðrendim. SKY Türk’ün 0212 449 07 00 nolu telefonunu arayan üç bine yakýn CHP’li programýn tekrarýný istemesine raðmen, bir sonuç alamamýþ. Bu durumu üukurova Grubu’nun yöneticileri de dikkate alacaktýr sanýrým. Mehmet Emin Karamehmet, AKP iktidarýnýn tüm baskýlarýna raðmen, bünyesinde çalýþan gazetecileri korumasýyla ünlüdür. TOKÝ’nin, Mustafa Sarýgül’ün, AKP’nin baskýlarýna boyun eðmeyen Karamehmet’in, SKY Türk’teki bu saçmalýða müdahale edeceðini umuyorum.

    OLAY YARATAN VÝDEOYU ÝZLEMEK ÝüÝN LÝNKE TIKLAYIN




    Barýþ YARKADAþ /GERüEK GüNDEM / 1 Kasým 2010

  2. #2
    bozok
    Guest

    Cevap: CHP ne tarafa?

    Kemal Bey, Sav’dan hesap sormazsa



    Lütfen!.. CHP’den ve SKY Türk Televizyonu’ndan biri çýksýn, “Barýþ Yarkadaþ’ýn, 1 Kasým 2010 Pazartesi günü yayýnladýðý ‘SKY Türk’te ünder Sav skandalý’ baþlýðý altýnda yazdýklarý doðru deðildir. Gürkan Hacýr’ýn SKY Türk’te Pazartesi geceleri geç saatlerde canlý yayýnlanan ‘þimdiki Zaman’ programý, gercekgundem.com’un sahibi, Genel Yayýn Yönetmeni Barýþ Yarkadaþ’ýn konuk olduðu ve CHP Genel Sekreteri ünder Sav’a yönelik yergilerinden ötürü kaldýrýlmasý için SKY Türk Genel Müdürü Barýþ Tünay’a yoðun baskýlar yapýlmadý” desin! Böyle bir yanýta öyle bir gereksinimim var ki!..

    Sevgili Barýþ’ýn yazýsýný defalarca okudum, 28 Ekim’de konuk olduðu canlý yayýnda söylediklerini sýkýca dinledim. Yanlýþ bir yer bulsaydým, yererdim.

    Sevgili Barýþ’ýn yazdýklarý da, söyledikleri de birer doðrulardý. ünder Sav’la ve Sav’ýn ekibiyle ilgili yazdýklarý, söyledikleri bilinenlerdi!

    Sav ve arkadaþlarýndan her þeyi beklerdim de, bir televizyoncu gazeteciyi, kendilerine yönelik yergilerden ötürü iþinden ettireceklerini beklemezdim!

    Allah aþkýna, nasýl böyle bir þey yaparlar!

    Yapmamýþlarsa, neden yalanlamazlar?!

    Yalanlamamalarý, “yaptýklarý”nýn kanýtý deðil midir?!

    Utanýyorum! Ýçim buruk! Yazacak “sözcük”, söyleyecek “söz” bulamýyorum!

    “SYK Türk’te ünder Sav skandalý” baþlýklý yazýsýnda, “ürgütleri korkutarak sindiren ünder Sav ve çevresi, gazetecilerin haklarýnda yazýp çizmesine de tahammül edemiyor. Gazetecilerin susturulmasý için ellerindeki ‘kamu gücü’ kullanýlýyor. ‘Milletvekilleri’ CHP’nin kendilerine emanet ettiði kimliði, ünder Sav’ý eleþtiren kiþileri susturmak için kullanýyor” diye yazan sevgili Barýþ Yarkadaþ’ýn, “Muhalefetteyken basýný susturanlar, kim bilir iktidardayken neler yapmazlar?” tümcesine aynen katýlýyorum.

    CHP’li beþ gencin, Genel Sekreteri ünder Sav’ýn “yargýlanmasý” istemiyle Ýstanbul þiþli Cumhuriyet Baþsavcýlýðý’na yaptýklarý þikayetlerindeki “anlatýlarý”na da aynen katýlýyorum.

    Dün Gerçek Gündem’de, “ünder Sav’a mahkeme þoku” baþlýkta haberde, þikayet dilekçeleri “2010/49185” kaydýyla iþleme konan Zeynel Durna, Rüçhan Dað, Faruk Gültekin, Adem þimþek ve Gürbüz Selçuk adlý gençlerin, Sav’ýn, Siyasi Partiler Yasasý’nýn 102’inci ve 104’üncü maddelerine muhalefet ettiði savý yaný sýra þu sözleri de yer aldý:

    “Genel Sekreterimiz Sayýn ünder Sav, 22 - 23 Mayýs tarihinde yapýlan kurultayda uygulanmasý gereken tüzüðü iþleme koydurtmadý. Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýlýðý, partimizi bu yüzden uyardý. Ancak Sayýn Sav, bu uyarý yazýlarýný da Genel Baþkanýmýz Kemal Kýlýçdaroðlu'ndan sakladý. Bunlarý, gercekgundem.com ayrýntýlarýyla yazdý. Biz bu durumu kabul etmiyoruz. Bu yüzden, savcýlýða suç duyurusunda bulunduk. Dilekçemizde, Sayýn Sav'ýn kendisine emanet edilen ‘Genel Sekreterlik’ makamýna uygun davranmadýðýný ifade ettik. Sayýn Sav, hem Yargýtay yazýsýný saklýyor, hem de tüzüðü keyfine göre uygulamaya koymuyor. Bunun gereðini yapmak zorunda. Partimiz seçime girememe riskiyle karþý karþýya. Ayný zamanda belki hazine yardýmý bile kesilecek. Sayýn Sav, bunlarý bilmiyor mu? Savcýlýk gerekli incelemeyi yapacaktýr. Adaletin hangi kararý vereceðini göreceðiz. CHP kimsenin keyfine göre hareket edeceði bir yer deðil."

    Gençler, bu içerikli anlatýlarýnda ve tepkilerinde haklýlar. Ama isterdim ki “þikayetlerini” yargýya deðil, parti Genel Baþkaný’na götürselerdi…

    Yargý yolundan bir þey çýkacaðýný olasý görmüyorum. þiþli’den, Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýlýðý’na gönderilir mi, oradan nasýl bir sonuç çýkar, bilmiyorum.

    Genel Baþkan Kemal Bey’in düþünceleri, alacaðý, vereceði kararlar önemli…

    Gözlemlediðim kadarýyla, Kemal Bey, þikayet kendisine de yapýlsaydý, bu konuda “hayal kýrýklýðý” yaratacaktý!

    Kemal Bey, Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýlýðý’ndan “uyarý yazýsý” gelmeden “tüzük deðiþliði olayý”nýn üzerine gitmeliydi, Genel Sekreter Sav’dan “saklama”nýn ve “geciktirme”nin hesabýný sormalýydý…

    Sormamasý, yaratacaðý “hayal kýrýklýlarý”nýn iþaretidir!

    Kemal Bey, hiç deðilse, Sav’dan, Gürkan Hacýr’ýn, iþinden olmasýnýn hesabýný sorsun!

    Soramazsa, basýna yönelik bütün olumlu sözleri havada kalacak, inanýrlýlýðýný ve güvenirliliðini yitirecek!



    Baki KARAKOL /GERüEK GüNDEM / 2 Kasým 2010

  3. #3
    bozok
    Guest

    Cevap: CHP ne tarafa?

    CHP’de neler oluyor?



    Bu sorunun cevabýný, dün gece TV 8’de katýldýðým ‘’Haber Aktif’’ adlý programda vermeye çalýþtým. Gökmen Karadað’ýn sunduðu Haber Aktif’te, “CHP’de eski ile yeninin çatýþmasý var. Ýktidar olmak isteyenlerle, parti içinde iktidar olmak isteyenlerin mücadelesi yaþanýyor” dedim.

    Geride býraktýðýmýz cuma günü ‘’su yüzüne çýkan” tartýþma, aslýnda CHP’de iþlerin yavaþ yavaþ yoluna girdiðini gösteriyor. “Eski”yi temsil eden ünder Sav, “yeni”nin temsilcisi Kemal Kýlýçdaroðlu’na bayrak açýyor. CHP’nin iktidar alternatifi haline gelmesinden ürken ünder Sav, “Eyvah parti elimizden kayýyor” düþüncesiyle, Kýlýçdaroðlu’na ‘’balans ayarý’’ yapmaya çalýþýyor. Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýlýðý’nýn gönderdiði uyarý yazýsýný genel baþkanýndan tam sekiz gün boyunca saklayan ünder Sav, CHP’yi nasýl bir felakete sürüklediðini de gizlemeye çalýþýyor. Yargýtay’ýn “Yeni tüzüðü uygulayýn” uyarýsýný bile dikkate almak istemeyen Sav, “Yeni tüzüðü uygulatmam. Yetkilerim budanýyor” diyor.

    ‘BENDEN SONRASI TUFAN…’

    Ýþte CHP’yi iktidardan uzak tutan anlayýþ tam da budur. Sav, CHP’li olmayý “apolete” indirgeyen, “Ben yoksam gerisi tufan” anlayýþýnýn temsilcisidir. Bu baðlamda, “eski ve köhnemiþ” bir düþüncenin sahibidir. CHP Genel Merkezi’ndeki bilgisayar tamirinden, çay ocaðýna alýnacak malzemeye dek her þeyin kendi kontrolünde olmasýný isteyen Sav, yeni tüzüðe bu yüzden itiraz ediyor. Sav, 13 genel baþkan yardýmcýsýna eþit oranda yetki verilmesini “kabullenemiyor.” ünder Sav, “Partinin sahibi benim, her þey benim kontrolümde olacak” diye dayatýyor.

    SORUN NE?

    Deniz Baykal, “vefa” adýna kendi eliyle yarattýðý canavarýn artýk tehlikeli bir hale geldiðini gördüðü için “yeni tüzük”te ýsrar ediyordu. üünkü; Sav’ýn istekleri bitmek bilmiyor, örgütlerden saymanlýða kadar tüm alanlarý kendisinin kontrol etmesini istiyordu. Bu isteklerini zamanla gerçekleþtirdi. Ancak; tüm yetkilerin Sav’da toplanmasý CHP’yi bir süre sonra hantallaþtýrmaya baþladý. Genel Baþkan Yardýmcýlarý “yetkisiz yetkili”ler haline getirildi. Odasýndaki TV’si bozulan genel baþkan yardýmcýsý, tamir için Sav’ýn imzasýný beklemek zorunda kaldý.

    Böyle saçmalýk mý olur, demeyin…

    CHP yýllarca böyle yönetildi. Yargýtay Cumhuriyet Baþsavcýlýðý’nýn uyarý yazýsý gelmemiþ olsaydý, Kýlýçdaroðlu da bu cendere içinde “iþ yapmaya” çalýþacaktý. Genel Baþkan Yardýmcýlarý, her adýmlarýnda Sav’dan onay almak zorunda kalacaktý.

    GENEL BAþKAN RAHATLIYOR

    “Yeni Tüzük” bu saçmalýða son veriyor. ünder Sav ve ekibi ise, ne ilginçtir ki; buna karþý çýkýyor. “Yargýtay’ýn kararýný uygulamayalým” diyen Sav’cýlar, “ünder Bey’e yetkileri devredilsin, eski tüzükle yola devam edelim” diyorlar. CHP’yi iktidara taþýyacaðýný iddia eden kadro, CHP’de “tek adam diktasý” ve “tek adam hegemonyasý” istiyor.

    Oysa ki; “yeni tüzük” CHP Genel Baþkan Yardýmcýlarý’na özgürlük tanýyor. Her bir genel baþkan yardýmcýsý, atayacaðý beþ yardýmcýsýyla ekip çalýþmasý yapma fýrsatýna kavuþuyor. Genel Baþkan, yeni tüzükle, “parti içi dengeleri gözetmek” zorunluluðundan kurtulup “adil davranma” þansýna kavuþuyor. “Yeni Tüzük” genel baþkaný da özgürleþtiriyor. ünder Sav gibilerinin kaprislerine mahkum olmama fýrsatý doðuyor. üünkü; yeni tüzüðe göre, genel baþkan, týpký baþbakan gibi, kendi “kabinesi”ni belirleme hakkýna kavuþuyor.

    “Eski Tüzük”te ise bu hak yoktu. Genel Baþkan, yardýmcýlarýný seçerken, listesini Parti Meclisi onayýna sunmak zorundaydý. Bu ise, genel baþkaný parti içindeki dengeleri gözetmek zorunda býrakýyordu. Ýstemediði kiþileri bile, sýrf ünder Sav istiyor, Eþref Erdem istiyor diye kabinesine alýyordu. Ki; Parti Meclisi’ne listesini onaylatabilsin…

    SAV’IN DERDÝ KOLTUK

    ünder Sav, iþte bu hegemonyasýný kaybetmemek için, milletvekilliði sözü verdiði Parti Meclisi üyelerini çarþamba günü konuþturacak. Baþýný Mehmet Faraç ile Hikmet üelik’in çekeceði birkaç PM üyesi, Sav’ýn talimatý üzerine Kemal Kýlýçdaroðlu’na bayrak açacak. Mehmet Faraç ile Hikmet üelik, “Yeni tüzük demokratik deðil. Oy hakkýmýz engelleniyor” diyecek.

    O halde, Sav’ýn talimatýyla konuþacak olan Faraç ve arkadaþlarýna soralým:

    Elinizi vicdanýnýza koyun ve söyleyin;

    22 – 23 Mayýs 2010 tarihinde yapýlan büyük kurultayýn ardýndan MYK üyeleri için PM’de oy verdiniz. O gün tek bir kiþi bile, ünder Sav’ýn eline tutuþturduðu listeye itiraz etti mi? Tek bir kiþi bile, “Bu demokratik bir tarz deðil, ben de MYK’ya aday olmak istiyorum” diye sordu mu? O gün tek bir kiþi bile, “Ýçimizden aday olmak isteyenler çýkabilir. Bunu niye sormuyorsunuz?” dedi mi, diyebildi mi? Hepiniz, evet evet hepiniz, ünder Sav’ýn önünüze koyduðu listeyi “kayýtsýz – þartsýz” onaylamadý mý?

    O gün hepinizin elinden “seçme ve seçilme” hakkýnýzý aldý ünder Sav… Gýkýnýzý bile çýkaramadýnýz… MYK’ya aday olup almayacaðýnýz sorulmadý bile… Ve tüzüðe aykýrý bir þekilde, AüIK OY kullandýnýz.

    Demokrasi aklýnýza þimdi mi geldi?
    Listesinden girdiðiniz ünder Sav’ýn aþýrý yetkileri kýsýtlanýnca mý demokrasiyi hatýrladýnýz?

    BAYKAL DüNEMÝNDE NÝYE SUSTUNUZ?

    Ýsterdim ki; yeni tüzüðe taaa Deniz Baykal döneminde itiraz etseydiniz. ‘’Demokratik deðil” dediðiniz tüzüðü, Kýlýçdaroðlu mu hazýrlattý? Bugün PM’de ve MYK’da görev yapan birçok delege, 1 Aralýk 2008’de kabul edilen tüzüðe “paþa paþa” oy verdi! Tüzüðün demokratik olmadýðýný, iki sene sonra mý anladýnýz? Eðer tüzüðü bile iki senede anlayabiliyorsanýz, Türkiye’nin sorunlarýný nasýl kavrayacak ve çözüm üreteceksiniz!

    Yapmayýn, ünder Sav’ýn ihtiraslarý ve egosu için, halkýn AKP karþýsýnda sýðýnabileceði tek liman olan CHP’yi yaralýyor, güçten düþürüyor, parçalamaya çalýþýyorsunuz. Bu halk, ünder Sav’a bakanlýk verdi, milletvekilliði verdi, CHP’de yönetici olma onuru verdi. Daha ne istiyorsunuz? Halkýn ünder Sav’a borcu mu var? Bu borcun ne zaman biteceðini düþünüyorsunuz?

    TANIYIN BUNLARI

    ünder Sav’ýn kapý arkalarýnda verdiði talimatlarla Kýlýçdaroðlu’na karþý bayrak açma giriþiminde bulunmak sizlere yakýþmýyor. “Sosyal demokrat”lar özgür bireylerdir. “Kapý kulu” deðildir. üarþamba günü Parti Meclisi toplantýsýnda, “kendinizin olmayan fikirleri” dile getirmeyi, vicdanýnýza kabul ettirebilecek misiniz?

    Dünyanýn hangi ülkesinde, hangi partisinde “Genel Sekreter’e daha fazla yetki verilsin, tek adam olsun” denilir? “Dikta”ya bu denli meraklýysanýz, CHP’de iþiniz ne? ünder Sav’a daha fazla yetki verilmesini istemeyi, demokrasiyle nasýl baðdaþtýrýyorsunuz? Demokrasi, eþitlik deðil midir? Kolektif akýl deðil midir? Genel Baþkan Yardýmcýlarý’na “eþit yetki” verilmesi sizi niye rahatsýz ediyor? Genel Baþkan Yardýmcýlarý’nýn atayacaðý beþ yardýmcý içinden “yeni kadro”larýn çýkmasýndan mý korkuyorsunuz? Ýþte bu korku, ünder Sav zihniyetidir.. Bu korku, Türkiye’yi AKP’ye mahkum etmiþtir….

    TALÝMATLA KONUþMAK YAKIþMIYOR

    N’olur, çarþamba günü konuþurken, “Oylama yetkimiz elimizden alýnýyor” demeyin. Komik olursunuz… CHP’de parti içi demokrasinin olmadýðýný herkes biliyor. Bu yüzden, parti içi demokrasiyi ‘’iki ayda bir toplandýðýnýz PM’de oy verme’’ye indirgemeyin… Parti içi demokrasinin temeli, bireylerin özgürce siyaset yapabilmesinden baþlar. ünder Sav’ýn talimatýyla konuþmakla deðil…

    Bakýn, mýzrak çuvala sýðmýyor…

    Dün gece TV 8’de de anlattým. Tepeden talimatla siyaset olmuyor. ünder Sav, Berhan þimþek’i Ýstanbul Ýl Baþkaný olarak atadýðýnda, büyük bir rüzgarla geldi. N’oldu peki? Sav’ýn tabaný olmadýðý için, Ýstanbul’da hiçbir þey yapamadý. þimþek, baþarýsýzlýðýný örtmek için, geçmiþ dönemi kötülemeye baþladý. Ýlk dersini ise, Ýstanbul Büyükþehir Belediye Meclisi’nde aldý. Grup Baþkan Vekili Atalay Oðul’u darbeyle yerinden etmeye çalýþtý. 112 Meclis üyesi’nin 108’i þimþek’e açýkça karþý çýktý. þimþek, adayý Gökan Zeybek’le birlikte salonu terk etmek zorunda kaldý.

    üNDER SAV BUNU ANLAMADI MI?

    Bu tablo, ünder Sav’a ciddi bir siyasi þamardý. Sav bunu anladýðý için, “Benim Berhan’ýn yaptýðýndan haberim yok” dedi. Her zamanki taktiðini uyguladý. ünder Sav’ýn ise parti tabanýnda bir gücünün olmadýðý ortaya çýktý. ünder Sav’ýn ‘’örgüt içindeki gücü’’nün tam bir kent efsanesi olduðunu herkes gördü.

    Bu yüzden, Sav’ýn önce GENEL BAþKAN ardýndan da CUMHURBAþKANI OLMA ihtirasýný artýk görün. Sav’ýn derdi iktidar deðil. ünder Sav’a “parti içi iktidar olmak” yetiyor. Eline geçirdiði yetkiyi ise “herkese söz vererek” kullanýyor. Kiþileri “Seni vekil yapacaðým, delege yapacaðým, belediye baþkaný yapacaðým” diyerek etrafýnda tutuyor.

    ünder Sav ve anlayýþý, CHP’de ‘’eski’’nin temsilcisidir. Buradaki ‘’eski” deðerli deðil, köhnemiþliktir. Kýlýçdaroðlu ise “yeni”dir. Ýktidarý istediði için arayýþlara giriyor, partiye yeni isimler katýyor, CHP’yi demokratikleþtirmeye çalýþýyor. Sav’ýn kabul etmek istemediði budur. Sav, “Benden sonrasý tufan’’ anlayýþýndadýr. Kendisine yakýþtýrdýðý “partinin hukuk adamý, partinin hafýzasý” isi artýk komediden de öteye geçmiþtir. CHP eðer tek bir kiþiye mahkumsa, zaten tarihteki yerini de almalýdýr. Sav’ý fetiþleþtirmek, sosyal demokratlara yakýþmýyor…

    SAV NÝYE SUSTU PEKÝ?

    Uzun sözün kýsasý; ‘’yeni tüzük’’ün demokratik olmadýðýný iddia eden Sav, keþke bunu iki sene önce de söyleyebilseydi. Ya da “yeni tüzük demokratik deðil” diyerek, o gün kurultay isteseydi… Sav, o gün de bu gün de bunu yapacak gücünün olmadýðýný biliyor. Sav, Kemal Kýlýçdaroðl’na blöf yapýyor. Sav istiyor ki; kýlýçdaroðlu partiyi ona teslim etsin. üünkü; Sav Deniz Baykal’a “Kemal’den genel baþkan olmaz” diyerek itiraz etmiþ ve kendisini iþaret etmiþti. Sav, ihtiraslarýný “partinin çýkarý” gibi sunarak yandaþ toplamaya çalýþýyor.

    Belli ki; önümüzdeki günlerde sahneye önce Umut Oran’ý sürecek, ardýndan da kendisi çýkacak. Genel Baþkan olmak isteyen Sav, fýrsatýný bulduðunda Kýlýçdaroðlu’nu koltuktan indermeye çalýþacak.

    üünkü Sav, þöyle düþünüyor: “Bu partiye her þartta oy veren yüzde 20’lik bir kesim var. Onl.arýn oyunu ben de alýrým.”

    Ancak evdeki hesap çarþýya uymuyor. Sav biraz halkýn içine karýþsa, “aç tavuk kendini darý ambarýnda görür” deyiminin anlamýný hemen kavrar. Bu iþler, masa baþýnda hesapla – kitapla olmuyor.



    Barýþ YARKADAþ /GERüEK GüNDEM / 2 Kasým 2010

  4. #4
    bozok
    Guest

    Cevap: CHP ne tarafa?

    KILIüDAROðLU SAV’I NEDEN DEFTERDEN SÝLDÝ


    03.11.2010 18:08


    Bardak taþtý ve Kýlýçdaroðlu, Sav’ý resmen defterden sildi… Kýlýçdaroðlu’nun arkasýnda Baykal ve kamuoyu desteði var. Ama parti yönetimi ve örgütlere hakim olan da Sav… üyle ki, “kongre uzmaný” unvanýyla, mesela Erbakan ekibine “akýl” veren biri… Dolayýsýyla bu “bilek güreþi” henüz baþladý diyebiliriz. Sav’ýn “kongre taktikleri” hatýrlandýðýnda, bu iþin mahkemede bitmesi, hatta CHP’nin “kayyuma” devredilmesi bile mümkün.

    Bugüne kadar pek çok þey CHP, özellikle de Kýlýçdaroðlu zarar görmesin diye “kol kýrýlýr, yen içinde kalýr” anlayýþýyla görmezden gelindi, konuþulmadý. O yüzden en önce Kýlýçdaroðlu’nun bardaðý nasýl doldu, bunun konuþulmasý gerekiyor.

    Sav, Kýlýçdaroðlu’nu “seçmiþ ve seçtirmiþ” kiþi sýfatýyla, ilk günden hakimiyetini ilan etti. Parti Meclisi üyelerini belirledi, Gürsel Tekin’in yönetime alýnmasýna uzun süre direndi… Kýlýçdaroðlu’nu adeta bir “gölge-vasi” gibi izledi veya izletti…

    Kýlýçdaroðlu, “Sýk sýk gelebilir miyim, size baþvurabilir miyim?” dediði halde, Baykal’la arasýna mesafe koymak durumunda kaldý… Baykal ve ekibi referandum sürecindeki çalýþmalardan dýþlandý…

    Kýlýçdaroðlu’nun söylem ve eylemlerine Sav veya ekibi tarafýndan sýk sýk “balans ayarý” yapýldý…

    En yakýn çalýþma arkadaþlarýný kendisi belirleyemedi. Mesela 20 küsur yýldýr sekreterliðini yapan þükran Kütükçü’yü Genel Merkeze götüremedi. Onun yerine Sav’ýn seçtiði bir isim üzel Kalem Müdürü yapýldý. Bunun neticesinde de Kýlýçdaroðlu’nun referandumda oy kullanamamasý gibi bir olay yaþandý. Dahasý Kýlýçdaroðlu’nun günlük programlarýnýn ancak Sav’ýn onayýna sunulduktan sonra kesinleþtirildiði konuþulur oldu…

    Kah kamuoyu önünde, kah kapalý kapýlar ardýnda yaþanan bu olaylar Kýlýçdaroðlu’nun imajýný yaralamaya baþladý…

    Ýlk sesli isyan ise Sav’ýn, Baykal’a yakýn teþkilatlarý budamasýnda duyuldu. 14 Temmuz’da üaðdaþ Gazeteciler Derneði Yönetim Kurulu üyelerini kabulünde Kýlýçdaroðlu, Genel Sekreter ünder Sav’ýn uygulamalarýnýn örgütte rahatsýzlýk yarattýðý iddialarýna iliþkin olarak, þunlarý söyledi:

    “Partinin bir dýþ politikasý var, bir de iç politikasý var. Dýþ politikayla Genel Baþkan ve yardýmcýlarý ilgileniyor zaten. Bir de partinin içine dönük sorunlarý var, bu da Genel Sekreterin görevi. Yanlýþlýklar olabilir mi, elbette olabilir. Ama o yanlýþlýklar düzeltilebilir mi, tabii ki. Bu kararlar vazgeçilmez deðil. Nitekim belli kararlar alýnabiliyor. ‘Bu kararlar doðru deðil’ diyebilirsin ve geriye dönebilirsin.”

    Kýlýçdaroðlu’nun bu mesajý yerini bulmamýþ olmalý ki, teþkilat operasyonlarý sürdü. üzellikle Adana ve Hatay teþkilatlarýnýn görevden alýnma þekli yoðun tartýþmalara yol açtý, iþ mahkemede sonuçlandý. üünkü görevden alýnan teþkilatlar Sav ve ekibine yakýn isimlerden oluþan kayyumlara devredilmiþti. Dahasý tek yetkisi o teþkilatlarý 45 gün içinde seçime götürmek olan kayyumlar, MYK’nýn yetkisini kullanýp, kendi içinden ilçe baþkaný atamýþtý. Mahkemeler, söz konusu tasarruflarý iptal etti. Ýl milletvekilleri de “hukuksuzluklarý” Genel Baþkan Kýlýçdaroðlu’na ulaþtýrdý. Ýþte bu noktada Kýlýçdaroðlu’ndan ikinci isyan yükseldi; “Yeter!.. Bunlar ne yapýyor Allah aþkýna!..” dediði duyuldu…

    Ama sonrasýnda Sav, mahkeme kararlarýna raðmen görevden aldýðý teþkilatlarda bildiðini okumaya devam etti…

    Referandumda “seçmen kaydý” olmadýðý ortaya çýktýðýnda, “Halledilir, kolay” denmiþti. Neticede, “halledilmediði” anlaþýldý ve Kýlýçdaroðlu oy kullanamadý. Benzer bir olay Yargýtay Baþsavcýlýðý’nýn tüzükle ilgili uyarýsýnda yaþandý. Kýlýçdaroðlu, böyle bir yazý geldiðini Baykal’dan öðrendi. Sav, “Ben o sýrada tatildeydim” gibi bir savunma yaptý, tüzük iþinin de “kolayca halledileceðini” söyledi…

    Deðil “halli”, o tüzük CHP’nin “hançer”i oldu!..

    Hukuki açýdan kim haklý, kim haksýz?!.. Kurultaydan ne sonuç çýkar?!.. Hukuki, siyasi anlamda veya kamuoyu nezdinde ne yaþanýrsa yaþansýn “kurultaylar fatihi” ünder Sav’ýn, CHP’nin mahkemelik olmasý, kayyuma devredilmesi pahasýna bu iþin peþini býrakmayacaðý tahmin ediliyor.

    Ana muhalefet partisindeki kaosun kazananý henüz belli deðil, ama kaybedeni ilk andan itibaren kesinleþti; O kaybedenin adý CHP’dir, Türk Milleti’dir!..

    Baykal’ýn ifadesiyle, “üyle acý bir tablo ki”!..


    Müyesser Yýldýz
    Odatv.com

  5. #5
    bozok
    Guest

    Cevap: CHP ne tarafa?

    KILIüDAROðLU BUNU YAPARSA GENEL BAþKANLIKTAN DüþER




    04.11.2010 12:02


    Kýlýçdaroðlu da Sav da daha savaþ baltalarýný çýkarmadan “yol haritalarýný” hazýrladý. Bu yüzden CHP’de ay sonuna kadar önemli taktik savaþlara tanýk olacaðýz.


    CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu Parti MYK’sýný deðiþtirdi, ama bunun uzun soluklu bir hamle olmadýðýný biliyor. ününde Parti Meclisi (PM) veya Kurultay gibi iki kritik seçenek var.


    CHP Parti Meclisi’nin 2 ayda bir toplanmasý gerekiyor. Son toplantý geçen ay yapýldý. Yani Kýlýçdaroðlu’nun en geç 1 ay içinde PM’yi toplamasý gerekiyor. Peki, bunu yaparsa ne olur? PM’de çoðunluðun ünder Sav’dan yana olduðu tescillendi. Olasý böyle bir toplantýda Sav yanlýlarýnýn, Kýlýçdaroðlu ve ekibi için “güvensizlik” önergesi vermesine de, bunun kabul edilmesine de, yani Kýlýçdaroðlu’nun PM’de Genel Baþkanlýktan indirilmesine kesin gözüyle bakýlýyor.


    Bu þartlarda Kýlýçdaroðlu’nun PM’nin gelecek toplantýsýný yapabilmesi için ya Sav’la anlaþmasý, deðilse PM’nin toplantý tarihi gelmeden Kurultay çaðrýsý yapmasý gerekecek.


    Görünen tabloda Kýlýçdaroðlu baþýný bile bile PM giyotininin altýna uzatmayacaðýna göre, geriye Kurultay seçeneði kalýyor… Ki Kýlýçdaroðlu’nun da zaten peþinen buna karar verdiði, ancak Sav’ýn hamlelerini görmeden bu konuda açýklama yapmama kararý aldýðý belirtiliyor.


    Kýlýçdaroðlu’nun yapacaðý Kurultay çaðrýsýnýn ise sadece tüzük deðil genel baþkan ve PM seçimli olacaðý bugünden belli. En baþýndan belirttiðimiz gibi, teþkilatýn hakimi ünder Sav. Kýlýçdaroðlu’nun arkasýnda ise kamuoyu ve medya desteði var. Her iki tarafýn birleþtiði yegane ortak noktaya gelince; “Bu kilidin anahtarý Deniz Baykal’da” diyorlar.




    Müyesser Yýldýz
    Odatv.com

  6. #6
    bozok
    Guest

    Cevap: CHP ne tarafa?

    “Yeni” Cumhuriyet Halk Partisi






    Yeni kelimesi, eskiden pek çok güzelliði ifade ederdi. Yeni bir ayakkabý giymek, bir takým elbise diktirmek baþlý baþýna keyif verici þeylerdi.

    Okullar açýlýnca yeni bir sýnýfa baþlamak, yeni kitaplar, belki yeni öðretmenler…

    Bunlar heyecan vericiydi. Yeni, çok güzel anlamlar taþýyan bir kelimeydi.

    Biz yeniye sevineduralým, 1921 yýlýnda kurulan CFR, yeniyi güzel anlamlar taþýyan bir kelime olmaktan çýkarýp, bir kavram haline getirme çalýþmalarýna baþlamýþtý. Hem de içi boþaltýlmýþ, anlamý farklýlaþtýrýlmýþ, bozulmuþ bir “yeni” kavramý.

    “Yeni”, “Dünya Düzeni” kavramýna yamanýnca bozulmaya baþladý. üünkü “Yeni Dünya düzeni” denilen þey, küresel sermayenin bugün kan ve gözyaþý bahasýna dünyaya vermeye çalýþtýðý yeni þeklin adýydý.

    Büyük Ortadoðu Projesi diye bildiðimiz, dünyanýn yoksul ülkelerine “demokrasi” ve “özgürlük” götürme iþi “Yeni Dünya Düzenini” kurma çalýþmalarýnýn bir parçasýydý. Yoksul ülkelerde etnik gruplar “özgür” býrakýlacak, bu yolla ülkeye demokrasi yerleþecekti.üzgürlüðün bu kadar bol olduðu bir ülkenin sýnýrlarý da ister istemez deðiþecekti. Bu iþler tamamlandýðýnda dünya tek bir merkezden rahatlýkla yönetilebilecek bir ülke haline gelecekti.

    Dünya hýzla deðiþtiriliyordu. Hem de dünyada yaþayanlara hiç sormadan. Onlara: “Bu yenidir. Yeni olan da çok iyidir.”deniyordu.

    Yeni”, böylece anýlarýmýzdaki güzel anlamýný yitirdi. Kavramlaþtý. Yeniye ve yeniliðe karþý çýkanlar halk düþmaný ilan edildi.

    O saatten sonra da “yeni” hangi kavramla birlikte kullanýlýrsa kullanýlsýn halkýn baþýna örülecek bir çorabý tanýmlar oldu.

    “Yeni”, son olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin baþýna geçirildi. Yýllarýn CHP’si, Yeni CHP oldu.

    Yýllarýn CHP’sini Yeni CHP yapan neydi?

    üncelikle Kadrosu:

    Baþbakan Erdoðan’a övgüler yaðdýran, ürgütten sorumlu MYK üyesi,
    Altý Ok’un dördünü bile sayamayan, zembille inmiþ; orada ne iþinin olduðu anlaþýlamayan, Partinin Ekonomi Politikasýndan sorumlu bir MYK üyesi, (üstelik türbaný özgürlük konusu olarak görüyor)

    üalýþtýðý hayýr Kurumun patronu CFR üyesi olan parti içi eðitimden sorumlu bir MYK üyesi,

    Soros Açýk Toplum Enstitüsü tarafýndan finanse edilen TESEV Vakfýnda teorisyen, bir MYK üyesi,

    TESEV Vakfýndan bir baþka MYK üyesi,

    Ve benzerleri…

    Sonra da siyasi duruþu:

    Tarikatlarý Sivil Toplum kuruluþlarý gibi görme,
    Gericiliði tehdit olarak görmeme,
    AB’den medet umarak Fule’ye raporlar sunma,
    Türk Silahlý Kuvvetlerine Cumhuriyeti koruyup kollama görevi veren TSK Ýç Hizmet Kanununun 35. Maddesini deðiþtirme hevesi,
    Ýsmet Ýnönü’yü taþlatan, linç ettirmek isteyen Adnan Menderes’i demokrasi þehidi ilan etme,
    27 Mayýs’ý karalama,
    Orhan Pamuk’la muhabbet,
    Baþbakan Erdoðan’la karþýlýklý atýþýp muhalefet yapýyor izlenimi verme,
    üç ayrý yüksek mahkemenin kararýyla sona ermiþ olan türban konusunu hortlatma,
    Ve önümüzdeki günlerde göreceðimiz Cumhuriyet karþýtý “yeni”eðreti duruþ örnekleri.

    CHP’nin baþýna çorap örülüyor

    CHP’nin baþýna “yeni” bir çorap örülüyor. Böyle giderse CHP seçimlere baþýnda çorapla girecek. CHP baþýndaki çorapla halkýn umudu olmaktan kopacak. Halk, Kýlýçdaroðlu’na verdiði gücü geri alacak. AKP iktidar olmaya devam edecek.

    O saatten sonra CHP’nin baþýna bol gelmeye baþlayacak olan çorap, halkýn baþýna da geçmiþ olacak.

    Bizden söylemesi. “Kimi destekleyeceðim” diye düþünenleri uyarmasý.

    “Kimi destekleyeceðine” karar veremeyenler, þapkayý öne koyup enine boyuna düþünmeli…


    Ender ERDEMÝL / TüRKCELÝL / 6 Kasým 2010

  7. #7
    bozok
    Guest

    Cevap: CHP ne tarafa?

    BÝZ, NEOLÝBERAL, ÝþBÝRLÝKüÝ BÝR CHP ÝSTEMÝYORUZ…



    Kurtuluþ Savaþý ortamýndan daha kötü ve tehlikeli günler yaþýyoruz.

    O yýllarda düþman, yurdumuzu askeri, topu tüfeði ile iþgal etmiþti. Ve kollarý, ayaklarý, bacaklarý, kafasý yani tüm gövdesiyle ortadaydý. Karþýmýzdaydý. Görüyorduk onu. Bize nereden, hangi yönden saldýracaðý belliydi. Ona göre önlem alýyor, ne yapacaðýmýzý biliyorduk.


    Düþman þimdi gizleniyor. Tanýnmamak için çeþitli maskeler takýyor yüzüne. Gerçek yüzünü saklýyor. Bazen insan haklarý savunuculuðu maskesi ile ortaya çýkýyor. Bazen özgürlükçü oluyor, etnik gruplarýn haklarýný savunuyor gibi gözüküyor. Ama saman altýndan su yürütüyor. Dinler, mezhepler, ýrklar aracýlýðý ile insanlarý, ülkeleri bölmeye çalýþýyor.

    Planlar, tertipler hazýrlýyor. Dönekler, hainler satýn alýyor. Ýsterse bir partiyi, bir siyasal kuruluþu, sendikalarý içten yýkma yoluna gidiyor. Sinsi bir kurt gibi kemiriyor.

    Emperyalizm, 1980’lerden sonra yayýlmacý, sömürgeci politikasýný tüm dünyaya kabul ettirebilmek için, yeni bir politik çizgi izlemeye baþladý. Dýþ görünüþünü cilaladý, parlattý, göz alýcý bir þekle soktu. Bu yeni emperyalizmin adý “küreselleþme” (globalizm) idi. BOP onun bir uzantýsý, uygulama alanýydý.

    Bu küresel plana göre sýnýrlar kalkacak, dünya “global bir köy” haline gelecek ve neoliberalizm ile birlikte özgürlük, demokrasi, insan haklarý da yeryüzüne daðýlacaktý.

    Daðýlacaktý daðýlmasýna da bu ilerlemeye set çeken bazý engeller(!) vardý, bunlarýn kaldýrýlmasý gerekiyordu. Neydi bu engeller? Baþta ulus-devletler, ulusal ekonomiler, sonra, baðýmsýzlýk bilinci, antiemperyalist duruþ… Bu ulusal yapýlanmalar, örgütlenmeler, düþünceler yok edilmedikçe küreselleþme gerçekleþemeyecek, ülkeler bütünleþemeyecekti. Bu nedenle tüm ulusal sanayi kuruluþlarý, bankalar, haberleþme aðý, enerji üretim ve daðýtým sistemleri devlet tekelinden alýnýp, özel ellere teslim edilmeliydi. Zamanla ulusal gümrükler de kaldýrýlmalý, ticaret uluslararasý olmalýydý.

    Bu küresel sisteme göre her þey özelleþtirilecek, devlet küçülecek; saðlýktan, eðitimden, ekonomiden elini eteðini çekecekti. Böylece kýrtasiyecilik, bakkallýk(!) görevini býrakacaktý. Yani daha açýk bir anlatýmla sosyal devlet yok edilecek, Türkiye Cumhuriyeti, küresel emperyalizmin ve yerli ortaklarýnýn çýkarlarýna göre yeniden þekillenecekti.

    Ulus-devlet, ulusalcýlýk küreselleþmenin baþ düþmanýydý. Ama antiemperyalist düþünceye karþý çýkarak ümmetçiliði savunan siyasal Ýslam onun dostuydu. Bu nedenle emperyalizme karþý ilk kurtuluþ savaþý vererek; ezilen, sömürülen mazlum ülkelere örnek olan Mustafa Kemal Atatürk ve 1923 Devrimi, küresel emperyalizm ve iþbirlikçilerine göre bulaþýcý bir hastalýk kadar tehlikeliydi. Atatürk’ü ve Atatürkçü düþünceleri kendilerine en büyük engel olarak görüyorlardý.

    Bu küresel oluþuma 1980’lerden sonra Türkiye de omuz verdi. üzellikle üzal zamanýnda serbest rekabet ve liberal demokrasi dillerden hiç düþmedi. Ýlk kez bu dönemde dönek solcular da satýn alýnarak 1923 Devrimine, Cumhuriyet deðerlerine bir saldýrý kampanyasý baþlatýldý. Devletçilik, ulusalcýlýk çaðdýþý ilan edildi. Küresel emperyalizmin azgeliþmiþ ülkelere dayattýðý yeni liberalizm ve onun felsefesi postmodernizm, yerli iþbirlikçilerin temel ideolojisi oldu.

    1980’lerden günümüze deðin her þey bu plan çerçevesinde yürütüldü. Ýþ baþýna gelen hükümetler þu ya da bu þekilde bu plana hizmet ettiler. Tansu üillerüzelleþtirme Yasasý”ný çýkardýðý gün kadehini “son sosyalist devletin yýkýlmasý”na kaldýrmýþtý.

    Elbette emperyalizme çözülmez bir baðlýlýkla ve onun emrinde bir kurþun asker gibi çalýþan AKP, bu planý pervasýzca uygulayan tek iktidar oldu. Onun sayesinde ülkemiz, Osmanlý’nýn
    kapitülasyonlarýna yeniden döndü. A’dan Z’ye tüm kamu kuruluþlarý, Cumhuriyetin birikimleri “babalar gibi” satýldý. Her þey özelleþtirildi. Devlet, fakir fukaranýn sosyal devleti olmaktan çýkarýldý. üünkü uluslararasý kapitalizm, cumhuriyet hükümetlerinin kurduðu kamu ekonomisini “yeni liberalizm” örtüsü arkasýnda yýkma görevini AKP’ye vermiþti.

    Cumhuriyet hükümetlerinin kurduðu “kamu ekonomisi”nin yanýnda, Cumhuriyet ideolojisine, yani Atatürkçü düþünceye de neoliberal bir kimlik kazandýrýlmalýydý.

    Bu oluþuma, bu geliþime kim karþý çýkýyorsa, hakkýndan gelinmeli, hedef tahtasýna yatýrýlmalýydý. CHP, Kemalist yapýsýyla bu kuruluþlarýn baþýnda geliyordu. üünkü üniversite, yargý, asker AKP tarafýndan ele geçirilmiþti. Geriye CHP kalýyordu. Artýk Kemalizm, “Yeni Kemalizm”, Neo Kemalizm olmalýydý. Atatürk’ün “En doðru tarikat uygarlýk tarikatýdýr…” “Din, devlet ve dünya iþlerinden ayrýlmalýdýr…” “Türkiye meczuplar, derviþler, þeyhler ülkesi olamaz…” sözlerini yok sayan, þeriatçý cemaatlere saygýlý, AKP ile birlikte “türban özgürlüðü”nü gerçekleþtirmeye çalýþan bir lider, partinin baþýna geçirilmeliydi. Bu baþkan arada bir de etnik gruplara hafifçe göz kýrpmalýydý.

    CHP, “altý ok” ilkesini bir yana býrakmalý, AB ve ABD ile daha yakýnlaþmalýydý. AB Geniþleme Komiseri Stephan Fule, 23 Ekim’de görüþtüðü Kýlýçdaroðlu’na “AB sürecinde rol oynamak istiyorsanýz AB ile daha çok temas kurmanýz gerekir” mesajýný veriyordu.

    Plan uygulandý ve CHP üç parçaya bölündü.

    Bu oluþumda Kemal Derviþ yine sahnedeydi. O, oyunun deðiþmez baþ aktörüydü. AKP’nin iktidara gelmesine ortam hazýrlayan, DSP’yi parçalayan bu ABD iþbirlikçisi adamla Kýlýçdaroðlu’nun buluþmasýndan sonra bir þeyler deðiþmeye baþladý.Oyunun öteki oyuncularý ABD ve AB yanlýsý neoliberal CHP’liler,Gürsel Tekin, Enver Aysever, Sencer Ayata, Hurþit Güneþ, Umut Oran, vb. bu oyunda rol aldýlar.

    Amaç, CHP’nin de AKP’lileþmesi, egemen güçlerle ve emperyalizmle diyalog ortamýna girmesiydi. Ýþte bu nedenle Kemal Kýlýçdaroðlu Referandumdan sonra kendi halkýnýn baðrýna koþacaðý yerde AB’ye, CFR’ ye Bilderberg’e*, Davos’a, koþmuþtu.

    Bu gerçeði bir AB yetkilisi þöyle ifade ediyordu:

    “Bundan 5 yýl öncesiyle kýyaslarsak Ordu’nun rolü çok daha geriye çekilmiþtir. Bütün aktörlerin birlikte çalýþmasý gerekiyor. Burada Türkiye açýsýndan bir arada yaþama meselesi karþýmýza çýkýyor. Türk toplumunun bir arada yaþamanýn yollarýný geliþtirmesi gerekiyor.”

    Biz CHP’nin ABD, AB, AKP, PKK ve Fethullah Gülenle “uzlaþý ve diyalog” içerisinde bir arada yaþamasýný istemiyoruz. Tam baðýmsýzlýðý, altý oku savunmasýný, yeniden Atatürk’ün partisi olmasýný istiyoruz.

    Biz, neoliberal, iþbirlikçi bir CHP istemiyoruz.


    (ali-eralp@hotmail.com)



    Ali ERALP / TüRKCELÝL / 6 Kasým 2010

  8. #8
    bozok
    Guest

    Cevap: CHP ne tarafa?

    CHP'de þimþek operasyonu!



    Genel Merkez'de yaþanan büyük deðiþikliðin ardýndan sýra þimdi de örgütlere geldi. Kýlýçdaroðlu ve Tekin seçime dinamik örgütlerle girmek için düðmeye bastý.

    Parti içinde istediði hamleyi yaparak kendi yönetimini oluþturan CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu, þimdi gözünü örgütlere dikti. 'Aktif ve çalýþan' örgütlerle seçime gitmeyi hedefleyen Kýlýçdaroðlu, düðmeye bastý. Operasyon Ýstanbul örgütünden baþlýyor. Kýlýçdaroðlu, parti içindeki son geliþmeleri 'CHP'de taþlar yerine oturdu' diye deðerlendirdi.

    BENDEN FAZLA üALIþILMALI

    Yeni MYK ile üst üste toplantýlar yapan Kýlýçdaroðlu, örgütlerin harekete geçirilmesi gerektiðini söyledi. Kýlýçdaroðlu, 'Sadece genel baþkanýn çalýþmasýyla olmaz, örgütler genel baþkandan fazla çalýþmalý' mesajýný verdi.

    ÝSTANBUL'DAN BAþLAYACAK

    Bu mesaj üzerine ürgütten Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý Gürsel Tekin, derhal harekete geçerek çalýþmalara baþladý. Genel merkezdeki yenileþme operasyonunun örgütlere de yayýlmasý üzerinde durulurken, ilk hamle Ýstanbul'a yapýldý. Tekin, ünder Sav'a destek veren Ýstanbul Ýl Baþkaný Berhan þimþek'e ve il yönetimine 'Ýstifa edin. Elimizi rahatlatýn, nefes aldýrýn' mesajý gönderdi. Bu anlayýþýn Türkiye geneline de yaygýnlaþtýrýlmasý bekleniyor.



    07.11.2010 10:37 / VATAN

  9. #9
    bozok
    Guest

    Cevap: CHP ne tarafa?

    KANITLARIYLA Yeni CHP’nin Yeni Yönetimi-1

    6 Kasým 2010



    CHP’deki son operasyonla ilgili olarak Kemal Kýlýçdaroðlu “Partide korku imparatorluðuna son verdik þimdi sýra Türkiye’de” müjdesini verdi.
    Yeni CHP’nin Batýya (AB/ABD) daha baþarýlý biçimde eklemlenebilmesi için yönetime taþýnan yeni yöneticilerinin çoðunluðunun ortak özelliði CHP’nin geleneksel Cumhuriyetçi/Devletçi/Devrimci/Milliyetçi/Halkçý/Laik çizgisi “Altý Ok” dýþýnda olmalarý. CHP’nin ekseninin Kemalizm’den Yeni Kemalizm’e (Neo Kemalizm) kaydýrýlmasýnda rol alacak yeni aktörlerin tanýnmasý, sürece ýþýk tutmasý bakýmýndan da önem taþýyor. þimdi, az tanýnanýyla, çok tanýnanýyla CHP’nin yeni yönetimine bir göz atalým dilerseniz.

    1- Didem Engin; Kadýn ürgütlenmesi ve Kadýn Kollarýndan Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý

    Didem Engin, AB Fonlarýyla yürütülen projelerin ihale yöneticisi. Engin’in Hürriyet gazetesinden Yalçýn Bayer’e Ýstanbul’dan 2007 genel seçimlerýnde milletvekili aday adayý olduðunda söyledikleri dikkat çekici. “CHP’nin AB’ye karþý olduðu düþünülemez. CHP, Atatürk’ün partisi; bütün reformlarýn temelinde zaten Avrupa var. CHP’nin AB’ye yönelik politikalarýnýn çok doðru anlaþýlmadýðýna inanýyorum. Hem yurtiçinde, hem de yurtdýþýndaki basýnda maksadýný aþan yanlýþ deðerlendirmeler yapýldýðýna inanýyorum

    Didem Engin, Fransýz Büyükeçiliðine baðlý ‘Charles de Gaulle Lisesi’ni bitirmiþ. Galatasaray Endüstri Mühendisliði’ni ikinci olarak bitirdikten sonra Avrupa Komisyonu Jean Monnet Bursu’nun yazýlý sýnavýný 1. olarak kazanarak Belçika Bruges’deki College of Europe’de ‘Avrupa Ekonomisi’ alanýnda yüksek lisans yapmýþ. AB kurumlarý için üst düzey bürokrat yetiþtiren bu okuldan mezun olanlar genellikle Avrupa Komisyonu, Parlamentosu gibi yerlerde görev alýyorlar. Engin daha sonra Ankara’ya dönmüþ ve AB fonlarý ile yürütülen projelerin ihalelerini düzenleyen ‘Merkezi Finans ve Ýhale Birimi’nin kuruluþunda görev almýþ ve bir yýl kadar da ihale yöneticisi olarak görev yapmýþ. Engin, “Ne yazýk ki Türk þirketlerinin AB fonlarýndan yeterince haberdar olup yararlanamadýðýný üzülerek gördüm.üünkü teknik ve idari olarak yeterli teklif verilemiyordu. Onlarý bu süreç içinde daha fazla destekleyebilmek için ayrýlarak kendi danýþmanlýk þirketimi kurdum. Bu yolla Türk þirketlerine AB baþta olmak üzere Dünya Bankasý, BM ve hatta Avrupa’daki kamu ihaleleri konusunda destek veriyoruz. Bunun yanýnda baþta DPT olmak üzere pekçok bakanlýk çalýþanlarýna yapýsal fonlar, AB proje hazýrlama teknikleri, uluslararasý finansman kaynaklarý ve lobi teknikleri üzerinde eðitim programlarý uyguluyoruz.” diyor.
    http://www.ekoayrinti.com/news_detail.php?id=44329

    2- Mesut Deðer; Seçim ve Hukuk Ýþlerinden Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý

    CHP Parti Meclisi üyesi Mesut Deðer, yazdýðý ‘Kürt Sorunu mu?‘ adlý kitapta çok tartýþýlacak önerilerde bulundu. Genel Baþkan Kemal Kýlýçdaroðlu’nun daha önce gündeme getirip vazgeçtiði ‘genel af’ önerisini kitabýna taþýyan Deðer, BDP’nin söylemlerine paralel olarak “Artýk herkes ücalan’la ilgili elini taþýn altýna koymalý” diyerek Abdullah ücalan’da dahil olmak üzere terör örgütü PKK’nýn bütün kadrolarýný kapsayacak bir genel af kanunu çýkarýlmasý gerektiðini savundu.
    http://www.gazetevatan.com/haber/genel-af-herkese-uygulanir/325496/9/Siyaset

    Deðer, kitabýnda ‘Türklüðü’ vatandaþlýk olarak tanýmlayan Anayasa’nýn 7. maddesinin deðiþtirilebileceðini belirtirken, Kürtçenin de resmi okullarda seçmeli ders olarak okutulmasýný istedi. Ayrýca terörün sona ermesi için eþzamanlý bir ateþkes kararý alýnmasý çaðrýsýnda da bulundu.

    3- Mehmet Zeki Gündüz; Gençlik ürgütlenmesi ve Gençlik Kollarýndan Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý

    Zeki Gündüz, 8 yýl Maliye Müfettiþliði yaptýktan sonra 1992 yýlýnda PwC ( Pricewaterhousecoopers)Türkiye Vergi Hizmetleri firmasýna Vergi Müdürü olarak katýldý.. 1997 yýlýndan itibaren PwC firmasýnýn ortaklarý arasýnda yerini aldý. Tüm sektörlerde yerel, uluslararasý pek çok projede görev alan Gündüz “Transfer Fiyatlamalarý”, “Ýlaç sektörü”, “Müþteri Eðitimleri” ve “Vergi/Gümrük Uyuþmazlýklarý” grup liderliðini sürdürdü. TüSÝAD Vergi Komisyonu ve þeffaflýk Derneði (Transparency International) Yönetim Kurulu üyesi http://www.istekobi.com.tr/kobi-bilgi-merkezi/isin-uzmanlari/zeki-gunduz-u12.aspx

    þimdi, CHP’nin yeni Genel Baþkan Yardýmcýsý Mehmet Zeki Gündüz’ün yöneticisi ve ortaðý olduðu PwC firmasýna daha yakýndan bakalým. PwC, Türkiye Cumhuriyetinin gözbebeði kamu varlýklarýnýn, üretim araçlarýnýn özelleþtirilmesi sürecinde küresel sermaye þirketlerine kýlavuzluk yapýyor. ürneðin Türkiye Elektrik Daðýtým A.þ.’nin (TEDAþ) özelleþtirmesi sürecinde PwC Türk elektrik piyasasýnda elektrik üretim ve daðýtýmýnda yerli-yabancý özel þirketlere ne tür olanaklar, fýrsatlar sunulduðunu detaylý biçimde raporluyor. raporun detaylarý oldukça dikkat çekici. Türkiye Cumhuriyeti üzelleþtirme Ýdaresi üretim araçlarýnýn özelleþtirilmesi için yeni bir strateji belirlemiþ olup, söz konusu süreç için hazýrlýk çalýþmalarýna baþlamýþtýr. üalýþmanýn ilerlemesine baðlý olarak özelleþtirme sürecinin 2010 yýlýnýn 2. çeyreðinde baþlamasý beklenmektedir. Ayrýca, elektrik daðýtým tarafýnda, 7 adet daðýtým bölgesinden kalan 4 bölge ihaleye açýlmýþ olup söz konusu ihale için son tarih 22 Temmuz 2010′dur. Bu iki broþürün amacý, yatýrýmcýlara daðýtým bölgeleri ve enerji santrellerinin özelleþtirme programý hakkýnda kýsa bir bilgi vermektedir. Bunlara ek olarak, söz konusu broþürler PwC Türkiye altyapý, madencilik ve enerji ekibinin uluslararasý enerji þirketleri ya da finansal kuruluþlarýn Türkiye yapacaklarý yatýrýmlar konusunda þirketlere nasýl destek verebiliceðini de göstermektedir http://www.pwc.com/tr/tr/industry/energy-utilities/elektrik-uretimi-ve-dagitimi.jhtml
    Yeni CHP’nin neoliberal ekonomik politikalarýnýn hayata geçirileceði olasý iktidarýnda Kemal Derviþ, Sencer Ayata, Hurþit Güneþ, Umut Oran gibi isimlerin birikim ve deneyimlerinin yaný sýra PwC firmasýnýn Know-How’u da Mehmet Zeki Gündüz sayesinde partiye akýtýlmýþ olacak.
    4-Hurþit Güneþ; Ýdari ve Mali Ýþlerden Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý
    Hurþit Güneþ, Kemal Derviþ’in Asaf Savaþ Akat, Deniz Gökçe, Taner Berksoy’la birlikte “düþünsel takým”ýnda yer alýyor. Sencer Ayata’nýn kayýnbiraderi, Sencer Ayata’da Hurþit Güneþ’in eniþtesi. þÝmdi eniþte-kayýnbirader yeni CHP yönetiminde postmodern neoliberal misyonlarýný sürdürmek için genel baþkan yardýmcýlýðý görevlerini birlikte ifa edecek. Neoliberal Ýktisat ve postmodern sosyolojinin sinerjizmasý partiye lokomotif olacak. Kulislerde Kemal Derviþ’in, adaþý Kemal Kýlýçdaroðlu’na yeni, CHP yönetiminde Güneþ-Ayata ikilisini genel baþkan yardýmcýsý olarak atamasýný tavsiye ettiði söyleniyor. Hurþit Güneþ, “Piyasa ekonomisi bir genel sistem olarak elbette tercih edilmeli. üünkü ekonomiye canlýlýk, dinamizm saðlar”. diyor. Güneþ’in neoliberal iktisat birikiminin de itici gücüyle devletçi, kamucu takýntýlarýndan arýndýrýlacak yeni CHP, serbest piyasacý Avrupacý/Atlantikçi/Neo Kemalist sosyal demokrasi kulvarýnda yerini alarak küresel dalgalara karþý baþarýyla yelken açacak.

    5-Sencer Ayata; Ar-Ge BYK Platformundan Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý

    Sencer Ayata’yý Taha Akyol’un yorumuyla daha iyi anlayabiliriz. Taha Akyol’un Milliyet gazetesinde 11 Ekim 2010′da yayýmlanan “CHP’de bir sosyolog” baþlýklý yazýsý CHP’deki deðiþimin ne yönde olduðunun çarpýcý bir göstergesi. Akyol, Sencer Ayata ve Kemal Kýlýçdaroðlu’na bu deðiþime (metamorfoza) katkýlarýndan dolayý bakýn nasýl övgüler düzüyor.

    Prof. Sencer Ayata’yý oraya getiren faktör, CHP’de Kýlýçdaroðlu ile baþlayan “toplumun ihtiyaç ve taleplerini” anlama çabasýdýr. Ayata’nýn akademik önemi yaptýðý çalýþmalardan bellidir. “Sermaye Birikimi ve Toplumsal Deðiþim” konulu çalýþmasý, Anadolu’daki büyük deðiþimin incelenmesidir. Ayata “göklerden” bakýp “yeþil sermaye” diye damgalamamýþ, aksine Anadolu’daki sermaye birikimini bir modernleþme süreci olarak incelemiþtir. Gardýrop devrimcisi” nin bakýþý deðil, sosyoloðun bakýþýdýr bu...”

    Eveet, Türkiye Cumhuriyetinin çözüþtürülmesinde ve “Anadolu Ýslam Federasyonu’na dönüþtürülmesinde (metamorfozunda) itici rol oynayan Ýslami sermaye birikiminin yeni CHP yönetimine kýlavuzluk yapan Sencer Ayata’nýn sosyolojik bakýþýyla nasýl çarpýtýldýðýna bakar mýsýnýz? Cemaatle iç içe yeþil sermaye ve örgütleri; Müstakil/Müslüman Sanayici ve Ýþadamlarý Derneði (MüSÝAD), Türkiye Ýþadamlarý ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) ve diðerleri. Son örneði Türkiye Odalar ve Borsalar Birliði’ne baðlý Dýþ Ekonomik Ýliþkiler Konseyi’nin (DEÝK) yerini Fethullah Gülen destekli TUSKON’un almasý. Rusya Devlet Baþkaný Medyedev’in Türkiye’yi ziyareti sýrasýnda yapýlan Türk-Rus Ýþ Konseyi toplantýsýnda ev sahipliðini üstleniyor TUSKON. Anadolu’daki yeþil sermaye patlamasý modernleþme süreci olarak ele alýnýyor artýk CHP’de, týpký AKP’deki gibi. Gardrop devrimciliði diye aþaðýlanan Cumhuriyet ideolojisi, postmodern neoliberal küresel iþbirlikçi demokrasi ideolojisine dönüþtürülüyor el yordamýyla. http://www.ilk-kursun.com/2010/10/chpdeki-donusume-metamorfoz-ikinci-cumhuriyetci-destegi/

    Sencer Ayata’nýn AKP ile ilgili 2007 yýlýndaki yazýsý da oldukça ilginç. CHP’ye biçilen yeni küresel misyonun ipuçlarý da var bu yazýda. AKP muhafazakar deðerler sistemi içinde modernleþmenin yaygýnlaþmasýný teþvik ediyormuþ. Ekonomi; istihdam, eþitsizlik, sosyal güvence eksikliði gibi temel sorunlar sürüyor olsa da bir bütün olarak büyümüþ. Sorunlar sosyal dayanýþma ile hafifletiliyormuþ. AKP, piyasa ekonomisinin çözemediði istihdam sorunlarýný, sosyal sorunlarý, bu toplumsal dayanýþma aðlarý vasýtasýyla hafifletiyormuþ. Piyasa reformlarýný, diðer birçok ülkede sol iktidarlar getirirken bizde ekonomik liberalizm uygulayan parti, kendi açýklarýný kendi kapatýyormuþ. Türkiye’de ekonomik liberalizm, böylelikle muhafazakar bir cemaatçi dayanýþma ile birlikte yürüyor, siyasi istikrar bu yoldan saðlanýyormuþ. CHP’nin iktidara gelebilmesi için ekonomiyi AKP’den daha iyi yöneteceðini kanýtlamasý gerekiyormuþ.

    Ekonominin ve istihdamýn % 50′den fazlasýnýn kayýt dýþý olduðu, iþsizliðin % 15′lere, kentlerde eðitimli genç nüfus gruplarýndada % 40′lara ulaþtýðý, gelir daðýlýmýnýn alabildiðine bozulduðu, yoksulluðun derinleþtiði, gerçek ücretlerin gerilediði, vergi yükünün % 70′lere dayanan dolaylý vergilerle yoksul sýnýf ve katmanlarýn üzerine yýkýldýðý, primlerini ödeyemeyen milyonlarca yurttaþýmýzýn sosyal güvenlik kapsamý dýþýna itildiði bir sosyoekonomik iklim nasýl da toz pembe hale getiriliyor bakar mýsýnýz?

    þimdi CHP’nin postmodern, neoliberal, küresel ekonomik/politik/sosyal biçimlendirme aþamasýna geliyoruz. Bu küresel eklemlenme sürecinde Atlantik ötesindeki think-tank kuruluþlarýndan CHP’ye biçilen yeni roller de bu sürecin tamamlayýcý unsurlarý. http://www.ilk-kursun.com/2010/09/yeni-kuresel-kiskac-yeni-kemalizm/

    **

    Yeni CHP ‘nin Yeni Yönetimi yazýmýn ikinci bölümünde Genel Sekreter ve Parti Sözcüsü Süheyl Batum, Ekonomik ve Mali Politikadan Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý Umut Oran ve yeni yönetimin en kritik görevini üstlenen ürgütlenme ve ürgüt Yönetimlerinden Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý Gürsel Tekin’i irdeleyeceðim.


    Ali Rýza üçer
    ÝLK KURþUN

  10. #10
    bozok
    Guest

    Cevap: CHP ne tarafa?

    Yeni CHP’nin Yeni Yönetimi-2 (Gürsel Tekin)

    8 Kasým 2010



    Yeni CHP’nin Yeni Yönetimi yazýsýnýn ilk bölümünde Kemal Kýlýçdaroðlu’nun “Partide korku imparatorluðunu yýktýk, þimdi sýra Türkiye’de” müjdesini verdiði operasyonla göreve baþlayan Kadýn ürgütlenmesi ve Kadýn Kollarýndan Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý Didem Engin, Seçim ve Hukuk Ýþlerinden Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý Mesut Deðer, Gençlik ürgütlenmesi ve Gençlik Kollarýndan Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý Mehmet Zeki Gündüz, Ýdari ve Mali Ýþlerden Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý Hurþit Güneþ ve Ar-Ge BYK Platformundan Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý Sencer Ayata’yý deðerlendirmiþtim.

    http://www.ilk-kursun.com/2010/11/ka...-1/#more-63547
    Yeni CHP’nin Batýya (AB/ABD) daha baþarýlý biçimde eklemlenebilmesi için yönetime taþýnan yeni yöneticilerinin çoðunluðunun ortak özelliði CHP’nin geleneksel Cumhuriyetçi/Devletçi/Devrimci/Milliyetçi/Halkçý/Laik çizgisi “Altý Ok” dýþýnda olmalarý. CHP’nin ekseninin Kemalizm’den Yeni Kemalizm’e (Neo Kemalizm) kaydýrýlmasýnda rol alacak yeni aktörlerin tanýnmasý, sürece ýþýk tutmasý bakýmýndan da önem taþýyor.

    Yazýmýn ikinci bölümünde yeni yönetimin en kritik görevini üstlenen ürgütlenme ve ürgüt Yönetimlerinden Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý Gürsel Tekin’i irdeleyeceðim.

    Burada konuyla baðlantýlý olarak dikkat çekmek istediðim bir baþka nokta Cumhuriyet gazetesinde “Olaylar ve Görüþler” sayfasýnda bir kaç aydýr oldukça sýk konuk edilen WINEP (Washington Institute for Near East Policy, Türkiye Araþtýrmalarý Programý Direktörü) Soner üaðaptay’ýn yazýlarý. üzellikle de üaðaptay’ýn referandumdan kýsa bir süre önce bu köþede yayýmlanan Yeni Kemalizm…” baþlýklý yazýsý. üaðaptay yazýsýnda CHP’de Deniz Baykal sonrasýnda Kemal Kýlýçdaroðlu ile olumlu bir dönüþümün baþladýðýný, yeni CHP MYK’da rekor sayýda kadýn ve bir de imamýn bulunmasýnýn bu dönüþüm için umut verici olduðunu dile getiriyor. “AKP’nin seçim baþarýlarýnda ileriye dönük bir vizyonu olmasýnýn rol oynadýðýný, Baykal’lý CHP’nin ise deðiþimin karþýsýnda duran (statükocu), hep hayýr diyen bir parti gibi göründüðünü” söylüyor. üaðaptay, “CHP’nin odaklanmasý gereken Yeni Kemalizm (Neo Kemalizm), geleneksel Kemalizmin Türkiye’nin Batýlýlaþma sürecine olan baðlýlýðýný sahiplenmeli, bu yolda AB üyeliðini ve bu üyeliðin olmazsa olmazý olan liberal deðerlerin korunmasýný birinci siyasi önceliði yapmalýdýr “diyor.

    http://www.ilk-kursun.com/2010/09/ye...yeni-kemalizm/
    Atlantik ötesinden CHP’ye biçilen misyonun açýk seçik biçimde dile getirildiði bu yazýnýn ana fikri, CHP’nin Cumhuriyetin geleneksel rotasýnýndan saparak ABD/AB güdümlü neoliberal bir eksene oturtulmasýna dayanýyordu. CHP’de korku imparatorluðunu yýktýðýný iddia eden yeni yönetim anlayýþ ve yapýlanmasýný da Ýsrail ve ABD’nin Orta Doðu giriþimlerine düþünsel taban oluþturmak üzere kurulan WINEP temsilcilerinin Atlantik ötesinden gelen telkinleriyle bir arada deðerlendirmek gerekiyor. Yeni CHP yönetimine yandaþ medya desteðini de bu çerçevede anlamlandýrabiliriz.

    6- Gürsel Tekin; ürgütlenme ve ürgüt Yönetiminden Sorumlu Genel Baþkan Yardýmcýsý
    Yandaþ medyada büyük bir ilgiye mazhar olan Gürsel Tekin “bir rivayete göre” (ne demekse) anne tarafýndan Kürt ve Alevi olduðunu söylüyor, annesi ve ablasýnýn baþýnýn kapalý olmasýyla övünüyor. Böylece bir taþla bir çok kuþu gözünden vurmuþ oluyor. Kafe iþletmeciliðinden petrol iþverenliðine sýçrayarak baþarýsýný kanýtlayan Tekin siyasette de iþ hayatýndaki gibi iddialý.
    http://skyturkvngenc.wordpress.com/2...sosyal-fasist/

    Yaklaþýk 2 yýl önce Deniz Baykal’a Eyüp’te çarþaf açýlýmýný yaptýran Ýstanbul Ýl Baþkaný Tekin, Ahmet Hakan’a “Ben CHP Ýstanbul Ýl Baþkaný olarak üniversitelerde türbanýn özgür olmasýný istiyorum” diyor..Ahmet Hakan “Böyle bana özel konuþmak olmaz… Bunun yazýlmasýna razý mýsýn?” diye soruyor. Tekin’in yanýtý çok açýk: “Evet, yazabilirsin.” Ahmet Hakan’da köþesinde iftiharla yazýyor bunu. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...rid=131&gid=61

    Kemal Kýlýçdaroðlu’nun durup dururken üniversitede türban sorununu ben çözerim diye ortaya çýkmasýnýn arkasýnda da Gürsel Tekin var. Laiklikten verilen ödünlerle CHP’nin büyütüleceði savlanýyor. Oysa ki bu konunun nasýl bir bataklýk olduðu, elini verenin önce kolunu sonra her þeyini kaptýracaðý yaþanan ibretlik derslerle doludur. üniversitede türbana yol açýldýktan sonra, sýra kamuda, ilk ve orta öðretimde türban ve çarþafa gelecek. AKP Kýzýlcahamam kampýnda AKP kurucusu Fatma ünsal’ýn Tayyip Erdoðan’a “2011 seçiminde mutlaka baþörtülü milletvekili adayý gösterilmesi gerekir. Eðer bunu Ak Parti çözemeyecekse baþka partilere çaðrý yapmak için Ak Parti’den ayrýlýrým” sözüne Erdoðan’ýn “Samimiyetimizi sorgulamayýn. üocuk bile 9 ay 10 günde oluyor“. yanýtý laiklikten ödün sürecinin kamusal alanda da nasýl geliþeceðinin ve elini veren CHP’nin nasýl kolunu kaptýracaðýnýn ipucu niteliðinde.
    http://www.milliyet.com.tr/-cocuk-bi...?ref=OtherNews

    Ýsmet Ýnönü’nün kýrklý yýllarda, çok partili sisteme geçiþ sürecinde laiklikten verdiði ödünler CHP’nin iktidardan düþmesini engeleyemediði gibi partinin temel ekseninden kaydýrýlmasýnda öncü rol oynamýþtýr. Ýmam Hatip okullarýnýn açýlmasý, Ýlahiyat Fakültesinin kurulmasý, devletin tehlike algýsýnýn deðiþtirilerek irticanýn tehdit unsuru olmaktan çýkartýlmasý, Said-i Nursi’nin CHP’deki deðiþiminden memnuniyetini dönemin parti genel sekreteri Hilmi Uran’a yazdýðý destek mektubu, CHP tarihinden çýkartýlacak ibretlik derslerdendir. http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...d=16119371&p=2

    Ýsmet Ýnönü’nün Cumhuriyetimizin temeli olan laiklik ilkesinden verdiði ödünler CHP’nin 1950′de iktidardan düþmesine engel olamadý. Zira ödün kapýsýný açtýðýnýzda sizden daha fazla ödün verecekler çýkacak ve demokrasi oyunu adý verilen popülist düzlemde size daima fark atacaktýr. Bülent Ecevit’in Fethullah Gülen’e ve cemaate övgü dolu sözleri ve desteði baþka bir ibretlik derstir. Atlantik ötesinden planlanan bir kriz senaryosuyla DSP’nin parçalanarak AKP hükümetine yol açýlmasýnda parti içerisindeki Fethullah Gülen’e yakýn milletvekilllerinin aldýðý tavýr belirleyici olmuþtur.

    Vereceðiniz ödünlerle iktidar kapýsý geçici bir süreyle açýlmýþ olsa da er ya da geç bu ödünlerin bedelini partiye ve ülkeye ödetme zamaný gelecektir.



    Dr. ALÝ RIZA üüER
    ÝLK KURþUN

2. Sayfa - Toplam 6 Sayfa var BirinciBirinci 1234 ... SonuncuSonuncu

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  
 
Turan Ordusu
   
Bitkisel Tedavi | Dogal Tedavi | Gazete Haberleri | Sikayet Yolla | Tüketici Haklari | Aloe Vera | Nas?l Zayiflarim | Diyet Liste | Bitkisel Tedavi