Aydın Doğan Oktay Ekşi için Ne Dedi?


Artık bir davanın ismi olmaktan çıkıp , bir sürecin ismine dönüşen "Ergenekon" aynı zamanda yarattığı , öğüttüğü ve hatta öldürdüğü karakterlerle bir Dostoyevski romanını andırmaya başladı.

İnsanlar karakterlerinin gölgesi altında çok ağır sınavlar veriyorlar. Bu sınav geçmişlerinden taşıdığı yük ağırlaştıkça daha da bir zor oluyor.

Süreç en son Oktay Ekşi'yi harcadı.

78 yaşında, dünyalığını çoktan yapmış, toplumsal statüsü itibarı ile kaybedecek çok da fazla şeyi olmaması gereken bir adamın dilinin ölçüsünü tutturamamasını Başbakana bir özür ve gerekirse açılacak hakaret davasında bir mahkumiyetle ödemesini beklerdik.

Fakat aynı Oktay Ekşi'nin; bu Millet'e "ananı da al git" , bu Millet'in anasını belleyene ise "Sayın" diyecek kadar kendi dilinin ölçüsünü kaçırmış Tayyip Erdoğan'ın savurduğu tehdide karşı dik durması gerekiyordu.

"Ergenekon" sürecinde "Sarı üküz"leri feda etme dönemini çoktan geçtik. "Sarı üküz"'ü feda ederek sürüyü ve kendilerini kurtarabileceklerini zannedenler bu sorunun sarı olmak değil öküz olmak olduğunu geç anladılar. "Sarı öküzleri" feda edenlerin diline pelesenk olan bir satış bahanesi vardı her zaman:

"Ee canım, o da çok sert yazıyordu/çok asiydi/çok göze batıyordu"

Oktay Ekşi'de zamanında kendi "sarı öküz"ünü savunmazken aynı bahaneyi kullanmıştı. Oktay Ekşi'nin zamanında sahip çıkmadığı "sarı öküz" kimdi sizce?

"Ergenekon" sürecinde gazeteci Vedat Yenerer tutuklandığında, başlarında merhum gazeteci Kemal üapraz'ın bulunduğu bir grup gazeteci Oktay Ekşi'yi ziyarete gitti.

Bu gazeteciler Oktay Ekşi'ye Vedat Yenerer'in yılların gazetecisi olduğunu ve en azından bir açıklama ile sahip çıkılması gerektiğini belirttiler.

Oktay Ekşi'nin cevabı ne oldu:

"O da çok ağır yazıyordu, televizyon programlarında da ağır konuşuyor"

Gazeteci Vedat Yenerer tutuklandığında sahip çıkmayan Oktay Ekşi, yaklaşık 2.5 sene sonra, Başbakan'ı "anasını satan zihniyetle" özdeşleştiren yazısı sonrası istifa etmek zorunda kaldı. Internetajans'tan Zahide Uçar'ın zamanında aktardığı bu anektodu güncelliğine binaen yeniden gündeme getirmek bize düştü.

Yıllarını verdiği gazetesi , istifa haberini sanki gazetenin ulaştırma şefi istifa etmiş havasında duyurdu. Oktay Ekşi'ye gram sahip çıkmadı.

Hürriyet o kadar sahip çıkmadı ki , Oktay Ekşi ile ilgili haberini okuyucu yorumlarına bile kapattı; okuyucu yorumları üzerinden bile 34 yıllık başyazarına sahip çıkmadı.

Birileri Oktay Ekşi için Aydın Doğan'a gittiğinde, Aydın Doğan'da Oktay Ekşi için...

"Canım o da çok ağır yazıyordu"

dedi mi sizce?

Sizce Oktay Ekşi, zamanında Vedat Yenerer'e tek satır sahip çıkmazken ettiği bu lafı kendisi için haketti mi?

"Sarı üküz" feda ederek kurtulabileceklerini zanneden komutanların, patronların, yazarların, siyasilerin bu hikayeden çıkarabilecekleri çok ders var.

Türkiye bataklık kıvamında insan öğütürken çamurundan insan müsveddesi yaratmaya devam ediyor.



Açık İstihbarat / 31 Ekim 2010