Gül'ün üdül Aldýðý Chatham House "Derin Dünya Devleti"'nin Neresinde?
Sizi bilmem ama bana göre dünyadaki en “sofistike” derin devlet örneði Ýngiltere’dedir. Bunun ana nedeni ise arkasýndaki “sýnýfsal yapý” ile ilgilidir. üünkü “aristokrat” karakterlidir.
Aristokrasi ise tarihin kaydettiði en seçkin ve rafine sýnýftýr. Yüzyýllara dayalý bir yönetme birikimi ve pratiðine dayalýdýr. (Pek bilinmez ama Amerikalýlarýn OSS’sini CÝA’ya çevirende Ýngilizlerdir.)
Ayný þekilde siz gene Amerikalýlarýn “Kýrmýzý Urbalý”larla baðýmsýzlýk savaþý yaptýklarýna falan bakmayýn. Bunlar Kaptan Swing ve üelik Bilek çizgi romanlarýndadýr. Gerçekte Amerikan devleti denen þey Ýngilizlerin Anglo-Sakson geleneðinin bir uzantýsý ve projesidir. Amerikan yönetim elitleri bile Ýngiltere’den “ihraç”týr….
Bunu anlamak için 1620 yýlýnda Ýngiltere’nin Southampton limanýndan Amerika’ya göçmen taþýyan “Mayflower” isimli geminin yolcu listesi bile yeterlidir. Kolonileþme döneminde yola çýkan bu gemi adeta bir tür “kuluçkalýk” gibidir.
Bu gemidekilerin atalarýndan –Bush’lar dahil- tam 17 ABD baþkaný çýkmýþtýr. üstelik bu 17 aile bir þekilde birbiriyle akrabadýr. O halde burada bir “tesadüf”ten ötede bir “misyon” aramak gerekecektir.
Niçin Amerika’ya göçmüþ on binlerce aile çiftçi olup kalýr iken, bu gemideki 17 aile Amerika’nýn geleceðinde söz sahibi kuþaklar yetiþtirmiþ olsun?
Her dönem geçerli olan Ýngiliz-Amerikan ittifakýnýn temelinde bu aileler ve onlarýn “gizli misyon”larý mý vardý?
O halde “MayFlower” gemisi ilerideki “baþkan tohumlarý” taþýyan bir tür “koza” mýydý acaba? Bu Ýngiltere’nin bir “geleceðe yatýrým”ý mýydý? (Ayný Ýngiltere’nin bizde de “geleceðe yatýrým” olarak deðerlendirdiði kimseler var mýdýr?)
Tabi bizim “derinler” üç günlük bile plan yapamadýklarýna göre bunu anlayamayýz. (Listeyi isim isim sayardým ve bu ilginç öyküyü anlatýrdým ama yazý uzayacak.)
(Açýk Ýstihbarat : Mayflower gemisindeki tam yolcu listesini ve biyografilerini görmek için týklayýn)
En tepede “kraliyet ailesi”nin bulunduðu bir “aristokratik havuz” söz konusudur. Asýl iþler devlet dairelerinde deðil, devasa þatolarda, malikanelerde bitirilir.
Bu anlamda kraliyet ailesi sadece “sembolik” olarak var deðildir. MI6’nýn kökenine gelince onun asýl kuruluþ adý bile “Her Majesty Secret Service”tir. (Yani “Majestelerinin / Kraliçe’nin Gizli Servisi”.)
Ýngiliz soylularý, Lordlarý ve sonradan “Lord” ünvaný almýþ banker Rothchild gibi büyük finans temsilcilerinin ekseninde büyümüþtür. Ayrýca yapý içinde masonlarýn da etkisi büyüktür. üünkü dünyadaki en büyük ve en etkin mason localarý Ýngiltere’dedir. Büyük emperyal planlarý hep Ýngilizler yapmýþtýr. Bizimde baþýmýza bela olan “Arabistanlý Lawrence” örneði bile bu iþleri ne kadar ciddiye aldýklarýnýn bir örneðidir. Bugün BOP diye bilinen proje bile özünde 1900’lerin baþýndaki Ýngiliz derin devletinin bir projesidir.
Ayný nedenle siz Ýngiltere’nin gerilemiþ emperyal güç oluþuna bakmayýn. Bugün dünyadaki ve özellikle de Ortadoðu’daki birçok durumda Ýngiltere’nin derin etkilerini halen bulabilirsiniz. Bu geleneksel aristokratik “derin akýl” sayesindedir. Konum kaybetmekle etki kaybetmek farklý þeylerdir.
Osmanlý’nýn mirasý üzerinde yükselen Türkiye Cumhuriyeti’de bunu yapabilirdi ama nedense yapamamýþ görünüyor. O yüzden kendi “Chatham Hause” gibi bir kuruluþumuz yoktur, o yüzden ayaklarýna kadar gidip onlardan “ödül” alýrýz ve o yüzden bize de içi boþ “Yeni Osmanlýcýlýk” hayalleri kalýr!
Neyse efendim, bu kadar “tarihsel arka plan” yeter. Gelelim sadede;
CHATHAM HOUSE “DERÝN DüNYA DEVLETÝ”NÝN STRATEJÝK-ENTELEKTüEL MOTORUDUR!
Bu anlamda Ýngiliz derin devleti bir aristokratik kolaj gibidir.
Merkezinde, çekirdeðinde Kraliyet ailesi, Lordlar kamarasý uzantýlý bir “soylular” yapýsý ve onlarýn özellikle güvenlik bürokrasisi içindeki MI5, MI6 gibi birimler, Scotland Yard vardýr.
Hatta Exeter, (Abdullah Gül’de bu üniversitede eðitim almýþtýr) Oxford, Cambridge gibi üniversitelerin yönetim kademesi bile bu aða dahildir. Entelektüel boyutunu hazýrlamakla ve kadro devþirmekle yükümlüdürler. Bu anlamda Ýngiliz derin devleti aristokratik bir Anglo-Sakson elitler temeli üzerinde kuruludur.
Ýngilizler dünyayý yönetmek için önce akýl ve bilgi gerektiðini anlamýþlardýr. (Yani ki “bizdekilerde olmayan þeyler” desem aðýr mý kaçar acaba?)
O yüzden ki gizli servislerinin adý “Intelligence Service” (Akýl, zeka, idrakle ilgili) tir.
Bu yüzden strateji oluþturmak için bilgiye dayalý, entelektüel faaliyetlere özel bir itina göstermiþlerdir. Emperyal politikalarýný bunun üzerine oturtmuþlardýr.
007 James Bond’un yaratýcýsý bile bir MI6 ajaný olan Ian Fleming’tir.
Ýþte bu kuruluþlarýn baþýnda ise “Chatham Hause” diye bildiðimiz “Royal Institute for International Affairs” (Kraliyet Uluslar arasý Ýliþkiler Enstitüsü) gibi sivil görünümlü ”think-tank” (düþünce kuruluþu) gelir.
Ancak Chatham House Ýngiliz menþeli olsa bile gerçekte çok daha büyük bir “Küresel Oyuncu”, strateji çizicidir. Dünya çapýndaki “að”ýn önemli bir parçasýdýr. Temelinde “Tek Dünya Devleti” tasarýmýnýn olduðu “Küresel Kraliyet” projesinin yürütücüsüdürler.
Küresel çapta Anglo-Sakson ve Protestan elitlere dayalý bir “Evrensel Oligarþi” yönetimi arayýþýndadýrlar..Onlar “Yeni Dünya Düzeni”nin mimarlarýydýlar. “Ýlluminati þebekesi”nin bir parçasý olduklarý da ileri sürülmekteydi.
KüKENÝNDE “YUVARLAK MASA”NIN MAJESTÝK OTEL TOPLANTISI VAR!
30 Mayýs 1919’da Paris Majestic Otel’de bio ‘Raund Table’ (yuvarlak masa) toplantýsý yapýldý. Yuvarlak Masa’nýn fikir babasý Oxford üniversitesi profesörlerinden John Ruskin’di.
(Aslýnda kökleri1877’ye kadar uzanýr. Giriþimcileri arasýnda John D. Rockefeller, John P. Morgan, Andrew Carnegie, Mayer A. Rotschild ve Cecil Rhodes beþlisi vardýr. Bize de I. Dünya Savaþý sonrasý koþullarý dayatanlar bunlardýr.)
I. Dünya Savaþý henüz bitmiþti. Artýk dünyaya yeni bir þekil vermenin zamanýydý. Geleceði ellerinde bulundurmak isteyen güçler, bunun için harekete geçme kararý aldýlar.
Bu toplantýdan bir Uluslararas Ýliþkiler Enstitüsü (Institute of International Affairs) kurulmasý kararý çýktý. Kuruluþun baþýnda ise Astor ailesinin baþý John Jakop Astor vardý. Söz konusu grup, 5 Haziran’da bir daha toplandý ve oluþumun tek bir organizasyon olarak deðil de birbirine baðlý bir að olarak kurulmasýnýn daha uygun olacaðý sonucuna vardý. Toplantýnýn sonunda bazý ‘think-tank’lerin kurulmasý kabul edildi. Bunlar arasýnda ABD merkezli “Council on Foreign Relations” (Dýþ Ýliþkiler Konseyi / CFR), Londra merkezli Kraliyet Uluslararasý Ýliþkiler Enstitüsü-Royal Institute of International Affairs (RIIA), -ki ‘Chatham House’ olarak da bilinir- vardý. Ayrýca Uzakdoðu ve Hamburg için de bir kol kuruldu
. Oluþumlarýn baþýný çeken ise Rotschild’larýn Güney Afrika’daki taþeronu Lord Alfred Milner’di. Artýk ‘Yeni Dünya Düzeni’ için kollarý sývayabilirlerdi. Bundan sonra Batý dünyasýnda baþý çekecek olan devletlerin dýþ politikalarýna bu kurumlar yön verecekti.
Ayrýca aþaðýda sayacaðýmýz örgütlerin hepsinde “Chatham House Kuralý” diye bilinen kural geçerlidir. Yaný sýra bunlar Chatham Hause yapýlanmasýný “model” almýþlardýr. Buna göre konuþmalar dýþarý sýzdýrýlamaz, sýzsa bile konuþmacýnýn kimliði gizli tutulmak zorundadýr.
KüRESEL PUZZLE’NIN AYAKLARI
Tarihsel sýralama olarak 1920 yýlýnda önce “Chatham House” kuruldu. (Bir anlamda daha 3onraki yapýlarýn hepsinin lokomotifi “Chatham House”dýr diyebiliriz.)
Onu 21 Temmuz 1921’de New York’ta kurulan “Council on Foreign Relations” (Dýþ Ýliþkiler Konseyi / CFR)’ýn kuruluþu izledi. Kurucularý Walter Lipmann ve J.P. Morgan’dýr. CFR’nin ilk baþkanlýðýný Senar6shy;tör Rudy Boschwitz, fahri baþkanlýðýný ise uluslararasý bankerlik þirketi Kuhn-Leob Co.’dan Elihu Root yapmýþtýr. Paul Warburg, Otto Kahn ve Jacob Schiff’de önayak olanlar arasýndadýr. ürgütün merkezi New York’un 68’inci Caddesi’nde tarihi bir binadadýr. Carneige Vakfý, Rockefeller ailesi ve Wall Street bankerlerinin mali destekleriyle büyümüþtür. (Amerikan Merkez Bankasý “Federal Reserve’nin özelleþtirilmesine de bunlar saðlamýþtýr. “Paradan para kazananlar” olarak da bilinirler.)
Derin Dünya Devleti’nin “Politbürosu” veya “Merkez Komitesi” olarak da anýlmaktadýr. Derin Dünya’nýn en seçkin kadrolarý burada toplanmýþtýr. Rockefeller ailesi baþý çekmektedir. ABD’nin küresel politikalarý esas olarak burada çizilmektedir. O da bir sivil “Think-Tank” görünümündedir. Siyaset, medya, akademisyenler, istihbarat servisleri, büyük þirket ve bankalarýn üst yöneticilerinden oluþan son derece “seçkin” üyeleri mevcuttur. Uzun erimli hedeflerinde “ulusal devletler”in çökertilmesi ve “Tek Dünya Devleti”nin kurulmasý vardýr. Bunlar ayný zamanda dünyada “küresel sermaye” diye bilinen yapýdýr. 2007 yýlýnda baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’da burada bir konuþma yapmýþtýr.
Bu yapýlar içinde bizde en çok bilinen ve duyulaný ise “Bilderberg”dir. Aslýna bakýlýrsa Bilderberg bir örgüt adý deðildir. Bu adý almasý Hollanda’nýn Oosterberg þehrindeki ayný adý taþýyan otelden gelmektedir. Bilderberg grubu ilk toplantýsýný 1954 yýlýnda bu otelde yapmýþ ve o tarihten bu yana da bu adla anýlmaktadýr. Fakat ayný “küresel að”ýn bir parçasýdýr.
Bilderberg’in kurucularý arasýnda eski Nazi Hollanda Prene26shy;si Bernhard, Unilever Baþkaný Paul Rijkens ve Polonyalý haham/sosyolog Dr. Joseph Hieronim Retinger bulunmaktadýr. Retinger, Bilderberg’in ‘fikir babasý’ olarak bilinir. Bilderberg’in ilk kur5luþ toplantýsýna; o zamanki CIA Baþkaný William Donnavan, CIA’dan Bedell Smith’de katýlmýþlardýr. Küresel seçkinlerin “Danýþma Meclisi” ve “Derin Dünya’nýn Avrupa Ayaðý” olarak da bilinirler. Bilderberg’in her sene Mayýs sonu, Haziran baþý gibi muhtelif ülkelerde yapýlan toplantýlarýna Türkiye’den de çok sayýda baþbakan, bakan, þirket yöneticisi, üst bürokrat, medya yöneticisi, yazar katýlmýþtýr. Son zamanlarda adeta kafilelere dönüþmüþtür. Türkiye’de üç kere toplanmýþlardýr. (Ýçlerinde en popüler olaný Fehmi Koru olmuþtur) Bilderberg “Dünya Hükümeti” olarak bilinse de bu yanlýþtýr. Burada baðlayýcý kararlardan çok, eðilim tespiti yapýlýr ve önlerindeki süreçte çýkacak sonuçlar uygulanmaya çalýþýlýr. Bilderberg bir yürütme organý olmayýp, bunun ön hazýrlýklarýndan biridir. Bununla birlikte “Derin Dünya Devleti” oluþumunun organlarýnýn en önemlilerinden biridir. Bu yýlki son toplantýlarýný 3-6 Haziran 2010 tarihinde Sitgas-Ýspanya’da yapmýþlardýr. AB, yani “Birleþik Avrupa” fikri tümüyle bir Bilderberg projesidir.
Gerçekte Bilderberg, kendi baþýna oluþmuþ ya da birden ortaya çýkmýþ bir kuruluþ deðildir. Aslýnda Bilderberg, ‘derin dünya devleti’nin merkez karar mekanizmasý olan CFR’nin çok daha gizli bir biçimde uluslararasý boyuttaki uzantýsýdýr. Zaten CFR üyelerinin birçoðunun ayný zamanda Bilderberg üyesi olmasý da aradaki bu baðýn bir kanýtý sayýlabilir. Bilderberg aslýnda tümüyle bir CFR projesidir ve onun devamýdýr.
Ayný “Küresel Að”ýn son yapýlanmasý ise “Trilateral Komisyon” (üçlü Komisyon) diye bilinen kuruluþtur. Hedefin geniþlemesine paralel olarak 1973 yýlýnda kurulmuþtur. Giriþimin öncülüðünü David Rockefeller ve Zbigniew Brzezinski yapmýþtýr. üyelerini Amerika, Avrupa ve Japon kökenli iþadamlarý, bürokratlar ve fikir adamlarý meydana getirir. Sayýlarý 300 kadardýr. Söz konusu üç bölge arasýnda ekonomik ve politik tekel oluþturmak amacýyla kurulmuþtur.
Trilateral Komisyon’un üç merkezi bulunur. Bu birimler birbirleriyle koordinasyonlu olarak New York, Paris ve Tokyo’dur. Bütün toplantýlarý gizli, basýna kapalý olarak yapýlmaktadýr. Kuzey Amerika bölümünün baþýna Rockefeller getirilmiþtir. Toplantýlarý senede bir gün ve dönüþümlü olarak New York, Paris ve Tokyo’da yapýlýr. 30 üyelik bir yönetim kadrosu, aralarýnda görev daðýlýmý yapmýþ olup hedef ülkelere dair projeleri yönetir. Komisyonun ‘Trialogue’ adý altýnda bir dergisi ve ‘üçgen Kaðýtlar’ adýndaki çalýþma raporlarý vardýr.
SONUü
Bu yapýlar “tesadüfen” ortaya çýkmýþ, basit fikir üretme kuruluþlarý deðildir. Daha ilk tasarýmlarýnda küresel hedeflere göre þekillenmiþlerdir. Dünyayý bir “að” gibi sarmýþlardýr.
Ýþte Cumhurbaþkanýmýz Sayýn Abdullah Gül’ün ödül alacaðý kuruluþ ve ona paralel yapýlanmalar bugün dünyada “Derin Dünya Devleti” diye bilinen oluþumun tam merkezidir. Dünyadaki “Küresel Elite Dayalý Tekli Yönetim” anlayýþýnýn geçerli olduðu, sürecin bu yönde zorlandýðý, ulus devletlerin bu projeler uðruna parçalandýðý bir akýmýn temsilcileridir.
Biz ise buradan bakýp “Ne güzel, cumhurbaþkanýmýzý yabancýlar bile takdir ediyor”, “Kraliçenin elinden ödül alýyor”, “Ýngiliz devleti bile kýymetimizi anladý” gibi sevindirik olup, avami yorumlar yapar dururken ayný yapýnýn arka planýna baktýðýmýzda bambaþka þeyler görüyoruz…
üdül, Sayýn Cumhurbaþkanýmýza hayýrlý, uðurlu olsun!...
Atilla Akar - Ýnfial
AüIK ÝSTÝHBARAT / 09.11.2010