Almanya'nýn savunduðu çok kültürlülük bu mu?



Economist

Almanya'da bir kitap ile baþlayan ve hýzla büyüyen çok kültürlülük tartýþmasý uzun bir süre devam edeceðe benziyor. Yaþanan tartýþmalar, bugüne kadar çok kültürlülüðü savunan Merkel hükümetinin baþarýlý olamadýðýný ve bir inanýþýn çökme noktasýna geldiðini gösteriyor.

Halime Cengiz Almanya’ya nasýl uyum saðlýyor? Tipik bir "iþçi çocuðu” olan Cengiz baþörtüsü takýyor ve zamanýnýn büyük bir kýsmýný göçmenlerin yoðun olarak yaþadýðý Bremen’in Gröpelingen banliyösündeki Mevlana Camii'nde geçiriyor.

Alman pasaportu olmasýna raðmen “Kendimi hiçbir zaman Alman olarak tanýtmam” diyen Cengiz, kendisini “Türk kökenli bir Bremenli olarak” tanýmlýyor. Bunun yanýnda Almancasý kusursuz ve ne evliliðe ne de baþörtüsü takmaya zorlanmýþ. Camideki görevinin bir kýsmý kiliselerle iþbirliði içinde Hýristiyan ve Müslümanlar arasýndaki bariyerleri kaldýrmaya çalýþmak.

Cengiz, çocuklarýn Almancalarýnýn geliþmesi için ailelere onlarý anaokuluna göndermeleri yönünde baský yapýyor. Anne ve babalar çocuklarýnýn “fazla Almanlaþacaðý” kaygýsý taþýyor ama o bundan endiþeli deðil. Kýsaca, Cengiz Almanya için tam bir "model göçmen" olabilir.

SÝYASÝ DOðRULUK DEVRÝ BÝTTÝ
Ancak bugün gömenlerin iyi ve kötü olmalarý, sayýlarý ve çeþitleri gibi birçok konu Almanlarý endiþelendiriyor. Thilo Sarrazin’in, göçmenlerin Almanya’nýn sonunu getirdiðini öne süren ve Alman Merkez Bankasý’nýn yönetim kurulundaki görevine mal olan kitabýnýn Eylül sonuna kadar 1 milyondan fazla satmýþ olmasý, politikacýlarýn “siyasi doðruluk” terimini gözden çýkarmalarýna neden oldu.


Hýristiyan Sosyal Birliði (CSU) partisinin baþkaný Horst Seehofer, Türk ve Araplarýn artýk Almanya’da hoþ karþýlanmadýklarýný söylerken, parti göçmenlere “Leitkultur”, yani baskýn kültürü kabul etmeleri çaðrýsý yapýyor. Almanya Baþbakaný Angela Merkel bile çok kültürlülüðün baþarýsýz olduðunu kabul ederken, anketler baþta Müslümanlar olmak üzere göçmenlere yönelik düþmanlýðýn arttýðýný gösteriyor.


Tuhaf olan þey, Almanya’nýn göçmenlere ihtiyaç duyduðu bir zamanda onlarý dýþlamasý. ülkede iþ gücü daralýyor ve yetenekli iþçi ihtiyacý artýyor. Kalifiyeli iþçi açýðý ülkeye geçtiðimiz yýl 15 milyar euroya mal oldu. Sarrazin’le ayný görüþte olmayan Almanlar bile, onu bu soruna deðindiði için övüyor. Ancak Sarrazin'in bu sorunun daha da kötüye gitmesine neden olmasý da söz konusu. 15 milyon kiþinin göçmen asýllý olduðu Almanya, bu konuda ABD’nin ardýndan ikinci sýrada.

RAKAMLARIN üÝZDÝðÝ TABLO
Göçmenlerin sosyal ve ekonomik refah göstergeleri hiç iyi deðil. Bremen’deki göçmen gençlerin sadece yüzde 8’i mesleki eðitim alýrken, Almanlarda bu oran yüzde 37. Gemi inþaat sektörünü canlandýrmak isteyen kentte 2008 yýlýndaki göçmen iþsiz sayýsý yüzde 16.4 iken, bu rakam Almanlarda sadece yüzde 7.5’ti. Yoksulluk sýnýrýnýn altýnda olan göçmenlerin oraný ise Almanlarýn üç katý, yani yüzde 40.



Bir zamanlar ülkelerine dönmeleri beklenen göçmen iþçilerin çocuklarýnýn Alman kültürüne uyum saðlamakta zorluk çekmeleri þaþýrtýcý deðil. Bremen üniversitesi'nden Stefan Luft, büyük þehirlerde kalabalýk topluluklar halinde yaþayan göçmenlerin, yerel Almanlarýn terk ettiði okullara gittiðini söylüyor.

Birçok göçmen iþsizlik yardýmýný iþ bulmaya alternatif görüyor. Bir çalýþmaya göre, Müslümanlarýn yüzde 10-12’si radikal Ýslamcý eðilimlere sahip; Müslüman gençlerin dörtte biriyse Hýristiyan ve Yahudilere düþmanlýk besliyor.

GELECEK BELÝRSÝZ
Alýnan bazý önlemler itibarýyla Almanya olumlu bir görünüm sergiliyor. Yerel Almanlarla yabancýlar arasýndaki iþsizlik oranlarý farký dünya geneline göre daha az. Luft’a göre, sosyal kutuplaþma “Fransa’daki kadar kötü deðil.” Hükümet ise 300 bin göçmene uzmanlýk alanlarýnda iþ kazandýracak çok gecikmiþ bir yasayý gündeme getirmeyi planlýyor.

Sarrazin’in yarattýðý tartýþma bir kültür çatýþmasý baþlattý. Bremen hükümeti entegrasyondan sorumlu komisyon üyesi Erhard Heintze, yaþanan tartýþmalar yüzünden entegrasyon çabalarýnýn “büyük zarar” gördüðünü belirtti. Cengiz ise “birçok aile ciddi þekilde Türkiye’ye dönmeyi düþünüyor” yorumunu yaptý.

Bremen üniversitesi'nden akademisyen Yasemin Karakaþoðlu, okullarda göçmenlerin “özel ihtiyaçlarý olan küçük bir grup deðil, bir norm olduðunu” belirtti. Karakaþoðlu’na göre, Almanlarýn Alman olmak konusundaki fikirleri de deðiþmeli: “Bremen buna hazýr olabilir ancak birçok Alman deðil.”

"Multikulturell? Wir?" baþlýklý makaleden derlenmiþtir.


13 Kasým 2010 / HüRRÝYET