Robotlaþma!
Eðer Meclis’te tartýþýlan son karma paket vicdan engeline takýlýp biraz düzelmezse yandýk demektir...
Referandum propagandasý sýrasýnda AKP heyecan verici bir slogan kullanmýþtý:
“üstünlerin hukuku deðil, hukukun üstünlüðü!”
Hani “yeme de yanýnda yat” derler ya öylesine renkli bir rüya.
Ama bir iktidarýn icraatý, vaat ettiði hedefe bu kadar mý ters olur?
Dün verilen yasa teklifi kabul edildiði takdirde, kamu iþleminden zarar gören bir vatandaþ, “kiþisel kusur” bile söz konusu olsa ilgili kamu görevlisi aleyhinde dava açamayacak.
Zarar görenler sadece kurum aleyhine yargýya baþvurabilecek.
Ve bu düzenleme hakim ve savcýlar için de geçerli olacak.
Bu yasa sadece Prof. Mehmet Haberal’ýn Ergenekon davasý kapsamýnda tazminata mahkûm ettirdiði hakimleri kurtarmakla kalmayacak, Balyoz davasý baðlamýnda tazminat riski taþýyan hakim ve savcýlarý da koruyacak.
“Ne sihirdir ne keramet; el çabukluðu marifet” tekerlemesine uyan bu operasyon hiç þüphe yok ki keyfi bir yönetim kurmanýn altyapýsýný iþaret ediyor.
Yeni düzenleme ile haksýz tutuklama tazminatý bir tedbir olmaktan uzaklaþarak iþlemez hale gelecektir.
Uyanýn ve uyarýn
Referandumda “evet” kazanýrsa aslýnda insan haklarý ve demokrasinin kazanacaðýný iddia edenler iki gruptu.
Birinciler hýnk deyiciler, diðerleri saf romantikler...
Ýktidar grubu haksýz tutuklamalarý caydýrma amaçlý yasal tedbirleri hafifletiyor þimdi. Yani hukuku boþaltmak, Silivri’nin duvarlarýný daha da kalýnlaþtýrmak için kanun çýkarýyor.
Acaba þimdi saf romantikler uyanýp hiç deðilse “Ne oluyor orada?” diye seslerini yükseltirler mi?
Hayýr, bunu kimse beklemesin.
Ama ülkenin aydýnlarý, demokratik toplum örgütleri, barolarý, hukuk fakülteleri, bu gidiþe itiraz etme hak ve görevlerini ihmal ettikleri takdirde ülkenin bu yüzden sürükleneceði kötülüklerin birinci derece mesulü olacaklarýný bilmelidirler.
üniversiteli gençlerin hafta sonunda Ýstanbul’da yaptýklarý, demokratik bir hakký kullanma giriþimi idi. Medyada yayýnlanan görüntüler devletin görüntüsünü deðiþtirmiþtir.
Dokunulmaz memur
Bu polislerin üniversite çaðýnda çocuklarý olmasa bile kardeþleri de mi yoktur?
Durdurulabilecek sayýda tehlikesiz göstericinin önüne bir barikat kurmak yeterli iken o gaz ve cop uygulamasý neyin nesidir?
Polis, zaten daðýlmakta olan gençlere kýzlara, arkalarýndan koþarak neden cop vurur, tekme atar, gaz sýkar?
Nefretten beslenmese asla bu dereceye varmayacak acýmasýzlýk, güvenlik görevi yapan bir kitleye niçin doldurulur?
Meclise verilen teklif yasa haline gelirse adalet ve güvenlik, insan haklarýný gözetme önceliðinden kopacaktýr.
Devletin bu temel kurumlarý, “Sizi yasal sorumluluklar karþýsýnda dokunulmaz hale getirdim. Size ne diyorsam onu yapýn” diyen bir iradenin buyruðu altýna sokacaktýr.
Hafta sonunda gençlere uyguladýðý þiddeti utanç ve dehþet duygularý ile izlediðimiz o coplu, kasklý görevliler, yanlýþ bir þey yaptýklarý zaman adalete hesap vermek zorunda olduklarýný bilen polislerdi.
Yarýn dokunulmaz olmanýn cesareti ile ne hale gelirler?
Baský yönetimlerinin ortak özelliði kamuda çalýþanlarý robot yapmaktýr.
Allah ülkeyi robotlar cehennemi haline sürüklenmekten korusun!
Güngör MENGÝ / VATAN GZT. / 7 Aralýk 2010