39 BÝN LÝRALIK VÝLLA ÝSLAMA GüRE CAÝZ MÝ




“Bir sürüye salýnan iki aç kurdun sürüye verdiði zarar,
kiþinin mal hýrsýyla dinine verdiði zarardan
daha fazla deðildir.”

(Ka’b Ýbn Malik’den; Tirmizi, Zühd, 43, (2377)


Ve devam etti Elçi!

“Yanýbaþýnda komþusu aç iken tok yatan mümin deðildir.”(Kenzu’l-Ummal; Hadis No: 24904).

“Bir evin gölgesi, katýksýz ekmek ve Ademoðlunun avretini örten þeyden ötesi fazladýr. Ademoðlunun onda hakký yoktur” (Týrmýzi; Zühd, 9/206)


Benimle olman seni mutlu edecekse dünyada bir yolcunun azýðý kadarý ile kifayet et. Sakýn zenginlerle sohbet arkadaþlýðý etme. Bir elbiseye yama vurmadan eskimiþ sayma.” (Aiþe’den; Tirmizi, Libas 38, (1781).


Bu ülkede asgari ücret net olarak ‘’620 TL’’dir.

Basit bir matematiksel iþlem yaparak, bu bahçenin sahiplerini/Karunlarýný daha iyi tanýyacaðýz.

Pek muhterem, Deðerli ‘’Müslüman’’ (!) Dýþ Ýþleri Bakanýmýz Ahmet Davutoðlu, oturduðu villaya aylýk 39.000 TL kira/riba vermektedir.

39.000 TL / 620 TL = 63 KÝþÝ (ort.)

Yani bu zat’ý muhteremin sadece ev kirasý ‘’63 adet kendisi gibi ana babadan dünyaya gelmiþ’’ insanýn toplam yaþamýna ayýrabildiði bedel ile eþit.

Bu ödeme, Kuran’ýn dinine göre ‘’riba, nifak ve hatta þirk’’ dairesine giren bir algýnýn üretimidir. Kuran’ýn baþ emri olan infak, yani ihtiyacýn artanýnýn tamamýnýn daðýtýlmasý, evvela bir önderin, liderin vazifesidir.

“Hiçbir nebinin süslü püslü bir eve girmesi doðru olmaz” (Hanbel; 5/221, Ebu Davud; Atime, 8, Ýbn Mace; Atime, 56).

“Ben yalnýz bölüþtürücüyüm” (Buhari; Humus, 7).

Abdestli Kapitalizm bir þirk dinidir. üünkü þirk kelime anlamý itibari ile ‘’bir mala iki kiþinin sahip olmasý demektir.’’ Dolayýsý ile Allah’ýn, yani halkýn malýný gasp edenler, Kuran’ýn diline göre þirk ehlidir.

Abdestli Kapitalizm, Allah ve Peygambere yalan isnad etmek sureti ile oluþturulan, emperyalist bir ideolojidir. Baðlý olduðu odaklarýn genel çýkarlarýný koruma adýna, dinin içeriðini tersyüz etme mücadelesi veren, sosyo-ekonomik bir hegemonyadýr.

Abdestli Kapitalistler, mutlak dindarlýk iddiasý ile faaliyet yürütürler. Ancak bilinmelidir ki; Abdestli Kapitalizmin mimarý bizzat ‘’Haçlý Emperyalizmidir.’’

Kuran verilerine bakýldýðýnda, içerik ve pratiði açýsýndan ‘’þirk dini’’ saflarýnda yer alan ‘’Abdestli Kapitalizm’’, dinin toplumcu yüzünü katlederek; dini bir pusu kurma aracý haline getirenlerin ortak mesleðidir…

Bugün, Emperyalizm ile çeliþmeyen bir Ýslam algýsý egemen ise, bu tamamen ‘’Abdestli Kapitalizmin’’ eseridir. üünkü; pratik düzlemde yaþama dikta ettiði din algýsý, ‘’okumanýn, sorgulamanýn ve düþünmenin yasak olarak kabul edildiði’’ baðnaz bir putperestlikten ibarettir.

Dinin gerçeklerinin üzerini örtmek sureti ile oluþturulan bu baðnaz tahakküm, yine Hazreti Resul tarafýndan yýkýlmýþ, ancak Kerbela harbi ve sonrasýnda ‘’Abdestli Kapitalistler’’ eliyle tekrar hegemonya haline dönüþmüþtür…

Onlarýn baðlý olduðu statükonun genel adý ise; Rabler Hegemonyasýdýr.

Rabler Hegemonyasý; Allah’a ait kýlýnan ve özelleþtirilmesine cevaz verilmeyen deðerleri tekelleþtirenlerin ortak adýdýr ki, bu pratiði sergileyenlerin dininin adý ‘’Putperestliktir.’’

Kuran’ýn öncelikli bir emri olan ‘’infak/mal paylaþýmý’’ emrinin üzerini örtmek sureti ile oluþturulan bu tahakküme bina edilen din, nüsuklarýn, þekillerin ve ataperest ezberlerin dinidir. Bu dinin mensuplarý þu ayetten bihaberdirler;

…. Sana neyi infak edeceklerini/daðýtacaklarýný sorarlar; de ki, ‘’kazandýklarýnýzýn ihtiyaçtan artanýnýn tamamýný’… (Bakara Suresi 219. ayet)

Bu dinin mensuplarý için Kuran; ‘’müþrik’’ unvanýný kullanmaktadýr…

Müþrik, mülk ve saltanatta Allah’a eþler koþmak, Allah’a yaklaþtýrýcý aracý tanrýlar (Rabler) edinmek sureti ile oluþturulan tahakkümün mimarlarýnýn ortak ismidir. Bu odak, dini sadece kendi heva ve heveslerine baðýmlý bir kurum olarak algýlamak sureti ile dayatýr!

Onlara göre din, ecdat kabullerinin dýþýnda bir þey deðildir…

Onlara Allah’ýn vahyettiðine/Kuran’da ki dine uyun denildiðinde, Hayýr! Biz Atalarýmýz/ulemamýz neye uyduysa ona uyarýz dediler. Ya atalarý doðruyu bulamamýþ kimseler ise ? (Bakara Suresi 170. ayet)

Hatta, ataperest ezberlerin baðýmlýsý olmuþ bu odaklarýn oyununu bozanlarý irtidat/dinden çýkartma gibi bir sahtekarlýðýn gölgesinde katleden bu güruh, iþine gelmeyenler için ; reformist, oryantalist, mürted gibi ünvanlar kullanarak tahakküm üretir.

Abdestli Kapitalizmin baþ düþmanlarýndan Allah elçisinin dostu Ebuzerr Gýffari, yine bu güruh tarafýndan ‘’Rebeze çölüne sürgün edilerek þehit edilmiþtir.’’ Bu büyük devrimci insan, mülkte Allah’a eþ tutulan Rabler karþýsýndaki duruþu nedeni ile katledilmiþtir. Ancak altý çizilmesi gereken esas mesele þudur;

Ebuzer gibi büyük bir þahsiyeti Rebeze çölüne sürgün ederek katledecek kadar vahþi olan odaklar, bu ve benzeri katliamlara raðmen ‘’müslümanlýk’’ iddiasýndan vazgeçmemiþ, ürettiði tahakkümü din diye dayatarak, bu büyük ruhlarýn ayakta tutmaya çalýþtýðý gerçek din algýsýný yok etme çabasýna giriþmiþlerdir…

Hatta o kadar ileri düzeyde bir tahribat söz konusudur ki, bunlar; Allah elçisi adýna yüzbinlerce uydurma hadis üreterek; Kuran verilerini okunmaz, anlaþýlmaz veriler olarak lanse edip, uydurmalarýný din adý altýnda kitlelere pazarlamýþlardýr…

Bugün yaþanan din, maalesef bu tahakkümün eseri pozisyonundadýr.

Bugün dindarlýk, sadece nüsuk ve þekillere entegre olma hali olarak algýlanýr. Bu þekilleri kutsadýðý sürece, kiþinin ticaretine bakýlmaz. Oysa ki Allah elçisi þu ifadeyi kullanmýþtýr;

Bir kimse ile münasebete girmek için, kendisinin ibadetine bakmayýn! dirhem ve dinar ile olan münasebetine bakýn… (Hz.Muhammed)

Yeryüzünün bahçe sahipleri, insanlýðý inanç ve ideolojik düzlemde köleleþtirmiþtir. Bunun yegane nedeni, bahçe üzerinde iddia ettikleri ‘’hak payýndan’’ ileri gelir.

Bir ülkede, Müslümanlýk iddiasý ile rey toplayanlar, vahyin dinini tersyüz ederek sefahat sürerken, halk cefa içinde kývranýyorsa; o yöneticiler ‘’müþrik’’, o beldenin dini de putperestliktir.

Ancak, üzücü olan nokta ise; tüm putperestlerin Allah’a inandýðý gerçeðidir. Putperestler Allah’a inanýp, O’nun mülküne egemen olmak için O’nun salt mesajýný yozlaþtýrmaya çalýþanlarýn ortak mesleðidir…

O günün Ebu Cehilleri, bugün de Allah’a inandýðýný iddia eden, dini salt nüsuk ve þekillere entegre eden, ve akabininde ‘’sýnýfsal uçurumlar üreten’’ cefa ehlinin gözü önünde sefahat süren, jipe binen, villada oturan, sofrasýndaki yemek çeþiti fazlalaþan, tevazudan uzaklaþan, iktidara sahip olduðunda muktedirliðini yitiren ve biriktirip kenz edenlerdir…

Ýktidar, Harun’u Karun yapar.

Dindarlýk maskesi takýp ahkam kesenler; vahyin tokadýný yediðinde; mutlak hezimet yaþayacaklardýr.

Allah topunu ýslah etsin!

Yaþadýðýmýz Ýslam, alemlerin rahmetinin vahiy yoluyla getirdiði Ýslam deðil; “Ýslam, Ýslam olmaktan çýktý.Ben bile tanýyamaz oldum.”- Ýmam Ali


Eren Erdem
Odatv.com