Kýbrýs Katakullisi



Baþbakan Erdoðan Biþkek dönüþü uçakta,

"28 Ocak'ta KKTC'de mitingde Türkiye karþýtý pankartlar açýlýyor,'Türkiye buradan çek git' deniyor. Sen kimsin be adam? ülkemizden beslenenlerin bu yola girmesi manidardýr"

diyor.

Açýklama "Erdoðan,Kýbrýs Türk halkýný aþaðýladý" anlamýnda algýlanýyor ve KKTC ile kriz oluþturuyor.


*

Nitekim KKTC Cumhurbaþkaný Derviþ Eroðlu tartýþmalarýn Kýbrýs müzakerelerinde Türk tarafýnýn pozisyonunu zora sokacaðý nedeniyle siyasi partileri toplumsal uzlaþýya çaðýrýyor.

Baþbakan Ýrsen Küçük Türkiye karþýtý pankart açanlarýn marjinal bir grup olduðunu, hükümet olarak anavatanla iþbirliði içersinde olduklarýný söylüyor.

Demokrat Parti'de Serdar Denktaþ, Toplumcu Demokrasi Partisi'nde Mehmet üakýcý, Baþbakan Erdoðan'ýn açýklamalarýný kabul edilemez olarak niteliyor.

Mitingi düzenleyen sendika platformundan giderek Kýbrýs'lýlarda "Biz besleme deðiliz" tepkisi büyüyor!


*
Kýbrýs'ta ne oluyor?


*
Kasým 2010'da NATO'nun Stratejik Konsept Belgesinin açýklandýðý Lizbon Zirvesinin hatýrlanmasý gerekiyor.

Zirve öncesinde Türk kamuoyu; NATO'nun Avrupa'lý üyelerini Kitle Ýmha Silahý baþlýðý taþýyan balistik füzelere karþý savunacak,"Füze Kalkaný" denen füze savunma sisteminin kurulacaðý ülkelerden birinin Türkiye'mi olacaðýný tartýþmaktadýr.

Kamuoyu NATO'nun ortak projesi de olsa Suriye ve Ýran'la Türkiye'yi hasým haline getiren projeye direniyor.

Siyasi partiler kamuoylarýndan "Füze Kalkaný’nýn Ýran ve Suriye gibi ülkelere karþý” olduðu ana fikrinden hareketle, Ýran ve Suriye ile yeniden gerilim yaþayan bir ülke olunmamasý düþüncesini alýyor.


*

üte yanda zirve öncesinde Baþkan Obama küresel toparlanma için güçlü bir Amerika'ya ihtiyaç olduðunu, ABD'nin küresel sorunlarýn karþýsýnda Avrupa'yla birlikte durduðunu,

Türkiye'yi de AB'ne uyum konusunda reformlara devam etmesi için teþvik ettiklerini, AB kriterlerine ulaþmanýn Türkiye'nin çýkarýna olacaðýný açýklýyor.

*

Ne ki Lizbon Zirvesinde onaylanan NATO Stratejik Konsept Belgesinde Türkiye'nin Avrupa güvenliðinde çok önemli katkýlarýna iþaret edilmesine-karþýn;

Türkiye "AB üyesi olmayan NATO ülkesi" ifadesiyle anýlýyor!

Bu taným Füze Savar Sistemin Türkiye'ye yerleþtirilmesi konusunda ulusal mutabakatla direnen Türkiye'nin elini güçlendiriyor.


*
üünkü AB üyesi olmayan NATO müttefiki Türkiye'nin Avrupa güvenliðine katkýsý için Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasýna dahil edilmesi gerekiyor.

Ýþte bu noktada þu çerçeve beliriyor;

"Türkiye'nin Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasýna girmesini Kýbrýs Rum Kesimi engellemekte, Kýbrýs Cumhuriyeti de Türkiye engeli dolayýsýyla NATO'ya girememektedir!"

Ahmet Davutoðlu,

"Kýbrýs sorunu çözülmeden NATO-AB iþbirliðinin iyileþtirilmesinde beklentiye girilemez."

diyor.

Lizbon Zirvesi; NATO Genel Sekreter Rasmussen ve AB Dýþiþleri temsilcisi Catherine Ashton'ý NATO-AB iþbirliði önünde engellerin kaldýrýlmasý için Nisan ayýna kadar görevlendiriyor...

*
Burada Zirve'den bir gün önce BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon koordinatörlüðünde, Kýbrýs kesimlerinin liderleri Dimitris Hristofyas ve Derviþ Eroðlu'nun taraflararasý müzakerelerde týkanýklarýn aþýlmasý ve çözüme yönelik anlaþma taslaðý için görüþmesini de kaydetmek gerekiyor.

Kýbrýs'ta süren anlaþmazlýk üzerine Ban Ki-Moon, " üzlü ilerleme için iki aylýk süreniz var. Pratik çözümler üretin. Ancak BM'in üstlendiði iyi niyet misyonunun sonsuza kadar sürdürülemeyeceði gerçektir."diyor.

"Kýbrýs Halký" nýn ve uluslararasý camianýn Birleþik Kýbrýs sürecini desteklediðini sözlerine ilave ediyor!

*

Kýbrýs'ta taraflar arasýnda sorun -iþbu; "Kýbrýs Halký" anlayýþýndan ya da 1960 Ankara Anlaþmasýna raðmen 1963 Akritas Planýnýn uygulanmasý ýsrarýndan doðmaktadýr.

Ankara Anlaþmasý Kýbrýs'ta Türklerin siyasi eþitliðini, idareye etkin katýlýmýný, ayný toplumsal statüler ile hak ve özgürlüklerini, Lozan Anlaþmasý çerçevesinde Türk-Yunan dengesini, Yunanlý olduðunu iddia eden Rumlarla, Türkler arasýnda 1960 Kýbrýs Ortaklýk Devletini garantiliyor.

Ne ki Akritas Planý; Rumlarýn Türkleri zayýflatarak Kýbrýs'ýn Yunanistan'a birleþtirilmesini amaçlýyor.

AKP iktidarýnýn özellikle Annan Planý sürecinde ýsrarlý hatasýyla "Garantiler"; görüþmelerin gündem maddesi haline getirilmiþtir.

Rumlar giderek BM ve AB'de Kýbrýs'ýn yasal hükümeti ve temsilcisi olduklarýný kabul ettirirken, Türkler azýnlýk konumuna sokuluyor.

Sonuçta Hristofyas'ta oluþan "siyasetim Türkiye’yi adadan çýkarmak ve Kýbrýs Türkleri ile Türkiye’nin arasýndaki baðý koparmaktýr" anlayýþý müzakereleri kilitliyor.

*

NATO/AB; Lizbon Zirvesinde kararlaþtýrýlan tedbirlerin saðlanmasý ve Türkiye'nin güvenlik hizmetini yerine getirmesi sürecini iþletmektedir.

Türk kamuoyu görüþmelerin sonunda KKTC’nin "kurucu devletlerden biri" olarak kalacaðýný,

Türkiye AB üyesi olmadan garantiler konusunun askýya alýnmayacaðýný,

Ýç meselelerin garantörler de müzakereye katýlmadan ele alýnmayacaðýný görmek istemesine raðmen;


*

Baþbakan Erdoðan'ýn yersiz sözleri ve bu tür gösterilere tahammül edilmeyeceði ve miting sorumlularýnýn cezalandýrýlmasýný istemesi,

Türkiye'nin garantör olmak vasfý dýþýnda KKTC' de stratejik çýkarlarý doðrultusunda hareket ettiðini gösteriyor.

Bu; Kýbrýs Rum Yönetiminin Türkiye'nin Kuzey Kýbrýs'ta iþgalci olduðu tezini güçlendiriyor.

üte yanda Baþbakan'ýn sözlerinin yarattýðý infialle -belki, Güney'in provakosyonuyla hareket eden marjinal bir kesimin tezinin giderek KKTC vatandaþlarý arasýnda yerleþerek geliþmesi tehlikesine iþaret ediyor.

Týpký arkasýnda liderliði belirsiz Tunus ve Mýsýr halk hareketleriyle amaçlanan naylon devrimler endiþesi oluþuyor!

Baþbakan Erdoðan'ýn tepkisi "Ýyilik yap denize at, balýk bilmezse halik bilir " kýssasýný hatýrlatýyor!

Fakat Baþbakan Eþbaþkan olunca-doðrusu, insan karýncalanýyor; akýllara 'katakulli mi var' sorusu takýlýyor!



KAYNAK: A. KILIüASLAN AYTAR - ANAFOR




AüIK ÝSTÝHBARAT / 10 þubat 2011