ORDU NASIL DEðÝþÝM GEüÝRDÝ?

Kurtul Altuð

17 Ekim 2011



TSK’daki akýllara durgunluk veren geliþmenin ve deðiþmenin asýl yüzü, Silivri duruþmalarýnda tutuklu amiral ve generallerin açýklamalarýyla ortaya çýkýyor. Orduya uzun yýllar hizmet etmiþ albay ve generaller artýk açýk açýk komutanlarý suçluyor ve hatta bazýlarý Genelkurmay baþkanlarýnýn kendilerini sadece yanlýz býrakmadýklarýný ayný zamanda “silah arkadaþlýðýný da unuttuklarýný” ifade ediyor.

Tutuklu askeri savcý Albay üçok, komutanlarýný suçlayarak þu savunmayý yapmýþtý:

“Genelkurmay Baþkaný askeri yargýyý ýsrarla soruþturmalarýn dýþýnda tutmuþtur
(Sayýn Büyükanýt’ý kastediyor). Sayýn Baþbuð’un dönemi, kanaatimce, TSK tarihinde, personelin en acýmasýz hukuksuzluklara ve zulümlere maruz kaldýðý dönem olmuþtur. Bu süreci Genelkurmay Baþkanlýðý ve Adli Müþavirliði ne yazýk ki iyi yönetememiþlerdir. Bunun yaný sýra, Büyükanýt ve Baþbuð döneminde yapýlan de deðiþikliklerle askeri mahkemelerin bütün yetkileri elinden alýnmýþ ve adeta görev yapamaz hale getirilmeye çalýþýlmýþlardýr.

2010′da kuvvet komutanlarýna mektup yazdýðýný anlatan Albay üçok, “Fakat Baþbuð tarafýndan, bu önerilerimin hiçbiri dikkate alýnmamýþtýr. Kaderin ne acý oyunudur ki sessiz kalarak, bu süreci kötü yöneterek, asýlsýz suçlamalara ve iftiralara hedef olan yüzlerce muazzaf ve emekli askerin tutuklanmasýna katkýda bulunan Genelkurmay Adli Müþaviri de benzer suçlamalara maruz kalmýþ ve tutuklanmýþtýr” demiþti.

Ýbret Verici Bir Belge…

Bana göre bu savunma, TSK’nýn disiplin yönünden ne hale geldiðinin ve komuta kademesiyle altýnýn nasýl uyuþmazlaþtýðýnýn ibret verici bir belgesidir. Aslýnda 50′li yýllarda TSK’ya el atýldýðýnýn ve ABD’nin orduyu nasýl kendi uyumuna aldýðýnýn kanýtý sayýlabilir. Milli Birlik Komitesi üyesi 27 Mayýs’çý Yarbay Orhan Erkanlý, bu geliþmeleri “Anýlar, Sorunlar, Sorumlular’ isimli kitabýnda anlatýyordu. Kitap 70′li yýllarda çýkmýþ bir TSK belgeselidir. Erkanlý’nýn anlattýklarýndan öðreniyoruz ki “ABD’nin deðiþmeyen amacý müttefiki ve sonradan stratejik ortaðý olarak TSK’yý ayaðýndan tepesine dek deðiþtirmekti” (K.A., Ordu ve Siviller ve Ýhanetler, s.27, 2010, Toplumsal Dönüþüm Yayýnlarý)

Erkanlý
‘nýn o satýrlarýna bir göz atalým: “1947′de Truman doktriniyle baþlayan Amerikan askeri yardýmý birçok tabii neticeleri de beraberinde getirdi. Ankara’da bir Amerikan askeri yardým kurulu faaliyete geçti. Bu kurula baðlý olarak tümenlere kadar her büyük karargaha birer askeri ekip verildi.(Ýkili antlaþmalarýn çoðu Amerikan askeri yardým kurulu baþkanlarý ile Türk yetkilileri arasýndaki özel görüþmelerle vücut bulmuþtur.) Amerikan silah ve malzemesinin kullanýlmasýný öðretmek için ordumuzun çeþitli mekteplerinde Amerikalýlarýn nezaretinde kurslar açýldý. Birçok subay ve astsubayýmýz ayný maksatla Batý Almanya’ya, ABD’ye kurslara gönderildi. Bu dönemi teferruatýyla yaþadýk. Harp dýþýnda kalmamýza raðmen harbin bütün aðýrlýðýný, sosyal ve ekonomik tahribatýný sýrtýnda taþýyan Türkiye, her þeye muhtaç durumdaydý.”

Orhan Erkanlý
böyle yazýyor ve gerisini Avcýoðlu‘na býrakýyor: “ABD’nin bu çabalarla, kendi ideolojisini benimsemiþ baðýmlý ordular kurma amacýný güttüðü þüphesizdir. Bu çabalar, Atatürkçü ve milliyetçi geleneðe sahip Türk ordusunda etkisiz kalmýþtýr. ABD baþla ülkelerde, ayný metotlarla, Erkanlý’nýn deyimiyle ‘uydu ordular’ yaratmýþtýr.” (Doðan Avcýoðlu, Türkiye’nin Düzeni, 2. Cilt, s.381)

Elbette güçlü bir devletin kontrolünü de ele geçirmek kolay deðildir. Bir kayýtta: “Eðer bir devlet, ulusal ekonomi, ulusal devlet ve ulusal ordu sistemini benimsemiþse ve üniter yapýsýna sahipse bunlar devleti ayakta tutabilir.” Peki ya tersi olursa ne olur?

“O sorunun yanýtý Silivri duruþma salonun da þu günlerde sýk sýk yankýlanýyor” dersek hata mý olur?

TSK böyle bir deðiþimi asla geçirmemiþ olmalýydý.


AYDINLIK


ÝLKKURþUN