Irkçýlýk Fitnesi Ve Erdoðan''ýn Soyu


Baþbakan Erdoðan''ýn "etnik milliyetçiliðe" karþý çýkarken, aslýnda neye itiraz ettiðini izah etmek gerçekten zor. Elbette ülkemizin Baþbakanýnýn "Türk Milleti" denmesinden rahatsýz olmasý kabul ve izah edilebilir bir durum deðil. Ama þu kesinlikle anlaþýlmýþtýr ki Erdoðan, "Türk etnik grubunun tek baþýna devletin kurucu ve hakim unsuru" sayýlmasýný istemiyor. Bununla kalmýyor, 27 olarak kabul ettiði alt kültür grubunun, "Türk Milleti gibi" üst kimlik unsuru sayýlmasýna çalýþýyor.

Burada öncelikle dikkat çeken bir Türk karþýtlýðýnýn varlýðýdýr. Oysa ülkemizde "Türk" olmak için, Türk Devleti''nin vatandaþý olmak yeterlidir ve iddia edildiði gibi bir etnik gruba mensubiyet þartý yoktur.

Bir etnik grup deðil, bir millet olan Türk, Anadolu''da bin yýllýk egemenliðin sahibidir. Lozan''da gayrý müslimler dýþýndaki vatandaþlarýmýzýn hepsinin dili, dini, kültürü, örf ve adetleri, gelenekleri hasýlý milleti millet yapan deðerleri ortak kabul edilmiþtir. Etnik kökeni ne olursa olsun her vatandaþýmýz, bu milletin þerefli, eþit ve egemen birer üyesidir, dilediði gibi yaþama hakký ve her türlü özgürlüðü de vardýr. Bu sosyolojik ve siyasi bütünleþmeye, itiraz etmenin tek mantýðý olabilir, o da ne idiðü belirsiz bir ýrkçýlýktýr.

Sömürgecilerin sözcüleri dýþýnda, bugüne kadar Türk üst kimliðine itiraz edip, ayrý bir kimlik talebinde bulunan da çýkmadý. Dolayýsýyla "kimlikler meselesi" ile karþý karþýya olduðumuz iddiasý, özellikle Erdoðan''ýn, ''''Resmi ideoloji ýrkçý bir kiþilik taþýyor. Bu yapýsýyla da milli bütünlüðü korumasý mümkün deðildir." yaklaþýmý, aslýnda ýrkçý bir taassubun ürünüdür ve ülkemizi fitne ateþine atmaktýr. Yine Erdoðan üstüne basarak, "tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan" diyor. Güzel de ülkemiz zaten böyle deðil mi? O halde bu vurgulama neyin nesi ve o "tek milletin" adý nedir? Yoksa bu "tekler", ikili, ortaklýk yapýsýna geçiþi mi iþaret ediyor?

Etnik tartýþma çýkarmak, bir milletin insanlarýný birbirine düþürmenin en kestirme ama en tehlikeli yoludur. Dili, dini, kültürü baþta olmak üzere, kaynaþmýþ, tam anlamýyla bütünleþmiþ toplumumuzda, ilmi gerçeklere ve 70 milyonun menfaatine aykýrý þekilde, etnik gruplara dayalý bir siyasi düzen peþinde koþmak, ýrkçý çatýþmaya davetiye çýkarmak, milli bütünlüðü tehlikeye sokmak deðil midir? Bunu deneyen Yugoslavya''nýn hali bilinmiyor mu?

Türkiye, Erdoðan''a göre 27, Korkut üzal ve Almanlara göre 40, AB raporlarýna göre 26 etnik gruptan oluþuyor. Bu sayýlarýn saçmalýðý bir yana, aslolan insanlarýn kendilerini ne hissettikleridir ve anketlere göre nüfusumuzun yüzde 90''ý "Kendimi Türk hissediyorum" diyor. Batýda bu kadar homojen bir ülke bulamazsýnýz. Farklý kökenlerden gelmekle beraber, bin yýldýr birlikte, iç içe yaþayýp, bütünleþtiðimiz insanlarýmýz üzerinde sömürgecilerin 100 yýldýr ne kadar ciddi çalýþmalar yaptýðý ortada. Ýþi, silahlandýrýp, daða çýkarttýklarý küçük bir gruba, kendi öz kardeþini katlettirmeye kadar vardýrdýlar. Tüm bunlara raðmen sonuç alamamalarý, ayný milletin bireyleri olunmasýnýn en somut delili deðil midir?

Irkçý görüþ sahipleri, "Tek millet" temelinde kurulan Türkiye''yi, dünyanýn gerçekleriyle karþýlaþtýrmaktan kaçýnýrlar. Mesela, Fransa, Ýngiltere, Ýtalya, Almanya ve Yunanistan gibi ülkelerde daha yüksek oranlarda etnik gruplar olduðu halde, buralarda etnik partiler yoktur. Milli devlet rejimleri vardýr. Fransýz, Ýtalyan, Alman, Yunan veya Ýngiliz üst kimliklerinin kullanýlmasýndan kimse rahatsýz olmaz. Irkçýlar, sýkýþtýklarýnda 72 milletten oluþan ABD örneðine sarýlýrlar. Buradaki partiler ve siyasi rejim de ýrk esasýna göre deðil, Amerikan milletinin, devletin ve vatanýn bütünlüðüne göre kurulmuþtur. Ýngiliz, Fransýz, Ýspanyol, Kýzýlderili gibi etnik esasa göre kurulmuþ bir tek parti yoktur.

Ýþte tüm bunlardan dolayý, bizim de üst kimliðimiz, sömürgeci imalatý "Türkiyeli" deðil, "Türk"tür.

Tekrarlýyoruz bölücü terör, batý icadý bir beladýr. 20 yýldýr terör sopasý ile ülkenin düzeni, huzuru allak bullak edildi, ama isteklerin arkasý kesilmedi, her adýmda terör yeniden hortlatýldý. Bugün ise en tehlikeli dönemece gelindi. Bu defa da bölücü terör örgütünün istekleri karþýlanarak, terörün önlenmesi yolu seçiliyorsa, bilinmelidir ki, þehitlere de, millete de, vatana da, devlete de yazýk olacaktýr. Zira bu, 100 yýllýk mücadeleyi batýlý sömürgecilerin kazanmasý, Türk Milleti ve Türkiye''nin ise, hem de aðýr bedellerle kaybetmesi demektir.



PKK, "Kürt kimliðinin" Anayasa''ya yazýlmasýný, ÝHD, vatandaþlýðýn yeniden tarif edilmesini istiyor. Baþbakan Erdoðan da sýklýkla, "Türkiye Milletinden" bahsediyor.

Sayýn Erdoðan, Yunanistan Anayasasýnýn 31.maddesine göre, "Cumhurbaþkanlýðýna seçilebilmek için bir kiþinin baba veya ana tarafýndan Yunan soyundan gelmesi" þartýnýn bulunduðunu biliyor musunuz?

Siz Baþbakan olurken, deðil böyle bir þartýn Anayasamýzda yer almasý, kimse soyunuzu sordu mu? Cumhurbaþkaný olmayý da istiyorsunuz. Allah nasip eder o günler gelirse, ne Anayasa, ne hiç kimse yine sizin soyunuzu araþtýrýp, sorgulamayacak. Ama kafanýzdaki projeyi uygularsanýz, iþin buralara varabileceðini de hiç düþündünüz mü ve o zaman ne yapacaksýnýz?


Sadi SOMUNCUOÐLU