AVRASYAðDA DENGE ARAYIþLARI

Anar SOMUNCUOÐLU - RUSYA - UKRAYNA ARAþTIRMALARI MASASI

ABDðnin Hegemonya Kurma üabalarýna Ortak Tepki

Avrasyaðda ABDðnin demokrasi ihraç faaliyetlerine ve askeri varlýðýna bölge devletlerinin tepkisi gittikçe artmaktadýr. Bir ay önce yapýlan Rusya-üin-Hindistan zirvesinin sonuç bildirisi, 1 Temmuz 2005 tarihinde Rusya ve üin arasýnda imzalanan 21. Yüzyýlda Dünya Düzeni Deklarasyonu ve nihayet 5 Temmuz 2005 tarihinde yapýlan þangay Ýþbirliði ürgütü (þÝü) zirvesinde imzalanan deklarasyon Avrasya ülkelerinin, bölgelerinde hegemon istemediklerinin açýk beyanlarýyla doludur. üç belgede de her ülkenin özgün geliþme yoluna saygý gösterilmesi gerektiði vurgulanmýþ, böylece üin, Hindistan, Rusya ve Orta Asya ülkeleri demokrasi ihraç çalýþmalarýndan son derece rahatsýz olduklarýný göstermiþlerdir. Zaman içerisinde rahatsýzlýk derecesinin arttýðý gözlemlenmektedir. Böylece belirtilen zirvelerden en sonuncusunda, yani üin, Kazakistan, Kýrgýzistan, Rusya, Tacikistan ve üzbekistanðýn üye olduðu þÝü zirvesinde kabul edilen ortak deklarasyonda, ABDðnin Kýrgýzistan ve üzbekistanðdan ne zaman askerlerini çekeceðine dair bir cevap vermesi talep edilmiþtir.

üzellikle Andican olaylarýndan sonra üzbekistanðýn ülkesindeki ABD varlýðýndan son derece rahatsýz olduðu açýkça ortaya çýkmýþtýr. Ýddialara göre, ABDðnin Orta Asyaðdaki üsleriyle ilgili madde, üzbekistanðýn giriþimi sonucunda deklarasyona konmuþtur. Her halükarda üzbekistanðýn söz konusu maddeye destek vermesi sürpriz deðildir. Sürpriz olarak algýlanabilecek geliþme, deklarasyon imzalandýktan birkaç gün sonra seçimlere girmeye hazýrlanan Kýrgýzistanðýn söz konusu maddeye destek vermesi, dolayýsýyla ABD üslerinden rahatsýz olduðunu þÝü platformu aracýlýðýyla bildirmesidir. Tacikistan, üzbekistan ve Kazakistan liderlerinin demokrasi ihraç çalýþmalarýndan rahatsýz olduklarý ve iktidarý kaybetmek istemedikleri açýktýr. Halbuki bugünkü Kýrgýzistan yönetimi, halkýn harekete geçirildiði böyle bir iktidar deðiþikliðiyle iþ baþýna gelmiþtir. Buna raðmen, ABDðnin bölgedeki planlarýyla ilgili olarak Kurmanbek Bakiyevðin zirvedeki konuþmalarý, diðer liderlerin konuþmalarýndan farklý deðildi. Yaptýðý konuþmada Bakiyev, isim vermeden ABDðyi Orta Asyaðda hegemonya kurmaya yönelik uzun vadeli plan kurmakla suçlamýþtýr. ðDevrimdenð sonra ülkenin objektif çevre faktörlerinden yola çýkarak Akayev döneminde izlenen dýþ politikayý sürdüren Kýrgýzistanðýn, bölgede dinci hareketlerin aktifleþmesinden endiþeye kapýldýðý ortadadýr. Bölgenin istikrarsýzlýk ve çatýþmalarýn ortasýnda kalma ihtimali Rusyaðnýn bölgedeki kozlarýný arttýrmýþtýr. ABD yanlýsý olmakla itham edilen Kýrgýzistanðýn yeni yönetimi her þeyden önce kendi menfaatlerini düþünerek Rusya ile de iyi geçinmeye çalýþmaktadýr. Ancak, þÝü vasýtasýyla ABDðye iletilen ðAskerlerini ne zaman çekeceksin?ð çaðrýsý, Kýrgýzistanðýn ABD üsleriyle ilgili izlediði politikayý ne kadar yansýtmaktadýr? En önemlisi, ses getiren bu açýklamayý yapan örgüt ve tek tek içindeki devletler, sözlerinin arkasýnda ne kadar durabilirler?

þangayðýn Gücü ve Potansiyeli

Son zirvede gözlemci üye Moðolistanða ek olarak Ýran, Hindistan ve Pakistan gibi önemli bölge ülkelerine gözlemci statüsünü veren þÝü, Kazakistan Devlet Baþkaný Nursultan Nazarbayevðin ifadesiyle ðartýk insanlýðýn yarýsýný temsil ediyorð mu? Her sene mutat zirveleri ve çeþitli düzeydeki toplantýlarý yapýlsa da, bölgedeki etkinlik açýsýndan þÝü halen iddialý bir proje olmaktan öteye geçememiþtir. Kurumsal yapýsý son derece zayýf olan bu örgüt, iki büyük devletin -Rusya ve üinðin- bölge politikalarýný yürütme aracý olmaya devam etmektedir. Son zirvede yeni gözlemci üyeleri içine alarak potansiyelini arttýran þÝü, son yayýnladýðý deklarasyonda kendisini açýkça ABD hegemonyasýnýn karþýtý olarak konumlasa ve ABDðye ðbölgeden çekilð mesajý verse de, söz konusu duruþun ve mesajýn somut adýmlarla desteklenmesi gerekmektedir. Gerçekten de, þÝüðnün çaðrýsýna cevap veren ABD Dýþiþleri Bakanlýðý Sözcüsüðnün dediði gibi, Orta Asyaðdaki Amerikan askeri varlýðý ikili anlaþmalarla belirlenmiþtir. Her þeyden önce, ðüzbekistan ve Kýrgýzistan ABDðnin çekilmesini resmen isteyecek kadar arkalarýnýn saðlam olduðunu hissetmekte midir? Rusya ve üin böyle bir adýmý desteklemeye hazýr mýdýr?ð sorularýnýn cevaplanmasý gerekmektedir. þu an için böyle bir ortamýn oluþmadýðýndan bahsedilebilir. þimdilik þÝü, ABDðnin isteðine raðmen ABDðyi bölgeden çýkarma gücüne sahip deðildir. ABD karþýtý söylemi benimseyen þÝüðnün þu anda yaptýðý, ileriye dönük güç birikimidir. Esasýnda bunun yolu örgütün kuruluþ amacýnýn gerçekleþtirilmesinden geçmektedir.

Baþlangýçta sýnýrlarda iþbirliði amacýyla kurulan þangay Beþlisi, 2001ðde þangay Ýþbirliði ürgütüðne dönüþtüðü zaman, genel olarak bölgesel güvenliði öncelikli olarak kabul etmiþ, güvenliðin saðlanmasý açýsýndan da terörizmle ortak mücadeleyi en önemli amacý olarak belirlemiþtir. Bölge güvenliðinin saðlanmasý konusunda gerçekten de büyük potansiyele sahip olan bu örgütün prestijinin giderek arttýðýnýn iþareti, Ýran, Hindistan ve Pakistanðýn da gözlemci üye olmak için örgüte baþvurmalarý olmuþtur. Ancak bu ülkelerin gözlemci olarak kabul edilmeleri, örgütün ileride Avrasya alanýnda oynayabileceði rol açýsýndan önemlidir. Bölge güvenliðinin saðlanmasý açýsýndan ise örgütün halen pek etkin olmadýðý ortadadýr.

Kollektif Güvenliðin ünceliði

Son zirvede örgütü kurumlaþtýrma çabalarý biraz daha hýzlanmýþ gibi görünmektedir. Kurumlaþma terörizmle ve ayrýlýkçýlýkla mücadele ekseninde planlanmýþtýr. Ekonomik projelerin dahi seslendirildiði zirvede, þÝü çerçevesinde kurulan Terörizmle Mücadele Bölgesel Merkeziðnin 2004 faaliyet raporu onaylanmýþ, ayrýca Terörizm, Ayrýlýkçýlýk ve Aþýrýcýlýkla Mücadele Konsepti kabul edilmiþtir. Söz konusu konseptte ðüye ülkelerin þÝü coðrafyasýnda terörizm, ayrýlýkçýlýk ve aþýrýcýlýk ile mücadeleyi kendi güçleriyle yapmalarý öncelikli öneme sahiptirð denmiþ, bu þekilde örgüt dýþý güçlerin bölge güvenliðine karýþmalarýna hoþ bakýlmadýðý ifade edilmiþtir. Belgede terörizmle mücadele etmek amacýyla güvenlik birimlerinin iþbirliðini arttýrmaya yönelik çalýþmalarýn yapýlmasý, terörizm, ayrýlýkçýlýk ve aþýrýcýlýk faaliyetine bulaþanlara sýðýnma hakkýnýn verilmemesi, söz konusu faaliyetleri yürüten þahýs ve teþkilatlara hiçbir þekilde desteðin verilmemesi gibi hususlar bulunmaktadýr. Ancak ne bu belgede ne de þÝüðnün diðer belgelerinde üye devletlerin aktif askeri yardýmýndan bahsedilmemektedir. þÝüðnün, bölgesel güvenliðin saðlanmasý konusunda hala, Rusyaðnýn tek baþýna etkin olduðu Kollektif Güvenlik Anlaþmasý Teþkilatýðnýn (KGAT) çok gerisinde kaldýðý söylenebilir.

KGAT Tüzüðüðnde üye devletlerin baðýmsýzlýklarýnýn, toprak bütünlüklerinin ve egemenliklerinin kollektif bir temelde nasýl korunacaðýna dair ifadeler açýkça belirtilmiþtir. KGAT çerçevesindeki askeri iþbirliði oldukça etkin olarak iþlemektedir. Ortak hava savunmasý, ortak askeri tatbikatlar, ortak askeri birlikler konusundaki iliþkiler artarak geliþmektedir. 1996ðda Rusyaðnýn Tacikistanða müdahalesi ve 1999ðdan sonra Kýrgýzistanða gösterilen askeri-teknik yardým KGAT çerçevesinde gerçekleþtirilmiþtir. þimdiye kadar, Orta Asyaðda güvenliðin saðlanmasý konusunda Rusya, þÝü yoluyla deðil, KGAT ve ikili iliþkiler çerçevesinde hareket etmeye meyilliydi. Son þÝü zirvesinde askeri iþbirliði konusunda daha somut adýmlarýn atýlmamasý, bu meylin ve Rusyaðnýn üin ile ilgili endiþelerinin devam ettiðinin bir göstergesidir. Bölgede ABD nüfuzunun yükselmesinden rahatsýz olan Rusya, üin ile iþbirliði içerisinde olsa da, ileriye dönük olarak üin nüfuzunun artmasýný da istememektedir.

Bölge devletlerinin menfaatleri açýsýndan ise, bölgede nüfuzu bulunan dýþ güçlerin hiçbirisinin baskýn hale gelmemesi hayati önem taþýmaktadýr. Günümüzde bölgedeki en etkili devletleri Rusya-ABD-üin olarak sýralamak mümkündür. Baðýmsýzlýktan sonra kendilerini üin ve Rusya arasýnda bir kýskaçta hisseden bölge devletleri, ABD ile iliþkilerini geliþtirmeye çalýþmýþlardýr. Ancak ABDðnin bölgede askeri üsler elde etmekle kalmayarak, ülkelerin iç siyasetini önemli ölçüde etkileyecek kadar nüfuzunu arttýrmasý ve içiþlere karýþmaya hevesli olmasý, bölge devletlerini bu sefer Rusya ve üinðe doðru itmiþtir. Son dönemde üzbekistanðýn üin ve Rusya ile geliþtirdiði iliþkiler, 4 Temmuz 2005 tarihinde Kazakistan ve üin arasýnda imzalanan Stratejik Ýþbirliði Anlaþmasý da yeni konjonktür çerçevesindedir. Ancak ABD hegemonyasý bölge devletleri açýsýndan ne kadar tehlikeliyse, Rusya ve üinðin hegemonyasý da en az o kadar tehlikelidir.

Orta Asya Birliðiðnin Zorunluluðu

ünemli jeopolitik konuma ve zengin doðal kaynaklara sahip olan Orta Asya ülkeleri açýsýndan, kendilerini bölge dýþý güçlere karþý korumalarýnýn ve genel olarak güvenliklerini saðlamalarýnýn en etkin yolu bir birlik oluþturmalarýndan geçmektedir. Yýllardan beri tartýþýlan Orta Asya entegrasyonunun bu açýdan ele alýnmasý gerekmektedir. Halbuki Orta Asya entegrasyonuna hep AB örneðinden yola çýkýlarak bakýlmýþ, zaten entegrasyon teorilerinin çýkýþ noktasý da hep AB olmuþtur. Uzmanlara göre, Orta Asyaðda entegrasyonun yolu ortak pazardan geçmektedir. þüphesiz bir birlik için ekonomik entegrasyon þarttýr. Ancak baþlangýç noktasý olarak bölgenin daha acil ihtiyaçlarý alýnabilir. Bu acil ihtiyaç ise güvenliktir. Diðer taraftan, son dönemde ABðnin yaþadýðý zorluklar bir birlikte ortak kimliðin ve bütünleþme isteðinin ne kadar önemli olduðunu göstermiþtir. þüphesiz, ortak kimlik konusunda Orta Asyaðda çok güçlü bir potansiyel bulunmaktadýr.

Orta Asya güvenliðinin saðlanmasý açýsýndan Türkistan coðrafyasýnýn bir bütün olarak ele alýnmasý gerekmektedir. Bu açýdan Orta Asya devletlerinin Afganistanðdaki Türklerle, Rusyaðnýn Kazakistanða sýnýr bölgelerinde yaþayan bütün Türklerle (sadece Kazaklarla deðil), Tataristan ve Baþkurdistan cumhuriyetleriyle, Orta Asya ile üinðin sýnýr olduðu bölgede bulunan Doðu Türkistan Türkleriyle baþta kültür alanýnda olmak üzere iliþkileri geliþtirmeleri gerekmektedir. Bu her þeyden önce kendi uzun vadeli güvenliklerinin saðlanmasý açýsýndan zaruridir. þüphesiz bu iliþkiler komþu devletlerle iliþkileri bozmayarak çok dikkatli bir þekilde yürütülmeli, ancak komþu devletlere soydaþlarla iliþkilerin geliþtirilmesinin Orta Asya halklarýnýn doðal haklarý olduðu hissettirilmelidir. Burada en çok zorluk çýkaracak husus ve ayný zamanda da en önemli husus, Doðu Türkistan ve Orta Asya devletleri arasýndaki baðlantýlardýr. üinðin buna izin vermeyeceði çok açýktýr. þu anda yapýlabilecek en asgari faaliyet, Orta Asya ülkelerindeki Uygurlara yönelik politikanýn üinðin güdümüne girmemesini saðlamak ve halkta Uygurlarla Orta Asya halklarýnýn arasýndaki kader birliði fikrini yaymaktýr.