kürt @ türk
Güney Sibirya’da, Yenisey ırmağı kollarından Elegeş çayı çevresinde bulunmuş olan Elegeş yazıtında Kürt boyunun Hanı Alp Urungu’nun ülkesine, Hakanına, akrabalarına doyamadan 39 yaşında vefat ettiği, kendi ağzından anlatılır:
* Kara budunum gayret edin! Ülke töresini bırakmayın! Heyhat, siz ülkem, hanım!
* Kürt elinin Hanı Alp Urungu. Altınlı okluğumu belime bağladım, halkım! Otuz dokuz yaşımda.
* Hanım! Ülkeme, sizlere heyhat doymadım, hanım heyhat! Ülkemden ayrıldım.
Bu anıt mezar, Kürtlerin Saka-Hun-Göktürk camiasına mensup olduklarını kanıtladığı gibi, Kitab-ı Dede Korkut’ta da Dicle Kürtleri / Kurmanç (*)’ların Boğduz Aman kütüğü ile Oğuzlara bağlandığı görülmektedir.
“Elegeş Yazıtı”; Hüseyin Namık Orkun, Eski Türk Yazıtları, TDK Yayınları # 529, Ankara 1987, s. 590.
Türkiye – Azerbaycan Dostluk Derneği Yayını No: 11-A, Demirtepe – Ankara, 1992 ~ 3(?)
(*) Kurmanç için Bkz: okh.or : mang.çı
Tarihi belgelerle ve yazıtlarla kanıtlandığı üzere Anadolu’ya ilk giren Türk devleti Hunlardır. Suriye Irak sınırına yakın bir yerde bulunan DURA-EUROPOS yazıtı Hunların III. yy. ortalarında başlarında Kapgan, Topçak, Tarkan Bey, Kubrat ve Kurtak gibi komutanlarla Doğu Anadolu’ya indiklerini kanıtlamaktadır. Hunların ikinci Anadolu seferi ise {İ.S.} 395’te gerçekleşmiştir. Azerbeycan üzerinden Doğu Anadolu’ya giren Hunlar Erzurum, Malatya üzerinden Çukurova’ya inmişler ve buradan Antakya, Urfa, Sur’u kuşatarak Kudüs yakınlarına kadar varmışlar, aynı yıl aynı yolla geri dönmüşlerdir. Komutanlarının isimleri ise Bask ve Kursık’dır. 398 yılında Hunlar aynı bölgeye bir defa daha girip çıkmışlardır. 451 yılında Azerbaycan’da Mugan’ın güneyine yerleşerek burada Balasagan isimli bir şehir kuran Akhunlar, Kuzey Doğu Anadolu’ya sürekli girip çıkmışlardır. Arap kaynakları bu Akhunları “Ekrad-ı Bilasagun” olarak tanımlamışlardır. Ekrad kelimesinde iki anlamdan biri kürtler, diğeri konar göçerler’dir. Kelimenin ikinci anlamını bilmeyen bazı araştırmacılar, Akhunları “Kürt” olarak tanımlamışlardır.