mtoprak@aygazete.com Mehmet Toprak

Ýslam medeniyettir-I-
ðBugünkü Batý dünyasý ahlaksýzdýr. Ahlaksýz medeniyet olmaz:
þu halde bugün bir ðBatý medeniyetið yoktur.ð Dr. Albert Schweitzer*

BATI MEDENÝYETÝ MASALI
Son günlerde Ýngiltere ve Mýsýr´ý vuran terör saldýrýlarýnýn ardýndan Ýtalya´da siyasi partiler arasýnda baþlayan Ýslam tartýþmasý, siyasiler arasýnda söz düellosuna dönüþtü. Ýçiþleri Bakaný Giuseppe Pisanu´nun bir gazeteye verdiði demecinde ýlýmlý Ýslamðla diyaloðu savunmasýnýn ardýndan Reform Bakaný Roberto Calderoli, Ýslam karþýtý tuhaf açýklamalarda bulundu. ðMedeniyetler çatýþmasýð tezini kýsmen doðru olarak niteleyen Calderoli, "Ýslam, medeniyet deðildir. Ortada bir çatýþma olduðu doðru. Ama bu, bir medeniyet ile bir gayri medenilik arasýndaki çatýþmadýr. Ýslam bir medeniyet olarak deðerlendirilemez" dedi. Hatýrlayýnýz, Ýtalya Baþbakaný Berlusconi de 2001 Eylülðünde, "Batý uygarlýðý Ýslam´dan üstündür. Batý, komünizmi yendiði gibi baþkalarýný da yenmeli. Bu, bin dört yüz yýl öncesine takýlýp kalan Ýslam´la çatýþmaya kadar gitse bile" ifadelerini kullanmýþtý.

Ýtalya Reform Bakaný Roberto Calderoliðye dönersek ðÝslamðýn bir medeniyet olarak deðerlendirilemeyeceðinið dile getiriyor ve Batýðnýn bir ðbeyaz insanð olarak dünyadaki diðer medeniyetlere olan ðaþaðýlayýcýð ve ðtehditkarð gerçek yüzünü bu söylemi ile bir daha ortaya koyuyor.

Peki ðbeyaz insanðýn kurmuþ olduðu yeryüzündeki tek gerçek medeniyetin (!) paradigma kökleri neler idi? Tarihsel kökenine inerek birlikte bakalým:

Aydýnlanma hareketi ile birlikte modern Batýðnýn hayat felsefesinin temelleri Darwinizmðin tahakkümcü diyalektiði ile Newtonðun mekanik anlayýþý üzerine kurulmuþtu. Bu tarz bir anlamlandýrma modernlik içinde barbar bir insan tipi ortaya çýkarmýþtýr. Nitekim dünyanýn bugün geldiði noktada bile Batýlý insan dünya üzerinde gördüðü haksýzlýklara karþý kayýtsýz kalmakta ve bu zulümleri küresel ölçekte yaygýnlaþtýran yöneticilerinin pragmatist politikalarýna destek vermektedir.

Batý, tarihinde barbar sýfatýný Yunan, Latin ve Hýristiyanlýk dýþýndaki medeniyetlerin tümü için kullanmýþtýr. Kendi dýþýndaki medeniyetleri ðötekið olarak kategorize eden Batý, farklý kültürlere yaþama hakký tanýmaktan çok, onlarý asimile eden (dönüþtüren), dönüþmeye direnen medeniyetleri ise elimine eden (yok eden) bir karaktere sahiptir.

Arnold Toynbee, "Batý´nýn, dünya medeniyet tarihindeki 26 uygarlýðýn 16ðsýný bilfiil þiddet uygulayarak yok ettiði, kalan 9ðunu ise asimile ederek fosilleþtirdiðið tespitini yaparken, bu trajediyi gözler önüne serer.

Batý´nýn Doðu´ya dönük tahakkümcü bakýþ açýsýný daha iyi kavramak için bazý oryantalist kalemþörlerin yazdýklarýna bakmakta fayda var. ünlü oryantalist Bulfour, ðDoðulu düþüncesizdir, haindir, çocuksudur, ilgisizdir. Avrupalý ise erdemlidir, olgundur ve normaldir. Doðu´ya kiþilik kazandýran kendi gayreti deðil, Batý´nýn Doðu´yu çekip çevirmede gösterdiði ustalýk ve baþarýdýrð derken de bu þaþý bakýþý ifade eder.

Bir diðer oryantalist Cromer ise, ðDoðu´nun gücü bundan böyle bizim deðerlerimize yakýnlaþacak, bizim uygarlýðýmýza meyledecek, bizim çýkarlarýmýza uyum saðlayacak ve bizim amaçlarýmýza hizmet edecektirð der.

Batý medeniyeti denilen paradigmanýn temeli yukarýdaki þaþý bakýþ açýsýna dayanmaktadýr. ðütekið olan Doðu´yu kendi öz deðerlerine yabancýlaþtýrýp, pragmatist çýkarlarý doðrultusunda ehlileþtirdikten (!) sonra kendi bünyesine dahil edebilmek.. Amaç budur.

Bu deðerlendirmeler ýþýðýnda Batý efsanesine baktýðýmýzda kimin medeni, kimin asýl barbar olduðu açýkça ortaya çýkmaktadýr.

BATI NEYÝN üLüüTü?
Sahi Batý hangi ðiyiðnin ölçütüdür?
Biz coðrafya olarak dün ve bugün hem Asyaðda, hem Avrupaðda yaþýyor olsak da bugün artýk bir masal haline geldiðini gördüðümüz Avrupa medeniyetine (!) teþne deðiliz; olmak durumunda hiç deðiliz. ðBatý, Batýð derken harcanan beyhude çaba, milleti kendi öz dinamikleri ve medeniyetiyle yüzleþtirilmeye sarfedilseydi, bugün bulunduðumuz yerde emir alan deðil, olmamýz gereken yerde lider konumunda bulunurduk.

ðÝslam Medeniyettirð baþlýklý bu yazýmýz, Batýðnýn yozlaþmýþ; tüketen; yok eden kültürünün niçin gerçek medeniyet oluþturmadýðýný izahla bitti. Gelecek yazýmýzda gerçek medeniyetin Ýslam´ýn adil, paylaþtýrýcý, kurucu özü üzerinde yükselebileceðini iþleyeceðim.

Batýðdan gelen insafsýz saldýrýlarýn hedefindeki Ýslam, emperyalizmin aldatýcý bataðýnda tükenmekte olan ðBatýð insanýný da kurtaracak gerçek teminattýr.

* Tarih filozofu

Ýslam medeniyettir -II-

Ýtalya Reform Bakaný Roberto Calderoliðye..

Tarih boyunca üç tür medeniyetin varolduðunu görüyoruz: Putperest (pagan-materyalist) medeniyetler; kadim (gelenekçi) medeniyetler ve vahiy medeniyetleri.
MATERYALÝST MEDENÝYETLER
Putperest (pagan) "medeniyetlerið bugün sadece Batý temsil ediyor. Tarihte "seküler" yani insaný tanrýlaþtýran "medeniyet" tecrübelerinin asýl kaynaðý, Batý sivilizasyonunun ilk örneklerini oluþturan Minoslar, Mikenler ve Antik Yunan tecrübeleridir. Bu toplumlar -diðerlerinden farklý olarak- mesela hayatýn bir mabed etrafýnda þekillendiði "mabed toplumlarý" deðil; "saray toplumlarý "dýr. Hayat, dünyevileþmenin en önemli sembolü ve metaforu olan bir sarayýn etrafýnda düzenlenmiþ ve þekillenmiþtir.
Sivilizasyon kavramý, tarihte sadece pagan toplumlarýn dünya ve hayat tasavvurlarýný açýklayan bir kavramdýr. Bu kavram, yalnýzca fizik gerçekliði eksene alýr.. Fizikötesi gerçekliði, iþin kolayýna kaçarak ya yok sayar ya da fizik gerçekliðin "tek boyutlu" kavramlarýyla ve dar(altýlmýþ ) dünyasýyla tanýmlamaya kalkýþýr. Bu perspektiften bakýldýðýnda dünyayý salt maddi bir fenomen olarak algýlayan Batý; insanýn, tabiatýn, kainatýn doðallýðýna ve fýtriliðine müdahale etmiþ; bunun sonucu olarak hem insanýn, hem doðanýn, hem de tarihin dengesi bozulmuþtur. Bu süreç, seküler, pagan ve barbar Batýlýlarýn, diðer varlýklarla ve toplumlarla kurduðu iliþkileri þiddet temeli üzerinde oluþturmalarýna, tüm diðer toplumlara ve tabiata þiddet uygulama ve hakim olma kaygýsýný amaç haline getirmelerine yol açmýþtýr. Bugün Batýlýlarýn dünya üzerinde kurduðu baský ve hakimiyetin nedenleri burada gizlidir.

GELENEKüÝ MEDENÝYETLER
Tarihte karþýmýza çýkan ikinci medeniyet türü, bugünkü Konfüçyanizm, Budizm, ve Hinduizm´in temsil ettiði kadim (gelenekçi) medeniyetlerdir. Kadim medeniyetler paganlarýn aksine fizik gerçekliði boþlamýþlar, fizik ötesi gerçekliði mutlaklaþtýrarak bu dünyayý ve dolayýsýyla hayatý barbarlarýn ve paganlarýn saldýrýlarýna müsait bir yer haline getirmiþlerdir. Baþka bir ifade ile ifrat karþýsýnda tefrit. Maddi gerçeklik ve bu dünyaya dair söyleyecekleri ve yapacaklarý bir þey olmadýðý için, maddi dünyayý kontrol eden barbarlarýn ve paganlarýn saldýrýlarýna direnme biçimleri, yöntemleri, dinamizmleri ve iradeleri de yoktur. O yüzden kadim medeniyetler diye ifade ettiðimiz bu medeniyetler seküler, pagan kültür tarafýndan hadým edilerek fosilleþtirilmekten kurtulamamaktadýrlar.

VAHÝY MEDENÝYETLERÝ
Tarihte karþýmýza çýkan üçüncü medeniyet türü, ðvahiyð medeniyetleridir. Vahiy medeniyetinde insan, ancak yarataný yani Tanrý´yla var olabilir. Bu bakýmdan insanýn ideali ve gayesi ilahi kaynaklýdýr. Bu amaç ðTanrý´nýn istediði varlýkð olmaktýr (1). Medeniyet insanýn bu amacýný en üst düzeyde gerçekleþtirip, sürekli kýlmasý faaliyetleriyle, bu faaliyetlerin kurumlaþmasý, kalýcý kýlýnmasýdýr. Medeniyetin gerçek anlamý ve kaynaðý vahiydedir.
Bunun en son ve en sofistike örneði Ýslam´dýr (2). Hýristiyanlýk beþeri müdahaleler ve mezhepleþmeler -özellikle Protestanlýðýn sekülerleþtirici etkisi- ile vahiy kaynaðýndan kopartýlmýþ; Yahudilik ise -bilinen sebeplerle- bir dünyevi ve milli din haline getirilmiþtir. Ýslam, fizik gerçekliði de, fizikötesi gerçekliði de mutlaklaþtýrmaz; ikisini dengeler ve birbirine rapteder (3). O yüzden dýþlayýcý ve ötekileþtirici deðil, kucaklayýcý, hayat ve varolma hakký tanýyýcýdýr. Biri olmadan diðeri varolamaz, der. ðFizikð dünya ile ðFizikötesið arasýnda ifrat ve tefritten kaçýnmayý önerir ve ikisi arasýnda -birini diðerine feda etmeyen- bir denge kurmayý öngörür. Bu durum, müslümanýn bu dünyadaki haksýzlýklara, hukuksuzluklara, sömürülere, iþgallere göz yummasýný, arkasýný çevirmesini önler.
Ýslam, toplum hayatýný insan, canlý-cansýz, tabiat ve Tanrý üçgeninde hakkaniyet temeli üzerinde düzenler; zihni, manevi ve ahlaki prensiplerle insaný en iyiye yönlendirir. Bunlara ek olarak getirdiði sosyo-ekonomik kurallarla hertürlü fitne, bozgunculuk, ikilik, yolsuzluk, anarþi, terör, yolsuzluk gibi modern toplumlarý sarmýþ sosyal hastalýklardan uzak; herkesin mutluluk içinde yaþayýp ebedi mutluluða yürüyebileceði bir toplum hayatý teklif eder. Onun ahlaki, siyasi, iktisadi ve sosyal öngörüleri böyle bir toplum inþa etmeye ceza yasalarý (ukubat hükümleri) ise, öncelikle bu ferdi ve içtimai mutluluðu saðlamaya ve korumaya yöneliktir (4).
Medeniyet, Ýslam´ýn tarihi tecrübesini, daha da önemlisi alem tasavvurunu açýklayabilecek kuþatýcýlýða, kapsama, hayat ve varoluþ alanýna sahip bir kavramdýr. Ýslam, tarihte ulaþtýðý her millete, ülkeye aydýnlýk getirmiþ; bedevi hayatlarý birer Medine kýlmýþtýr. Baðdat, Buhara, Kurtuba (Endülüs) hatta Ýstanbul, Kazan tecrübeleri Ýslam medeniyetinin tarihteki altýn sayfalarýdýr. Ýslam, özne olarak öne çýkarýldýðý o dönemlerde, medeniyet kuran, toplumlarýn ilerlemesini saðlayan yeni bir dinamik güç olmuþtur.
Müslüman toplumlarýn bugünki müzmahil durumlarý, Batýðnýn materyalist (pagan) kültürüne özenerek Ýslamðý inþa edici özne olmaktan çýkarmalarýndan, dahasý kendi dünyevi arzularýný meþrulaþtýrýcý bir þekil ve kýlýf haline getirmelerinden kaynaklanmaktadýr. Tekrar ediyoruz, Ýslam insanlýðýn geleceðini teminat altýna alan tek ýþýk, gerçek teminattýr. Ýnsanlýðýn o güvenlik vahasý ile buluþabilmesi için Müslüman dünyanýn bugünki gölgesinin aradan çýk(arýl)masý gerekmektedir.

DÝPNOTLAR...
1-Zariyat Suresi / 56
2-Al-i Ýmran Suresi / 19; Maide Suresi / 3
3-Bakara Suresi / 201
4-Enðam Suresi / 151; Al-i Ýmran Suresi / 104