ATATüRK'üN GENüLIGE HITABESI

Ey Türk gençliði! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin, en kýymetli hazinendir. Ýstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahlarýn olacaktýr. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düþersen, vazifeye atýlmak için, içinde bulunacaðýn vaziyetln imkan ve þeraitini düþünmeyeceksin! Bu imkan ve þerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. Ýstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düþmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiþ bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanýn, bütün kaleleri zaptedilmiþ, bütün tersanelerine girilmiþ, bütün ordularý dagýtýlmýþ ve memleketin her köþesi bilfiil iþgal edilmiþ olabilir. Bütün bu þeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hiyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri þahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bitap düþmüþ olabilir.

Ey Türk istikbalinin evladý! Ýþte, bu ahval ve þerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktýr! Muhtaç olduðun kudret, damarlarýndaki asil kanda, mevcuttur!

20 Ekim 1927

--------------------------------------------------------------------------------
Atatürk ve Bozkurt

Yedi Düvel Türk topraklarini dört bir taraftan isgal etmis iken o, Türk Milletinin önüne düsmüs, yol göstermis ve Anadoluda bir kurtulus yürüyüsünü baslatmistir.
Yillar süren Kurtulus Savasinin sonunda düsman maglup edilmis ve Türk Milleti yeniden bir vatan cografyasina sahip olmustur.

Bozkurt Atatürk bu vatan cografyasinda yeni bir devlet kurmus ve adini Türkiye koymustur.

O bir Türk milliyetçisidir.O BIR BOZKURTTUR !

Atatürk'e hediye edilen Bozkurt heykeli.

Agustos 1926 gecesi Türkiye'nin ''Bozkurt'' adli yolcu gemisi, Fransiz ''Lotus'' gemisi ile Ege Denizi'nde çarpisir. Bozkurt gemisi batar ve 8 Türk denizcisi bogularak ölür. Ertesi gün, Istanbul'a gelen Lotus gemisinin kaptani tutuklanir ve Türk mahkemelerince 80 gün hapis cezasina çarptirilir. Lotus gemisinin kaptaninin karsi çikislari sonucu dava, Lahey Sürekli Adalet Divani'na intikal eder. Lahey Sürekli Adalet Divani, 7 Eylül 1927'de, Türkiye'nin hukuka aykiri davranmadigina karar verir. Bu kararla birlikte ''Geminin adi ve Türk milletinin milli simgesi, Türk özgürlük ve bagimsizliginin timsali olmasindan ötürü'', Türk heyetine, Atatürk'e verilmek üzere tunçtan bir Bozkurt heykeli armagan edilir. Bu davadan dolayi, dönemin adalet bakani Mahmut Esat'a, Atatürk tarafindan Bozkurt soyadi verilmistir.

Hatta küçük izcilere yavrukurt ismini bizzat kendisi takti. Hakkinda yazilan bazi kitaplarda kendisinden Bozkurt olarak bahsedildigini biliyoruz...Bu belgelerden biri de asagida Ankara Ulus'ta bulunan Atatürk heykelinin kaidesindeki bozkurt basi dir.

Atatürk Zamaninda basilan Bozkurt resimli para ve pullar

Atatürk, kurdugu devletin Türk adi, Türk dili, Türk kültürü ile yasamasini istemistir. Bunun için Türk Milletinin sembolü olan Bozkurtu, Türk devletinin parasinave pullara bastirarak, Bozkurt adini her yerde kullanarak yeniden Türk kültürüne yerlesmesine öncülük etmistir.

Yirminci Asirda Türklügün üncüsü

Mustafa Kemal ATATüRK
Sarý saçlý, gök gözlü, kurt bakýþlý bir deha. Devlet adamý, büyük komutan, Türk soy þuurunu, Türk milliyetçiliði ülküsünü yüreðine iþlemiþ yiðit öncü. Yüce Tanrý'nýn yirminci asrýn baþlarýnda Türk milletine önder olsun diye gönderdiði bir yolbaþçý.

Mustafa Kemal Atatürk'ün atalarý Orta Anadolu'dan Makedonya'ya göçmüþler. Kültür Eski Bakanlarýmýzdan Sayýn Namýk Kemal Zeybek'Ýn Makedonya'da yapmýþ olduðu araþtýrmalar sonucu, halen yörük olduklarý bilincinde olanlarýn yaþadýðý bir köyde Büyük Atatürk'ün dedesine ait ev bulundu. Bu köylüler Konya yörükleri. Geçen yýl yayýmlanan Yeni Avrasya Dergisi'nin Eylül 2000 sayýsýnda konuyla ilgili geniþ bilgiye yer verildi.

Oðuz Kaðan'ýn "Gök çadýrýmýz, güneþ tuðumuz olacaktýr" ülküsü, üiçi Yabgu'nun "Boyun eðmeyeceðiz" diye baþlayan nutkundaki direniþi, Bilge Kaðan'ýn "Ey Türk titre ve kendine dön!" sözündeki haykýrýþý Göktürkler'den Karahanlýlar'a oradan Büyük Selçuklu'ya ve buradan Anadolu'daki Osman Bey'e geldi. Bu baðýmsýzlýk ülküsü, bir milletin ortadan kaldýrýlmasý düþünülürken Türk tarihinin soylu sayfalarýnda yer alan bir yolbaþçýya, Mustafa Kemal'e devredildi.

Bu kutlu bayrak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temel ilkeleri arasýna "Milliyetçilik" ilkesi olarak konuldu. Türk milleti yeniden özüne dönmeye baþlamýþtý. Tarihini, kültürünü, töresini yeniden canlandýracak kurumlar oluþturuldu. Büyük Atatürk Orta Asya'dan gelen Türkçü aydýnlarý bu kurumlarýn ve üniversitelerdeki birimlerin baþýna getirdi. Yeniden kitaplar yayýnlanmaya, Türk milleti bilinçlendirilmeye baþlandý.

Yüce Türk milletinin onuru, Mustafa Kemal Atatürk önderliðinde herþeyin üstünde tutuldu. Dünya milletleri arasýndaki yerinin, soyluluðuna yakýþýr düzeyde olmasý Atatürk'ün ülküsüydü. Bu ülküyü þöyle tarif ediyor: "Göreceksiniz neler olacak. Göreceksiniz baðlý olmakla övündüðüm Türk milleti nasýl bütün milletlerin medeniyet rehberi olacak!". Türklük O'nun en deðerli varlýðýydý. "Yaradýlýþýmda bir fevkaladelik varsa, O da Türk olarak dünyaya gelinenidir" deyiþiyle bunu en güzel þekliyle ifade ediyor.

Geçmiþine sahip olmak, geçmiþindeki özü tanýyarak, oradan kaynaklý deðerlerle geleceðe yön vermek O'nun büðe kiþiliðinin temeliydi. Bu temeli þu sözlerle ifade ediyor: "Büyük devletler kuran ecdadýmýz, büyük ve geniþ ufuklu uygarlýklara sahip olmuþtur. Bunu aramak, incelemek Türklüðe ve dünyaya bildirmek bizler için bir borçtur. Türk çocuðu atalarýný tanýdýkça daha büyük iþler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktýr!".

Ýnsanoðlunun baþarabileceklerini, Yüce Türk Milleti'nin baþarmamasý için hiçbir neden olmadýðýný, bilakis bu baþarýda Türk milletinin her zaman daha þanslý olduðunu gösteren, "Muhtaç olduðun kudret damarlarýndaki asil kanda mevcuttur" sözü umutlarýmýzý daha güçlü kýlmýþtýr.

Türk milletinin bütün sadeliði ile dindar olmasý, Kutlu kitabýmýz Yüce Kuran-ý Kerim'i kendi diliyle anlamasý için Elmalýlý HamdÝ Yazýr'ýn tefsirini ve ümer Nasuhi Bilmen'in ilmihalini çoðalttý. Türk milletinin Ýslam'a hizmetinde çýkar gözetmeksizin, fedakarca yola çýktýðýný en içten ifadelerle dile getirmiþtir, "Türk milleti dindar olmalýdýr, bütün sadeliði ile dindar olmalýdýr".

Türk milletinin, yeryüzünde benliðinden koparýlmýþ topluluklarýn bulunmasýna taraftar olmadýðýný, sömürgeci güçlere fýrsat verilmemesi yönünde mücadele ettiðini her zaman ifade etmiþ ve mazlum milletlerin yaþamasýna örnek olmuþtur. Bu nedenle "Dünya üzerinde yaþamýþ ve yaþayan milletler arasýnda demokrat doðan yegane millet Türklerdir" demiþtir.

Kut bulmuþ, ileriyi gören bir bilgeydi Mustafa Kemal. Rusya'nýn er geç daðýlacaðýný ve Orta Asya'daki soydaþlarýmýzýn baðýmsýz olacaklarýný 29 Ekim 1933 günü Cumhuriyetin onuncu yýlýnda Yüce Türk milletine müjdelemiþti. Ýþte özünü tanýyýp geleceðe yön vermek budur.

Milliyetçiliðini þu sözlerle ifade etti: "Ben bir Türk milliyetçisiyim, böyle doðdum, böyle öleceðim". "Biz doðrudan doðruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Ama biz öyle milliyetçiyiz ki, bizimle iþbirliði eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz". "Türkçülük bir bayrak gibidir; týpký Türk bayraðý gibi. Bu bayraðý vatanýn her köþesinde durmadan dalgalandýrmak her Türk'ün ilk ve milli vazifesidir".

Bu bayrak Atsýz Bey'ler , Necdet Sançar'larla birlikte Baþbuð Alparslan Türkeþ'e ve Türk ülkücülerine emanet edildi.

Yiðit ülkü devleri, alpler, erenler, yolbaþçýlar, baþbuðlar ruhlarýnýz þad, konaðýnýz Yüce Tanrýnýn uçmaðý olsun. Yüreði pusatlý yiðitlere selam olsun.

Tanrý Türk'ü Korusun!