kuran.jpg
Açıkçası Kuran-ı Kerim bizleri Yüce Rabbimize en güzel şekilde kavuşturacak tek sığınağımızdır. Tüm bu hayatımız aslında Yüce Rabbimizin huzurundaki seviyemizin ortaya çıkması için tasarlanmış bir oyundan ibarettir. Yüce Allah kendisini dost kabul edip kitabına sımsıkı sarılanları (Araf 170) Dünya hayatında da ahirette de müjdeler vaad etmektedir. Yüce Allah`ın sözlerinde asla değişme yoktur. (Yunus 64)

Öyle ise hayatın kestirmesi Kuran-ı Kerim’in kılavuzlaması ile mümkündür. Nasıl ki bir baba evladına, senelerce binbir zorlukla edindiği değerli tecrübelerini aktararak evladına kısayol göstermek ister, Yüce Allah’da bizleri zarardan uzak tutacak, doğru ve güzele yönlendirecek tavsiyelerini Kitabı vesilesi ile sunmaktadır. Eğer evlat babaya asi olur, onun tavsiye ve nasihatlarına kulağını kaparsa en büyük zararı kendisi görür ve hüsrana düşer, Yüce Allah’ın tavsiye ve nasihatlarına allerjik reaksiyon gösterip kulak tıkıyan istisnasız herkes, hem bu Dünya’da, hemde ebedi hayat olan ahirette hüsrana düşmekten kendini kurtaramaz.

Dininin veya Yüce Allah’ın hükmünün sadece ahiret ortamı için gerekli olacağı zannında olanlara Yüce Rahman’ın vaad ettiği güzelliklerin hem bu Dünya, hem de ahiret için olduğunu hatırlatmakta fayda görüyorum. Tavsiye edilen dosdoğru yolu takip edip etmemek ise tamamen bireysel arzumuza = duamıza bağlıdır. Nasıl ki arabanın sürücüsü canı çekse arabasını uçurumdan aşağı sürer, onu engelleyen bir güç yoktur, aynı şekilde El Adl = Gerçek adalet sahibi olan Yüce Allah kaderimizide bizlerin arzu = dua’sına bırakmıştır.

Devamlılık olmazsa olmazdır. Bu gün ruhunu televizyon, gazete ve benzeri materyeller ile besleyip doyurmaya çalışanlar zamanın aleyhlerine işlediklerinden hiç şüphe etmesinler. Bedenin gıdası nasıl temiz olursa sıhhat artar, ruhumuzuda hem düzenli, hemde Kuran-ı Kerim’in ilmi ile beslememiz kaçınılmadır. Yaratılışımız buna göre tasarlanmıştır. Önce gerekli olan temelimizi Kuran-ı Kerim’in mealleri ile oluşturacağız ve daha sonra devamlılık göstererek bu güzel temelin üzerine hayatımızı inşaa etmeye başlayacağız. Neyin doğru ve neyin yanlış olduğunu dergiden, gazeteden, televizyondaki açık oturumda hocanın söylediklerinden veya takvim yaprağının arkasından değil, bizzat ve şahsen Yüce Rabbimizden öğrenmeye gayret edeceğiz Unutmamalıyızki hiçbir kitap Yüce Allah’ın her asır ve insanına göre tasarlayıp göndermiş olduğu Kuran-ı Kerim gibi bizleri aydınlatıp, yol gösteremez.

Peki, ölçü nedir? Ölçü kulun kendisine bırakılmıştır. “…O halde Kur`an`dan kolayınıza geleni okuyun…” (Müzzemmil 20)

Günümüz Mp3 teknolojisi bizi bu konuda rahatlatıyor ve vaktim yok bahanesini tamamen ortadan kaldırıyor. Yatmadan önce cep telefonu şarjda iken başucunda veya otobüs, dolmuş, araba yolculuklarınızda, hatta buda mümkün değilse biraz televizyondan, biraz gazeteden kısarak Yüce Rabbimizin eşsiz sohbetine ve yol göstermesine ihtiyacımız olan zamanı 24 saatimiz içinde oluşturmak mümkün.