30 Aðustos'larý Kutlamak Yetmez... Erol Manisalý

Konuyu Cumhuriyet'teki köþemde birkaç defa dile getirmiþtim. AKP''nin bir baþdanýþmaný birkaç televizyon konuþmasýnda ilginç bir tespit yapmýþtý. Son 200 yýl içinde ilk defa Batý'nýn ve bizim taleplerimiz örtüþüyorð demiþti.

- Boðaziçi üniversitesi'nde yapýlan Ermeni meselesi konferansý bu örtüþmenin bir sonucu olmasýn?

- ABD'nin ve AB'nin Kürdistan projelerinin fiilen gündeme sokulmasý bu örtüþmenin bir parçasý mý?

- Hellenizm'in ve Batý'nýn Ege, Doðu Akdeniz (Kýbrýs), Patrikhane konularýnda ilerleme saðlamasý yine bu örtüþmelerin somut geliþmeleri deðil mi?
--------------------------------------------------------------------------------
- Türkiye ekonomisinin ve siyasetinin AB'nin, IMF'nin, dev Batýlý þirketlerin tekeline girmeye baþlamasý, ðörtüþmeninð sonucudur.

Osmanlý yönetimlerinin 19. yüzyýlda Avrupa devletlerinin denetimine girmeleri de kendine göre bir ðörtüþmeydið . 1838 ticaret anlaþmasý, 1839 Tanzimat Fermaný, 1856 Islahat Fermaný Osmanlý'daki azýnlýklar ve þirketler bakýmýndan en büyük ittifaký ve örtüþmeyi meydana getiriyordu. Osmanlý Devleti'nin yýkýlýþýnýn altyapýsý bunlarla hazýrlanmaktaydý. Avrupa emperyalizminin Osmanlý topraklarýndaki çýkarlarý için ðideal örtüþmelerdið bunlar.

Ve cumhuriyet...
30 Aðustos 1922''deki askeri baþarý ve sonrasýnda kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa emperyalizminin bu topraklardaki iþgal ve paylaþma planlarýnýn sonu olmuþtur; örtüþmeler sona ermiþtir, Batý emperyalizmine dur denmiþtir.

Sadece Batý emperyalizmine karþý deðil onun içimizdeki iþbirlikçilerine karþý da kazanýlmýþ bir zaferdir bu.

Bu zafer kuþkusuz Tanzimatçý zihniyete karþý da kazanýlmýþtý. Tanzimatçýlýk, iþbirlikçilik ve emperyalizm kimyasal olarak iç içe geçmiþlerdir ve bir bütünün farklý yönlerden görünüþünü ifade ederler.

Yeni 'örtüþmeler'...
ABD ve AB Türkiye''de þimdi yeni bir ortam oluþturmaya çalýþýyorlar. Tanzimatçý bir zihniyetle, 19. yüzyýlda olduðu gibi, ðBatý'nýn emperyalist talep ve dayatmalarýný yerine getirecekð yeni örtüþmeler peþindeler. 1) Siyasi partileri ve hükümetleri Batý çýkarlarýna baðýmlý hale sokuyorlar. 2) Bunu yaparken üç maþa kullanýyorlar.

- Bazý sermaye çevreleri, yani bazý þirketler.

- Ýslamcý siyasi çevreler ve bazý tarikatlar.

- Tabii etnik bölücüler.

Sermaye ve yerli þirketleri Batý'nýn dev þirketlerine ve sermaye odaklarýna baðlýyorlar. Siyasi Ýslam ile cumhuriyet rejimine karþý ðýlýmlý Ýslamð rejimini destekliyorlar. Etnik bölücüleri kullanarak Türkiye'yi birkaç parçaya ayýrmak istiyorlar. Irak'taki olayý Türkiye''de sessiz darbelerle yürütüyorlar.

üte yandan eðitim, iletiþim, bankacýlýk ve medya sektörlerini kendi þirketlerinin denetimine alarak doðal bir etkinlik ve egemenlik alaný kuruyorlar.

6 Mart 1995 Gümrük Birliði Anlaþmasý'na karþý mücadele ederken kimlerin, nerede, niçin yer aldýklarýný bireyler, þirketler ve bürokrasi olarak bütün ayrýntýlarý ile gördüm ve yaþadým. Bazý sermaye çevreleri, bazý tarikat çevreleri, bölücü çevreler ve bazý aydýnlar(!) aynen Osmanlý'da olduðu gibi, Batý emperyalizminin yanýnda saf tuttular. 17 Aralýk 2004 belgesi, Ermeni konferansý sürecin yeni bir safhasýný meydana getiriyor. Diyarbakýr'daki Kürt sorunu tartýþmalarý da bu sürecin bir parçasýdýr.

Emperyalizmin talep ve dayatmalarýndan daha da önemli olan þey, bu dayatmalara destek veren iþbirlikçilerin bulunmakta oluþudur.

Türkiye düþünce özgürlüðü adý altýnda sömürgeleþtirilmektedir. Sorun, düþünce özgürlüðü sorunu deðildir; emperyalizme karþý koyup koyamama sorunudur.

Bu nedenle 30 Aðustos'larý kutlayanlar bunun hakkýný vermek için ðnelere karþý çýktýklarýný dað açýk açýk söylemek zorundadýrlar. Ýçi doldurulmamýþ biçimsel ve yüzeysel kutlamalar ðsömürgeleþmeyi meþrulaþtýrmaktan baþka bir anlam taþýmazð.

Kaynak: cumhuriyet gazetesi