Türk Kerbelasý

PKK tahrikleri ile açýða çýkan Türk halkýnýn öfke patlamasýný doðru tahlil etmemiz gerekiyor. ünemli olan gördüklerimiz deðil, görmediklerimiz, bize ðgösterilmeyenlerdirð. ünemli olan mevcut eylemlerin doðrudan hedefi deðil, dolaylý ve gerçek hedefleridir. Eðer yanlýþ bir irdeleme ile yola çýkarsak, hastalýðýn taný ve tedavisi konusunda da yanlýþlar yaparýz. Her þeyden önce bazý temel tespitleri yapalým. Bazý yayýn kuruluþlarý, bilim adamlarý ve politikacýlar, Türkiyeðnin mozaik toplum olduðunu ileri sürseler de sosyolojik gerçekler söylemlerle deðiþmez. Türkiye, sosyolojik/demografik olarak mozaik deðildir.

Eðer Zaza ve Kürtler, soy olarak Türk kabul edilmez ise ki, bu satýrlarýn yazarý bilimsel zeminde Zaza ve Kürtlerin Türklüðü konusunda þüphe duymamaktadýr, Türkiye nüfusunun % 87ðsi soy olarak Türkðtür. Bir toplumun mozaik sayýlmasý için en az % 45 civarýnda azýnlýk olmasý gerekmektedir. üstelik ðTürkiye toplumuð bütün unsurlarý ile kültürel anlamda çok büyük ölçüde Türkleþmiþ bir toplumdur. Cumhuriyet, yurttaþlýk ve kültür zeminine oturduðu için ülkemizde etnik bir sorun hiçbir zaman yaþanmamýþtýr. Halen de Türkiyeðde etnik sorun yaþanmamaktadýr.

Bir ülkede etnik sorun yaþanmasý için üç temel ölçüt vardýr. O da hakim grubun azýnlýk gruba yönelik iþ, eðitim ve yerleþim alanlarýnda ayrýmcýlýk yapmasýdýr. Eðer, bazý insanlar sadece etnik kökenlerinden dolayý bazý iþlere alýnmýyorlar, bazý eðitimleri alamýyorlar ve bazý yerleþim alanlarýnda yerleþmeleri deðiþik araçlar kullanýlarak engelleniyor ise etnik sorun vardýr. Yoksa yoktur. Türkiyeðde etnik sorun olsa idi, Güneydoðu Anadoluðdan göçenler, Batý illerine yerleþemezdi.

Türk halký derin bir devlet kültürüne sahiptir. Devlet kültürü okullarda okutulmaz ancak nesilden nesile nakledilir. Bu devlet kültürü, demografik ve sosyolojik yapý ile birleþince 1984 sonrasýnda gerçekleþen bütün tahriklere raðmen ülkemizi, 30 bin insan bir düþük yoðunluklu çatýþmada ölmesine raðmen, iç savaþa sürükleyememiþtir. Bundan sonra da sürüklemesi mümkün deðildir.

Bütün bunlar ðbize bir þey olmazð þeklinde bir duyarsýzlýðýn ortaya çýkmasýna izin vermemelidir. Eðer üzerine sistemli bir þekilde ve gerektiði kadar uzun süre su damlasý düþer ise en sert granit bile oyulur. Toplumumuzu ðetnik fay hatlarýð boyunca ayrýþtýrarak, Türkiyeðyi ðetnik cehennemeð, bir ðTürk Kerbelasýðna sürüklemek amacý ile çok etkili bir psikolojik savaþ, PKK aracýlýðý ile arkasýndaki güçler tarafýndan sürdürülmektedir. PKK terörünün devam ettiði süre içinde ülkemizde Zazalar ve Kürtler arasýnda kaderini Türkiyeðden ayýrmayý hedefleyen bir ðetnik bilinçð geliþtirme çalýþmasý, örgüt ve örgütü yönlendiren onunla iþbirliði yapan Batýlý istihbarat servisleri tarafýndan yapýlmýþtýr.

Türkiye, terör ile mücadele sürecinde askeri önlemleri öne çýkararak bilimsel ve psikolojik savaþý ihmal ettiði için etnik bilinçlenmeye karþý etkili bir mücadele geliþtirememiþtir. Hatta, demokratikleþme ðetnikleþmeyi teþvikð þeklinde anlaþýlmýþ, eðitim, televizyon gibi haklar verilir ise PKK terörü sona erer denmiþtir. Oysa karþýmýzda bir kültürel haklar mücadelesi deðil, dýþ dinamikleri amansýzca arkasýna almýþ bir baðýmsýz devlet mücadelesi vardýr.

PKKðnýn eylemleri kentsel alanlara ve batý kentlerine kaydýrmasý, buralarda doðrudan halký tahrik amaçlý eylemlerde bulunmasý devleti zaaf içinde gören halkýn tepki vermesi sonucunu doðurmaktadýr. PKKðnýn iþsiz güçsüz serseri ve taþýma unsurlara dayanan bu stratejisine karþý devlet karþý strateji geliþtirmek ve derhal etkisizleþtirmek zorundadýr. Hikmet Bilaðnýn ifadesi ile ðsahipsiz saðduyuð çaðrýlarý yapmak, saðduyusuzluk ve hatta sorumsuzluktur. Türk milleti 1984ðten bu yana saðduyu göstermektedir. Sýra politikacýlarýn saðduyu göstermesine gelmiþtir.

Prof.Dr. ümit üZDAÐ