Bilgi kiliseleri veya bilgi kardinalleri! - - - - - Arslan Bulut

Baþýnda þimdi Kemal Derviþ in bulunduðu Birleþmiþ Milletler Kalkýnma Programýnýn ürettiði, ülkeler arasý insani geliþme sýralamasý, bir psikolojik operasyondur. Buna raðmen söz konusu sýralamaya Türkiye de itibar

Bilgi kiliseleri veya bilgi kardinalleri!

Baþýnda þimdi Kemal Derviþ''in bulunduðu Birleþmiþ Milletler Kalkýnma Programý''nýn ürettiði, ülkeler arasý insani geliþme sýralamasý, bir psikolojik operasyondur. Buna raðmen söz konusu sýralamaya Türkiye''de itibar edilmektedir. Türkiye''yi dünyanýn 96.sýrasýnda gösteren bu endeks, halkýn bilincinde bir aþaðýlýk kompleksi oluþturmak için kullanýlmaktadýr.
Konuyu bütün ayrýntýlarý ile inceleyen Doç. Dr. Kutlu Merih, "Günümüzün bilgi dünyasýnda en güçlü silahlar entellektüel olanlardýr. Psikolojik savaþýn silahlarýna konvansiyonel silahlarla karþýlýk veremezsiniz. Semantik toplarýn yýkým gücü hiçbir nükleer silahla karþýlaþtýrýlamaz. Ýnsanlarýn iradesine hükmeden bir çok tarihi imparatorluk yýkýlýp yok olduðu halde, inançlarýna hükmeden Katolik Kilisesi 1500 yýllýk bir hükümranlýðý sürdürebilmektedir" diyor.

***

Peki bugünün kiliseleri sadece dini kurumlardan mý ibaret, yoksa, her alanda bir kiliseleþme mi var? Bilimin veya bilginin kardinalleri de mi türedi?
Merih bu sorularýn cevabýný 2003 yýlýnda veriyor:
*Pozitif bilim 18 ve 19.yüzyýllarýn yükselen deðeri ve karþý konulamaz otoritesi idi. Bir düþünce sisteminin ''bilimsel'' olmasý ona tartýþýlmaz bir otorite saðlýyordu. þimdi ise bu otoritesini yitirmiþ ve sadece çaðdaþ uygarlýðýn bir aksesuarý olma durumundadýr. Artýk insanlýk bilimin deðil seküler kiliselerin otoritesine itibar etmektedir. Ayrýca modern entelektüellerin seküler dogmalara düþkünlükleri de hayret verici bir düzeydedir. Yaþadýklarýmýz ve gördüklerimiz, üst düzey eðitim görmüþ insanlarýn inanç tutkularý karþýsýnda bizleri hayrete düþürmektedir.

* Günümüzün savaþ sistemleri gibi inanç sistemleri de bir dönüþüm göstermekte ve konvansiyonel dinlerin yerini seküler dinler almaktadýr. Seküler dinler ise seküler kiliselerin desteði ve þemsiyesi altýnda geliþmektedir.

* Seküler kilise ile; "Akýl, saðduyu ve bilimle ilgisi olmayan safsatalarý karizmatik bir otorite ile destekleyen ve yayan uluslararasý kuruluþlar" anlaþýlmaktadýr. Bunlarýn baþýnda IMF ve ISO (International Organisation for Standardisation) gelmektedir. IMF''in nasýl bir seküler kilise olduðunu Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, IMF ve Dünya Bankasý izlenimlerini kaleme aldýðý "Küreselleþme" kitabýnda ayrýntýlarý ile açýklamaktadýr. IMF uzmanlarý hiçbir konuda kendilerini bilim ile sýnýrlý saymamaktadýrlar. Paranýn gücü her durumda gerçeði deforme edebilmektedir.

* Burada teknik bir kuruluþ olan ISO nasýl bir kilise olabilir diye düþünülebilir. Gerçekte ISO kendisine otorite kazandýran teknik standartlarý yanýnda, masum görünüþlü ISO 9000 Kalite Güvencesi standartlarý ile, kalite ile hiç ilgisi olmayan, rekabeti engelleyen ve maliyetleri arttýran, sanayi casusluðunu hukuki hale getiren bilim dýþý standartlarý da destekleyebilmektedir. Karþýsýnda hiçbir bilimsel kuruluþ bu saçmalýðýn hesabýný soramamaktadýr.

* Seküler kiliseler kendi amaçlarýna hizmet eden her türlü entelektüel ürünü, bilimsel olup olmadýðýna aldýrmadan destekleyebilmektedir. IMF programlarý ve ISO 9000 standartlarý bunun tipik örnekleridir. Bu kuruluþlarý seküler kiliseler olarak adlandýrmamýzýn nedeni, kendilerine bilim dünyasýndan da destekleyiciler bulmakta zorluk çekmeyecek kadar karizmatik otoritelerinin olmasýdýr. Ayrýca bu kiliseler, kendi müritlerine ve yandaþlarýna sadakatlerini satýn alabilecekleri rantlar saðlayabilecekleri politik ve ekonomik iktidara da sahiptirler.

* Görünüþte insanlýðýn geliþimi için oluþturulduðu düþünülecek UNDP (United Nations Development Program) yayýnladýðý; Ýnsani Geliþme Raporlarý ile bir seküler kilise olduðunu göstermekterdir.

"Ýnsani Geliþme Endeksi" hiçbir bilimsel deðeri olmayan tam bir istatistik saçmalýk olduðu için Türkiye hiç bir zaman 85.sýrada olmamýþtýr ve 96.sýraya gerilemesi de söz konusu olamaz. Uluslarý uyduruk bir endekse göre sýralamaya tabi tutmak kasýtsýz olamayacak bir semantik terör uygulamasýdýr.

* Avrupa''nýn tekstil ve hazýr giyim tedarikçisi, moda ve marka yaratan Türkiye, insani geliþmiþlikte 96.ilan ediliyor bir yýlda 11 basamak gerilemiþ ilan ediliyor, Libya, Suudi Arabistan gibi dini diktatörlükle yönetilen ülkelerin gerisinde olduðu ilan ediliyor ve bu durum Türk kamuoyunun içine sinebiliyor. Türkiye''yi yönetenler, Cumhuriyeti koruma ve kollama görevinde olanlar, DPT, DÝE, üniversiteler, Atatürkçü düþünce dernekleri ve hiç bir düþünce üreten kuruluþtan, bu akýl ve insaf dýþý sýralamaya tepki gelmiyor.

* Türk insanýnýn onuru, dirliði ve geleceði için endiþe duyan her kiþi ve kuruluþun düþünce güçleri ile yakýn bir iþbirliði içinde olmasý ve seküler kiliselere karþý çok dikkatli olmalarý gereðini bir kere daha vurgulamak isteriz.