AB rüyasý............Mustafa Erkal


Yaþadýðýmýz günler kesin tercihlerin yapýlmasý gerektiði günlerdir. Burada siyasi çýkarcýlýk hesaplarý biter. Türkiye bir dönemeçtedir. Geldiðimiz nokta artýk siyasi gösterilere müsait bir ortam deðildir. Her þey açýk oynanýyor.
6 Ekim 2004 AB Ýlerleme Raporu''nun açýklanmasýndan sonra daha Rapor tercüme bile edilmemiþken 7 Ekim 2004 tarihli bazý gazeteleri düþünün. Sayýn Baþbakan bu raporu olumlu ve dengeli bulmuþtu. þu baþlýklar hayretle ve üzüntüyle izleniyordu:
"üok güzel oldu. Artýk dönüþ yok Avrupalýyýz."
"Artýk rüya deðil."
"Yolun açýk olsun Türkiye."
"Raporun mimarlarý birbirini kutladý."
"Biz deðil; çocuklarýmýz kazandý, gelecek onlarýn."
"üaðdaþlaþma yolunda."
"Bastýr Türkiye."
"Direndik kazandýk."
"Merhaba Avrupa biz geldik."
"Baþbakan konuþtu, Avrupa dinledi."
"A diyen Brüksel''e B dedirttik."
"2010''da Avrupalýyýz."
"Bu yoldan dönüþ yok."
"Baþbakanýmýz bir de Ýngilizce bilseydi. Yine vücut dilini kullandý."
"KKTC''ye yardým paketi hazýrlanýyor. Ambargolar kalkacak."
"Brüksel''de nikah, Ankara''da düðün."
Yeniçað Gazetesinin okurlarý ise en doðru baþlýðý anket yolu ile gönderiyorlardý: "Satýþýmýz toptandýr."
Sayýn Dýþiþleri Bakaný nihayet Kýbrýs dahil hep Türkiye''nin taviz verdiðini ifade etmek zorunda kaldý. Sayýn Baþbakan terörist baþýnýn Ýmralý''dan örgütü idare etmesini demokrasinin gereði olarak gördüðünü ifade etti. Sayýn Adalet Bakaný bir ay önce malûm, ýsmarlama Türkiye''nin önüne AB tarafýndan yeni kriter olarak konulan Ermeni sorununa mevzii kazandýracak faþizan Ermeni toplantýsý için Türkiye arkadan hançerleniyor derken; bir ay sonra tamamen çark ederek mahkemenin aldýðý tedbir kararýný hiçe saydý. Sayýn Baþbakan henüz kesinleþmemiþ mahkeme kararýna savaþ açtý. Teröristbaþý gibi "demokratik Cumhuriyet" ten bahsetti. Ermeni sorunu konusunda "Türkiye''de tabularý yýktýk" diye tepinen güruha, içimizdeki yabancýlara iktidarca destek olundu.
17 Aralýk 2004 AB görüþmeleri öncesi bize dünyadaki cenneti tarif edenler daha sonra "AB milliyetçi bir proje deðil", "milliyetçilik tehlikeli" demeye baþladýlar. "AB talepleri TC vatandaþlarý için; devlet için deðil ki" diyenler çoðaldý. 3 Ekim 2005''de müzakereler açýklanan üerçeve Maddelerine göre baþlasa bile tam üyelik garantisi olmayan, üye ülkelerden herhangi birinin referandumu ile sona erebilecek ucu açýk hayali bir üyelik uðruna evimizin her tarafýný sömürgeci Avrupacýlara açtýk. Beðendikleri sanayi kuruluþlarýný özelleþtirme tezgahý ile yabancýlara borç ödemek için peþkeþ çektik. Müzakere tarihi almayý büyük baþarý saydýk. Kýbrýs''ý büyük ölçüde elden çýkardýk. ünümüze bir de Kürt sorunu, Ermeni sorunu dikildi. 1999 Aralýðýnda Helsinki Zirvesinde bize eþit muamele ve bekletilmeden üyelik yolunun açýldýðý sözünü verenler, 17 Aralýk 2004''de verdikleri sözlerinde de durmadýlar. Sayýn Baþbakan buna hayret ediyor. Aslýnda herkes çapýný ve kalitesini gösteriyor. Müzakere tarihi vermek demek aslýnda tam üyeliði kabul etmek demektir. Türkiye''deki iktidar ve onunla menfaat hesaplarý içindeki bazý yazýlý ve görüntülü basýn ülkenin pazarlýk gücünü kýrdý ve ülkeyi bu duruma getirdi. AB, Rum kesimini prensiplerini çiðneyerek üye kaydetmenin yanlýþýný ve faturasýný Türkiye''ye ödetmeye kalktý. Sözde ihtilaflý alanlar ve sýnýflara sahip ülkeler üye yapýlmayacaktý. KKTC Cumhurbaþkaný Talat hayal dediði devletini ve Kýbrýs Türkünü þimdi korumak zorunda kaldý. Artýk Rumlarýn kendisini Denktaþlaþtýrdýðýndan bahsediyor. Demek ki yavaþ yavaþ ayaklarý yere deðiyor. Yarýn Türkiye''yi suçlayýcý beyanlarda da bulunabilir. Dünya''daki cennet (AB) yolunda böyle mesafe aldýk. þimdi Rumlara deniyor ki; isteklerinizde ýsrarlý olmayýn , zaten 14-15 sene sürecek ve sonu olmayacak bu rüya süresince Türkiye''den gerekli tavizleri alacaðýz. Bu teslimiyetçi ve devlet kesesinden ikramcý iktidar sürdüðü sürece acaba Türkiye kalacak mý?