Malýný, mülkünü yabancýya nasýl verirler:
Mortgýç ve yabancý banka



Yazan: Oktay SÝNANOÐLU
Hakimiyetimilliye
01 Eylül, 2007




Son zamanlarda Türkiye'de de bir "mortgýç" (yb. "mortgage") lafý çýktý ve moda oldu. [Aklý baþýndaki ülkelerde yabancý bir sözcük illa kullanýlacaksa, hiç olmazsa o ülkenin telaffuzuna göre ve kendi imlasýyla yazýlýr. Bizde de öyleydi, ama artýk yabancý sözcükleri olduðu gibi alýp "Tarzanca" yazmak "Batýlýlaþma"nýn son batýþ çýrpýnýþlarý oluyor. Býrak onu, Türkçe kelimeleri bile, özellikle sapýk dükkan adlarýnda Tarzan imlasýyla görür olduk: "Dönerci" yerine "Dönerchi" gibi. (Bre ahmak! Tarzanca'da "ch", "c" deðil, "ç" okunur. Bari onu bil.). Bu, Tarzanlaþýp beyinsizleþmenin alameti deðil de kasýtlý ise o zaman da düpedüz Türkçe, yani Türk düþmanlýðýnýn belirtisidir. Hiç þüpheniz olmasýn.

üü MÝSLÝ FÝYATA EV

Evet. Nihayet birisi "mortgage"ý "mortgýç" olarak yazmýþ (Bkz. "Baran" haftalýk dergisi, 31. ve 32. Sayýlar, 9 ve 16 Aðustos 2007). Dahasý Azmanistan'da þu sýralar mortgýçlarýn yol açtýðý (þimdi Avrupa'ya da bulaþan) iktisadi ve mali bunalýmý anlatýrken, haberin yazarý "mor-gýç" diye de dalga geçmiþ. Eh, münasip; çünkü dikkat edilmezse 'Mortgýç'la kalkan mor gýçla oturur'.

Konu Türkiye'de yeni olduðu için izah ve vatandaþýn kendini korumasý için ikaz edelim:

Mortgýçýn her türlüsü bilhassa Azmanistan'da çok yaygýndýr. Zaten gýrtlaðýna kadar borca batýrýlmýþ olan halk ancak mortgýçla ev sahibi olabilir. Bunda "birinci mortgýç" kullanýlýr; ev fiyatýnýn bir kýsmýný peþin öder, gerisini evin bankaya ipoteklenmesi karþýlýðý 15, 20, 30 yýllýk bankadan ev borcu olarak alýrsýn, yani banka öder. Sen de her ay faizi ile birlikte bu uzun vadeli borcu ödersin [tabii vade sonuna kadar evin fiyatýnýn üç misli gibi bir miktarý ödemiþ olacaksýn (hesabý kolaydýr, borcu alýyorsan sen de hesapla)].

üDEMENÝ YAPMADIN MI EVÝ ALIRLAR

Peki bir iki ay ödemeni yapamazsan ne olur? Ne olacak, içindeki eþyalarýnla birlikte evine el koyar, seni mor-gýç üstüne kapýnýn önüne oturturlar. Ýþte Azmanistan'da, durumu, varlýðý iyi gibi görünürken, maddi ihtirasa kapýlýp ayaðýný yorganýna göre uzatmadýðý için, kýsa sürede pis parklarda, fare ve katil yuvasý karanlýk sokak aralarýnda yatar hale düþen pek çok evsiz barksýz vardýr. Bu insanlýk anlayýþýndan yoksun, kýsa vadeli kardan baþka bir þeyi kaale almayan büyük þirket ve devlet düzeninde insanýn, çoluk çocuðun gözünün yaþýna bakmazlar.

ÝKÝNCÝ MORTGIü'A üZELLÝKLE DÝKKAT

Bir de "ikinci mortgýç" vardýr ki bunda özellikle çok dikkatli olmalýsýn:

Farz et ki bir evin var; vaktiyle bunu fiyatlar düþük ve uygunken borçsuz harçsýz nakit ödeyip almýþsýn. Aradan örn. on yýl geçmiþ, ev fiyatlarý baþýný alýp gitmiþ, kaç misli olmuþ. Aslýnda genellikle paranýn deðeri düþmüþtür; evin fiyatý yeni düþük para deðerine göre yüksek görünmektedir (izafi (göreceli) ya). Evini þimdi satsan aldýðýn parayla o evsafta baþka bir ev bulman ihtimali da azdýr. Para deðeri düþtüðü için iktisadi, mali durumun zorlaþmýþ olabilir; bu durumda evine ipotek koydurup karþýlýðýnda bir miktar banka borcu alabilirsin. Ýþte buna "ev deðeri borcu" (yb. "equity"), evin hala birinci mortgýç borç bakiyesi kalmýþ olmasý halinde ise "ikinci mortgýç" denir. Ev fiyatlarýnýn çok arttýðý, para deðeri düþüþünden kaçanlarýn gayrimenkule saldýrdýðý dengesiz dönemlerde, irili ufaklý bankalar, bir de "leþ akbabasý" diyebileceðimiz üçkaðýtçý ufak "mortgýç þirketleri" sana ikinci veya ev deðeri mortgýcý vermek için yarýþ eder, sana askýntý olurlar. Sonunda, onlarýn hesaplattýðý, ev deðerinin bir yüzdesini (ve birinciden daha yüksek faizle) borç olarak verirler. Bu para genellikle çarçur olur, borç kartlarýnýn faizini ödemeye vb. gider. Sonunda bu mortgýçýn aylýk ödemelerini de yapamaz olursun; leþ akbabalarý veya leþ kargalarý hemen üþüþür, evine, eþyana el koyarlar.

BORCUNUN FAZLALILIÐI DA SANA KALMAZ BANKAYA KALIR

Evine el koyan banka veya þirket evini istediði fiyata birine satar. Evin deðeri senin borcundan hayli fazladýr. Sen de zan edersin ki, gelen parayla borcun faiziyle birlikte ödenmiþ olur da fazlalýðýný sana öderler. Ama hayýr; el konulur konulmaz, borcun isterse beþ kuruþ olsun, evin piyasa deðeri ise mesela 225 000 YTL, evin tümüyle bankanýn veya leþ kargasý þirketin olur. Ele geçen fazlalýk senin deðil, onlarýn cebine girer. Ben de sanýrdým ki, hele büyücek bir banka gayrimenkule el koymak istemez, sadece borcunun karþýlýný tahsil etmek derdindedir. üyle ya, bankanýn iþi bankacýlýk; emlakçilik deðil. Azmanistan'da bir bankanýn genel müdürü þahsi ahbabým vardý (kulaklarý çýnlasýn); ara sýra öðle yemeðine gider, havadan sudan, bilimden, sanattan sohbet ederdik. Gene emlak fiyatlarýnýn þiþip þiþip balonun patladýðý, çok sayýda mortgýçlý evlere el konulduðu (yb. "foreclosure") bir yýldý. þahsi harislik üzerine kurulu, temelinden dengesiz olan o düzende bu ciddi dalgalanmalar ortalama yedi senede bir olur. Arkadaþýma sordum: "Siz bu mülke el koyma iþinden herhalde hoþlanmazsýnýz deðil mi? üyle ya iþiniz emlakçýlýk olmadýðýna göre, bunu zorunlu bir külfet addediyorsunuzdur." Dostum: "Hayýr" dedi. "Tam tersine bu el koymalara bayýlýrýz. Asýl büyük parayý oradan kazanýrýz." Ben içimden "Yaa, vay canýna."

TüRKÝYE'DE ÝSE DAHA BüYüK TEHLÝKE

Son yýllarda Türk bankalarýnýn pek çoðu yabancýlarýn eline geçti, Ýngiliz'in, hatta Yunanlý'nýn v.b.. Dolayýsýyla, Türkiye'nin ve Türk Milleti'nin sonunu getirmeðe azmetmiþ bu yabancýlar Türklere her türlü mortgýçý verebilecek, ondan sonra da, hiç þüpheniz olmasýn, ilk fýrsatta üstüne atlayýp milletin evini, barkýný, tarlasýný, fabrikasýný elinden alacaklardýr. Peki, bu mülkleri ne yapacaklar dersiniz? Niyetleri baþtan bozuk olduðuna göre, ve de geçen yazýmda bahsettiðim "Yabancýlar da toprak/emlak alabilir" sessiz yasalarýna istinaden kendi Yunanlý, Ýngiliz ve sair vatandaþlarýna çok ucuza, ve gerekirse devletlerinin teþvik vermesiyle satacaklar. Bu suretle hazine arazilerinin, madenlerin, ormanlarýn yabancýlara bedava verilmesi yanýnda Türklerin kalan þahsi emlaki de yabancýlarýn eline geçecek. Yani vatanýn son kýrýntýlarý da böyle gidecek. Türklere ve her türlü özellikle Müslüman T.C. vatandaþýna ise sepet havasý kalacak. Bunlarýn olmamasý için uyutulmuþlarýn, takýmýna göre "hoþgörü", ya da "küreselleþtik" ninnilerinden ayýlmalarýný temenni ederiz.