DOÐU ANADOLU'NUN TüRKLüÐü

TüRKÝYE'DEKÝ KüRTLERÝN GERüEK KONUMU
Ýslam öncesi, yani 6. asýrdan çok önce, Doðu ve Güneydoðu Anadolu bölgesinde meskun TüRK ve PROTO-TüRK ASYATÝK-YAFETÝK-TURANÝ topluluklar, üri ve Sami komþularýyla üstünlük mücadelesine girmiþlerdir.

Bu mücadele Heredot tarihinden, aslýnda bir Fars efsanesi olarak bilinen þehname'ye yansýmýþtýr. þehname, bölücüler tarafýndan iddia edildiði gibi Kürtlerden deðil; TüRKLER ile Ýranlýlarýn mücadelesinden söz eder.

Buna raðmen kendilerine "TüRKLüK'ten baþka ne olursa olsun" anlayýþiyle Ermeni, Gürcü, Arap, Farisi, hatta Sami özellikler atfedilerek Kürt adý altýnda ayrý bir kavim oluþturulmak istenmektedir.

Baþtan beri söylüyoruz.. Kürt diye bir kavim, bir millet yoktur!.. Elegeþ yazýtlarýnda da yer alan Orta Asya'dan gelme bir Kürt boyu vardýr... ve bir de adýný onlardan alan, çeþitli milletlerden (Arap, Fars, Ermeni, Yahudi, ve Türk) kopmuþ, daðlý göçebe haline gelmiþ gruplar , aþiretler vardýr. Ermeni Kürdü, Yahudi Kürdü diye bilinirler... Türkiye'dekilerin çoðu da TüRK isimleri taþýr. Tatar aþireti, Karakeçili aþireti gibi.. (Bakýnýz: Türkmen, Yürük, Kürt Aþiret ve Boylarý )

Bu kiþilerin nüfusumuza oraný %6-7'den ibarettir. Bütün iddialara raðmen Güneydoðu'daki vatandaþlarýmýzýn büyük çoðunluðu TüRKLüÐE BAÐLI, TüRKüE'yi ortak bir dil olarak kullanan ve hiç bir þekilde TüRKÝYE'den ayrýlma hevesi taþýmayan kiþilerdir.

Baðýmsýz bir Kürt devleti oluþturmak için önce toprak almak gerekir. Bu da iddia edildiði gibi 4 büyük ülkeden yapýlacak ise, ancak savaþ ile mümkündür. TüRKÝYE, Ýran, Irak, Suriye, hatta Rusya'ya kafa tutmak ve onlarý yenmek gerekir. Halbuki nüfus içinde TüRKÝYE'den daha etkili bir oraný olan Irak ve Ýran Kürtleri, bu ülkelerin savaþ halinde olduklarý, yenilmiþ olduklarý dönemlerde dahi bir baþarý gösterememiþlerdir. Son giriþimlerinde ise bir hafta içinde hezimete uðramýþ, tabir caizse pabuçsuz kaçmýþ ve TüRKÝYE'ye sýðýnmýþlardýr. (1991)

Arap ülkesi sayýlan Irak'ýn bu kiþileri kendinden saymamasý tabii görülmelidir. üünkü bunlarýn büyük çoðunluðu Arap deðildir... Ýran'ýn da bu gruplara sert tepki göstermesi, ülkesindeki hem Kürt hem de AZERÝLER'i baský altýnda tutmasý anlaþýlabilir, çünkü bu iki grup ta Acem veya Ari deðildir.

Ama TüRKÝYE, hiç bir zaman Kürt diye nitelenmek isteyen topluluða karþý cephe almamýþ, onlarý kendinden saymýþtýr, ki bu da son derece tabii sayýlmalýdýr. üünkü Kürtler'in en azýndan adlarýný aldýklarý boy ve TüRKÝYE'DE yaþayanlarýn büyük bir çoðunluðu TURANÝ'dir ve bizdendir.

TüRKÝYE Kürt diye adlandýrýlan bu topluluða daima þefkatli davranmýþtýr. Silahla tedib edilenler daima isyancýlar, eþkiya ve teröristler olmuþtur. Kürt ayýrýmcýlýðýnýn sözde aydýn takýmý, aþýrýya kaçmadýkça muhatap dahi alýnmamýþ, hele ayýrýmcý sempatizanlar, büyük bir hata olmasýna raðmen, devlet kadrolarýnda bile yükselme imkanýndan mahrum edilmemiþtir.

Bunlar ancak hýrsýzlýk, katil, suikast, soygun, yaralama, dövme, haraçcýlýk, iþgal gibi eylemlerden dolayý takibata uðramýþlardýr.

Yýl, yazar, yayýn ve sayfa sayýsý göz önünde tutulursa; tahrik ve yalan iddialarla bölücülük suçlarýndan hüküm giyenlerin oraný da tahminlerin çok altýndadýr... Kaldý ki, teröristleri ve yasadýþý örgütleri gizlemek için oluþturulan yüzlerce dergide sözde gazetecilik yapan militanlar da bu sayýnýn içindedir. Metin Göktepe aslýnda bir gazeteci deðil, faal bir terörist, bir bölücü idi!

Dünyanýn hiç bir geliþmiþ, medeni Batý ülkesinde ayýrýmcý bir teröristin Fatsa'da (Terzi Fikri) ve Diyarbakýr'da (Mehdi Zana) olduðu gibi Belediye Baþkaný görevi yaptýðý görülmemiþtir!.. Bir ayýrýmcýnýn karýsýnýn da milletvekili olmasý (Leyla Zana), evlerinde terörist saklýyanlarýn milletvekili kalabilmesi, hatta Millet Meclisi Baþkan Vekilliðine yükselmesi (Fehmi Iþýklar) imkansýzdýr. TüRK Devleti'nin bu müsamahasýný ve bu olgunluðunu unutmamak gerekir.

Ayýrýmcý örgütlerin en büyüðü olan PKK'nýn TüRKÝYE'nin doðusundaki 20 ili Kürdistan saymasý, bunlarý Botan, Serhat gibi eyaletlere bölmesi, valiler, komutanlar tayin etmesi ve ERNK diye bir ordu kurduðunu öne sürmesinin ciddiye alýnacak hiç bir yönü yoktur. TüRK devleti istese bunlarý ezer geçer. Ne var ki, bazý politikacýlar ve hýmbýl bürokratlar, hatta beceriksiz subay ve polisler yüzünden iþ uzayýp gitmiþtir.

Eþkiya olup devleti meþgul etmenin de hiç övünülecek bir yaný yoktur... üakýrcalý Mehmet Efe bundan 100 sene önce çok daha az destek, imkan ve elemanla OSMANLI Devleti'ni ülkenin batýsýnda 15 yýl meþgul etmiþti.

Ama bu kiþi dahi çoluk çocuk, kadýn, yaþlý öldürmemiþ, yoksulun yardýmcýsý olmuþ, bu suretle halk arasýnda þöhrete ulaþmýþ, rahmetle anýlan bir kiþi haline gelmiþtir. þimdiki bölücü teröristlerin soygun, tecavüz, tahribat ve katliamdan baþka yaptýklarý bir þey yoktur.

PKK ise devlet gibi davranmaya çalýþmasýna, vergi toplamaya, ordu oluþturmaya, idareci tayin etmeye kalkmasýna raðmen, temsil ettiðini öne sürdüðü insanlarý öldürmekten, medeniyet timsali her þeyi yakýp yýkmaktan baþka bir þey yapmaz. üstelik lideri, gariban üakýrcalý kadar bile cesaret sahibi deðildi.

Abdullah ücalan, kendisi yurt dýþýnda yabancýlarýn parasýyla, hayatý onlarýn iki dudaðýnýn arasýnda bir nevi esir gibi yaþarken; TüRKÝYE'de kandýrýlmýþ militanlarýna emirler yaðdýrmakta, onlarý cinayete zorlamakta ve ateþe atmaktaydý... Halbuki üakýrcalý daima çatýþmanýn hep ön safýnda olmuþ, kimseden emir almamýþ, son nefesine kadar hür yaþamýþtý.

PKK'nýn bütün elemanlarý, bir kaç istina dýþýnda, zýr cahildir. Okuma yazma bilmeyenleri özellikle üst görevlere getirirler ki, aþaðýlýk duygularý ile verilen talimatlarý daha iyi uygulasýnlar, soru sormasýnlar.

PKK'nýn gücü Batý'dan aldýðý bütün desteðe raðmen, katiyyen 10.000 gerilla filan deðildir. Hiç bir zaman o rakama ulaþamamýþtýr. 2000-3000 kiþiyi bir türlü aþamýyan yurt içinde ve yurt dýþýndaki çapulcu nitelikli militan sayýsý, aþiretlerde görülenden bile daha kötü bir liderlik sistemi içinde "komutanlýk"lara bölünmüþtür. Hiç bir zaman da 100 kiþiden fazlasýný bir araya toplýyamaz. Eðitimlerini de Yunanlý, CIA mensubu yabancýlar vermektedir.

Bir tek tanký, bir tek uçaðý bile olmayan bu ordu ve komutanlýklarýn tek icraatý daðdan daha gezip, fýrsat buldukça savunmasýz köyleri veya gaflet uykusundaki karakollarý basmaktý.

Yollara kimi öldüreceði belli olmayan mayýnlar döþemek, halkýn yararlanacaðý okul, köprü, TV anteni, elektrik trafolarýný tahrip etmekti. Bu ölen ve zarar gören halkta her nedense hep Kürt saydýðý kiþilerdi!..

Ama 2003 yýlýnda Irak zalim Amerikan güçleri itarafýndan iþgal edilince, Saddam ordusunun silahlarý kuzeydeki iki Kürt aþiretine verildi. Türkiye'de 2005 yýlýnda baþlayan mayýnlý saldýrýlar, patlamalar iþte bu silahlarla yapýlýyor.

Kolayca sezildiði gibi, 1970'lerden beri ülkeyi tedirgin eden bu tür faaliyetin arkasýnda Kýbrýs harekatý, ekenomik geliþme ve ASYA ve AVRUPA TüRKLERÝ'nin ön plana çýkmasý vardýr. Bunlar hem eski Doðu Bloðu'nu hem de Batý Dünyasý'ný endiþelendirmekte, TüRKÝYE'nin önüne set çekmek için Ermeniler ve Kürtler kullanýlmaktadýr.

üeþitli kaynaklardan elde ettiði maddi desteðe ek olarak bu terör örgütü, geniþ çaplý eroin, uyusturucu imal ve ticaretine yönelmiþtir. ASALA gibi Ermeni, Hizbullah gibi sözde islami terör örgütleri ile iþbirliði yapmasý bir yana; Avrupa'da Türklerin evini yakan, insanýmýzý öldüren dazlaklarýn yanýnda yer almasý da dikkate deðer.

PKK'nýn ve TüRKÝYE aleyhine çalýþan bilumum terör örgütlerinin arkasýnda olan Alman hükümetinin, bu olay göz önünde tutulursa, TüRK katliamýnda dazlaklarýn da arkasýnda olduðu ortaya çýkar. Yani Almanya hem orada hem burada katliam yapmýþtýr!..

Ya Ýngiltere?.. APO'nun itiraflarýndan anlaþýldýðý gibi, o da PKK terörünün arkasýndadýr... Ve hala MED-TV ile bölücülüðü ve terörü desteklemektedir.

Fransa ise, bir Kürt bölücüsünün metresi olan Bayan Mitterand ile bölücülüðe destek olmaktadýr. hatta bu fahiþe kýlýklý kadýn, bizim salak politikacýlarýmýzýn müsamahasý ile Türkiye'ye gelip, kendi ülkemizde onlara yardým sözü vermiþtir!.. (1991)

Daima Antalya bölgesinde gözü olan Ýtalya, bazen Vatikan'ý ve Papa'yý kullanarak Kürtlere arka çýkmaktadýr. Ýtalyan gazetecinin 1997'de Diyarbakýr'daki Nevruz gösterilerinde ön safta yer almasý, onlarýn art niyeti kadar Türk Devlet yetkililerinin ihmalini de gösterir.

A.B.D. ise her iki savaþta da Türkmenleri, petrol boru hattýmýzý bombalayýp bize düþmanlýk gösterirken, bizim Irak'ta operasyon yaptýðýmýz günlerde (1993) sözde yanlýþlýkla PKK'lý teröristlere uçaktan yiyecek ve giyecek, hatta askeri malzeme atmýþtý!

Bu namussuz Batýlýlarýn hepsi TüRK'e ve MüSLüMAN'a düþmandýr! Onlarý hizaya getirmeden Türkiye'de terörün sona ermesi zordur!

Sözün kýsasý, Kürt ayýrýmcýlar için iki seçenek vardýr. Ya bu emperyalist Batý ülkelerinin kuyruðuna takýlýp sömürge olma peþinde koþacaklar, ya da Türkiye'de insan gibi yaþýyacaklar!..

Birinci tercihi yapanlara, hiç hayat hakký yoktur!

email: ttrkkan@excite.com