Arslan Bulut`un, Kazým Mirþan ile Türkçe`nin zaman tüneline yolculuðu - 4

TANRININ TüRKLERÝ
DüRDüNCü BüLüM

TüRK TARÝHÝ burada yatýyor

Sabah erkenden artýk çok merak ettiðimiz ve görmek için heyecanlandýðýmýz Tamgalý Say''a doðru yola çýktýk. Kazým Mirþan, hepimizden heyecanlýydý. üünkü yýllardýr yazýp çizdiði, kitaplarýnda siyah beyaz ve silik resimlerini yayýnlayabildiði Tamgalý Say''ý çýplak gözle görecek ve fotoðraflarýný çekecekti.. Gerçi, Kazak Bilimler Akademisi Tarih ve Etnoloji Bölümü Baþkaný, kendisine Maksimova''nýn 1954 yýlýnda, asfalt yol yokken, at arabasýyla yolculuk yaparak buraya yaptýðý gezide çektiði renkli fotoðraflardan oluþan kitabýný da hediye etmiþti ama, hiç bir kitap gözlemin yerini tutamazdý... Yol bozuk... Hava sýcak... Tam bir bozkýr... Her yer dümdüz... Düz ama denizden yüksekliði 2000 metreye yakýn...

170 kilometrelik yol, uzadýkça uzuyor.. 170 kilometre boyunca sadece bir yerleþim yeri gördük.. Karabastav''da durmadýk...

Ve Tamgalý Say tabelasýný görünce otobüsten inip fotoðraf çektirdik...

BÝRKAü MEZAR ÝüÝN MÝ?

Tamgalý Say tabelasýný epey geçtikten sonra yoldan ayrýlýp toprak bir yola girdik. Rehberimiz, "geldik" dedi ama önce hiçbir þey göremedik.. Biraz ileride, bulunduðumuz yerden 200-300 metre yükseklikte üç dört taþlýk tepe vardý, o kadar...

Tepelere doðru yürümeye baþladýk.. Rehberimiz, önümüze çýkan üstü açýk mezarlarý gösterdi ve anlatmaya baþladý...

"Bu mezarlar, bronz devrinden kalmadýr. Cesetleri, ''ölmemiþ'' kabul ederek ve yeni doðan çocuk þeklinde bir pozisyon vererek, dik gömüyorlardý. Cesetlerin baþý Batý''ya dönük; yani o zamanki anlayýþa göre öbür dünyaya bakýyor...

Mezarlar talan edilmiþ.

Bu mezarlarda sadece bir altýn küpe bulunmuþ. Mü 3500 öncesine ait olduðunu söylüyor..

Rehberimiz sýradan biri deðil. O da Kazak Bilimler Akademisi üyesi ve bir doçent... Kemal Akýþev''in talebesi Alman asýllý Doç. Dr. Aleksandýr Goryachev Pavloviç''e göre burada 3 farklý mezar anlayýþý var,. Bunlardan þu sonuç çýkýyor ki burasý bir mezarlýk bölgesiydi. Kadýn mezarlarýnda altýn takýlar var.

Erkeklerde minyatür silahlar var ama kadýn mezarlarýnda her þey gerçek...

"Sýsta" denilen bir metre derinliðinde har tarafý düzgün taþlarla örülmüþ mezarlarýn üzerinde de taþ kapaklar var. Bazý taþlarda resim ve iþaretler var. Kazým Mirþan''a göre bunlar biraz ötedeki Tamgalý Say''dan alýnma ve mezarlar daha yakýn bir tarihe ait..

Alman asýllý Alexandýr Goryachev, kafileyi mezarlarýn baþýnda topluyor: "Burada gördüðünüz mezarlar, az ötedeki Tamgalý Say''da göreceklerinizin yanýnda daha hiçbir þey deðil... Tamgalý say, bir döneme yani bir nesle ait bir yer deðil. Burada bin yýllarýn birikimi var. Biraz sonra insanoðlunun ilk defterlerine götüreceðim sizleri. Kayadan defterler... Bu defterler belki de binlerce yýlda yazýldý. Benim kanaatim M.ü. 3500 yýllarýna dayanýyor ama kesin bilgi deðil. Burasý farklý bir yer. Sovyet döneminde tanklarýn talim alaný olarak özellikle seçilen bir yer. Tanklarýn sürekli burada talim yaptýðýný düþünürseniz, kayalarýn titreþimden ne kadar etkilendiðini ve nasýl döküldüklerini tahmin edebilirsiniz. Ayrýca bir de atýþlarý eklerseniz Tamgalý Say''ýn bugüne kadar ayakta kalmasýnýn mucize olduðunu düþünmek gerekir. O kadar aðýr tahribata raðmen kayalar direnmiþ..."

ÝKÝ ASKER KORUYOR

Türk tarihinin zaman tüneline gireceðiz ama bizi silahlý iki Kazak askeri karþýlýyor. Tamgalý Say alanýnýn, yani Türk tarihinin de insanlýk tarihinin de bu en kýymetli hazinesinin yýllýk koruma bütçesi üç bin dolarmýþ...

Yarýn: Tamgalý Say'ý birlikte gezelim!