Saidi Nûrsi Kürdi;silah baþýna, ileri arþ!!!!

Eser
Ýki Mekteb-i Musibetin þahadetnamesi
Yahut Divan-i Harb-i ürfi ve Said-i Kürd-i
Yazar
Saidi Nûrsi Kürdi
Tarih ve Yer
1909, Ýstanbul, Vezir Han, Ýkbal-i Millet Matbaasý

Saidi Nûrsi olarak bildiðimiz zat, söz konusu eserinde, kendisinin "Said-i Kürd-i", yani "Kürt Said" olduðunu onaylamakta, ayrýca kendisini "Bediüzzaman" diye takdim etmektedir.

Kitab toplam 48 sayfadýr ve kitabýn "hatime" kýsmýnda Saidi Kürdi þu satýrlarý yazmaktadýr:

"Soydaþlarýma (Ebna-i cinsime) burada birkaç söz söylemezsem, bence bahis eksik (natamam) kalýr. Ey Asuriler ve Keyanilerin cihangirlik zamanýnda, onlarýn öncüleri (piþdar) ve kahraman askerleri olan Arslan Kürtler! Beþyüz yýldýr yattýnýz, yeter artýk, uyanýnýz, sabahtýr. Yoksa vahþet ve gaflet sizi vahþet sahrasýnda yaðma edecektir."

Ayrýca Saidi Nûrsi Kürdi þöyle söylemektedir:

"Süphan ve Aðrý daðlarý gibi geleceðin yüksek daðlarýnýn doruðunda ayaða kalkmýþ, nefse esir olmayý yasak etmiþ ve baþkasýna tecavüzü caiz görmeyerek þeriate dayanmýþ olan, hürriyet sultaný, yüksek sesle sizin gibi mazinin en derin derelerinde gafil ve daðýnýk bir kavme, cehalet ve yoksulluða hücûm için, fen, sanat ve silah baþýna, ileri arþ."

Saidi Nûrsi Kürdi; "Kürt milliyetçiliðið çatýsý altýnda Kürtleri birleþtirmek gayesi gütmekte, 1909 tarihli eserinde Kürtçülük propagandasý yapmakta, yüzyýllar boyunca bir arada yaþamýþ olan Türkleri ve Kürtleri -Kürtçülük söylemleri ile- kýþkýrtmaya çalýþmaktadýr.

Kýsacasý Saidi Nûrsi Kürdiðnin gerçek niyeti, Türklerin bölgede egemen olmalarýný istemeyen Ýngilizlerin istekleriyle birebir örtümektedir.

Gerçek gayesi, geri kalmýþ Kürtleri kalýndýrmak/bilinçlendirmek olsa idi, ðfen ve sanat baþýnað demekle yetinirdi. Ancak "SÝLüH BAþINA" diyebilecek kadar pervasýzdýr.

üstelik ayný satýrlardan, kendisinin emperyalist güçlere karþý hareket ettiði sonucunu çýkaranlar, þunu görmelidirler: Saidi Nûrsi Kürdiðnin söylemleri doðrudan doðruya Kürtlere yöneliktir; muhatap sadece ve sadece Kürtlerdir. Ve de kendisi þeriat sevdalýsýdýr.

Evet, Saidi Nûrsi Kürdi Kürtçüdür, ne var ki müslümanlýk/ümmetçilik örtüsüne bürünmektedir.

Saidi Nûrsi Kürdi, Türk müridlerinden evlenip "dinsiz evlatlar yetiþtirmemeleri"ni isterken, habire çoðalan ve nüfûsu gün geçtikçe -hýzla- artan Kürtleri engellemek gereði dahi duymamaktadýr.

Evet, Saidi Nûrsi Kürdi bölücüdür; onun müridleri de, gerçekleri görmekten aciz vatan hainleridir. Bunlar, Siyonizm'in isteklerini doðrultusunda ayaklanan þeyh Saidðden hiçbir farký olmayan Saidi Nûrsi Kürdiðnin ardýna takýlmýþ, Cumhuriyet ve Laiklik karþýtý ikiyüzlü müslümanlardýr.

Kendi ýrkçýlýklarýný gerçek milliyetçilere yamamaktan ise asla geri durmazlar. Kürtçülüðe/Kürdistan'a hizmet eden bu vatan hainleri, bizleri ðsahte milliyetçi/ýrkçýð olarak lanse etmeye çalýþmaktadýrlar.

Oysa Mustafa Kemal Atatürk, ðNe Mutlu Türk Doðanað deðil, ðNe Mutlu Türküm Diyeneð demiþtir; yani ýrkçýlýðý deðil, ayný dili konuþan insanlarýn bir araya gelmeleriyle ortaya çýkan bir milleti iþaret etmiþtir.

Ýþte, bizim milliyetçiliðimiz bu çizgidedir, yurtseverliktir.

MÝLLET; ýrk/din birliði deðil, AYNI DÝLÝ KONUþAN insanlarýn bir araya gelmelerinden oluþur ve "Türküm" diyen Türk'tür. Bu, asla ve kat'a, ýrkçýlýk deðildir.

Asýl ýrkçý/þoven olan, Saidi Nûrsi Kürdiðnin ta kendisi ve onun nûrcu müridleridir.

Fethullah Gülen Hocaefendi de, Saidi Nûrsi Kürdi çizgisinde yürüyen bir Kürtçüdür. Yakýn gelecekte SSaidi Nûrsi Kürdiðyi elinin tersiyle silip atacak ve Kürtçülüðünün rengini/örtüsünü deðiþtirecektir; ancak asýl amacýndan hiçbir zaman vazgeçmeyecektir.

Ýþte, Türk Milletine asýl zararý verenler/verecek olanlar Siyonistler deðil, Süfyani düþünceye sahip bu kiþilerdir.

üünkü bunlar, içimizde barýndýrdýðýmýz komþularýmýz, yakýnlarýmýzdýr. üünkü bunlar, ikiyüzlü/takiyyeci vatan hainleridir. üünkü bunlar sahte müslümanlardýr.

Mustafa Kemal Atatürkðün bizlere iþaret ettiði yurtsever bazlý milliyetçiliðimizi, ýrkçýlýkmýþ gibi gösterip, gençliðimizi/milletimizi fýrkalara ayýran bu zihniyete karþý akýllý hareket etmek sorumluluðundayýz.

Ve unutmamalýyýz ki, bizler, Enver Paþaðnýn maceraperestliðindeki ahmaklar gibi deðil, Mustafa Kemal Atatürkðün ufkun da ötesini görebilmeyi hedef kýlan/edinen kiþiler olarak düþünebilmeliyiz.

Tüm geliþmelere bu yönde bakabilmeli, geniþ yelpazede analizler üretmeli ve buna göre stratejiler belirlemeliyiz. Saðýn ve solun fýrkalaþmýþ/parçalanmýþ gençleri deðil, milliyetimizin atasý Atatürkðün refere ettiði üNCü/ÝLERÝCÝ insanlar olduðumuzu artýk idrak etmeliyiz.

Evet, bizler FaRKlýyýz, ancak FýRKa/teFRiKa deðiliz! Ne saðda, ne solda, her daim üNDE/ÝLERÝDE yürümeliyiz.