Maşa Kürtlerin Yazgısı

[iputisamo]

Maşa Kürtlerin Yazgısı

Bilmediğimiz geçmiş dışında dünyada yeni bir şey yoktur.
Aptallar yaşayarak tecrübe kazandıklarını söylerler. Akıllılar ise başkalarının tecrübelerinden istifade ederler.

Yaşanmakta olan PKK'nın körüklediği şemdinli olayları ve Kuzey Irak'ın aşiret reisleri olan Barzani ve Talabani' nin bağımsızlık hevesi bana bu sözleri anımsattı. Merak ettiğim bu insanlar yaşadıklarından hiç mi ders çıkarmaz, hiç mi akıllanmaz?
Kürtler tarihleri boyunca defalarca ayaklanma gerçekleştirdiler. Gerçekleştirilen hemen tüm ayaklanmaların iki ortak özelliği vardı:

1. Kürtleri hareketi geçiren şey; ne kendi iç dinamikleri ne de iradeleriydi. Başkalarının kışkırtması, gizli ya da açık desteği tetikleyici ana etkendi.

2. Tüm ayaklanmaların sonucu hüsran oldu. Mücadeleye giriştikleri ülkelere verdikleri zararla birlikte, yine en çok zararı kendileri gördü. Bedelini kanlarıyla ödediler.

Nüfusunun yoğunlukla yaşadığı yerlerin petrol zengini olması ve sınırları dahilinde bulundukları ülkelerde azınlık olmaları; Kürtlerin adının dünya dış siyasetinde sıkça geçmesinin temel nedenidir. Geçtiğimiz yüzyılda Kürtlerin dahil olduğu bazı olayları sıralayalım:

- Osmanlı'dan koparıldıktan sonra Irak manda yönetimine girdi. Ne zaman Irak yönetiminden yetkilerinin arttırılması talebi gelse veya bağımsızlık eğilimleri yükselse, ğİngiltereğnin kışkırttığı Kürtler ayaklandı. Bu ayaklanmalar üç kez tekrarlandı ve sonuncusunun bastırılmasına İngiliz uçakları katıldı ve binlerce Kürt köylüsü öldürüldü.
1925'te hem Musul davasında elini güçlendirmek ve hem de genç Türkiye Cumhuriyeti' ni iç meselelere hapsetmek için İngilizlerin kışkırtmasıyla şeyh Sait ayaklanması çıkartıldı.

- İran'la Irak savaş halindeyken Irak'ı içeriden karıştırmak için ğİranğ, Kürtleri harekete geçirdi. Daha sonra iki devlet arasında ateşkes sağlanınca olan yine Kürtlere oldu. Saddam 5 bin kürdü kimyasal silahlarla öldürdü. Aynı yıl içerisinde ğEnfalğ adı verilen kıyımda 200 bin Kürt öldürüldü.

- Baas Partisi iktidarıyla petrol zengini Irak, Arap milliyetçiliğini tetikleme potansiyeline sahip oldu ve Filistin sorununda en aktif ülke ülkeydi. Bu sebeplerle Irak'a müdahele etmek gerekti. ğABDğ Kürtlere söz verdi, onları silahlandırdı ve birinci körfez harekatından sonra yüz üstü bıraktı.

-Yine ğABDğ tehdit olarak gördüğü Molla rejimine karşı İran' daki Kürt kozundan faydalandı...

- Yasadışı örgüt PKK, ğSuriye, Irak ve İranğ tarafından beslenmek ve barındırılmak suretiyleTürkiye'ye karşı desteklendi.

- ğABDğ ve ğABğ, bu coğrafyada güçlü ve kendilerinden bağımsız bir ulus devlet, bir Türkiye istemediği için PKK' yı her türlü arkaladı. Bu terör sorunun Türkiye'ye bedeli 30-35 bin insan ve 150-200 milyar dolar kaynak oldu.

Peki bu yaşananların kılavuzluğunda değerlendirirseniz Irak kanlı savaşı üzerine oturtulmuş Kuzey Irak'taki Kürt federasyonu ve hayali kurulan Kürt devletinin sizce ne kadarlık bir ömrü olur? Sadece İsrail üzerine yoğunlaşan arap cephesinin önüne atılan bir yem olmaktan öteye gider mi? Batının icazetiyle kurulan devlet ne kadar halkına huzur verebilir? Gerçek anlamda bağımsızlığa kavuşabilir mi? PKK terör örgütü Kürtlere mi yoksa emperyalistlere mi hizmet ediyor?

"Türkiye milletini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir" anlayışıyla şekillenen ulus kimliği Kürtleri ve diğer tüm etnik grupları kucaklamıştır. Hatta Kürtler asli unsur kabul edilmiş, hiç bir ayrım gözetmeksizin kanun önünde eşit kabul edilmiştir. Bu sebeple hiç bir ayrılıkçı harekete cevaz (izin, onay) vermemek Kürt asıllı Türklerin boyunlarının borcudur.

AB'nin ve ABD'nin onlara karşı olan ilgi ve desteğinin; demokrasi adına yahut kendilerinin kara kaşları gözleri için olduğunu zanneden maşa Kürtlere, 1930 yılında yabancı bir gazetenin yorumuyla uyarıda bulunmak istiyorum:
"Eğer İngiltere bilginleri dünya tarihinde önce Kürtlere karşı ğadaletğ sağlanması gerektiğinden ve ğgerçek kürdistanğınğ kurulmasına yardımın zorunlu olduğundan dem vuruyorsa, doğrusu bu adaletin fazlasıyla ğpetrol ve kanğ koktuğunu söylemek gerekir."