Erdoðan pazarlamacý mý tezgahtar mý?

Baþbakan Tayyip Erdoðan, uzun süredir bazý kavramlar hakkýnda ülkenin yetiþmiþ insanlarýna ders vermeye kalkýþýyor! "Sermayenin ýrký olmaz" diyor, sonra da "yabancý sermaye" yerine "küresel sermaye" kavramýnýn kullanýlmasýný istiyorð
"Ben Türkiye''yi pazarlýyorum" sözleri, "satýþ" olarak yorumlandýðý için; ülkelerin pazarlamasýnýn da yapýlabileceðini, eleþtirenlerin bu alanda bilimsel çalýþmalara göz atmasý gerektiðini söylüyor. Son olarak, yine Türk Milleti kavramýnýn yerine "Türkiye Cumhuriyeti Vatandaþlýðý"ný yerleþtirmek isterken, Türklüðü bir etnik unsur olarak sunuyor! Bu konuda da bilimsel çalýþmalar yapýlmasýný tavsiye ediyor!

Bazý okuyucularým milli kimlik konusunda, Tayyip Erdoðan''ýn sözleri üzerine, bana e.mektup yazarak, mutlaka cevap vermemi istiyor. Bu konuda bilimsel nitelikli çok yazý yazdým, çok uyarýda bulundum. Ancak Tayyip Erdoðan, Türklüðü benimsemediði için, Türk Milleti kavramýný, çok zorda kalmadýkça kullanmýyor. Artýk Erdoðan hakkýnda, gazetecilerin deðil, Cumhuriyet Baþsavcýsý''nýn bir yazý veya fezleke yazmasý gerekiyor! üünkü Anayasa''yý çiðniyor.

***
Erdoðan''a en doðru, net ve aktif tepkiyi CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal gösterdi. Baykal, "Nedir bu millet söylesin? Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlarý milleti mi? Neymiþ o millet, aç Anayasa''yý gör, tarihe bak, milletin ne olduðunu... Herkesin kimliði var ama herkes bu milletin parçasý" dedi. BBP Genel Baþkaný Muhsin Yazýcýoðlu, ANAP Genel Baþkaný Erkan Mumcu ve son olarak MHP Genel Baþkaný Devlet Bahçeli''nin de tepkileri var.

Aslýnda, Bahçeli''nin bir konuþma metnine nasýl girdiðini hala anlayamadýðýmýz, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlarýný Türk milliyetine baðlayan bað, sadece ve sadece hukuki bir bað olan vatandaþlýk baðýdýr" cümlesinin de Erdoðan''ýn bakýþýndan bir farký yoktu. Bu görüþ, 10 yýl önce, AB''nin ýsmarlamasý ile "Modern Türkiye''nin Tarihi" adlý bir kitap yazan Erik Zürcher''e aittir. Bu kitap, Türkiye''nin bazý üniversitelerinde ders kitabý olarak okutulmaktadýr! Fakat Bahçeli, daha sonra ve dün de bildiðimiz milliyetçi anlayýþ çerçevesinde konuþmalar yaptý.

Bahçeli, "Türkiye''deki terör sorununu, etnik bir kimlik sorunu gibi gösterip siyasi çözüm reçeteleri sözü veren, Türkiyelilik kimliðini savunan ve Türk milleti kavramýndan rahatsýz olan Baþbakan, AB baskýsý ve siyasi kazanç hesabýyla ayrýlýkçý hevesleri okþamanýn neye mal olacaðýný hala idrak edemediðini göstermiþtir" dedi.

***
"Milletlerin pazarlamasý" konusunda bilimsel eserler olduðu doðrudur ve galiba Erdoðan, bu konuda bir brifing almýþ ki iddialý konuþuyor. Fakat, Tayyip Erdoðan, son özelleþtirmelerle, pazarlama deðil, satýcýlýk yapýyor! Bu bakýmdan pazarlama yerine "satýcýlýk" kavramýný kullansa daha doðru olur. üünkü, Türkiye''nin pazarlanmasý konusundaki bilimsel çalýþmalarý kendisi yapmadý, "küresel sermaye" dediði, belirli bir ýrkýn dünya hakimiyeti idealine inanmýþ güçler yaptý! Türkiye''nin pazarlanmasýný ABD yaptý, Avrupa Birliði yaptý. Peki, ABD ve Avrupa sermayesi, Türkiye''yi Erdoðan üzerinden paylaþýrken, kendi ýrklarý adýna hareket etmiyor mu?
Küresel sermaye, Tayyip Erdoðan''a da "satýcýlýk" rolü biçti! Türkiye''nin yeraltý, yerüstü servetlerine el koymak üzere Erdoðan''ý baþýndan itibaren desteklediler; orada tutulmasýnýn sebebi hikmeti de budur!

***
Bahçeli, Erdoðan''ýn "Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim" sözlerini eleþtirirken "Baþbakana bir bilimsel kitap tavsiye ediyorum. Oger''e peþkeþ çekmekle pazarlama konusu arasýnda çok fark vardýr. Türkiye Ýþ Bankasý Kültür yayýnlarýndan çýkan ''Uluslarýn Pazarlamasý'' yani "Marketing of Nations" isimli kitabý danýþmanlarý vasýtasýyla temin ederek okumasýný tavsiye ederim" dedi.
Söz konusu kitabýn yazarý Michael E. Porter''dýr.
Kutlu Merih''in analizlerine göre Porter, araþtýrmasýnda, çok farklý özelliklere sahip on milleti araþtýrma kapsamýna almýþtýr: Almanya, Amerika Birleþik Devletleri, Ýsviçre, Ýsveç, Japonya, Ýtalya, Güney Kore, Ýngiltere, Danimarka ve Singapur.
üne sürdüðü rekabet stratejisi ile ilgili kuramýný farklý endüstrilere ve uluslara uygulayarak, bu endüstrilerin ve milletlerin rekabet avantajlarýný açýklamaya çalýþmýþtýr.
Porter''a göre, rekabet avantajlarýný ülkeler deðil, firmalar yaratýr. Bu sebeple, iþletmelerin rekabetçi stratejileri benimsemesi ve uygulamasý, uluslararasý pazarlara girebilmeleri ve orada tutunabilmeleri için önem taþýr.

***
Diðer taraftan Dünya Ekonomik Forumu''nun 1997 yýlýnda yayýnlanan Küresel Rekabet Raporu''na göre, Türkiye, uluslararasý rekabet gücü açýsýndan 36''ncý sýradadýr.
Türkiye''nin Ford''a karþý, General Elektrik''e karþý, Chevron''a karþý, Toyota''ya karþý, Sony''ye karþý rekabet edebilecek firmalarý olduðu zaman Türkiye''nin pazarlamasýndan söz edebilirsiniz. Ama bu yolda çalýþmak yerine, ülkenizin bütün servetini, "Irak''ý iþgal etmeseydik, Müslümanlar, Ýslam Birliði''ni kurup, Ýsrail''i haritadan silerdi" diyebilen ABD Baþkan Yardýmcýsý Dick Cheney gibi Hýristiyan Siyonistlerin emrine verirseniz, size yakýþan bilimsel taným "tezgahtar"lýktan öteye gitmez!
üünkü sizin ülkeniz adýna bir pazarlama stratejiniz yoktur. Stratejisi olanlarýn emrinde, Türk halkýna ahkam kesiyorsunuz.