Dicle Kürtleri üzerine en çok araþtýrma ve yayýnlar yaptýran yabancý devlet Rusya olmuþtur. üar I.Petroðnun ðaçýk denize çýkmað yolundaki ülkü ve vasiyetini gerçekleþtirmeye çalýþan Ruslar, Baltýk Denizinde hakim Ýsveçðin sarsýlýp küçülmesinden ve Napolyonðun Fransaðyý Avrupaðya üstün kýlmasý fýrtýnasýndan sonra, geliþen Almanya karþýsýnda, Baltýktan açýk denize çýkmada umutsuzluða düþmüþtü. Daha I.Petro çaðýnda Daðýstan, þirvan ve Gilan gibi Hazar Denizinin batý ve güney kýyýlarýný istila ile, Ýran üzerinden Hint Okyanusuna çýkmayý gözeten Rusyaðnýn karþýsýna önce Osmanlýlar, sonra Afþarlý Nadir þah çýkmýþtý. Kýrýmða ve Kabartay üerkeseliðne, ðmuhtariyetð vadi ve adý ile yerleþip, buralarý Türkiyeðden koparan Ruslar, yerli Müslüman halkýný kýrýp kaçýrtarak, Karadeniz kuzeyini bir ðKazak,Ukrayna,Rus Topraðýð haline sokmayý gerçekleþtirme yolunu tutmuþtu. Osmanlýlardan Balkan Yarýmadasýný ve Karadenizðin doðusundaki ðKafkas Ellerinið de koparmaya giriþen Rusya, ordularýndan önce buralara ajanlarýný ve I.Petroðnun kurduðu ðÝlimler Akademisið üyelerini göndererek , propagandalar ile araþtýrmalar yaptýrmýþ ve ðparçala-hükmetð düsturunu tatbikte, sistemli bir yol tutmuþtu. Ruslar, Boðdan ile Eflak gibi bugünkü Romanyaðyý teþkil eden ülkelerde Bulgarlar,Sýrplar içinde ve Rumlarýn kalabalýk yaþadýðý yerlerde ðHýristiyan Birliðið ,ðOrtodoks Birliðið ve sonra ðPan Slavizmð adlý manevi silahlarla çalýþarak, II. Katerinaðnýn, ðBüyük Greg Projesiðyle, Ýstanbul ile Boðazlara hakim olmayý gözeterek, bu uðurda çok çalýþtýlar. Bilindiði gibi, 1804ðten 1878 yýlýna kadar Yunanistanðýn, Sýrbistanðýn, Romanyaðnýn, Bulgaristan ile Bosna Hersekð in, Osmanlý Ýmparatorluðundan ayrýlma ve teþkil edilmelerinde, birinci sýrada Rusðlarýn tesiri vardýr.

Karadeniz doðusundaki Osmanlý topraklarýnda ve Ýskenderun Körfezine çýkma yolunda ilerlemeye baþlayan Rusðlar, bu uðurda da mezhebdaþlarý Ortodoks Gürcistan ile Türkiye Ermenileriðni avlayýp, istila emellerine alet etmeye baþladýlar. Kuban Irmaðý ile Gürcistan arasýndaki üer kes Elleri ve Abaza Topraklarýðný ele geçirince, buralarýn Müslüman yerli halkýný, kýrma ve toptan Türkiyeðye göçürtme usulleriyle, Karadenizðin doðu kýyýlarýna da Rus Kazaklarý ile Mujikleriðni yerleþtirdiler. 1801ðde hile ile Tiflisðin iþgalinden sonra, yer yer ayaklanan ve Ahýska ile Týrabuzon Paþalarý aracýlýðý ile Türkiyeðden yardým isteyen Hýristiyan Gürcü Beyleri ve milliyetçilerini ezen Ruslar, Gürcüleri de Ruslaþtýrmaya baþladýlar. 1853-1856 Türk-Rus Savaþýnda yenilen Rusya, o zamana kadar Anadolu cephemizde savaþan Rus ordularýnýn faaliyetlerini anlatan resmi ve askeri yayýnlarda, ðTürkiye Asyaðsýð deyimini kullana gelmiþken, 1856 Paris Muahedesinden sonra Petersburg Ýlimler Akademisinin akýl hocalýðý ile artýk Doðu Anadolu için ðArmenyað (Ermenistan) deyimini kullanmaya baþladýlar, 93 (1877-1878) Savaþýna girerken Ruslarýn Kafkas Ordularý, Kars-Beyazýt-Erzurumðda ,ðArmenyaðda savaþmýþ) gösterildi. üç Kilise (Eçmiyazin) Katalikosluðunu da , Türkiye Ermenilerini ðArmenyaðyý kurmað tuzaðý ile avlamaya alet ettiler. 1856ðdan itibaren Ruslarýn ðErzurum Vilayeti Baþkonsolosuð Aleksander Jaba, Petersburg Ýlimler Akademisinden aldýðý anket ve talimatla, þehirdeki hanlarda konaklayan yolculara kadar, Kürmanç ve Zaza dilleriyle konuþanlardan, kelimeler derleyip, bir ðKürtçe Sözlükð yapmaya ve hikayeler ile fýkralar yazarak da ðKürt Edebiyatý ürneklerið vermeye çalýþtý. Yine bu Petersburg Ýlimler Akademisi, 1860-1862ðde ðþeref nameninð Farsça aslýný ve 1868-1875 arasýnda da, bunun 4 kitap halinde Fransýzca tercüme ve ilaveli çok uzun izahlarýný bastýrdý. Fakat, bunda yapýlan korkunç tahrif ve yanlýþ izahlar ile ðþeref namedekið ðKürt Oðuz namesið kahramaný ðBogduz Amanð sülalesinin adýný ðBogoz Ermenð, yani ðErmeni Boðoz/Pavlosðtan itibaren gösteren uydurmalarý, gerçekmiþ gibi ileri sürdüler. Ruslar, Kürtler üzerindeki bu çalýþma ve yayýnlarý ile Türkiyeðmizi doðudan da çökertmeye koyulunca, Ýskenderun Körfezi ile Basra Körfezine çýkmada, Ermenilerin yaný sýra, Kürtlerden de faydalanmayý gözetiyor ve bu uðurda bilhassa 1914ðte baþlayan I.Cihan Savaþýnda çok gayret gösteriyordu. Rus Ýlimler Akademisinin talimat ve isteði ile üarlýk, Hariciye Nezaretine baðlý diplomat ve konsolos olarak Vladamir Minorsky ve Vasýl Nikitin adlý iki uzmanýn çalýþmalarýný, ðKürdistan Muhtariyetið aðý örülürken klavuz ediniyordu!

Ruslarýn bu uðurdaki gerçek niyet ve ülküleri, ðFýrat boylarýnda Rus Kazaklarý ile Mujiklerini yerleþtirmekð yani buralarý da, koca Kýrým ülkesi, Kuban Boylarý ve Karadeniz doðusu gibi Ruslaþtýrarak, Ýskenderun ile Basra Körfezlerine çýkmaktý. Ruslarýn bu gizli planýný, 1916ðda Trabzon, Erzurum, Bingöl, Muþ, Bitlis ve Van istila ederken çok heyecanlanarak, üar II. Nikolayðdan , artýk ðErmenistan Muhtariyetiðnin Ýlanýnýð yýldýrým telgraflarla isteyen Ermeni ileri gelenlerine, Hariciye Nazýrý Sazonofðun verdiði kýsa cevaptan anlýyoruz. üar adýna Sazonof, Tiflisðteki Genel Valiye gönderdiði telgrafta : ðRusyaðya, Ermenisiz Ermenistan lazýmdýr. Fýrat boylarýna, Rus Kazaklarý yerleþtirecektir.ð Diyerek, bunun Ermenilere duyurulmasý isteniyordu. Esasen Ruslarýn 1915-1916 yýllarýnda Sarýkamýþðtan Erzurumða ve Erzincanða doðru Kara býyýk Köyüne, Aras boyundaki Nah çývandaki þan tahtýndan da, Makü-Beyazýt-Kara köseð ye uzatýlan dekovil yolunu, Vanðýn Ernis Ýskelesine ulaþtýrarak, yerleþme hazýrlýðý sýrasýnda; Rusyaðda köylü- Müjik ileri gelenlerini de, Murat ile Fýrat boylarýnda yerleþecekleri köyleri ve topraklarý beðenmek üzere, Rus Kafkas Ordularý gerilerinde, hususi bir özenme ile dolaþtýrdýklarýný biliyoruz. Bunu,1914-1917 arasýnda Anadoluðyu istilaya giriþen, Rus Kafkas Ordusu ðHarekat Dairesi Baþkanýð Moslofskyðnin, Emekli Yarbay Nazmi tarafýndan Rusçaðdan çevrilen ve Harp Tarihi Encümenince, 1935ðte Ankaraðda tenkitleriyle birlikte bastýrýlan ðGeneral Maslofskiðnin Umumi Harpte Kafkas Cephesið adlý kitaptaki haberlerden de öðreniyoruz.

Ruslar, Türkiyeðyi de parçalamak için ðKürtlerð üzerinde çalýþan gizli büronun baþýna, V.Minorksyðyi getirmiþ ve 1910-1915 arasýnda bunu; Güney Azerbaycan þimdi Rizaiyye denilen Urmiye þehrinde Konsolos olarak vazifelendirmiþlerdi. Sonra Vasil Nikitin, ürmiyede buna halef olmuþ; Rusya baþkentine alýnan V.Minorksy, 1915ðte Rus Genelkurmay Basýmevinde gizli basýlan ve numaralanarak Kurmaylara daðýtýlan ðKürtlerð adlý bir kitabý yazmýþtýr. Bunda, Ýskenderun ile Basra Körfezlerine doðru ilerleyecek olan Rus Ordularýnýn, yol boyundaki Kürtlerden nasýl faydalanacaklarý, inceden inceye yazýlmýþtýr. üzerinde, ðüok gizli ve hizmet mahsusturð kaydý bulunan Minorksyðnin bu eserini, 1917 Rus Ýhtilalinden sonra, Hocam A.Zeki Velidi Toganðýn görüp okuduðu, kendi hatýralarýnda yazýlýdýr.

Ýþte bu Rus diplomatý Vlademir Minorksy ile Vasil Nikitin, Bolþevik Ýhtilalinden sonra, yeni rejim aleyhtarlarý arasýnda Avrupaðya geçmiþ ve birincisi, ðProfesörð sýfatý ile Londraðda, öteki de Parisðte yerleþerek, yine Moskovaðdan Sovyetlerin ðKürtler Masasýndanð aldýklarý talimata göre, yayýn ve propagandalarýna devam etmiþlerdir. Avrupaðda üç dilde çýkan ðÝslam Ansiklopedisindeð 1927ðde V.Minorksy ðKürtlerð maddesini yazmýþ ve bunlarýn Türklükle ilgili yönlerini, kasýtlý olarak atlamýþ veya hiç görmezlikten gelmiþtir.Yine bu V.Minorksy,1923-1926 yýllarýnda ki ðMusul Meselesið sýrasýnda, Türkiye aleyhinde olarak Ýngiltere hariciyesine,dosyalar dolusu belgeler ve haberler vermiþtir. Ne yazýk ki, Ýstanbul üniversitesi Edebiyat Fakültesiðnde Milli Eðitim Bakanlýðýðnýn resmen ðMurahhas Heyetð saydýðý dört kiþilik bir Profesörler Kurulunun idaresinde : Dilimize çevirme, telif ve tadillerle çýkan Türkçe ðÝslam Ansiklopedisiðnde, 1955 yýlýnda basýlan ðKürtlerð maddesi, 1927ðde yazdýðý gibi ve kendi imzasý ile çýkmýþtýr!... Bu da, üniversitemizdeki milli ve ilmi bir gafletin, acýklý bir örneðidir. Halbuki ayný V.Minorksy, 1983ðte Brükselðdeki ðMilletlerarasý XX.Müsteþrikler Kongresiðnde okuduðu bir ðtebliððde, Dicle Kürtlerinin köklerini %50 doðru olarak gösterip, ðMedo Skytheð yani, Ýranlý medyalýlar ile (Turanlý) Ýskit (Saka) kavimlerinden geldiðini ileri sürmüþtür. Ancak, 1955ðte çýkan Türkçe ðÝslam Ansiklopedisiðnde, V.Minorksyðnin bu yeni araþtýrma ve tezinden bile bahsedilmemiþtir... V.Minorksyðnin 1938ðdeki tebliðinde Kürtlerin Ýskit/Saka adlý atlý göçebe ve yaman okçu olan cihangir bir kavimden kaldýðýný ileri sürmesi, M.ü. VII. Yüzyýlda Sakalarýn Kafkaslarý aþarak Aras ve Dicle boylarýna yayýlmalarýndan önceleri, Urartu ve Asurlu gibi iki düþman ve pek çok yazýlý belge býrakan devletin yýllýk ve yazýtlarýnda, hiçbir zaman ðKürtð veya buna benzer bir addaki savaþçý uruðun anýlmamasý; ve ancak Saka/Ýskit akýný ve ünasya hakimiyetinden sonra bunlarýn ortaya çýkmasýndandýr. Londraðya yerleþmiþ Arþak Safrastyan adlý bir Ermeniðde, 1948ðde Kürtler üzerine yazdýðý Ýngilizce kitabýnda, bunlarýn atalarýnýn, ðyaman savaþçý Ýskit okçularýð olduðunu itiraf etmiþtir. üünkü, M.ü. V.Yüzyýlda Herodotðun ðPaktukð (Bokht-an/Bokht-lar/Bogd-uz) ve M.ü. 401ðde Ksenofðun ðKardukð diye tanýdýðý, Dicle Kürtleri atalarýnýn adlarý, M.ü. X.-VII. Yüzyýllarýnda Van Gölü çevresinde , Dicle baþlarýnda ve Zapsularý boyunda sýk sýk savaþarak, adým baþý denecek derecede bol çiviyazýlý anýtlar, baþkentlerinde de yýllýklar ve sefer haberleri gibi belgeler býrakan Urartulu ve Asurlulardan kalma belgeler ile, daha eski Mezopotamya çivi yazýlý kaynaklarýnda, asla bulunmamaktadýr.

Ancak, savaþçý atlý göçebe Saka/Ýskit akýnlarýndan ve onlarýn ünasya hakimiyetinden sonra, Medyalý ve Persli gibi Ýranlýlardan apayrý atlý göçebelere rastlanýyor.Demin arz ettiðimiz gibi, M.ü. VII. Yüzyýl baþlarýnda Azak Denizi çevresinde Kimmerlerði yurtlarýndan çýkarýp kovalayan Saka (Ýskit) Türkleri, M.ü. 680 ve 665 yýllarýnda güçlü ve kalabalýk iki göç kolu halinde, Kür ile Aras boylarýna geçip, Anadolu ile Azerbaycanða yayýldýlar. Bu göçlerden iki yüzyýl sonralarý Anadolu ile Ýranðý gezip görmüþ olan Yunanlý Herodot, ünlü ðTarihð inde diyor ki, bütün Ýran Anadolu, Suriye ve Mezotopamðya gibi ðAsyað topraklarýnda ðyirmi sekiz yýl hükmeden Ýskitlerðin (doðuda Tanrý daðlarýndan, batýda Karpatlarða varýnca hakim olan) cihangir paþalarý Madyas (çiviyazýlý Asur kaynaklarýnda ðMoldavað, Ýran din kitabý ve þehname-mesinde, Oðuzlarýn destanlarýnda ðAfrasyabð Doðu ðTürkleri Uygur ve Karahanlýlarðda ðAlp-Er Tongað) denilen kiþi ile, Ýskit ileri gelenlerini,Medyalý (tabi kýral) Keyaksar (Key-Husrev) bir þölene çaðrýlarak, hile ile hepsini sarhoþ ettikten sonra, önceden verilen karara göre, derhal öldürterek, Ýskitlerin hakimiyetini sona erdirip, Medyayý istiklale ve imparatorluk kurmaya ulaþtýrdý.

Herodotðun yerli hatýralara göre anlattýðý bu hadise öteki Ýran ve Asurlu kaynaklarýna göre M.ü. 626 yazýnda ve ürmiye Gölü kýyýsýnda geçmiþtir.Böylece hile ve namertlikle Saka/Ýskit hakimiyetini ünasyada yýkan Medyalýlar 626 da istiklal kazanarak Ýkinci-Babil devletiyle anlaþýp Asurlularýn son kalýntýsýný ortadan kaldýrmýþ (612-606) ve Van ð Toprak kalesi yerindeki son Urartularý da yýkmýþ; Kýzýl ýrmaða kadar Anadoluðya hakim olup geniþ bir imparatorluk kurmuþlardýr. M.ü. 550 yýlýnda Medyalýlarýn yerine geçen Pers (Fars) soyundan Akameniþ sülalesi, Ýranða hakim olup imparatorluðu geniþletmiþlerdir.Persli I.Dara (M.ü.522-485) çaðýndaki büyük Ýran imparatorluðu ülkeleri 20 ðSatraplýkð (iç iþlerinde serbest elbeðliði) bölgesine ayrýlmýþtý.Bu Satraplýklarýn sýrasýný ve içindeki kavimler ile bunlarýn Ýranða ödedikleri yýllýk vergiyi, Herodot diyor ki XIII. Satraplakta:ðPaktuk (Bokht-an denilen ve Van gölü güneyindeki Doðu- Dicleðye ðBohtan /Botanð adýný verdiren Hakkari ile Zap boylarýndaki Dicle- Kürtleri atalarý), Armenya (Bitlis ðMuþ ðTunceli çevresi gibi ðYukarý-ülkeð denilen yerlerin bu anlamdaki aramica adý) ve Patnos- üksenosða (Karadenizðe) kadarki komþu ülkeler (Erzincan,Gümüþhane,Giresun bölgeleri) halkýndan alýnan meblað dört yüz talen(100 bin Ýngiliz lirasý)idið

Alman bilginlerinden Nöldekeðnin de belirttiði gibi Herodotðun andýðý bu ðPaktukð uruðu Ortaçaðda Süryanice kaynaklarýnda ðBokhtayeð ve Arapça eserlerde ðBukhtiyyeð denilen Kurmanç/Dicle-KürleriðninðBokhtan/Bokhtið(kýsaltmasý: Botan/Boti) denilen büyük kolunun atalarýndan ibaret olup ðBohtanð ýrmaðýda öteden beri bunlarýn adýyla anýlýr. Biraz sonrada uruk adýnýn 24 Oðuz Boyundan ve iç-Oðuz/üç-Oktar kolundan ðboðd-uzðlardan sayýldýðýný göreceðiz.Yine Herodot M.ü. 480 yýlýnda Boðazlarý geçerek Yunanistanðý istila eden Ýran ordularý içinde müttefik ve altý uruklarý anlatýrken Paktuklarýn Aras ýrmaðý güneyinde ve Tebriz þehri kuzeyinde (þimdiki ðKaradaðð bölgesinde ve ðKarasuð üzerinde ) yerleþmiþ bulunan kolunun ðPaktialýð adý ile anýldýðýný; bunlarýn ðdil,giyim ðkuþam ve silahlar bakýmýndan Persli-Ýranlýlardan ayrý olduklarýðný bilhassa belirtmiþtir. Bundan ðPaktukðlar ile adaþ ve urukdaþlarý ðPaktialýlarðýn Ýranlýlardan apayrý giyim-kuþam sahibi olup kendi dilleriyle konuþtuklarýný öðreniyoruz. Herodotð tan 600 yýl sonra da Dicle-Kürtlerinin hakim sülalesi yine ðBokhtlarð dan olup Perslere karþý çok düþmanlýk göstermiþ ve savaþarak karþý koymuþlardýr.

Perslerden Sasanlý sülalesini kuran I.Ardeþir, Ýranðdaki Büyük ðArþaklý (Part) sülalesini yakýp M.S. 226 da Azerbaycan ile Doðu ðAnadoluðdaki Küçük-Arþaklýlar (53-429) ülkesine de saldýrmýþtý. Bu sýrada KüçükðArþaklýlar birliðindeki elbeðlilikleriðnden, Farsça ðKarnamakð ta ðHeftan ð Bokhtð diye geçen ðYedi- Bokhtð yani 7 Bokhutlu Birliðinin elbeðisini ðMadigð i, 226 yazýnda I. Ardeþir öldürülmüþtü.Ýran kaynaklarýndan alarak bu hadiseyi nakleden Taberi, Sasanlý

I. Ardeþir tarafýndan, savaþta öldürülen bu elbeðilinðHeftan ð Bokht un Ejderha-Melikið(yani,Yedi Bokht birliðinin Ejderha sayýla Elbeyisi) diye tanýndýðýný belirtir. Taberiðdeki bu ðEjderhað deyimi biraz sonra göreceðimiz Dede korkut Oðuz namelerinde Kürtlerin elbeyiðleri sülalesine ðAdemiler(Ýnsanoðlu) Avranýð (Ejderhasýð denilmesindeki geleneðe uymaktadýr. üobanlýklarý ile tanýndýklarý Erciþ çevresinden gelip, Ahlat, Bitlis, Diyarbakýr Siirt bölgelerinde ve Bizans sýnýrýnda Abbaslýlara baðlý, ðMervanoðullarýð (985-1085 adlý bir Ýslam emirliði kuran ailede, Kürtlerin ðüar Bokhtið(Dört Bokhtlu) adlý boylar birliðinden çýkmadýr.

XII. yüzyýlda Mafarkýn (Silvanðdan) yetiþme Ýbnðül ð Azrak tarafýndan bunlarýn kökleri, ðüar Bokhti Kürtlerindenð gösterilmiþtir.

Halk arasýnda öteden beri, Bohtan çayý ile Dicle haburu arasýnda kalan Dicle solundaki daðlýk bölgeye,ðBokhan/Botanð denilmekte olup, merkezi Eruh sayýlýrdý.Ýranðda doðup, 1578ðde Osmanlý hizmetine girerek atalarýnýn ocaklýk yurdu Bitlis sancak beyi olan þeref han, eþraf ve boy beyleri ile görüþerek, birtakým kale beylerine de, anketli elçiler göndererek Kürt boy ve oymaklarý ile beylerinin ilk defa tarihini yazdýðý ðþeref nameyið,ðbütün Kürmanç kütlesinin,Bokht ile Becen adlý kardeþ sayýlan iki ulu atadan türediklerinið anlatan milli inanýþý tespit etmiþtir.XVI. yüzyýl sonlarýna deðin bütün Dicle Kürtleri , bu yüzden ðBokhti/Bokhtanð ve ðBeceneviðð (Ýbnülesir gibi Arapça kaynaklarda ðBeçenelið den bozma olarak ðBeçeneviyyeðdenilen) iki ana kola ayrýlýyordu. Son 300-350 yýldan beri Bokhtulara, ðZilanð (ovalýlar) ve Becevililere de ðMilanð (Bel /Dað Beyliler/ Daðlýlar) denilmesi adet olmuþtur. ðBokht-anð (Bokht-lar) kolu, El beylerini çýkaran üstün boy olarak Dede Korkut Oðuz namelerinde, ðBogd-uzð (Bogd-lar) kütüðü ile 24 Oðuzlardan üç oklar koluðundan gösterilir.

Herodotðun, Ýranða baðlý Satraplýklarý gösteren resmi kaynaklardan alarak bildirdiði Dicleðnin doðu kolu boyundaki ðPaktukð (Pakt-lar/Bokth-lar)uruðu yurdun dan, M.ü. 401 sonlarýnda Helenli ðOn binler ordusuð ile geçen artçý kumandaný Ksenefon, buralar halkýný ðKardukð(Kard-lar/Kordlar) diye tanýmýþtýr.Bu deyim,buradaki halkýn toplayýcý milli adý olup,Herodotðun andýðýðPandukðise, hakim boyun ve sülalenin adýndan ibarettir.Eski Asurlu merkezi Ninova (Musul) bölgesinden kuzeye yönelen On binler Ordusuna kýlavuz tutulan yerli halk,Ortaçað Asurlu Süryanilerðin KürtlereðKardað demesi gibi ðOð sesini ðAð ya çevirmiþ olarak ðKordukð yerine, kýlavuzluk ettiði Elenlere bunlarý ðKardukð diye tanýtmýþa benziyor..üünkü Ksenofonðdan 70 yýl sonra Mekodonyalý Ýskenderðin Dicleðnin yukarý kesiminden geçerek Arbela(Erbil) üzerine varan ordusundaki Yunanlý müelllifler,Dicle solunda (doðusunda)ki daðlarýðGordya Daðlarýð adý ile tanýmýþ ve yazýlmýþlardýr.Amasyal,Strabonðda, Miladýn ilk yýllarýnda, Dicle Kürtleri bölgesini, ðGord-yenð (Gord yurdu)adý ile anýlýyor.

Dicle Kürtleriðnin, Herodotðun, ðdil ve giyim-kuþam ile silahlar bakýmýndan Persli/Ýranlýlardan ayrý olduklarýnýð belirtmesi gibi, Ksenosofðda, ðKarduklarðýn, Ýranlýlardan bambaþka soydan ve onlara çok düþman olduklarýný, bir tanýk olarak anlatmýþtýr. Ksenofonðun ðAnabasisð adlý kitabýnda, bu uðurda verdiði bilgiler þöyle sýralanabilir:

a) Daðlarda oturan çok savaþçý ve pek çevik Karduklar, Ýran þahýnýn düþmaný olup; ona tabi deðillerdir.

b) Bir defasýnda 120 binlik bir Ýran ordusu, bunlarýn ülkesine sapmýþ, (çok balkanlýk olduðundan, yerlilerin de kýrmasý ile) bir teki bile geriye dönemeden mahvolmuþtur.

c) Ok atmada (Saka/Ýskitler gibi) çok mahir olan Karduklarýn yaylarý, üç kol uzunluðunda olup, iki koldan uzun olan keskin oklarýný atmak için, (yalnýz Ýskitlerde görülen bir usulle) sol ayaklarýnýn yardýmý ile gerilen yaylardan fýrlayan oklarý, zýrh ve kalkanlarý bile deliyordu.

d) (Güneyden kuzeye doðru yürüyen) Helen ordusunun, her gün savaþarak, yedi günde güçlükle geçtikleri Karduklarýn Yurdu ile Armanya arasýnda, Kentrites(Bohtan) ýrmaðý (Batý Dicreðye karýþacaðý Siirt altýndaki ovada) iki pletron (73,66 metre) geniþliðinde olup, bu iki ülke arasýnda, sýnýrý teþkil ediyordu. Armenyalýlar ile sýk sýk savaþan Karduklar yüzünden , ýrmaðýn buradaki boyunun iki yakasýnda da köyler kurulamamýþtý.

Ksenofonðun tanýk olarak verdiði bu bilgilerden, Kürmançlarýn atalarý ðKarduklarýnðÝranlýlardan apayrý ve onlara çok düþman olup, müstakil yaþadýklarýný öðreniyoruz. Bu bakýmdan, Herodot ile Ksenofon gibi gezip gören tanýklar tarafýndan verilen bilgiler birbirini tutmakta ve tamamlamaktadýr. Böyle iken, Milli Mücadele yýllarýmýzda, millete hainlik ederek, emperyalist düþmanlardan para alarak satýlan bedir hanili Kardeþlerin (bilhassa bugün bile Moskovaðdan vazifeli gelen genç bir Rus kadýný, metres edinen ve onun yedeðinde olan Kam uran Ali Bedir Khanðýn), bir zamanlar Suriye ve Beyrutðta, sonra da Parisðte çýkardýklarý dergi ve broþürlerdeki : Kürtlerin, ðHint Avrupalýð ve Ýranlýlar kolunda geldiði yalanýna, kaynaklar ile atalar inanýþ ve geleneðinden bi haber aydýn geçinen kiþilerden inananlar olmuþ ve yurdumuzda bile, bu yolda yayýnlarla gerçeði tahrifte fayda umanlar çýkmýþtýr!...

Milattan önceleri olduðu gibi Hz.Ýsaðdan çok sonralarý da Dicle Kürtleri, Ýranlý Perslere çok düþman olarak yaþamýþ ve onlarýn kýrgýn ile zulümlerine uðramýþlardý. Bunu, Susanlý devletinin kurucusu ve 226ðda Küçük Arþaklýlarýn güneyde uç beyleri olan ðHeftan Bokhtð birliði elbeylðini yýkan I. Ardeþir, bizzat ðKarnamakðýnda belirttiði gibi; Ýranðdaki ananelere ve belgelere göre I.Ardeþirðin istilasýný anlatan ve 915ðte ünlü tarihini bitiren Taberiðde anmaktadýr. Küçük Arþaklýlarýn tarih destanlarý ve el beyleri kütüðü sayýlan ðDede Korkut Oðuz namelerindeð, Herodotðta ðPakt-ukð (Pakt-lar) karnamakðta ðHeftan Bokhtð ve Taberiðde ðHeftan Bokhtðun Ejderha Melikið denilen Kürtlerin El beyleri sülalesi, þu kliþeleþmiþ kütüklerle anýlýyor:

a) ðBýyýðý kanlu Boðduz Aman heybetlüð ;

b) ðBýyýðýný enðsesinde üç kez düðen,

Kakhýdukda karýmuna kan kaþanduran,

Karagözü kanýn dönen,

Yer avraný (ejderhasý) yýlan,

Ademiler (Ýnsanoðlu) avraný Ucun (Türk uruðu:Usun) oðlu Aman Bekð

ðKayan Ucun oðlu Aman Bekð (a-b. Topkapý Sarayý Oðuz namesi).

c) ðVaruban Peygamberðinð yüzünü gören,

Gülüben Oðuzðda Sahabesi olan,

Acýðý tutanda, býyýklarýndan kan çýkan,

Býyýðý Kanlu Bogduz Amanð (II.Boy);

d) ðBinð Bogduz (Böðdüz) baþlarý Amanð (IV. Boy);

e) (Karadeniz kýyýsýnda Giresun çevresindeki ðDüzmürt Hisarýðný düþmanlardan almak ve kýz kardeþinin kocasý/eniþtesi ðKazýlýk Kocaðyý, buradaki tutsaklýktan kurtarmak üzere gidip, baþaramadan dönen Kürtler elbeyisi sülalesi sembolü Bogduz Aman, kendi erliðini öðrenirken)

ðBindiðümde, yel yetmezdi orgunum,

Yengi Bayýrðýn kurduna benzerdi yiðitlerim;

Yedi kiþiyle kurulurdu, menüm yayum (Ksenofonðun anlattýðýný hatýrlayýnýz);

Kayýn (aðacý) dalý yeleðümden som altunlu menüm okhumð (VII: Boy);

f) (Ateþ tapan Sasanlý Ýran sembolü) ðDepegözðün bunaltýp yendiði ðOðuz Beylerið (Küçük Arþaklý Elbeyleri) arasýnda, ðBýyýðý kanlu Boðduz, elinde zebun olduð (VIII.Boy) (Dede Korkut Kitabý).

1597ðde Bitlisðte yazýlan ilk Kürtler tarihi Farsça ðþeref nameðde, Dicle Kürtleri sayýlan Kürmançlarðýn ðOðuzlarðdan geldiði, milli Kürt destan ve ananelerinden alýnarak þu dört delille anlatýlmýþtýr.

1-ðKürtler, Cen Taifesiðndendirð (yani; Selçuklu, Ak koyunlu ve Osmanlý soy kütüklerinde, onlarýn atalarýnýn geldiði ðüinð / Doðu Türkistan ülkesi halkýndan Kara hanlýlar, ðGürcistanðdakið Orbelliler, Ahlat,Muþ, Bitlis, Bingöl bölgelerindeki Mamýk Konak Kardeþler uruðu / Kara koyunlular gibi Kürtler de ðüinðdenð gelmedirler)

2-ðBütün Kürtler, Bokht ile Beçen (Peçen) adlý iki kardeþten türemiþlerdir.ð (Yani, bütün Dicle Kürtleri/Kürmançlar, 12 boy Boz oklar ve 12 boy üç oklar koluna ayrýlan 24 Oðuz Boylarýnýn üç oklar/Ýç Oðuzlar kolundan, ðBokhtan = Bokht-larað adýný veren Bogd-uz ile ðBecenevið / Peçenekðe adýný veren Beçenðden türeme sayýlýrlar);

3-Ýslamlýktan önceleri Kürtler, ðTürkistanðýn ulu kaðanlarýndan Oðuz Hanlýlara tabi olup, onlarýn soyundandýrlar;

4-Dede Korkut Oðuz namelerindeki kütük ve bilgilere uyan ve ðKürt Oðuz namesið sayýlan bir milli destanýn özetini de þöyle veriyor ;

ðOðuz Hanð(lýlar) uzaktan duyup öðrenerek, Ýslam dinini benimsediklerini arz eylemek üzere, (622-632 arasýnda) ðHazredi Muhammet ðe elçi olarak, Kürtlerin elbeyisi (sülalesinden) Bogduz Aman adlý, korkunç görünüþlü ve dev yapýlý birisini gönderdiler.ð

ðBu korkunç yüzlü Elçi de, uruðunu ve boyunu soran Hazreti Peygambere : Kürtler Taifesindenim dedi...ð
***

Sayýn dinleyiciler, atalardan kalma tarih destanlarý ile milli ananeler gibi belgelerde, Kürtlere ait ortak inanýþlar ve bir milli ruhu gösteren deliller bulunan uruklar, ilmin keskin ölçü ve kanaatine göre bir kökten, bir soydan sayýlýrlar. Biz Dede Korkut Oðuz namelerinde Ozanlar dilinde kliþeleþmiþ El beyleri kütüðündeki anane ve tarifleri, sülale adýný, 1597ðde yazýlan ilk ve doðru Kürtler Tarihi ðþeref namede ðde, ayniyle buluyoruz. Tabii olarak Rus diplomatý V:Minorsky, ðþeref nameðdeki gibi en ufak bir adý ve haberi bile, aklýna göre deðerlendirdiði halde, Kürtlerin ðOðuzlardan ve Bogduz Boyundan gelmeð olduðu gerçeðini de, ðÝslam Ansiklopedisiðndeki o uzun ðKürtlerð maddesinde, asla dokunmamýþtýr. Rus Ýlimler Akademisinin bastýrdýðý ðþeref nameðnin Fransýzca tercüme ve izahlarýnda ise, Kürtlerin ðBogduz Amanð elbeyleri sülalesinin adý, önce de arz edildiði gibi ðBogoz Ermen/Ermeni Boðosða çevrilerek, tesfir edilmiþtir!... Eski Rus diplomatý Vasil Nikitin ise, 1956ðda Parisðte basýlan ðKürtlerð adlý Fransýzca hacimli kitabýnda, þeref Hanðýn kendi kalemiyle düzeltmeler yapýlan yazmaya göre basýlan ðþeref namedeð apaçýk ðOðuzlardanð gösterilen ðBogduz Amanð sülalesi adýný, yüzü kýzarmadan, daha da tahriflere uðratarak, ðBaðdad Zeminð kýlýðýna sokmuþ ve izahýnda da buna, ðBaðdatlý Zemin adlý Kürt Beðið denilmiþtir! V.Nikitinðin bu kitabýný bir ilim eseri imiþ gibi Arapçaðya çevirip, Baðdatðta bastýranlar da, bu eski Rus diplomatýnýn böyle tahriflerini düzeltmeden, olduðu gibi aktarmýþ ve Irak ile Suriyeðde Arapça bilen Kürtleri de yanýltýcý yola sokmuþlardýr.

ðDede Korkut Oðuz namelerinde Kürtlerin Elbeðlerið denilmesi yerinde olan konuþmamýzýn bu kesimini, ðþeref nameðdeki ananeyi daha geniþ olarak anlatan ve Dede Korkut Kitabýndan önceki bir ðOðuz nameð bölümünü de baþa alan, ðBahrðül Ensabð adlý kitaptaki rivayet ile, 1884 Diyarbekir Salnamesiðndeki deðiþik bir ðKürt Oðuz namesinið de anarak bitirelim. Oðuzlarýn , Hazreti Ýsaðdan önce (Arþaklýlar Devletini kurarak) Horasanðdan kalkýp, Kars ili ve Tiflis ile þirvanðdaki Demir kapý-Derbent bölgelerine hakim oluþlarýný; sonralarý, Erzurum, Kars, Aðrý ve Revan kesimlerini malikane edinen Ýç Oðuzlar Haný Salvur Kazan Han, þirvan Daðýstan El beyleri Dondar Bey ve Dicle Kürtleri/Kürmançlar El beyleri Bogduz Aman adlý üç hanedanýn temsilcilerinin, Büyük Arþaklýlar sülalesi sembolü Bayýn dur Han buyruðu ile Hazreti Muhammetðe elçi gidiþleri, ðBahrðül Ensabðdan alýnma ðOðuz namedeð þöyle anlatýlýyor: ðOðuz Hanýn oðullarýndan Gök Alp Han ölünce, ülkesi üç oðlu arasýnda paylaþýldý, her biri ülkeye Han oldu. Bu üç kardeþten birisi olan ðBayýn dur Hanð taðallukatiyle Horasanðdan azimet edüp (Arpaçayðý saðýnda ve Karsðýn 40 Km. doðusundaki ünlü þehir) Anýðya, Karsða geldiler. Gürcistan keferesiyle ceng edüp, (M.S. 51ðde) Tiflisði aldýlar. Ardýndan, Demürkapýðya varup, Küstasek Melikði muhasara edüp, baþýn kasdi. Ol tarihde Ýsa Aleyhisselam göðe çýkup, Bizüm Peygamberðimüzden niþan yoð idi. Anlar din, mezheb bilmezdi amma, Hakkða ve ýkrarlarý var idi. Oðuz Taifesi derlerdi. Kazan Han derlerdi, Bayundur Hanðýn veziri ve hem Damadý idi.ð

Aralarýnda; Taþ Oðuz, Ýç Oðuz Beðleri anýlurdu... Cümle doksan bin asker idi. Dede Korkut, þeyhleri idi. Bin bir Canký Beðlerinün ulusuna Kazan Han derlerdi. Elli sekiz saçluðun ulusuna Dondar Beð derlerdi. Bin Bögdüzðün ulusuna Aman Beð derlerdi. Oðuz yolunca, bunlar bir taife (ayný soydan) idi. Bayýn dur Hanðun askeri idi. Bizüm Peygamberimüz dünyaya gelmezden mukaddem, bunlar kýrk yýl Gürcistan aferesiðyle ceng ü cidal edüp, Tokuz Tümen Gürcistan Beðleriðnden harac aldýlar.ð

ðKaçankim Server-i Kainat Muhammet Mustafa sallallahu aleyhi ve selem dünyaya gelüp, Mekke zuhur etdi ; Bayýndur Han (sülalesi temsilcisi), Resulullah aleyhi ve sellem Efendimüzði vakýa (rüya)sýnda görüp, iman getirdü. Kazan Hanðý, Dondar Begði (Bogduz) Aman Begði, Kaðbe-i þerifðde Resul aleyhisselama gönderüp, ümmet olduðun bildürdü.ð

ðEzin canib, çünki Kazan Han bu Beglerðle Kaðbeye gelüp, Resulðle buluþdular; Resullullah Mescidðde otururdu. Bunlarý Gördü: Bir aceb uzun taife ki, saçlarý kýrkýlmamýþ, býyýklarý alýnmamýþ, týrnaklarý kesilmemiþ; (heybetlerinden) divare sýkýldý. Mihrab yeri, andan kaldý derler.ð

ðPes, Resul anlara iman arzeyledi; iman getürdüler. Selman-i Farsi radiyallahuðanhý anlara koþdu. Demür Kapuðya (þirvanða) gelüp, anlara iman ve Ýslam ve salat ü savm taðlim etdi. Dede Korkudðu içlerinde þeyh dikdi. Sonra, Bayýn dur Hanðun evladýndan (Ak koyunlu) Uzun Hasan, (1467ðde) Memalik-i Acemðe padiþah olduðunda, Ýslam dini Acemðde (Ýranðda) üstüvar buldu...ð

Sayýn dinleyiciler, Dicle Kürtleri/Kürmançlarðýn el beyleri ðPaktuk/Bokht-an/Bogd-uzð boyundan gelen ðAmanð sülalesi, hem de Kürmançlar arasýndaki milli ananelere göre yazýlan ðþeref namedeð ; ðBogduz Amanð adýyla anýlýp, Hazreti Muhammetðe elçi giderek Ýslamlýðý Peygamberden öðrenmiþ ðOðuzlardanð gösterilmektedir. Kürtler, öteden beri komþularý yerleþik ve ekinci Ermenilere, Arapça ðekinci,çiftçið anlamýnda ðfellahð deyiminden bozma olarak, ðFýleð, hatta ðPýle/Pýlleð derler. Bu yüzden, 1930ðdan beri Erevan (Revan)da bastýrýlan Kürtçe kitaplarda, ðErmenistanð anlamýna hep, ðFilestanð yazýldýðý görülür. Ermeni halký da, ðOðuzlarð anlamýna gelen ðGuzanðdan bozma olarak Kürtleri, hep ðKhujanð adý ile tanýnýr ve anarlar. Ermeni halk dilindeki bu deyim, öteden beri Ermenice yazýlý eserlere de geçmiþtir. Yalnýz Ermeniler deðil, 900 yýl önce Malazgirtðte Selçuklular ile savaþan Rum Kayseriðnin yanýnda bulunarak, sonradan Bizans bozgununun tenkidini yazan Baþvekil Psellosðda kendi çaðýnda Kürt ile Türkmen/ Oðuz deyiminin ayniliði yüzünden, Oðuzlardan Selçuklu Sultan Alp-Arslanðý , hem ðParthð (Arþaklý) soyundan göstermiþ, hem de ðKurton Vasileusð (Kürt Padiþahý) diye anmýþtýr. Fakat bütün bu gerçekler , Milli Eðitim Bakanlýðý adýna Ýstanbulðda basýlan ðÝslam Ansiklopedisiðnin V.Minorsky imzalý ðKürtlerð maddesinde bile, Türk Profesörleri tarafýndan yazýlmadan kalmýþtýr!...

ðþeref namedekið ðKürt Oðuz namesið hulasasýnýn baþka ve deðiþik bir rivayetini, rahmetli Ziya Gökalpðin babasý Mehmed Tevfik, henüz bulamadýðýmýz bir yazma kaynaktan alarak nakletmiþtir. ðDiyarbekir vilayeti Evrak Müdirið ve resmi ðDiyarbekirð Gazetesinin ðMuharririð olan Müftizade M.Tevfik, H.1301 (1884) yýlýnda basýlan ðSalname-i Vilayet-i Diyarbekirðde, bu ildeki ahaliyi tanýtan ðSekeneð bahsinde, ðKürt Oðuz namesinið biraz deðiþik olarak þöyle anlatýyor.

ðKürtler, pek þeci ve bahadýr olurlar...Lakin Kürtlerde ittifak bulunmayýp, aralarýnda daima nifak vaki olur...Ýttifaksýzlýklarýnýn sebebini, tarihte þöyle okuduk :ümera-i Ekradðun seramedanýndan Oðuz Han nam zat, Biðset-i Seniyye-i Nebeviyyeðyi istihbar eyledik de, Bogduz nam Kürd ile bir Kýtða arýza ve hediyye, Cenab-i Ali-i Risalet Penahiðye takdim eder. Bogduz, huþu ve adab ile huzur-i munzur-i Cenab-i Peygamberi oldukda; çünki merkuum kerihðül-manzar ve acibðül-heykel olduðundan, aslýndan sorulmuþ. Ve Kürd Taifesiðnden olduðunu beyan edüp...ð

Yine M.Tevfik Efendi, Kürtlerin üç mezhebe ve üç kola ayrýldýklarýný da belirterek, Diyarbekir köylerindeki Alevi ðTürkmanðnda ðKürtlerdenð sayýldýðýný þöyle anlatýr.:

ðEkradðýn (Kürtlerin) ekserisi, Ehli-i Sünnet Veðl Cemaðatðdýrlar. Yalnýz birazý Yezidi denilür mezheblerini þeyhðAdiðye nisbet ederler... Bu kýsýmdan Vilayetimüzde ahali pek cüzðidir. Bunlardan Musul Vilayetinde Sincar Kazasýnda hayli ahali vardýr. Ekradðdan bir kavim dahi vardýr ki, Vilayetimizde o da pek az olup, (Büyük Kadý kendi, þarabi, þükürlü, Tilalo, Bismil, Kürt Darlý, Türk darlý, Seyit hasan, Türkmen hacý adlý) birkaç karyede sakin olurlar. Hükümet-i Safaviyyeðnin býraktýðý mezhebe (Kýzýlbaþ-Aleviliðe) sapmýþlar; anlara, Türman denür. Kusür ahali-i Kürdiyye, Müslim ve mütedeyyin olup, Kürt ve Zaza namlarýyla iki fýrkayý þamildir...ð

Ziya Gökalpðin babasýnýn 1884ðte ðTürkmanð denilen ðKürtlerdenð gösterdiði Alevi-Bektaþi köylüleri, Diyarbakýrðda Lise Tarih hocalýðýmýz sýrasýnda yakýnda görerek tanýdýk. Bunlar, kendilerinin Karakoyunlularðdan kaldýðýný ve Musul kesiminden geldiklerini, atalar hatýrasý olarak anlatýrlar; çoðu, ðDede Kargýn Ocaðýðnað baðlýdýr.

***

Saka/Ýskitlerðin ünasyaðya yayýlýþý ve hakimiyetini anlatan belgeler ile Ýran din kitabý ðZend Avestað ve ðBondahiþðten baþka, Herodot ve Ksenofonðun anlattýklarý da, Saka (Ýskit) adlý atlý göçebelerin Kürtlerin ulu atalarý Paktuk ile Karduklarðýn, Ýranlý Medya ve Pers kavimlerinden apayrý bir soya mensup olduðunu; dillerinin de , Ýranlýlardan baþka ve kendilerine mahsus bulunduðunu göstermektedir. Dede Korkut Oðuz nameleri ile ðþeref nameð ve 1884 ðDiyarbekir Salnamesiðndeki milli Kürt destan ve ananelerinden ibaret ðKürt Oðuz namesið de Dicle Kürtlerinin Türkðlerin ðOðuzlarð kolundan geldiðini , açýk açýk belirtmektedir. Tarih ile milli destan ve ananelerin bu yoldaki birlik ve tanýklýðý, Dicle Kürtleri Dili üzerinde yapýlacak ciddi araþtýrmalarla da, bir gerçek olarak ortaya çýkmaktadýr. üteki dört ülkede yaþamýþ Kürtler gibi, Dicle Kürtleri/Kürmançlar da eskiden anadili Türkçe atlý göçebe ve savaþçý bir uruk iken, bunlar üzerindeki Ateþ tapan Sasanlý Ýran istila ve baskýlarýnýn 300 yýl sürmesi sonucunda, bozulup karýþýk bir hale gelmiþtir. Fakat, gerek eskiden kalma uruk adý ðKürtð, kol adý ðBokhtð ile ðBeçenð ve sonraki ðZilð (Zilan) ile ðMilð (Milan) ve yüzlerce boy, oymak, tire, oba adlarý ; gerekse tarih boyunca Dicle Kürtleri bölgesinde tanýnan coðrafya adlarý gibi, Kürmanç dilinin: Aileye, beþiðe, göçebelik ile hayvancýlýða ait sözleri de, bunlarýn Oðuzlar kolundan ve Türk ýrkýndan geldiklerini gösterir. Bunlarý da, kýsaca ve belli baþlý örnekleriyle tanýyalým.

II. BüLüM : Dil Bakýmýndan Kürtlerin Türklüðü

A) 300 Yýllýk Sasanlý Ýran Ýstilasýnýn, Kürtlerdeki Tesirleri :

Konuþmamýzýn ðtarih Bölümüðnde, Herodot ile Ksenofðun Dicle Kürtleri atalarý Paktuk/Paktia ve Karduklar üzerine verdiði bilgilerden, bunlarýn ðÝranlýlardan ayrý dilð konuþtuklarýný, ðgiyim-kuþam ve silahlarð bakýmýndan da, Ýranlýlardan apayrý ve onlara çok düþman olarak yaþadýklarýný, belirtmiþtik. Ksenofonðdan 70 yýl sonra Yukarý Dicle Boylarýný gören Makedonyalý Ýskenderðin M.ü. 331 Arbela Savaþýðna katýlan Yunanlýlar, Karduklarðýn yurdunu ðGordyað diye tanýmýþlardý. Miladdan az önce yazan Strabon gibi, II.Yüzyýlda yaþayan Dion Cassiusðda Dicle Kürtleri bölgesine, ðGordyenð (Gord-Yurdu); 359 yýlýnda, Sasanlýlar tarafýndan Romalýlarýn Amida (Diyarbakýr)da kuþatýlmasý sýrasýnda bu þehirde bulunan A.Marcellinus ise, ðKorduenð (Kord Yurdu) diyor. Küçük Arþaklýlarðdan 305-310 yýllarýnda resmen Hýristiyanlýðý benimseyen III.Tiridat Han (287-325) çaðýnda, onun bekçiliðini yapan Romalý Agathangelosðun tarihinin V.Yüzyýlda Grabar (Eski Haydili) tercümesinde Hýristiyanlýðý kabul eden Küçük Arþaklýlar Birliðindeki Elbeðlerinin, Arap çayý Aras kavuþaðý yanýndaki baþkentte yapýlan derneðe katýlmalarý anlatýrken, buraya gelen 16 Elbeði (Satrap) hanedaný temsilcisi arasýnda, Van Gölü ile Musul Bölgesi arasýndaki hanedanýn yurdu, ðKort-ukð (Kürt-ler) adý ile geçmektedir.***

Muþ bölgesinden yetiþme Ermeni rahibi Khorenliðnin 440 yýlýnda biten ðHayastam Tarihiðnde, Kürtler bölgesi, ðKort-iç-Aykhðtan kýsaltma olarak ðKortçaykhð adýyla anýlýr. Bu Khorenliðden kalma sayýlan ve Küçük Arþaklýlar çaðýndaki Eyaletler ile Sancaklarý da anlatan (sonradan eklemeler yapýldýðý anlaþýlan) Ermenice bir coðrafyada, Küçük Arþaklýlarða baðlý ðKortçaykhð (Kort-iç-Aykh) Eyaletinde 11 sancak bulunduðu belirtilerek, bunlardan þu 8ðinin adlarý verilmektedir:

1) Kortu,

2) Gortrik/Kortrik,

3) Ardovan,

4) (þimdi Bitlisðte ðMotkýð diye anýlan Kürmanç boyunda hatýrasý yaþayan)Motogan,

5) (üteden beri Siirt-Diyarbakýr arasýndaki ðBeþirið Ýlçesinde hatýralarý kalan, Beþiran adlý çoðu Yezidi Kürmanç boyu ile ilgili) Bsiran,

6) (Ortaçað süryanice kaynaklarýnda, ðBa-Kardað/Karda Adasý denilen Cizre Cezire bölgesindeki)Gart-üni (Gart Hanedaný),

7) (Bir adaþý Kara baðda ve Aras Solundaki Sancakta bulunan ve köy adlarýnda da görülen) Cahuk/Cahak,

8) (Yukarý Zap suyu boyunda Hakkariðnin bugünkü merkezi üölemerikðin doðu kuzeyinde) Küçük Albak/Alpak.

üteki üç Kürtler Sancaðý adýný da, baþka Küçük Arþaklý kaynaklarýndan ve Ermenice eserlerden bulabiliyoruz ki, þunlardýr:

9) (Vanðýn Baþkale yerindeki)Büyük Albak/Aplak,

10) (Hakkari Merkez Ýlçesi yerindeki) Culamer (üölemerik) ve

11) (Hakkari güneyinde Süryanice kaynaklarda ðTamurayeð denilen) Damoris,

Bunlardan 8. ve 9. sancaklara ad veren ðAlbak/Alpakð(Alp-lar) boyunun adaþlarý ve daha kalabalýk kolu, Kuzey Azerbaycanðýn þirvan kesiminde ve Daðýstanðdaki ðAlbanð (Alb/Alp-lar) uruðudur. Dede Korkut Oðuz namelerinde, Oðuz elbeðlerine ðgazið ve ðulu kahramanð anlamýna hep ðAlpð denildiðini biliyoruz.

Dicle Kürtlerinin birer Sancaðýna ad veren ve Aras Irmaðý kuzeyindeki Sakalar ülkesinde de görülen ðCahuk/Cahakð ile ðAlbak/Albanð gibi iki adaþ boydaþlarýndan baþka; 823ðte ölen ünlü Arap müellifi ðFütuh-üþ þamðý yazan Vakýdiðden beri, Dicle Kürtleri bölgesindeki 24 oymaklý ðHakkarið gibi, öteden beri bir ilimizde de adý yaþayan boyun ana kolunun, Aras kuzeyinde ve Kara baðda Berküþad ýrmaðý boyundaki ðAkarý/Hakarýð bölgesinde yaþadýðýný ve 1593 Osmanlý Tahririnden buraya ðHakari Sancaðýð dendiðini biliyoruz. Amasyaðda yatan Azerbaycanlý son büyük mutasavvýf þair Mir-Nigariðnin, H.1304ðte Ýstanbulðda ve sonra eklemelerle Tiflisðte basýlan Türkçe Divanýnda, Kara baðdaki ðHakari Irmaðýð adý, sýk sýk anýlmaktadýr.

226ðda I.Ardeþirðin ðHeftan Bokhtð bölgesini savaþla zaptý üzerine Dicle Kürtleri, Ateþ tapýcý Sasanlý Ýran istilasýna uðradý. Küçük Arþaklýlar, bundan ancak 60 yýl sonra ve Romalýlarýn yardýmlarý ile 287ðde yeniden ülkelerine sahip olurken, Kürtler Bölgesini de geri alabildiler. III: Tiridat Hanðýn resmen Hýristiyanlýðý benimsemesiyle 305-310 yýllarýnda bu yeni dini kabul eden Kürtler, daha eski dine (Güneþ, Ay ve Atalar Ruhuðna tapmaya) baðlý kiþiler hayatta ve Hýristiyanlýk iyice köklenmemiþken, 337 yýlýnda yeniden ateþ tapýcý Ýranlýlarýn istilasý altýnda kaldýlar. Ýranlýlarýn Dicle Kürtleri yurdunu istila ile, buralara garnizon yerleþtirip onlarý tesirleri altýnda býrakmalarý, Hazreti ümer çaðýnda Ýslamlarðýn 642ðde Sasanlýlarðý yýkmasýna kadar, 300 yýldan çok uzun sürdü. üç yüz yýl boyunca Ateþ tapan Ýranlýlarýn baskýlý idaresi altýnda yaþayan ve soydaþ Hýristiyan Arþaklý/Oðuzlarýn, Ateþ tapýcýlýðý yaymak ve benimsetmek isteyen Sasanlýlarðla yaptýklarý kutlu dini ve milli savaþlarýna da kalma fýrsatýný bulamayan Kürtler, bu çaðda iki tesir altýnda kalarak, milli din ve dillerinden bir çok kayýplar verdiler:

a) Ateþ tapan Ýranlýlardan Farsça ðTanrýð anlamýndaki ðÝzdð deyiminden adýný alan ðYezidilikð mezhebini öðrendiler; birçok Kürt boy ve oymaklarý Yezidi oldu. Bunlarýn kalýntýlarý, bugün de Türkiye ile Irak topraklarýnda (ve 1918ðde Türkiyeðden 22 köy halký Gigorðdan Erevanða kaçarak) yaþamakta olup, Ýslam adlarý taþýmalarýna raðmen, ðMelek Tavusð dedikleri þeytana (Ehrimen) tapýnmada devam etmektedirler.

b) Dicle Kürtlerinin Sakalar çaðýndan kalma ve Oðuzca olan dillerine, baþta sayýlar ve çarþý-Pazar sözleri olmak üzere, birçok Farsça kelimeler ve deyimler girdi. Bu yüzden zamanla Kürmanç dili, Türkçe-Farsça ve Ýslamlýðýn tesiriyle Arapça, hatta komþularýn Süryanice ve Ermenice karmasý bir folklor dili haline geldi.

Ýslamlýðýn yayýlýþýndan önceki Ateþ tapýcý Sasanlý Ýranlýlarýn 300 yýllýk boðucu tesirlerinin izlerini seçemeyen ve tarih ile dilbilgisinden yoksun bir takým aydýn geçinen Kürtler de, yabancý yayýn ve propagandalarýna kapýlarak, Kürtlerin bir ðÝran dilið konuþtuklarýný sanýrlar. Halbuki, biraz dikkatle incelendiðinde, bugün bile Dicle Kürtleri aðýzlarýnda, binlerce Oðuz Türkçeðsi sözlerinden baþka, sesler ve söyleyiþ hususiyetleri de, Oðuzlardakinin ayný olarak devam ettiði görülmektedir. Bu bakýmdan, Dicle Kürtleri/Kürmançlar, Batý Türkistanðdaki Taciklerden daha çok, ýrk özellikleri gibi, dilleriyle de Oðuz Türklerinden olduklarýný gösterirler. Bu arz ettiðimiz hususlara, birer birer ve kýsaca iþaret edelim.

Bendeniz, alýþ-veriþ konuþmasý Kürtçeðyi, 1943-1944ðteki ikinci askerliðim sýrasýnda Topçu Teðmeni ve Kantin Subayý iken, Kars Kaðýzman arasýnda Aladaððdaki çadýrlý ordugahýmýzda öðrendim.Sonradan, basýlý þu dört sözlük ile türlü aðýzlardan da derlemeler yaptým:

1) 1879ðda Petersburgðda basýlan ðKürtçe-Fransýzcað etimoloji sözlüðü,

2) Mutki Kaymakamý Siirtli Yusuf Ziyaeddin Halidi Paþanýn, 1892ðde Ýstanbulðda ðHediyyetðül Hamiddiyyeð adý ile basýlan ðKürtçe-Arapçað sözlüðü,

3) Ve 4) 1954 ile 1960ðta Sovyet Ýlimler Akademisince Moskovaðda bastýrýlan ðKürtçe-Rusçað iki ferheng.

Gerek arz edilen basýlý bu 4 sözlükten, gerekse halk arasýndan derlediðimiz sözler, 900 yýl önce Kaþgarlý Mahmutðun ðDivanü Lügaatðit Türkðte tanýttýðý ve süregelen Oðuzlar diline uygun olup, Oðuzluðun bütün özellikleriyle Kürtlerde yaþaya geldiðini, apaçýk göstermektedir. Türk Dil Kurumuðnun aylýk dergisi ðTürk Diliðnin 1963 Haziran tarihli141. sayýsýnda çýkan ðKürtlerde de Oðuzcanýn Ýzleri ve Aileye Ait Sözlerð adlý makalemizde, bunlardan dördüne, örnekler de vererek iþaret etmiþtik. þimdi bunlarý kýsaca görelim.

B) Kürtlerde, Oðuzcaðnýn Ýzlerinden Beþ üzellik :

1- Kaþgarlýðnýn belirttiði gibi, Türk dilindeki 9 sesli ve öteki sessiz harflerin deðerleri, Kürtlerde de vardýr. Türkçeðde olmayan sesler, Kürtlerde de yoktur. Arapçaðdaki : ayn, dat, th, zel, boðazdan gelen kalýn h gibi sesler bulunmaz.

2- Kaþgarlý diyor ki, Oðuzlar ile Kýpçaklar, kelime baþlarýndaki Y seslerini yutarak konuþurlar. Oðuzlar gibi Kürtler de, bu özelliði yaþata geldiklerinden: Egit/igit (yiðit), éngi (yengi/yeni), ém (yem), epraklý (yaprak), émiþ (yemiþ), oldaþ (yoldaþ), onçe/once (yonca), urt(yurt), ilan (yýlan), élek (yelek) biçiminde konuþurlar.

3- Yine Kaþgarlý diyor ki: Oðuzlar, bazen kelime baþlarýna KH sesini katarak söylediklerinden, benim atamýn beð/kumandan anlamýndaki unvaný olan Arapça ðAmirði de, ðKhamirð biçiminde söylerler.

Biz, ðlisan-i Oguzanð ile yazýldýðý belirtilen Dede Korkut Kitabýnda ve 1515ðte Diyarbekir Eyaleti merkezi olan ðAmidð þehrinin, Osmanlýlara geçiþini anlatan Türkçe ve Farsça kaynaklarda, buraya ðHamýdð (bazen: ðKara Hamidð) denilerek baþa bir ðHð sesi eklenmiþtir. Kür-Aras/ Aran Kürtleri bahsinde de gördüðümüz gibi,1150 yýllarýnda Hýristiyan Kürtlerinden Kolu uzun oðullarýnýn mensup bulunduðu boy, ðKhél-Babýrakanð (Býbýrgil Eli) adýyla tanýnýyordu ve bu addaki Oðuz Türkçeðsiyle ðélð deyimi, baþýna bir ðKHð sesi eklenerek ðKhélð biçiminde söylenmiþtir. Bugün Kürmanç Kürtleri de, oymaklar ve göçebeler birliðine ðkhélð ve çokluk biçimiyle ðkhélatð demektedirler. Yine Dicle Kürtleri ile komþularý Türkmenler, komþu bölgeler ile kendi yaþadýklarý yerlerdeki coðrafya adlarý baþýna da bir ðK/G/KH/Hð gibi ayný çýkaktan gelen ses eklemiþlerdir. Ortaçaðdaki ünlü ve para da kesilmiþ olan Siirt bölgesinde bulunan ðArzanð þehri çevresi ve buradan geçen çaya, ðGarzanð; Diyarbekir bölgesindeki ðAtakð kalesine ðHatak/Hatakhð (Ýb-nülesirðde Arapçaðya göre þedde ile ðHattakhð); ðAdaviyye Tarikatýðnýn kurucusu olup 1162ðde ölen ve Yezidi Kürtlerce Tanrýlýk derecesinde tutulan ünlü Arap þeyhi ðAdið ye ðHadið (ðþeref nameðde), Kara bað ile Van gölü güneyindeki iki ayrý ve boydaþ Saka Boyundan kalma ðAkarýðya, her iki bölgede de ðHakkarið; Van Gölünde Erciþ güneyindeki adanýn eski belgelerde ðAdýrð diye geçen adýna, ðKadýr/Gadýr Adasýð denilmesi, hep bu eski Oðuzluktan gelen dil özelliði yüzündendir.

Bu uðurda, Kürtlerdeki sözlerden, daha birçok örnekler sayýlabilir.

Göktürklerde, koruyucu bir Tanrý adý olarak geçen ðOmayða, bütün Zazalar, ðAllah, Tek Ulu Tanrýð anlamýna, ðHomayð derler. Hatta 1950ðden az sonraki büyük Kore savaþýnda bizim tugaydaki Bingöl, Tunceli, Erzincan ve Zaralý Mehmetçiklerin, süngü hücumunda daha çok heyecan duyarak coþtuklarý için, ðAllah, Allah!ð diye çaðýracak yerde, ðHomay, Homayð sadalarý ile düþmaný tepelemiþ olduklarý, tevatürle söylenir. Kürtler, Oðuzluklarýndan gelen dil özelliklerine uyarak, þu sözlerin baþýna da ðKH/G/Hð sesi ekleyerek söylerler : Türkçe gur (urý/oðul), govant (uvant/düzgün), kharkh (arýk/ark), hogeç (ögeç), huda/hude (oda), hedik (edik/çizme), Farsçaðdan hewriþim (ipek anlamýna ðibriþimð), hesp (esb/at), hindik (endez/az), hasand (kolay anlamýna ðasanð); Arapçaðdan Kheli (erkek adý Ali), Kheziz (erkek adý Aziz), haðýkh (akik taþý), hücret (ücret). Kuzey Iraktaki ðErbilð þehri adý da, Türkmenlerdeki gibi ðBð sesi ðWðye çevrilerek ve ilk hecedeki ðRð de ikinciye aktarýlarak ðHewrilð biçiminde söylenir.

4- 900 yýl önce Kaþgarlý, Oðuzlar ile onlarla kardeþ sayýlan Kýpçak Türkleriðnin, K sesini KHðya çevirerek, Kalaç uruðuna Khalaç, kýz yerine ðkhýzð ne ðnerdeð anlamýndaki ðkhandað dediklerini, örnek olarak anlatýr.Biz, Oðuz aðzýnýn özelliðinden gelen bu gibi söyleyiþin bol örneklerini, Azerbaycan ile Türkiye köylülerinde olduðu gibi, Kürtlerde de çok görmekteyiz. Kürtler de, Kalaçlar anlamýna ðKhacalanð, tüylü-köpek anlamýndaki barakða ðberekhð, bukaðýðya ðbukhavið, kalýnða ðkhalýnð, yaylak yerine ðyeylakhð derler. Bu özellik yüzünden Arapça vaktða ðvakhitð, aklða ðakhýlð, erzakða ðerzakhð ve Farsça çartakða ðçerdakhð diyerek, ðKðlarý ðKHð sesine çevirmede, Oðuzluktan gelme özelliklerini belirtirler.

5- Yine Kaþgarlý diyor ki, Türkçeðde Arapçaðda olduðu gibi, þedde yani bir sesi ikiz olarak söyleme yoktur. Bu yüzdendir ki, halkýmýz, sevgili Ýslam Peygamberiðnin adýný taþýyan erkek çocuða, Muhammet yerine Mehmet, hatta eski Türkçeðde H bulunmamasý yüzünden, bunu orta ve son hecelerde söylemenin Türk aðzýnca güçlüðünden, Memet demektedir.Bunun gibi, Arapçaðdan dilimize giren þeddeli sözler de, bir sesli olarak söylenir görmekteyiz: hamal (hammal), kuvat (kuvvet), hümbet (mimmet) gibi. Kürtler de, Oðuzluklarýndan gelen Türkçeðnin bu özelliklerine uyarak, kullandýklarý Arapçaðdan gelme sözleri, adeta tanýnmaz hale sokarlar : Ala (Allah, Awdýla,Abdullah),bakal (bakkaal), Cenet (Cennet), Cenem (Cehennem), celat (cellad), Meke (Mekke), mudet (müddet), sýnet (sünnet).... gibi

Doðu Türkistanðýn Kaþgar þehrinde doðup büyüyen Mahmud gibi ilk büyük Türk Dil Bilgininin 900 yýl önce iþaret edip, örnekler verdiði Oðuz aðzý Türkçeðsinin beþ özelliðinin, öteden beri Dicle Kürtleri arasýnda da yaþadýðýný gösteren misallerimizi çoðaltmak mümkündür. Halbuki, ðKürtleri Aryanilerden ve Ýranlý soyundanð gösteren yabancýlar ile bunlara uyan anadili Kürtçe olan aydýn geçinenler, bizim Kaþgarlýðdan alarak örneklerini sunduðumuz Oðuz aðzýnýn su beþ özelliðinin, Kürtlerde /Kürmançlarðda olduðu gibi, Aryani ve Ýran/Fars dillerinde de bulunduðunu, misallerle gösteremezler.


C)
Yenisey ile Göktürk Yazýtlarýndaki ND/NT ve Nü sesleri, Kürtlerde de kullanýlýyor :


Ýslamlýktan önceleri Yenisey Irmaðý baþlarýnda yaþayan Altý Oðuz, Kürt ve daha baþka adlarla anýlan Türk uruklarýnýn kullandýðý ðYenisey Yazýsýð ile, bunun daha sonraki biçimleriyle yazýlý 734 yýlýndan kalma ðOrkun/ Göktürk Yazýsýnðnda, Türk diline mahsus deðiþik ikiz sesi gösteren ve orta ile son hecelerde kullanýlan iki harfin deðerini, Oðuz aðýzlarýndaki gibi Kürtlerde de görmekteyiz. Yenisey ile Orkun alfabelerindeki ............... harfi ND/NT ve ........... veya............ harfi de Nü sesini gösterir. Bu çifte sesleri söylemeye alýþýk olan Türk halký, 900 yýl önce Kaþgarlýðnýn, aslýnda tek sesli olduðunu belirttiði þu Türkçe sözleri bile, bunlara uydurup söylemektedir : kýlýnç (kýlýç), künç (küç , Diyarbakýr ile çevresinde ðküncüð, Erzurum-Kars ile Genceðde ðküncütð denilen susam), Ýstanbul aðzýna bile yerleþmiþ olan tunç (tuç).

ðütü-kenð (Göktürklerin baþkenti), ðTer-kenð (þaþ da denilen þehir) gibi Orta Asya doðusundaki Türk þehir adlarý sonunda bulunup, ðþehir,kasabað anlamýna gelen ðKenð deyimini, Orta Asya batýsýnda ve Oðuzlar bölgesinde ðKent/Kendð (veya ðSemer-kandð adýndaki gibi ðKandð) biçiminde ðNð sesi, ðND/NTðye çevrilmiþ olarak görmekteyiz. Bunun gibi, tarihte ðAtalyað olarak geçen Akdeniz þehrimize, çevresindeki Teke Türkmenlerinin aðzý ile, öteden beri yazýda da ðAntalyað demekteyiz.

Aslýnda tek olan ðTð veya ðNð seslerini ðND/NTð ye ve ðC/üð sesini de NC/Nüð sesine çevirmeyi, Oðuzlardan olan Kürtlerde de görmekteyiz. Tarihlerde ðAtak/Hatak/Hatakhð diye anýlan ve Diyarbakýr yakýnýnda (bugün Liceðde bir köyde) bulunan kaleye, çevresindeki Kürtler, ðAntak/Antakhð demektedirler. Bu yüzden Lice Merkez bucaðýna baðlý bulunan bu köye, harita ve yazýlarýmýzda resmen de ðAntakð denilmiþtir. Dicle Kürtlerinin kendi dillerindeki Türkçe öz adlarý, ðKür-maçð (çok yiðit, pehlivan, küreþ/güreþçi anlamýna) olarak 1597ðde biten ðþeref nameðnin, müellif yazmasýnda anýldýðý halde, öteden beri bu da ðNüðyi söyleme geleneðine uyularak, ðKür-mançð (Kýrmanç/Gýrmanc) biçiminde söylenmektedir. Roma ve Bizans kaynaklarýnda, ðPinikð ve Ýbnülesir ile ðþeref nameðde ðFinikð diye anýlan Siirdðin Eruh bucaðýndaki kaleye, çevresindeki Kürtler, Findik/Fýndýklý dediklerinden, resmi yazý ve haritalarýmýzda da ðFýndýkð diye yazýlmýþtýr.

NC/Nü ve ND/NT seslerinin Kürtlerce, eski Oðuz dilinden gelme özelliðine uyularak nasýl türetildiðini, þu örneklerde de görmekteyiz:

Türkçe : amaç (amanç), ermeç (ufuk,gaye), ermenç/ermanç, dilmaç/dilmanç, týkaç,tekhanç,giriþ girinç/girinþ, kaz / kanz ; Arapçaðdan geçme sözlerden derence/tirince (derece), falinç (falic), fend (fen), fýrsant (fursat) ; Türkçe sözlerden khalýn/khalýnd (kýz baþlýðý ðkalýnð), kantýr (katýr); Farsçaðdan hasand/hasant (asan).