DÝYALOGCU NURCULAR VE üSTADLARI

Diyalogcu nurcular, T. üçal, Y. Kapusuz ve S.Yüksek gibi yerli "nurcu papaz" (Bkz. Milliyet, 15 Aralýk 2001; Zaman, 1 Nisan 2005) ve pastörlerle olan iliþki ve destekleriyle AB süresinde Türk Milletiðnin Hýristiyanlaþtýrýlmasýna, en azýndan "Ilýmlý" laþtýrýlmasýna katkýda bulunmuyorlar sadece... Ayný zamanda AB ve ABDðnin 50ð60 yýllýk planý olarak "Ekümenik Patriklik" sevdalýsý Fener papazýna "yerli muhafazakar zýrh" olmayý uzun süreden beri sürdürüyorlar.

Tevarüs eden Amerikancý misyon
Son dönemin "diyalogcu nurcularý"nýn bu "ekümenik misyon"u ve "ABD planýna taþeronluk hizmeti" son çeyrek asýrla sýnýrlý deðildir. Bu baðlamda günümüzün diyalogcu nurcularý, sarmaþ dolaþ pozlar vermek ve Ramazan sofralarýnda iftar dualarý yaptýrmak suretiyle "ekümenik sevdalý Patrik Bartho"yu milletimizin nezdinde meþrulaþtýrma ve ABDðnin planýna taþeronluk yapma vazifesini Garibüzzaman Said Kürdiðden devralmýþlardýr.

Ýslam medeniyetinde hiç rastlanmamýþ biçimde "Hýristiyan þehit" gibi Haçlý itikadý hükümleri üreten ve bunu Ýslam itikadý imiþ gibi risaleler yoluyla pazarlayan Garibüzzaman Said Efendiðnin (Bkz. Bkz. Kastamonu Lahikasý, s. 75), risalelerini kaleme aldýðýnda birer nüshasýný Papa XII. Pieðye gönderdiði, Papaðnýn da buna mukabele ettiði gözden kaçmamalýdýr (Bkz. Küresel Barýþa Doðru, Gazeteciler ve Yazarlar vakfý yay. s 131; Köprü, s. 2, Kasým 1997, s. 110ð116).

Garibüzzaman, ekümenik papazla sarmaþ dolaþ
Bu arada 1950ðli yýllarda Garibüzzaman Saidði Nursiðnin sürpriz biçimde Fener semtinde ikamet etmesi sebebiyle, Rum Patrik Athenagoras ile görüþmelerini sürdürmesi de önemli köþe taþlarýdýr (Bkz. Küresel Barýþa Doðru, Gazeteciler ve Yazarlar vakfý yay. s 131; Köprü, s. 2, Kasým 1997, s. 110ð116).
Cumhuriyet döneminin "ABDðden ithal ilk ekümenik sevdalýsý" papaz Athenagorasðýn sicili ile Garibüzzaman Said Kürdiðnin dostluklarý, "nurculuðun ne idüðü"nü kavramak hususunda çok önemli bir foyametredir.

Patrik ve Garibüzzaman Kuvay-i Milliyeðye karþý
Ne ilginçtir ki; günümüzün diyalogcu nurcularý, Kuvayðý Milliyeðyi çetecilik olarak nitelendirerek rahatsýzlýklarýný ifade ederlerken, Milli Mücadele yýllarýnda Fener Rum Patrikhanesi de Kuvayðý Milliye hareketini barbarlýk olarak niteliyordu. (Bkz. Erol Cihangir, Papa Eftimðin Muhtýralarý ve Baðýmsýz TürkðOrtodoks Patrikhanesi, Turan Yay. Ýstanbul, 1996, s.5; Mesut üapa, Pontus Meselesi / Trabzon ve Giresunðda Milli Mücadele, TKAE Yay. Ankara, 1993, s.38).

Yine ne tesadüf ki, Ýngilizler tarafýndan kurdurulan ve yönetim kurulunda Garibüzzaman Saidði Kürdiðnin de bulunduðu zamanýn Cemiyetði Müderrisin namlý Tealði Ýslam Cemiyeti, 26 Eylül 1919ðda Ýkdam gazetesinde "fetva ilanatý" yayýnlayarak, Türk milletini Kuvayðý Milliyeðye destek vermemeye, hatta "hain, eþkýya, katil canavarlar ve lanetlik" ilan ettikleri M. Kemal Atatürk önderliðindeki Kuvayðý Milliye kadrosuna karþý mücadele etmeye çaðýrýyor, kesinlikle Ýngiliz ve Yunanlýlara karþý gelinmemesini tavsiye ediyordu (Bkz. Ýkdam gazetesi, 26 Eylül 1919; Yücel üzkaya ðUlusal Baðýmsýzlýk Savaþý Boyunca Yararlý ve Zararlý Derneklerð, Atatürk Araþtýrma Merkezi, Cilt IV, Sayý 10, (Kasým 1987); Genelkurmay Baþkanlýðý Askeri Tarih ve Stratejik Etüd (ATESE) Arþivi, Klasör 86, Dosya 144 (1318), Fihrist 240; M. Latif, Yeni Asya gazetesi, 11 Mayýs 2005).

Garibüzzamanðýn Ýngiliz patentli fetvasýný örtmek isteyen Yeni Asya grubu, "Bediüzzaman bu cemiyetin ðsadeð bir üyesidir" (M. Latif, 11 Mayýs 2005, Y. Asya) deseler de; muteber tarihçilerden Tarýk Zafer Tunaya, adeta tarihe not düþercesine "26 Eylül 1919ðda bu cemiyet, (Teali Ýslamðýn ilk adý olan Cemiyetði Müderrisin) Ýkdam gazetesinde, Anadolu hareketi aleyhinde ilk beyannamesini, daha sonra ikinci ve üçüncüsünü yayýnlamýþtýr. Ýlk yönetim kurulunda Mustafa Sabri (Baþkan), Ýskilipli Mehmet Atýf (Ýkinci baþkan), Saidði Kürdi (Ýttihadðý Muhammediye önderi olarak) bulunuyorlardý" (T. Zafer Tunaya, Türkiyeðde Siyasi Partiler, c. II, s. 384ð396) tespitini yapýyor.

Diyalogcu nurcularýn "milli duruþ"a ve Kuvayðý Milliyeðya karþý oluþlarý, sadece günümüzün AB sürecinin gereði veya konjonktürel bir tavýr deðil, bilakis üstatlarý Garibüzzamanðdan devraldýklarý bir mandacýlýk mirasýdýr.

Said Nursiðye göre Patrik Athenagoras gizli Müslümanmýþ

Garibüzzaman Said Kürdiðnin baðrýna bastýðý ve hatta "gizli Müslüman" diye (M. Ýsmail Tezer, Mehmet Emin Birinci ile ropartaj Yeni Asya, 23 Mart 2005,; Abdülkadir Badýllý, Bediüzzaman Said Nursi: Mufassal Tarihçeði Hayatý, Ýstanbul 1990, C.2, s. 1479.) etrafa yayýp temize çýkartmaya çalýþtýðý 1950ðlerin Ekümenik sevdalý Fener Patriði Athenagorasðýn sicili, Ekümenik sevdalý Patrik Bartholomeusðla sarmaþ dolaþ olan günümüzün diyalogcu nurcularýnýn da kimliðini ortaya çýkartmasý baðlamýnda önemli bir iþarettir.

Patrik Athenagoras Rum çetesinin baþý

Patrik Athenagoras, Milli Mücadele yýllarýnda Anadoluðdaki Rum azýnlýklarý kýþkýrtmak üzere kurulan Mavri Mira teþkilatýnýn kurucusudur (Bkz. M. Kemal Atatürk, NUTUK, Vesika 1, Erzurum / 22 Aðustos 1919). Athenagoras, yetkisi olmadýðý halde kendisini "Konstantinopolis Ekümenik Patriði " ilan etme cüretinde bulunmuþtur (Bkz. Doç. Dr. M. Süreyya þahin, Fener Patrikhanesi ve Türkiye, ütüken Neþriyat, Ýstanbul 1996, s.309). Time ve Fortune dergileri, Kýbrýs meselesinde EOKA katilleriyle iþbirliði yapmýþ baþ tahrikçinin Patrik Athenagoras olduðunu, Makarios ve beraber çalýþtýðý papazlarýn Patrik Athenagorasða baðlý bulunduðunu, dolayýsýyla ondan emir aldýklarýný ilan etmiþlerdir. (Doç. Dr. M. Süreyya þahin, Fener Patrikhanesi ve Türkiye, Sonuç böl. ütüken Neþriyat, Ýstanbul 1996).

ABD Baþkaný Trumanðýn talimatýyla Patrik olan çetebaþý

Athenagorasðýn vaziyetini eski diplomat Oðuz Gökmenðden ve Necip Fazýlðdan dinleyelim:

Savaþ sonrasýnda ABD, New York Metropoliti Athenagorasðý Patrik yapmak istiyordu. Amerikalýlar, 1948ðde "Rus yanlýsý" olarak gördükleri Patrik Maksimosðun görevinden alýnýp yerine Athenegorasðin getirilmesi için yoðun bir faaliyet içine girdi. Maksimosðun sunduðu bazý þartlar kabul edildi ve 18 Ekim 1948ðde istifa etmesi saðlandý. Amerikaðdayken Fener Rum Patrikliðiðne seçilen Athenegoras, Amerikaðdan Baþkan Trumanðýn özel uçaðýyla 26 Ocak 1949 günü Ýstanbulða geldi ve ertesi gün merasimle taç giydi. Ýsmet Paþa olumlu, Büyükelçimiz eski Dýþiþleri Bakaný Numan Menemencioðlu da bence haklý nedenlerle bu iþe karþý çýkýyordu. Sonunda Ýsmet Paþanýn dediði oldu. Türk vatandaþý olmadýðý için Patrik olmasý Lozan anlaþmasýna göre mümkün olmayan ABD vatandaþý Athenegoras, Baþkan Trumanðýn Ýnönüðden özel talebi üzerine bir gecede ðfevkalade telsikð yoluyla Türk vatandaþlýðýna kabul edildi. Daha sonralarý Dýþiþleri Bakaný olan Ýhsan Sabri üaðlayangil, Emniyette pasaport iþleri yapýyordu. Ona demiþler ki: "Bu iþi hallet. Athenagorasðý Türk uyruklu göster". üaðlayangil de kitabýna uydurmak için "Bu adam vaktiyle Selanikðte doðmuþ olsun. Selanik de önceden Türk topraðýydý" þeklinde bir kimlik ve köken ihdas etti. Neticede Athenagoras, Fenerðe Patrik oluverdi.
Yetinmedi tabii; Fener, Patriðe dar geliyor, Eyüp nahiyesinin tamamýný istiyordu. Heybeliada Ruhban Okulunun açýlmasýnda da ýsrarlý idi (Oðuz Gökmen, Türkiye, 24 Temmuz 2005; Akþam, Patrikhaneye ithal ruhban, 4 Mart 2004; Necip Fazý, Büyük Doðu, ürdeklerden bir filo / Bir de Kazdan amiral).

Athenagorasðý hazmettirme iþini Garibüzzaman üstlendi

Türk vatandaþý olmayan, Milli Mücadele yýllarýnda Rum azýnlýðý kýþkýrtmak üzere Mavri Mira derneðini kuran, Kýbrýsðta EOKAðcý katillerin baþ tahrikçisi olan bir Amerikan vatandaþýnýn trumanðýn bir gece yarýsý "özel talep"iyle Fenerðe Patrik yapýlmasý elbette hazmedilecek türden bir iþ deðildi.

Topluma ve üst düzey muhafakar çevrelere "Athenagorasðýn bir gece ansýzýn Patrik yapýlmasýný hazzettirme iþi"ni ise Garibüzzaman üstlenmiþti. Derhal Fenerðe kapaðý atan Garibüzzamanða göre Athenagoras, tam bir "gizli Müslüman"dý. üyle tepki verilecek bir adam deðil, bilakis baþtacý yapýlmasý gereken bir papazdý (Bkz. M. Ýsmail Tezer, Mehmet Emin Birinci ile ropartaj Yeni Asya, 23 Mart 2005,; Abdülkadir Badýllý, Bediüzzaman Said Nursi: Mufassal Tarihçeði Hayatý, Ýstanbul 1990, C.2, s. 1479).

Bakýn þu Garibüzzaman masalýna: Papaz Müslümanmýþ

Garibüzzamanðýn talebesi Muhsinðin anlattýklarýna kulak verin Allah aþkýna, din namýna dönen dolaplara bakýnð

"Birgün yine Muhsinðle üstadýn yanýna geldiðimizde görüþürken farklý bir haletði Ruhiye hissettim, merak ettim ve sordum. üstad Hazretleri o gün Fener Patrikhanesine giderek Patrik Athenagorasðý ziyaret etmiþ ve ziyaret esnasýnda kendisine hitaben, ðSiz Kurðanðý Allahðýn kitabý, Hz. Peygamberi de peygamber kabul etseniz ve Hýristiyanlýðýn da dini hakikisiyle amel etseniz ehlði necat olacaksýnýzð demiþ. O da ðBen kabul ediyorumð diye cevap vermiþ. üstad tekrar ðDünyadaki diðer ruhani reisler de kabul ediyorlar mý?ð diye sormuþ. O, ðOnlar kabul etmiyorlarð demiþ. üstad kendisini gayet hürmetle karþýlamýþ olduklarýný söyledi" (Bkz. M. Ýsmail Tezer, Mehmet Emin Birinci ile ropartaj Yeni Asya, 23 Mart 2005,; Abdülkadir Badýllý, Bediüzzaman Said Nursi: Mufassal Tarihçeði Hayatý, Ýstanbul 1990, C.2, s. 1479.)

þimdi siz, imani ve tarihi deðerlendirmenizi yapýp kalbi hükmünüzü verin...

1950ðlerde ABDðnin bir gece yarýsý özel uçakla gönderip Fenerðe ekümenik Patrik tayin ettirdiðinde onunla sarmaþ dolaþ olan ve onu tezkiye etme misyonu üstlenen Garibüzzaman ile bugün ayný Amerikan zýrhlý ekümenik sevdalý Bartholomeusðla sarmaþ dolaþ haldeki diyalogcu nurcularýn ve Amerikaðda mukim Rabbin aciz kulunun "ayný eksendeki" hizmetleri neye delalet eder?

Bu tarihi gerçekler, þifre kýrmak ve kimin ne olduðunu tanýmak için yeter de artar bileð

Dahasý var; onlarý da "Dinlerarasý Diyalog Misyonerleri" kitabýmdan okursunuz inþallah.

Mehmet Emin KOü 17.12.2005
http://www.yenimesaj.com.tr/index.ph...ih=2005-12-22#