SU RAPORU

TüRKÝYE SANILDIÐI GÝBÝ SU ZENGÝNÝ BÝR üLKE DEÐÝLð AKSÝNE ðSU SIKINTISI üEKEN üLKELERð KATEGORÝSÝNDE YER ALIYOR.

DÝEðYE GüRE TüRKÝYEðNÝN NüFUSU 2030ðDA 100 MÝLYONA ULAþACAK VE TüRKÝYE ðSU FAKÝRÝð BÝR üLKE OLACAK.

BÝRLEþMÝþ MÝLLETLER RAPORUNA GüRE, 2025 YILINDA TüRKÝYE SU SIKINTISI YAþAYACAK. ORTADOÐU 2040 YILINDA SU SAVAþLARINA GEBE

ORTADOÐUðNUN GüZü TüRKÝYEðNÝN SUYUNDA

DüNYA NüFUSUNUN DüRTTE BÝRÝ SU SORUNU YAþIYOR. HER YIL 25 MÝLYON ÝNSAN TEMÝZ SUDAN MAHRUM KALDIÐI ÝüÝN HASTALANARAK üLüYOR.

AYGüN: AB SUYUMUZU BULANDIRMAYA üALIþIYOR. ÝLERLEME RAPORUNDA GAPðTAKÝ BARAJLAR ÝLE FIRAT VE DÝCLEðNÝN ULUSLARARASI YüNETÝME BIRAKILMASI DÝLLENDÝRÝLÝYOR.

Dünyadaki hýzlý nüfus artýþý nedeniyle miktarý giderek azalan su, petrolden daha deðerli hale geldi. üünkü petrolün alternatifleri var ama suyun yokðSu bakýmýndan yoksul ülkeler açýsýndan tehlike çanlarý çalýyor.

Ankara Ticaret Odasý (ATO)ðnýn hazýrladýðý su raporu Türkiyeðnin sanýlanýn aksine bir su cenneti olmadýðýný ortaya koydu.

TüRKÝYE SU ZENGÝNÝ DEÐÝL
Birleþmiþ Milletler tarafýndan hazýrlanan ðGelecek Ýçin Tatlý Su 2003ð raporuna göre, Türkiye 2025 yýlýnda ciddi bir su sýkýntýsý çekecek.

Devlet Su Ýþleri Genel Müdürlüðüðnün verileri de Birleþmiþ Milletlerðin raporunu doðruluyor. Kiþi baþýna düþen kullanýlabilir su miktarý yýllýk 1.642 metreküp olan Türkiye, uluslararasý ölçütlere göre ðsu sýkýntýsý çeken ülkelerð kategorisinde yer alýyor.

Devlet Ýstatistik Enstitüsü 2030 yýlýnda Türkiyeðnin nüfusunun 100 milyon olacaðýný tahmin ediyor. 2030ðda kiþi baþýna yýllýk su miktarýnýn 1.000 metreküpün altýna düþmesi ve Türkiyeðnin ðsu fakirið bir ülke haline gelmesinden endiþe ediliyor.

Türkiyeðnin yýllýk ortalama akarsu potansiyeli 186 milyar metreküp civarýndað Ek olarak 10 milyar metreküp de yeraltý suyu bulunuyor. Türkiye 186 milyar metreküp suyun ancak 95 milyar metreküpünü tüketim için kullanabiliyor.

SUYUMUZ YETERÝNCE TEMÝZ DE DEÐÝL
Türkiyeðnin tüketim için kullandýðý su yeteri kadar temiz de deðilð 3 bin 225 belediyeden sadece 223ðünde içme suyu arýtma tesisi, 112ðsinde atýk su arýtma tesisi bulunuyor. Ýçme suyu arýtma tesisi bulunmayan yerlerde sular klorlanarak vatandaþlara ulaþtýrýlýyor. Atýk su arýtma tesisinin bulunmadýðý yerlerde ise kanalizasyonlar su kaynaklarýna karýþarak toplum saðlýðýný tehdit ediyor.

Atýk suyun yüzde 55ði endüstri tesislerinden kaynaklanýyor. Ancak endüstriyel nitelikteki atýk sularýn sadece yüzde 9ðu arýtýlýyor.

Türkiye su ihtiyacýný 26 nehir havzasýndan karþýlýyor. Son 40 yýllýk dönemde bu su kaynaklarýnda hýzlý bir kirlenme yaþandýðý belirtiliyor. Meriç, Susurluk, Gediz, Sakarya gibi nehirler ve yeraltý sularýnýn hemen hepsi kirlilik sorunuyla karþý karþýyað

ORTADOÐU SU SAVAþLARINA GEBE
Rapora göre, dünyanýn su bakýmýndan en sorunlu bölgesi ðpetrol zenginið olan Ortadoðuð Ortadoðu, dünya nüfusunun yüzde 5ðini barýndýrýyor. Ancak dünyadaki temiz su kaynaklarýnýn sadece yüzde 1ði bu bölgede bulunuyor. üstelik bu kaynaðýn yüzde 90ðý sýnýr aþan sulardan oluþuyor.

Birleþmiþ Milletler, ðGelecek Ýçin Tatlý Su 2003ð raporunda, 2040 yýlýnda Ortadoðuðda ðsu savaþlarýð yaþanabileceði uyarýsýnda bulunuyor. Ortadoðuðnun su kaynaklarýný elinde tutan Türkiye ise çatýþmanýn tam odaðýnda yer alýyor.

ORTADOÐUðNUN GüZü SUYUMUZDA
Türkiye su ihtiyacýnýn yüzde 28.5ðini Fýrat, Dicle ve Asi Nehri karþýlýyor. Fýrat ve Dicle, Türkiyeðden doðup Irak ve Suriyeðden geçerek Ýran Körfeziðne dökülüyor. Asi Nehri ise Lübnan doðup Suriyeðden geçtikten sonra Türkiyeðye giriyor.

Ortadoðu için Türkiyeðnin suyu petrol kadar deðerlið Su yüzünden Ortadoðu ülkeleri ile iliþkilerimiz diken üstündeð 35 bin insanýn ölümüne ve 100 milyar dolarlýk ekonomik kayba neden olan PKK terörünün bölge ülkeleri tarafýndan desteklenmesinin en önemli nedeni de Türkiyeðnin su kaynaklarýð

Türkiyeðnin GAP Projesi ile Fýrat ve Dicleðyi kullanma seviyesinin artacak olmasý Suriye ve Irakðý kaygýlandýrýyor. GAP kapsamýnda, 22 baraj, 19 hidroelektrik santrali ve 1.7 milyon hektarlýk sulama sistemleri yapýmý öngörülüyor. Yapýmýna 35 yýl önce baþlanan projede, bugüne kadar 13 baraj, 7 hidroelektrik santrali tamamlandý. Sulama projelerinin ise yüzde 13ðü gerçekleþtirilerek 222 bin hektar alan sulamaya açýldý. GAP tamamlandýðýnda Türkiye Fýrat ve Dicleðnin yüzde 29ðunu kontrol altýna alacak.

Dicle üzerinde yapýlan baraj ve sulama projelerinden Suriyeðnin, Fýrat üzerinde yapýlan projelerden de Irakðýn etkilenmesi, bu ülkelerle çatýþma ihtimalini gündemde tutuyor.

FIRAT NEHRÝ
Türkiyeðde doðuyor. Birecik yakýnlarýnda Türkiyeðden çýkýp Suriyeðye girdikten sonra Balik ve Habur ýrmaklarý Fýratða katýlýyor. Kuzeyden güneye doðru akan Balik ve Habur ýrmaklarýnýn da gerçek kaynaðý Türkiye sýnýrlarý içindeki yer altý sularýð Bu da dikkate alýnýnca Fýrat sularýnýn yüzde 98ði Türkiyeðden kaynaklanýyor. Ancak Suriye, Balik ve Haburðun kendi ülkesinden kaynaklandýðýný iddia ediyor. Bu iddia doðru kabul edilse bile Türkiyeðnin Fýratða yaptýðý su katkýsý yüzde 89ð Suriyeðnin katkýsý ise yüzde 11ð Irak, Fýrat Nehriðne herhangi bir su katkýsý yapmýyor ancak nehrin sularýnýn yüzde 44ðlük bölümünü kullanýyor. Türkiyeðnin nehre su katkýsý yüzde 89 iken, kullandýðý oran yüzde 35ð GAP projesinin tamamlanmasý ile birlikte bu oran artacak. Suriye, yüzde 11ðlik katkýsýna karþýlýk yüzde 21 oranýnda Fýrat suyu kullanýyor. Fýrat Nehri, Ýran Körfeziðne dökülüyor.

DÝCLE NEHRÝ
Dicle de Fýrat gibi Türkiyeðde doðuyor. Türkiye sýnýrlarýný Cizre yakýnlarýnda terk ediyor. Türkiyeðden doðan Büyük Zap ile Hezi sularý, Irak içinde Dicleðye kavuþuyor. Türkiyeðnin Dicleðye su katkýsý yüzde 40, Irakðýn su katkýsý yüzde 60ð Dicle, Türkiyeðden çýktýktan sonra, Irakða girmeden, 50-60 kilometre boyunca, Türkiye ile Suriye arasýnda sýnýr oluþturuyor. Bu kýyýda Dicleðden yararlanma imkanýný elde eden Suriyeðnin Dicleðye su katkýsý hiç yok.

ASÝ NEHRÝ
Lübnanðdan doðan Asi Nehri, önce Suriyeðye, sonra da Türkiye topraklarýna giriyor. Hatayðda Karasu ve Afrin sularýyla beslenen 287 kilometre uzunluðundaki Asi Nehriðnin 40 kilometresi Lübnan, 159 kilometresi Suriye, 88 kilometresi Türkiye sýnýrý içinde yer alýyor. Asi havzasýnýn yýllýk 2.8 milyar metreküp olan su potansiyelinin 0.3 milyar metreküpü Lübnanðdan, 1.2 milyar metreküpü Suriyeðden, 1.3 milyar metreküpü ise Türkiyeðden geliyor. Türkiye Asi Nehri ile 165 bin hektar arazinin sulanmasýný öngörüyor ancak Suriyeðnin tutumu nedeniyle bu mümkün olamýyor. Türkiye, 1987 yýlýnda yapýlan bir protokol ile Fýrat sularýnýn yarýsýný aþaðý kýyýdaþ ülkelere býrakýrken, Suriye Asi Nehri konusunda Türkiyeðye ayný tutumu göstermiyor ve sulanamaz nitelikteki topraklarý için su tahsis ederek su kullanýmýný yüksek gösteriyor.

FIRAT, DÝCLE VE ASÝ NEHRÝ ÝLE ÝLGÝLÝ HUKUKÝ DüZENLEMELER
Fýrat ve Dicle nehirleri ile ilgili olarak Türkiyeðnin yükümlülük altýna girdiði ilk antlaþma Lozan Barýþ Anlaþmasýð. Anlaþma, Türkiyeðnin çýkar ve haklarýný koruyor.

1946, 1947, 1976 ve 1987 yýllarýnda imzalanan anlaþma ve protokollerde, Türkiyeðnin Dicle ve Fýratðtan endüstriyel ve tarýmsal amaçla yararlanmasýný engelleyen ve Türkiyeðyi yükümlülük altýnda býrakan hükümler bulunmuyor. Herhangi bir ihtilafta, taraflarýn eþit oranlarda temsil edilmesini öngörüyor. Türkiye suyun hakkaniyet ölçüsünden paylaþýlmasý için hukuki düzenlemelere sadýk kalýyor.

Türkiye, Fýrat ve Dicleðyi ðsýnýr aþan sularð olarak kabul ederken Suriye ve Irak, ðuluslararasý sularð olduðunu öne sürerek Türkiyeðnin haklarýný kýsýtlamaya çalýþýyor.

Asi Nehri ile ilgili olarak 1939ðda Türkiye ile Suriye arasýnda bir protokol imzalandý ve taraflarýn Asi Nehriðnden ðeþitlikð ilkesine göre yararlanmasý hükme baðlandý. Ancak, Suriye bu protokole uymuyor.

Sýnýr aþan sular konusunda kýyýdaþ devletlerin haklarýný ve yükümlülüklerini belirleyen kapsamlý ve tüm uyuþmazlýklara uygulanabilecek nitelikte uluslararasý kurallar bulunmuyor. Ancak, Birleþmiþ Milletler Genel Kuruluðnun ðDevletlerin Ekonomik Hak ve Yükümlülüklerið hakkýndaki 12 Aralýk 1974 tarihli kararýnýn 3. maddesine göre, bu kaynaklarý paylaþan ülkeler diðer kýyýdaþ ülkelere esaslý zarar vermemek ve kýyýdaþ ülkelerin hukuksal çýkarlarýný ihlal etmemek zorunda..

30 GüRüþME YAPILDI, SORUN üüZüLEMEDÝ
Türkiye, Irak ve Suriye arasýnda su konusundaki uyuþmazlýða çözüm bulmak üzere 1980 yýlýnda ðOrtak Teknik Komiteð oluþturuldu. 30ða yakýn görüþme yapýlmasýna raðmen sonuç alýnamadý. Türkiye bu görüþmelerde, su ve toprak kaynaklarýnýn envaterinin çýkarýlmasý, hangi tarýmsal projelerin nerelerde ve hangi sulama koþullarýyla en rasyonel biçimde uygulanabileceðinin belirlenmesi þeklinde üç aþamalý bir plan sundu.

Irak ve Suriye bu plana karþý geldi ancak bir alternatif de sunamadý. Türkiyeðnin inþa ettiði barajlarla suyun güneye doðru akmasýna neden olduðunu öne süren Suriye, 12 Haziran 2005ðde 1993 yýlýnda askýya alýnan üçlü görüþmelerin yeniden baþlamasý için çaðrýda bulundu.

TüRKÝYEðNÝN SU YATIRIMLARI ENGELLENÝYOR
Suriye ve Irakðýn uluslararasý platformda öne sürdüðü haksýz tezler Türkiyeðnin yatýrýmlarýna engel oluyor. Türkiyeðnin Dicle Nehri üzerinde yapmayý planladýðý Ilýsu Barajý için anlaþma yoluna gittiði Ýngiliz þirketi Balfour Beatty, Ýngiliz Hükümetiðnin uyarýsý ve uluslararasý örgütlerin itirazlarý sonucu vazgeçti. Bu itirazlarýn haklý bölümünü tarihi Hasankeyfðin sular altýnda kalacak olmasý oluþturuyor. Ancak asýl itiraz nedeni, Dicleðnin uluslararasý su olarak görülmesi nedeniyle gelecekte ihtilaf çýkacaðý ve Ýngiltereðnin de taraf olmuþ sayýlacaðýð .

GAPðI GECÝKTÝRMEK ÝüÝN ÝTALYAN þÝRKETE RüþVET VERDÝLER
Türkiyeðnin altýndaki ülkelerden birinin, 1980ðli yýllarda, GAPðýn ilk barajý olan Karakayaðnýn geciktirilmesi için yapýmcý Ýtalyan firmaya rüþvet verdiði ortaya çýktý. Rüþvet skandalýný, Emniyet Genel Müdürlüðü Organize Suçlar ve Kaçakçýlýk Dairesi Eski Baþkaný Atilla Aytek ortaya çýkardý. 19 þubat 2002 tarihli Sabah Gazeteðsinin haberine göre, Karakaya Barajýðný yapan þirketin mühendisi, bir yemekte, Aytekðin Türk olduðunu bilmeden, inþaatýn 5 yýl geciktirilmesi karþýlýðýnda Türkiyeðnin altýndaki bir ülkeden rüþvet aldýklarýný anlattý. Aytek, bir raporla durumu yetkililere bildirdi. Yapýlan araþtýrma sonucunda rüþvet olayý ortaya çýkýnca Ýtalyan firmasýyla yapýlan anlaþma iptal edildi.

BARIþ SUYU PROJESÝðNÝ DE ENGELLEDÝLER
Türkiye, Irak ve Suriye ile su sorununu çözmek amacýyla 1988 yýlýnda Barýþ Suyu Projesiðni gündeme getirdi. Proje, toplam kapasiteleri 16 milyon metreküp olan Seyhan ve Ceyhan nehirlerinden günde 6 milyon metreküp suyun Ortadoðuðya akýtýlmasýný saðlamaya yönelikti.

Bu projede iki boru hattý öngörülmekteydi. Birinci boru hattý 2.900 kilometre uzunluðunda olacaktý ve Suriye, Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar, Birleþik Arap Emirlikleri ve Ummanða günde 2.500 metreküp içme suyu taþýnmasýný saðlayacaktý. Ýkinci boru hattý ise 2.700 kilometre olacak, Suriye, Filistin, Ýsrail, ürdün yolu ile Suudi Arabistanða su taþýyacaktý. Her iki proje 1988 yýlý fiyatlarýyla yýlda 2.2 milyar metreküplük içme suyu teminini öngörmekteydi ve toplam maliyeti 19 milyar dolar olacaktý.

Ancak Ýsrailðin de kapsama alýnmasý ve vanalarýn Türkiyeðnin elinde bulunacak olmasý nedeniyle Arap ülkeleri projeye itiraz ettiler.

MANAVGAT üAYI PROJESÝ
Manavgat üayý Projesi, günde 500 milyon metreküp suyu denizde tankerlere yükleyerek yurtiçi ve yurtdýþý ihtiyacý karþýlamak üzere planlandý. Bu amaçla kýyýdan yaklaþýk 3 kilometre mesafede iki adet tanker dolum tesisi inþa edildi. Proje için 147 milyon dolar harcandý. Projenin yýlda 300 milyon dolar gelir saðlamasý hesaplandý.

Ýsrailðle suyun satýþý konusunda anlaþma da imzalandý. Anlaþmaya göre, Türkiye, Ýsrailðe her yýl 50 milyon metreküp olmak üzere 20 yýl boyunca su satacaktý. Arap ülkeleri, Türkiyeðnin Ýsrailðe su satmasýna karþý çýkarak, anlaþmanýn imza sürecinde tepki gösterdiler. Ortadoðu ülkelerince Türkiyeðye karþý politik bir malzeme olarak kullanýlan proje, Ýsrail ile Suriye arasýnda da sorun oluþturuyor.

Ýsrail ile Türkiye arasýndaki anlaþma devletlerarasý statüde olduðu için TBMMðde onaylanmasý gerekiyor. Suyun nasýl nakledileceðinin ve satýþ fiyatýnýn belirlenememesi nedeniyle Ýsrailðe su satýþý henüz gerçekleþmedi.

Manavgat üayý Ýçme Suyu tesislerinden KKTCðnin de yararlanmasý gündemdeð Bu arada Libya da Manavgat Suyuðna talip oldu. Devlet Bakaný Kürþat Tüzmenðin Libya gezisinde gündeme gelen konu, Aðustos ayýnda yapýlacak Türkiye-Libya Karma Ekonomik Komisyon Toplantýsýnda ele alýnacak.

Manavgat üayý Ýçme Suyu tesislerinden henüz su satýlamadýðý için çayýn suyu denize akýtýlýyor.

TüRKÝYE SU KONUSUNDA NE YAPMALI?
Türkiye, yerüstü ve yeraltý su kaynaklarýný çok iyi deðerlendirmek ve korumak zorundadýr.

GAP Projesiðnin baþarýsýný artýrmak ve kaynaðý verimli olarak kullanmak için gerekli önlemler alýnmalýdýr.

Su kaynaklarýnýn korunmasý ve kullanýmýnda disiplinler arasýnda sýký bir iþbirliði saðlanmalýdýr.

Bölgede su nedeniyle yaþanma ihtimali bulunan savaþý önlemek için Türkiyeðnin baþýný çekeceði bir organizasyona ihtiyaç vardýr.

Türkiye, su konusunda bölgesinin özelliklerini ve kendi ihtiyaçlarýný da dikkate alacak çözüm önerileri hazýrlayarak bunlarý uluslararasý kamuoyuna açýklamalýdýr. Aksi takdirde bölgenin su sorununa çözüm adý altýnda dayatmacý politikalara maruz kalmasý kaçýnýlmazdýr.

Türkiye, su sorununu ulusal çýkarlarýna uygun þekilde çözümleyebilmek için su konusunda yapýlacak olan zirve ve konferanslarýn düzenlenmesinde inisiyatifi elinde bulundurmalýdýr.

Türkiye, aktif bir su politikasý izleyerek, uluslararasý platformda ve BM çerçevesinde kendi lehine uluslararasý kamuoyu yaratmalýdýr.

DüNYA NüFUSUNUN DüRTTE BÝRÝNÝN SORUNU SU
Sadece Ortadoðu deðil tüm dünyada su sýkýntýsý yaþanýyor. Dünyadaki su stoku 1.386 milyon kilometreküp olarak hesaplanýyor. Bu sularýn yüzde 97.5ðsi tuzlu su, yüzde 2.5ði ise tatlý suð Tatlý su kaynaklarýnýn da yüzde 90ðý kutuplarda ve yeraltýnda bulunuyor. Ýçme suyu miktarý sadece yüzde 1ðlik seviyede.

Dünyada, 400 milyonu çocuk olmak üzere 1.5 milyar insan, bir baþka deyiþle dünya nüfusunun dörtte biri yeterli ve saðlýklý içme suyuna sahip deðil. Dünyadaki hastalýklarýn yüzde 80ði susuzluktan kaynaklanýyor ve her yýl 25 milyon insan temiz sudan mahrum kaldýðý için hastalanarak ölüyor.

Gelecek 20 yýl içerisinde tüm dünyada 180 milyar dolarlýk altyapý yatýrýmýnýn yapýlmamasý durumunda yeterli ve saðlýklý su hizmeti alamayan insan sayýsý 3.3 milyar kiþiye ulaþacak.

Dünyada su sorununun 2000ðli yýllarýn ilk çeyreðinde daha da týrmanacaðýna dikkat çekiliyor. Su sorunu yaþayacak bölgelerin baþýnda Afrika, Ortadoðu, Hindistan, üinðin bir kýsmý, Ýngiltere, Polonya ve Peruðnun geleceði belirtiliyor.

Dünyada toplam 145 ülkenin sýnýr aþan su havzalarýna sýnýrý bulunuyor. Dünya nüfusunun yüzde 40ðý birden çok ülkenin sýnýrlarýný kaplayan 263 su havzasýný paylaþmak durumunda.

Dünya genelinde, bir ülkenin su zenginliðinin ölçütü olarak kiþi baþýna düþen yýllýk su miktarý baz alýnýyor. Buna göre, ðsu zengini ülkelerðde kiþi baþýna düþen yýllýk su miktarý 8-10 bin metreküp iken, kiþi baþýna düþen yýllýk su miktarý 1.000 metreküp ile 2.000 metreküp arasýndaki ülkeler ðsu azlýðý yaþayan ülkelerð, kiþi baþýna düþen su miktarý yýllýk 1000 metreküpün altýnda olan ülkeler ise ðsu fakiri ülkelerð olarak sýnýflandýrýlýyor.

AYGüN: AB SUYUMUZU BULANDIRMAYA üALIþIYOR
Rapora iliþkin deðerlendirmelerde bulunan ATO Baþkaný Sinan Aygün, Türkiyeðnin su varlýðýyla sadece Ortadoðu ülkelerinin deðil, Avrupa Birliðiðnin de ilgilendiðini belirterek, ðAB suyumuzu bulandýrmaya çalýþýyorð dedi. 6 Ekim 2005 tarihli Ýlerleme Raporuðnda ABðnin niyetini satýr aralarýna gizlediðini belirten Aygün, ðÝlerleme Raporuðnda GAPðtaki barajlar ile Fýrat ve Dicleðnin uluslararasý yönetimi býrakýlmasý üstü örtülü bir þekilde dillendiriliyor. ünümüzdeki dönemde bunu daha yüksek sesle söyleyeceklerð dedi.

Hiçbir üye ülkenin barajlarýnýn uluslararasý bir komisyon tarafýndan yönetilmediðini vurgulayan Aygün, ðÝlerleme Raporuðna bu maddenin konulmasý, ABðnin komþularýmýzla aramýzdaki su sorununa müdahil olacaðýný gösteriyorð diye konuþtu.