Kadýn ve cami..............Vedat Yenerer

Diyanet Ýþleri Baþkaný Prof.Dr. Ali Bardakoðlu bir süre önce Ýsviçre''de kadýnlarýn ve erkeklerin yarý yarýya kullandýðý, erkeklerin kadýnlara ait bölümü istese de iþgal edemediði modern bir camiyi bizzat hizmete açýnca, bir sohbette ilgimi çeken bu konu hakkýnda bilgi notu istemiþtim. Ýþte diyanetten tarafýma gönderilen bilgi notu.

1.Ýster cuma, ister bayram, ister cenaze namazý, isterse baþka bir namaz olsun, erkeklerle birlikte namaz kýldýklarý takdirde, kadýnlarýn erkeklerden ayrý, uygun bir yerde namaza durmalarý gerekir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) namaz saflarýný önce erkekler, sonra erkek çocuklar en arkada da kadýnlar olmak üzere düzenlemiþ; "Namazda erkek saflarýnýn en faziletlisi en önde olaný, fazileti en az olaný ise en arkada bulunanýdýr. Kadýn saflarýnýn en faziletlisi ise en arkada kalaný, en az faziletlisi ise en önde olanýdýr." (Müslim, "Salat", 132; Ebu Davud, "Salat", 97.Tirmizi, "Mevakýf, 52; Nesai, "Ýmame", 32; Ýbn Mace, "Ýkame", 52) buyurmuþtur.

Bu þekildeki uygulama, kadýnlarýn ikinci sýnýf insan konuma indirgenmesi anlamýna olmayýp, herkesin anlayabileceði tabii, fýtri bir takým sebepler yüzünden, hem kadýnlarýn hem de erkek cemaatin daha fazla gönül huzuru, huþu ve sükûn içerisinde namaz kýlabilmeleri içindir. Dolayýsýyla böyle bir uygulamayý eþitsizlik olarak deðerlendirmek dini ve ilmi prensipler açýsýndan doðru deðildir.

2.Bir çok Ýslam ülkesinde ve ülkemizin özellikle selatin camilerinde kadýnlar hem Cuma namazlarýný hem de vakit namazlarýný rahatlýkla cemaatle kýlabilmektedirler. üünkü kadýnlarýn camilere gitmelerini engelleyici herhangi bir dini hüküm bulunmamakta aksine teþvik edilmektedir. Hz. Peygamber döneminde de kadýnlar cemaate aktif olarak katýlmýþlardýr. Bu nedenle kimi kadýnlarýn camilere gitmemeleri dini veya yasal bir engelden dolayý deðil; örf, adet ve alýþkanlýklardan kaynaklanmaktadýr.

Ayrýca Baþkanlýk olarak yaptýðýmýz irþat hizmetleriyle kadýnlarýn camilere devam etmelerini teþvik ettiðimiz gibi, yeni yapýlan camilerde de kadýnlarýn rahatlýkla namaz kýlabilmelerini saðlayabilecek fiziki mekanlarýn oluþturulmasýný istemekteyiz.

3. Dolayýsýyla kadýnlarýn camilere alýnmamasýndan söz edebilmek mümkün deðildir. üünkü birlik ve beraberliðimizin sembolü olan camilerimiz kadýn erkek bütün müminlerin ortak mabedidir. Oraya girmeyi engellemeye hiç kimsenin hakký ve yetkisi yoktur.

4. Kadýn-erkek eþitliði konusunda Ýslam ülkelerinde farklý uygulamalar ve bakýþ açýlarý elbette söz konusudur. Ancak bu konuyu dini zeminde açýklamak yerine sosyolojik ve tarihi bir perspektiften analiz etmek daha doðru olur. Farklý Ýslam ülkelerinin ve toplumlarýnýn tarihini, geleneklerini, kültürel ve sosyal yapýsýný hatta ekonomik imkan ve imkansýzlýklarýný tanýmadan konuyu salt dini bir inanýþ ve ön kabul çerçevesinde ele almak yanýltýcý olacaktýr.

Kadýn erkek eþitliði konusuna gelince, bu noktada öncelikli olarak Ýslam''ýn genel prensiplerini hatýrlamak ve çýkarmak gerekir. Kur''an-ý Kerimde, kadýn ile erkek arasý cinsiyet ayrýmcýlýðý yapýlmamakta, bir cinse, mesela erkeðe, sýrf cinsiyeti sebebiyle herhangi bir üstünlük tanýnmamaktadýr. Ýslam''a göre üstünlük ancak takva ile, yani Allah''ýn gösterdiði doðrultuda hareket ederek onun koyduðu ölçüleri aþmaktan sakýnma bilinciyle saðlanýr. Kur''an ve Sünnet''in, kadýnlara ve erkeklere kimi zaman farklý sorumluluklar yüklemesi, kadýnýn kadýn olarak erkeðin de erkek olarak yapmasý gereken yükümlülükleri bildirme amacý taþýmaktadýr.

Ýslam''ýn genel ilkelerine göre iþe ehil olan herkes, o görevi yapabilir. Bu konuda cins, yaþ veya renge göre bir ayýrým yapýlmasý elbette doðru olmaz ve böyle bir ayýrým dinimizin genel esas ve öðretisine uygun deðildir. Bu konuda aslolan, kiþinin üstlendiði görevi hakkýyla yürütebilecek niteliklere sahip olmasýdýr. Böyle olunca kadýnlar, iþ hayatý, eðitim, seyahat, sosyal ve beþeri iliþkiler gibi hayatýn tabii akýþý ve iþ bölümü içerisinde yer alabilirler, dinin koyduðu ölçülere uyarak elbette sosyal hayata katýlabilirler.

Netice itibariyle Kur''an ve Sünnete göre insan olmalarý ve Allah''ýn sorumlu birer kulu olmalarý hasebiyle kadýn ve erkek eþit ve birbirini tamamlayan varlýklardýr. Ýslam''a göre, yaratýlýþ, dini sorumluluk, hukuki ehliyet, temel hak ve hürriyetler bakýmýndan kadýn-erkek eþitliði söz konusudur.