Ağca meselesine nasıl bakmalıyız?......................Aslan Blut

Mehmet Ali Ağcağnın tahliye edilmesi ile ilgili tartışmalara nasıl bakmalıyız?
Konunun hukuki ve siyasi boyutu ayrı ayrı ele alınmalı. Hukuki boyuta baktığımız zaman, ğcezaların içtimaığ yani toplanması ile ilgili eski kanun hükmü ve af kanunları uygulanmış; doğru veya yanlış bir hesap yapılmıştır. Ceza hukukunun genel ilkelerinden biri, ğyeni kanun-eski kanun ikilemi ortaya çıktığında sanığın veya mahkumun lehine olan hüküm uygulanırğ şeklindedir. Ağca için de bu ilke uygulanmıştır. Hesabın yanlış yapılıp yapılmadığı, Yargıtay tarafından karara bağlanacaktır.

***

Medya, meseleyi yine MHP ve ülkücülere saldırma gerekçesi olarak kullanıyor. CHP de objektif değerlendirmeler yapacağına, garip yorumlar üretiyor! Mesela Mersin Milletvekili Mustafa üzyürek, Adalet Bakanı Cemil üiçekğe, ğYargıtayğa başvurma yetkiniz olduğuna göre, Ağca tahliye edilmeden önce niçin başvuru yapmadınız?ğğ diye soruyor!
Halbuki, Adalet Bakanığnın, Ağcağnın tahliyesinden önce başvuru yapması hukuken ve fiilen imkansızdır!
Ceza Hukuku doçenti Adem Sözüerğin belirttiği gibi ğHerkes, ğAdalet Bakanı olaya önceden neden müdahale etmediğ diye bir eleştiride bulunuyor. Bu eleştiri haksız ve yanlıştır. Biz diyoruz ki, ğYargı Türkiyeğde bağımsız olsun, Adalet Bakanı da buna müdahale etmesin.ğ Ancak, hoşumuza gitmeyen bir durum olduğu zaman, ğAdalet Bakanı neden müdahale etmediğ diyoruz. Bu çok yanlıştır. üünkü Adalet Bakanı, siyasi bir makamdır. Türkiyeğde ğkuvvetler ayrılığığ ilkesi var, yargı ve yürütmenin birbirinden ayrı olması gerekir. Yıllardır Türkiyeğde, ğYargı bağımsızlığının etkin biçimde sağlanması için Adalet Bakanı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunda bulunmasınğ önerisinde bulunanlar, bu olayda, ğAdalet Bakanı niye müdahale etmediğ diyor. Bu çok büyük bir çelişkidir.ğ

***
Peki sağduyulu değerlendirme yapan kimse yok mu? MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu konuda çok önemli ve doğru bir yaklaşım getirdi:
ğşimdi sureti haktan görünerek sahneye çıkan ve geçmişle yüzleşme edebiyatı yapanlara hatırlatmak isteriz ki, Türkiyeğde 1968ğden bu yana yaşananların tüm yönleriyle dürüst ve namuslu olarak ortaya konulup, herkesin tarih ve millet önünde açık bir vicdan muhasebesi ve yüzleşmesi yapmasına biz hazırız.ğ
Ben kendi adıma bu muhasebe ve yüzleşmeyi, hem ğTürkçü-Devrimci Diyaloğuğ kitabımda, hem de Gladio ile ilgili araştırmamda yaptım! Herkesten aynı objektif yaklaşımı bekliyorum!

Yine ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcuğnun yaklaşımı da değerliydi:
ğYargının konusunu yargıya bırakmak gerekir. Yanlış bir hesap varsa hakimler bunu hesaplayıp, düzeltecektir. Yargıya müdahale konusunda bu kadar titizlik gösteren hükümetin bu konuda yargıyı suçlayan bir tavır alması doğru değil.
Ağcağnın adının karıştığı eylemler kimler tarafından planlanmıştır, kaçışı kimler tarafından sağlanmıştır? Bunu ortaya koyan iradeler nerededir? Biz Abdi İpekçi cinayetinin niçin ve kimler tarafından yapıldığını bilmedikçe Ağca üç yıl eksik, beş yıl fazla yatsa ne olur. Bu tartışmalar konu saptırmadır.ğ

***
Basında sağduyulu bir yaklaşım içinde olan kimse yok mu? Var! İnternethaberğde yazan Behiç Kılıçğın son iki yazısı bu açıdan önemli:
ğGazeteler, Ağcağnın üzerine odaklanmış durumda ve tahliyesini hukuk cinayeti olarak yorumluyor, gel gelelim İpekçiğnin hangi eller tarafından kurban edildiği konusunda tutarlı bir dayatma yapılmıyor.
Yirmibeş yıldır da yapılmadı!ğ
Kılıç, İpekçi cinayeti ve Papağya suikast teşebbüsünün ardında bulunan uyuşturucu-silah kaçakçılığının ünlü isimleri Bekir üelenk ve Henri Aslanyan bağlantısının deşilmesi halinde meseleyi gazetecilerin dahi çözebileceğini söylüyor.

***
Peki bizim görüşümüz nedir?
Kendi görüşümüzü, tesadüfen, Gladio ile ilgili 1997 tarihli eski fakat kamuoyuna yeterince sunulamamış bir araştırmamızı, bu sütunlarda yayınlarken ortaya koyduk. Deniz Gezmişğin Balgat Amerikan tesislerine basmasının Gladioğnun bir senaryosu olduğunu açıkladık. 12 Mart öncesinde Gezmişğlerin, 12 Eylül öncesinde de Abdullah üatlı ve beş kişilik ekibinin darbe zemini hazırlamak için kullanıldığını sergiledik. Soldaki veya sağdaki gruplar kendi ideolojilerine hizmet ettiklerini zannediyordu ama NATOğnun Gladio planlaması ve operasyonları çerçevesinde kullanılıyordu!
Dolayısıyla, bu kullanılan adamlar üzerinden, soldaki veya sağdaki fikirlere ve geniş gruplara saldırmak, şerefli insanların işi değildir!
Bugün vatan satılırken, biz ne yapıyoruz, ona bakalım!