Türkçülüðü ve Türk Milliyetçiliðini Bayraklaþtýran Adam
Ocak ayý, Türk edebiyatýnda pek çok büyük adamýn doðumunun ve ölümünün bulunduðu bir aydýr. Edebiyatýmýzda Türkçülüðü ve Türk milliyetçiliðini has manasýyla ilk defa kullanan, bayraklaþtýran ve milli ülkülerimizi odak noktasý yapan odur. Onun ''Türkçe þiirler'' eseri yayýnlandýðýnda edebiyat tarihçileri ''Türklerin bin yýldýr beklediði þair'' nitelemesini kullanmýþlardýr. Mehmed Emin''den evvel Türk adýný, onun kadar azizleþtiren ve millete mal eden, onun kadar büyük bir idealist þairimiz gelmemiþtir. 14 Ocak 1944''te vefat ettiði gün, Türkiye için ayný zamanda sayýlý büyük bir matem günü olmuþtur. Onun hakkýnda Türk edebiyatý tarihleri, büyük sayfalar ayýrmýþtýr. Yine hakkýnda yazýlmýþ pek çok eser vardýr. Ancak onu en iyi anlatan, büyük edebiyat tarihçimiz Nihad Sami Banarlý olmuþtur. Türk Edebiyatý Tarihinde der ki:
''19.yüzyýlýn son yýllarýnda milliyetçilik imanýný þiir sahasýna naklederek, Türk edebiyatýnda açýk bir Türkçülüðü, ilk defa bir sanat ideali haline getiren Türk þairi Mehmed Emin Yurdakul''dur.
Sanatýnýn büyük ve deðiþmez özelliði dolayýsýyla ''Türk þairi'' diye anýlan Mehmed Emin, 1869 yýlý Mayýs ayýnda, Ýstanbul''da, Beþiktaþ''ta doðmuþtur. Atalarý, Terkos Gölü çevresindeki Zekeriya Köyü halkýndandýr. Babasý bir ýðrýp (yedi çifteli balýkçý kayýðý) sahibi olan Salih Reis''tir. Annesi, Trakya''nýn Uzuncaova Hasköy''ünden, Körükçü Mehmed Aðanýn kýzý Emine Hatun''dur. Tam bir halk çocuðu olan Mehmet Emin, babasý tarafýndan hevesle okutularak, ilk tahsilini ''Saray Mektebi''nde, orta tahsilini ''Beþiktaþ Askeri Rüþdiyesi''nde yapmýþtýr. Daha sonra biraz idadi tahsili görmüþ ve bir müddet de ''Mülkiye Mektebi''nde okumuþtur. Onsekiz yaþýnda iken Babýali sadaret dairesi evrak kalemine maaþsýz katip olarak girmiþ, iki yýl sonra da hukuk mektebine devama baþlamýþtýr. Hukuktan Amerika''ya gitmek emeliyle ayrýlmýþ, fakat bu teþebbüsü netice vermemiþtir.
Ýlk eseri olan ''Fazilet ve Asalet'' isimli küçük kitabý, Cevad Paþa tarafýndan takdir edilmiþ ve Mehmed Emin, Rüsûmat dairesi tahrirat kalemine, Cevad Paþa''nýn tavsiyesiyle girerek bir müddet sonra bu dairenin evrak müdürlüðüne getirilmiþtir. Bu sýrada þeyh Cemaleddin Afgaani ile tanýþan sanatkar, bu vecidli ve imanlý þeyhin tesiri altýnda kalarak benliðindeki halkçý ve milliyetçi duygularý geniþletmiþ, bu duygular onda yavaþ yavaþ büyük bir iman ve hayat ideali haline gelmiþtir.
þair, ilk þiirini 1897 yýlýnda Selanik''te ''Asýr'' gazetesinde neþretmiþ ve bu þiir, Türkiye edebiyatýnýn Türklük heyecanýyla terennüm edilen ilk þöhretli manzumesi olmuþtur. Mehmed Emin''in bu manzumede:
''Ben bir Türküm; dinim cinsim uludur,
Sinem, özüm ateþ ile doludur.''
tarzýndaki göðüs kabartýcý, gür sesi, Türk edebiyatý tarihinde hatta bir dönüm noktasý sayýlabilecek ölçüde yüksek ve kuvvetli çýkmýþtýr. 1899''da neþrettiði ''Türkçe þiirler'' isimli ilk þiir mecmuasý, edebiyatýmýzda ciddi bir hareket yapmýþ, bu eserle Mehmed Emin, Türk edebiyatýnýn tanýnmýþlarý arasýnda hususi ve muhterem bir mevki kazanmýþtýr. Türkçe þiirlerin intiþarýndan sonra, Ýstanbul''da ''Servet-i Fünun'' mecmuasýnda, Selanik''te ''üocuk Bahçesi'' ve Ýzmir''de ''Muktebes'' mecmualarýnda yine Türkçe þiirler neþrine devam etmiþtir. Bir aralýk Abdülhamid tarafýndan Erzurum''a yarý sürgün olarak gönderilen Mehmed Emin, Meþrutiyet inkýlabý yýllarýnda Trabzon''da Gümrük Nazýrlýðý yapýyordu. Abdülhamid''in tahttan indirilmesi üzerine Ýstanbul''a çaðrýlarak bahriye müsteþarlýðýna getirildi. Fakat kýsa bir zaman sonra buradan ayrýlarak Hicaz''a vali vekili ve daha sonra Sivas valisi oldu. 1910 yýlýnda Sivas valiliðinden çekilerek Ýstanbul''da ''Türk Yurdu'' mecmuasýnýn imtiyazýný aldý. Bu sýrada Ýttihatçýlar tarafýndan partinin Ýstanbul murahhaslýðýna getirilmek istendi. Fakat o yýllarda Osmanlýlýk ideali için çalýþan Ýttihat ve Terakki Fýrkasýyla, Mehmed Emin''in ''Türk milliyetperverliði'' uyuþamadýðý için bu vazifeyi almadý. Bilakis Türkçülük için çalýþmak emeliyle Türk Ocaklarýný kuran gençler arasýna katýldý.
Bunun üzerine daha Türk Yurdu mecmuasý neþredilmeden ve Türk Ocaklarý kurulmadan Mehmed Emin''i Erzurum valiliðine gönderdiler. Bir müddet sonra bu vazifeden tekaüt edildi, Ýstanbul''a gelerek Türkçülük uðrundaki neþriyatýna devam etti. 1921''de Ýstanbul''dan Anadolu''ya geçerek milli mücadeleye iþtirak etti ve Atatürk tarafýndan iltifatla karþýlandý. Daha evvel Osmanlý Meclis-i Mebusanýnda, Musul Mebusu olarak yer almýþ bulunan þair, Cumhuriyetin Büyük Millet Meclisinde de Karahisar, Urfa ve Ýstanbul Milletvekilliklerinde bulundu. Türk halkçýlýðý ve Türk milliyetçiliði uðrunda daha birçok kýymetli eserler verdikten sonra, 1944''te Ýstanbul''da öldü. Hayranlarýnýn baþlarý üzerinde taþýnarak Balmumcu''daki yeni mezarlýða gömüldü.
Mehmed Emin, Türk edebiyatýnýn son asýrlarýnda yetiþen büyük ve idealist þairlerden biridir. Onun söyleyiþ bakýmýndan çok kere fazla sade ve musikisiz olan manzumelerini güzel gösteren týlsým, inanmýþ ruhunun sönmek bilmeyen Türkçülük ve halkçýlýk aþkýnda ve bu aþkýn mýsralara çarpan bir gönülden ses vermeye muvaffak olan samimiliðindendir. Bu þiirleri bilhassa onun hayatýný tanýyarak okuyanlar, manzumelerinde haykýran imana karþý, daha derin ve saygý ile karýþýk bir sevgi duyarlar. Onun adeta demokrat bir söyleyiþle, sözü tabii akýmýndan ayýrmadan terennüm ettiði þiirlerinde zaman zaman gerçek bir heyecan dalgasý hareketlenir ki bu heyecaný dile getiren mýsralar, zaman zaman sade bir nazým dizisi olmaktan kurtulmuþ ve þi''riyetin ulvi sesi ile birleþmeye muvaffak olmuþlardýr.
Yeni Türk þiirinde sade ve tabii bir ''halk dili'' kullanmayý ülkü edinen þair, zamanýnýn Servet-i Fünun lisanýndan bilgi ile ve þuurla ayrýlmýþ bulunuyordu. Yalnýz þehir ahalisinin deðil, þehir dýþýndaki Türk halkýnýn; Anadolu ve Rumeli köylüsünün hayat ve ýzdýraplarý da münevver Türk þiirinde önce onun kalemi ile samimi bir þiir konusu olmuþtu. Mehmed Emin, Ýttihat ve Terakki büyüklerinin ýsrarlarýna raðmen, Osmanlý milliyetçiliðine dirsek çevirmiþ ve bütün ömrünce yalnýz Türk halký ve Türk milliyetçiliði için çalýþmýþtý.
Hece veznini, eski Türk vezni olduðu için adeta mutaassýp bir ýsrarla aruza tercih etmiþ, Türk edebiyatýnda yeni bir hece vezni cereyanýnýn baþlamasýnda bu ýsrarlarýnýn ehemmiyetli tesiri olmuþtu. Bütün bu cepheleriyle Mehmed Emin, Türk edebiyatý tarihinde çýðýr açmýþ bir sanatkar sýfatýyla, önemli bir yer almýþtýr. O:
''Ben bir Türküm; dinim cinsim uludur,
Sinem, özüm ateþ ile doludur.''
dediði zaman, Türklük imanýný bu derece açýk ve ateþli bir sada ile terennüm edebilmiþ bir baþka sanatkar mevcut deðildi ve Türk edebiyatýnda ''Cenge Doðru, Anadolu''dan Bir Ses, Irkýmýn Türküsü, Ey Türk Uyan'' gibi, isimlerinde bile büyük ve deðiþik bir mana bulunan ilk þiirler onun imzasýyla yazýlmýþtý.''
Anadolu''dan Bir Ses Yahut Cenge Giderken
Ben bir Türk''üm dinim, cinsim uludur,
Sinem, özüm ateþ ile doludur.
Ýnsan olan vatanýnýn kuludur,
Türk evladý evde durmaz; giderim!
Yaradan''ýn kitabýný kaldýrtmam.
Osmancýðýn bayraðýný aldýrtmam.
Düþmanýmý vatanýma saldýrtmam.
Tanrý evi viran olmaz; giderim!
Bu topraklar ecdadýmýn ocaðý.
Evim köyüm hep bu yerin bucaðý,
Ýþte vatan! Ýþte tanrý kucaðý!
Ata yurdun evlat bulmaz; giderim!
Tanrým þahid, duracaðým sözümde
Milletimin sevgileri özümde
Vatanýmdan baþka þey yok gözümde.
Yar yataðýn düþman almaz; giderim!
Ak gömlekle gözyaþýmý silerim.
Kara taþla býçaðýmý bilerim
Vatanýmçün yücelikler dilerim
Bu dünyada kimse kalmaz; giderim!
Mehmet Emin Yurdakul
Vur
Ey Türk vur vatanýn bakirlerine
Günahkar gömleði biçenleri vur;
Kemikten taslarla þarap yerine
þehiidler kanýný içenleri vur.
Vur, güzel aþýklar cenazesinden
Kýrmýzý meþaller yakanlarý vur;
þehvetin raksýna yetim sesinden
Besteler, þarkýlar yapanlarý vur.
Vur, katlin o kýzýl sapanlarýyle
Dünyaya ölümler ekenleri vur;
Vur, zulmün o kalýn urganlarýyle
Bir kavmi iplere çekenleri vur.
Vur, etten, kemikten saraylar kuran
O vahþi ruhlarý ezmek için vur;
Dört büyük rüzgara küller savuran
O mücrim elleri kesmek için vur.
Vur, sen de mukaddes hürriyet için,
Dünyanýn diktiði bayrak için vur;
Her dinin sevdiði adalet için,
Her yerde haykýran bir hak için vur.
Vur, aþkýn ve hakkýn zaferi için;
Vur, senden bak dünya bunu istiyor;
Vur, yerde bak tarih senin seyircin;
Vur, gökten bak Allah sana: ''Vur!'' diyor.
Vur, çelik kollarýn kopana kadar,
Olanca aþkýnla kuvvetinle vur;
Son düþman, son gölge kalana kadar,
Olanca kininle, þiddetinle vur!
Vur, senin darbenden çýkacak ateþ
Ýntikam isteyen bir milletindir;
Alnýnda doðacak kýrmýzý güneþ,
Bu senin ilahi hürriyetindir!..
Mehmet Emin Yurdakul
Býrak Beni Haykýrayým
Ben en hakir bir insaný kardeþ duyan bir ruhum;
Bende esir yaratmayan bir Tanrý''ya iman var;
Paçavralar altýndaki yoksul beni yaralar.
Mazlumlarýn intikamý olmak için doðmuþum.
Volkan söner, lakin benim alevlerim eksilmez;
Bora geçer, lakin benim köpüklerim kesilmez.
Býrak beni haykýrayým susarsam sen matem et;
Unutma ki þairleri haykýrmayan bir millet
Sevenleri toprak olmuþ, çocuk gibidir.
Zaman ona kan damlayan diþlerini gösterir
Bu zavallý sürü için ne merhamet ne hukuk,
Ya bir sert bakýþlý göz, yalnýz aðýr bir yumruk!..
Mehmet Emin Yurdakul