İslamğa Hakaret Diyalogcuların Aklını Başına Getirmelidir!.......................üzcan YENİüERİ

Yetmişli yıllarda ğhalk mahkemeleriğ kuranlar, ğkurtarılmış bölgelerğ ilan ederek sokakları yaşanmaz kılanlar, aynı zamanda ğyaşasın halkların kardeşliğiğ ve ğyaşasın Dünya barışığ diye slogan atarlardı. Bu gurupların sloganlarından bir diğeri de ğKurtuluşa kadar savaşğ idi. İdeoloji bu insanların yüreklerini katılaştırdığı, gözlerini de körelttiği için, dünya barışının dünyanın egemen güçlerinin işi olduğunun bir türlü farkına varamamışlardı.
Günümüzde de ğmedeniyetler ittifakığ, ğdinler arası diyalogğ ya da ğbarış içinde bir arada yaşamakğ gibi son derece iddialı söylemlerle ortaya çıkanlar, benzer gafletin günümüzdeki temsilcileridir. Dünkü ğbarış havarileriğ ile bugünkü diyalog havarilerinin ortak yanı, her ikisinin de olmayacak dualara amin demede gösterdikleri basiretsizliktir.

üncelikle eşitlik temelindeki barışa, karşılıklı saygıya dayalı ilişkiye ve insan hakları temelinde bir araya gelmeye aklı selim sahibi hiç kimsenin bir itirazı olamaz. Ancak bir taraf ğmedeniyetler çatışmasındanğ, ğİslamcı terördenğ, ğİslamğın yapısal yönden kuralsız şiddete (yani teröre) uygun bir dinğ olmasından söz ederken, diğer tarafın ğmedeniyetler ittifakığ, ğdinler arası diyalogğ gibi elastiki kavramlarla ortaya çıkması ilginçtir. Hatta ABD her aracı kullanarak ğkendi yaşam biçimini yaygınlaştırarak Amerikan halkının güvenliğini sağlamakğ gibi bir dolaylı güvenlik stratejisini ğGenişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesiğ temelinde İslam ülkelerini hedef alarak ortaya koymuşken, hedef ülkelerin ğdiyalogğ, ğmedeniyetler ittifakığ vs. gibi uyuşturucu ve uyutucu söylemlerle ortalığa düşmesi anlaşılır gibi değildir.

Batığnın azat kabul etmez kölesi haline gelmişlerle, mandater kafalılara elbette söyleyecek sözümüz olamaz. Sözlerimiz iyi niyetli olup, gaflet, beyin yıkama ve uyuşturma seanslarına tabi tutulmuşlara yöneliktir.
İslamğın Yüce Peygamberi nezdinde İslamğa yapılan hakaretler bu ğdiyalogğ hapını yutmuş olanların akıllarını başlarına devşirmelerine neden olmalıdır. Batığnın İslamğa bakış açısı dün nasıl olmuşsa -haçlı seferleri düzenleme- bugün de aynıdır, yarın da aynı olacaktır. İnançlar diyalogla, ilim ve insanlık adına değişmezler ve değiştirilemezler. İslamğa karşı önyargı, Batığnın zihinsel ve manevi genleri arasında azalmadan nesilden nesile aktarılarak sürdürülmektedir.

Uluslar arası ilişkileri hak, hukuk ve adalet değil güç belirlemektedir. Güçlü istemedikten sonra zayıf, muhtaç ve yoksul durumda olanların haklı ve adaletli talepleri karanlığa çalınmış ıslıktan öte bir anlam taşımaz. Diyalogu, insan haklarını, barışı, kardeşliği ve eşitliği Spartaküsğten bu yana hep zayıflar ve zavallılar talep etmektedir. Sonuç ortadadır.

İslamiyet aleyhtarlığı hatta İslamğın yok edilmesi Vatikanğın var oluş nedenleri arasındadır. Batı ülkelerinin hemen hemen tamamında her fırsattan yararlanarak İslamğa saldırmak ya da aşağılamak neredeyse bir gelenek halini almıştır. Terörün kaynağı olarak doğrudan doğruya İslamğı gören bir Haçlı algısı ile İslam Dünyası karşı karşıyadır. Başkan Bushğun, 12 Eylül saldırıların hemen arkasından ğHaçlı Seferindenğ söz etmesi de sürçü lisan falan değildi. Ardından İtalyan Başbakanığnın İslam medeniyetini aşağılayıcı sözleri de nedensiz değildi. Bugün Danimarkağda İslamğa hakaret eden karikatürlerin yayınlanması da bilinçli olup, aynı amaca hizmet etmektedir.

Demokrasi, insan hakları, basın özgürlüğü kullanılarak Dünyadaki insanların dörtte birinin inançları ve kutsallarına hakaret etmek gibi bir hakkı kendinde gören ve olup bitene karşı bir özür dahi dilemeyenlerin ne yaptıklarını çok iyi bildikleri anlaşılmaktadır.
Haçlığların çocuklarının İslamğın Peygamberine yaptıkları hakaretlerle bir yandan Müslüman hassasiyeti test edilirken, diğer yandan da yürütülen oryantalist çalışmalarla İslam ülkelerindeki ğılımlığınğ ve yabancıların kazandıkları mevzilerin etkinliği belirlenmeye çalışılmaktadır.