"Atatürk ve Oðuz oðullarý"ndan "Lan terbiyesizlik yapma"yað...........Aslan Blut

Atatürk''ün "Asya''nýn ortasýnda Oðuz oðullarý, Avrupa''nýn ortasýnda Oðuz oðullarý" diye baþlayan þiirinin hikayesini hepimiz merak ederiz. Atatürk''ün sýnýf arkadaþý olan Mustafa Kemal Bey''in yazdýðý þiirler Atatürk''e ait zannedilmiþ, sonradan durum anlaþýlmýþtýr. Ancak "Oðuz oðullarý" þiirinin adý geçen Mustafa Kemal Bey''e ait olmadýðý kesindir.

Meðer þiirin hikayesini Sadi Borak "Atatürk ve Edebiyat" adlý kitabýnda yazmýþ. üzetleyerek nakledelim.

***
Atatürk, 1932 yýlýnýn Ekim ayý ortalarýnda Ýstanbul Valikonaðý''nda düzenlenen bir sünnet törenindedir. Atatürk''ün sekiz ay önce bir baþka toplantýda "edebiyat nedir?" sorusunu, sýnava çekilmek gibi deðerlendirerek "bilmiyorum" diye cevap veren Ýsmail Habib Sevük de davetliler arasýndadýr.
Atatürk, Sevük''ü masasýna çaðýrýr. Sohbette dil konusu açýlýr. Atatürk, Sevük''e, içinde Arapça ve Acemce olmayan bir konuþma yapmasýný önerir. Sevük de genç þairlerden birine ait Tuna hakkýndaki þiirin bazý kelimelerini deðiþtirerek okur:

Yelesi kabarmýþ atlarla deðil
Kötü bir trenle geçtim Tuna''dan
Tuna''dan döneli bizim ordular
Akmýyor, yerinde duruyor sular.

Atatürk''ün "büyük Türk tarihinin uðultularýyla dolu olan kafasý ''Tuna'' deyince kýrlangýç cývýltýsý gibi o minik mýsralarla yetinmiyor" ve diyor ki:
-Bak Habib, darýlmaca, marýlmaca yok; bu þiir olmamýþ.
-Evet efendimiz, olmamýþ.
-Yoksa bu þiir senin deðil mi?
-Hayýr efendimiz.
Gazi ferahlamýþ gibi gülüyor:
-Buna ayrýca memnun oldum.
Duruyor, kadehinden bir yudum alýyor:
-Al eline kalemi; Tuna''yý ben dikte edeceðim.
Ve baþlýyor, aðýr aðýr dikte etmeye. Hazýrlýksýz söylediði bu sözler "nazým þeklinde, nazýmla nesir arasý, bazý mýsralarý aruza bile uygun düþen, kafiyeler bazen tam, bazen yarým, bazen serbest ve kafiyesiz bir tarzda"dýr.
Dikte iþi bittikten sonra Gazi, Sevük''e þöyle diyor:
-Bunlarýn þimdi veznine kafiyesine filan bakma; onlarý sen bir þekle koy. Ben yalnýz fikri dikte ettirdim. Sen bunu yarýn akþama kadar bir eser yapacaksýn.
Ýsmail Habib, "þimdi ne yapacaðým?" der gibi Milli Eðitim Bakaný Reþit Galip Bey''in yüzüne bakar. Reþit Galip de bir uyarýda bulunur:
-Paþam, Ýsmail Habib Bey''in nazýmda pek melekesi yoktur.
Gazi ýsrar eder:
-Ben Ýsmail Habib''i bilirim. Nazým, nesir, yahut ikisi ortasý; bunu istediði gibi çerçeveleyerek bir eser yapacak.
Ýsmail Habib çaresizlik karþýsýnda hemen iþe koyulur ve "Tuna üstündeki Ses" baþlýðý altýnda Atatürk''ün dikte ettirdiði fikirlerle bir þiir meydana getirir.
Atatürk, ne yazýk ki bu taslaðý görmemiþtir. Ýsmail Habib Bey, defalarca Atatürk''ün makamýnda bulunmasýna raðmen, devlet iþleri görüþüldüðü için þiiri sunma imkaný bulamamýþtýr. Fakat sonradan ihtiyaten ikinci bir taslak daha yazmýþtýr. Sevük, "Yazýlar vakýa benimdir, fakat ona üflenen nefes O''nun. Burada yazýya deðil, O''nun aziz nefesinden sinen hatýranýn vecdine bakmalý" demiþtir.
þiirin son þeklini Arif Kaptan, Türk Dili dergisinde "Atatürk ve Sanat" baþlýklý yazýsýnda yayýnlamýþtýr. Sevük''ün ilk taslaðý ile son þiir arasýnda fikir açýsýndan fark yoktur. Ýkinci þiir daha derli topludur:

Gafil, hangi üç asýr, hangi on asýr?
Tuna ezelden Türk diyarýdýr.
Bilinen tarihler söylememiþ bunu.
Kalkýyor örtüler; örtülen doðacak
Dinleyin sesini doðan tarihin:
Aydýnlýkta karaltý, karaltýda þafak
Yalan tarihi görüp, doðru tarihe giden.
Asya''nýn ortasýnda Oðuz oðullarý
Avrupa''nýn Alplerinde Oðuz oðullarý
Doðu''dan çýkan biz, Batý''da yine biz,
Nerede olsa, ne olsa kendimizi biliriz.
Hep insanlar kendilerini bilseler
Bilinir o zaman ki hep biriz.
Türk sadece bir milletin adý deðil,
Türk bütün adamlarýn birliðidir.
Ey birbirine diþ bileyen yýðýnlar,
Ey yýðýn yýðýn insan gafletleri,
Yýrtýlsýn gözlerdeki gafletten perde
Dünya o zaman görecek, hakikat nerede,
Hakikat nerede?

***
Oðuz Kaðan''ýn, Bilge Kaðan''ýn, Türk destanlarýnýn ve yazýtlarýnýn, dolayýsýyla ütüken adlý Göktürk baþkentinin verdiði birlik mesajýnýn, Türk çocuklarýna öðretilmesini isteyen, bu doðrultuda milli eðitim politikasýný belirleyen, Atatürk''tür. Türk çocuklarýnýn birer "Yavrukurt" olarak yetiþtirilmesini isteyen Atatürk''tür.
Türk tarihinin ana hatlarýný ortaya çýkaran, "tarihten önce de vardýk" diyen ve çarpýtýlmýþ insanlýk tarihinin bütün gerçekleri ile tespit edilmesi halinde, Türk Milleti''nin mukadderatýnýn deðiþeceðine inanan Atatürk''ün gösterdiði hedeflere ulaþýlmýþ deðildir. üstelik, 1940''lardan itibaren, Türkiye Atatürk''ün çizgisinden de çýkarýlmýþtýr. 0 halde, öncelikli sorun Türkiye''nin Atatürk çizgisine yeniden oturtulmasýdýr.
Bakýnýz Türkiye''yi yönetenlerin seviyesi öyle düþtü ki, Baþbakan bile "Lan terbiyesizlik yapma, ananý da al git buradan" diye konuþabiliyor!
Nereden nereye?