Küresel Emperyalizmin Dini EVANJELÝZM -V-´
09.06.2005 - 00:28 .
Neo-Emperyal Düzene Geçiþte Evanjelizm

Hegomonik bir güçten ðÝmparatorluðað yönelen, bunun için dünyanýn yeniden düzenlenmesini öngören günümüz Amerikan Emperyalizmi´ni benzerlerinden ayýran özellik emperyalist yayýlmacýlýðýn dinamik gücünü Evanjelizmðden almasýdýr.

Evanjelist düþünce, W. George Bushðtan önce Reaganðý da etkilemiþti. O dönemde de, Ortadoðu politikalarý oluþturulurken bu düþüncenin etkisi altýnda hareket edilmiþti. Hatta yazar Grace Halsellðe göre ðReaganðýn Libyaðyý bombalamasýnýn nedenlerinden biri de, bu ülkenin Armagedon sürecinde Ýsrailðle savaþacaðýný düþünmesi imiþ. 1985 yýlý Aðustos ayýnda bu konudaki düþüncelerini California senatörü James Millsðe açarak Tevratðýn Hezekiel bölümü 38. babýnda, inkarcý uluslarýn Ýsrailðe saldýracaðý ve Libyaðnýn da bunlarýn içinde yer alacaðýnýn yazýlý olduðunu, bundan dolayý Libyaðdan nefret ettiðini anlatmýþð (1)

Evanjelizmðin 11 Eylül ile birlikte Amerikaðda gücünün zirvesine çýkmýþ olmasý tesadüf olmasa gerek. ð11 Eylül hadisesi Ýslam Dünyasýðna yönelik küresel evanjelizm hareketi açýsýndan misyoner örgütlerine yeni bir ruh vermiþ, onlara inanýlmaz imkanlar saðlamýþtýr. Bu nedenle 11 Eylül saldýrýlarýnýn misyonerlerin iþine yaradýðý, zira onlara Ýslamða ve Müslümanlara karþý polemiklerinde kullandýklarý argümanlar açýsýndan önemli kozlar verdiði düþünülmektedir.ð (2)

Evanjelist G. W. Bushðun baþkan olmasý ile birlikte evanjelizm popüler bir güç haline gelmiþ, Amerikaðnýn dünya üzerindeki hegomonik yayýlmacýlýðýna yön veren baþat unsur olmuþtur.

2002´de Gallup (3) tarafýndan yapýlan bir araþtýrmada kendilerini Evanjelist olarak tanýmlayan Hýristiyanlarýn oraný % 50ðnin üzerine çýkmýþtýr. Bu araþtýrmaya göre ABD´de evanjelist inanca sahip insan sayýsý 100 milyonu, evanjelist din adamý ise 200 bini bulmaktadýr.

Evanjelist düþünce Bushðun karakteri üzerinde en belirleyici güç haline gelmiþtir. Bush kendisinin Tanrý tarafýndan seçilmiþ bir önder (Mesih) olduðuna iman etmiþ ve Tanrý´nýn kendisine yüklemiþ olduðu bu misyonun hedeflerine ulaþmak için her yolu meþru görmüþtür. Tanrý´nýn seçtiði bir kiþi olduðu için de herhangi bir sorumluluk endiþesi taþýmaksýzýn önüne gelen bütün engelleri (!) elindeki devasa askeri güç ile yok etmektedir.

Evanjelist misyonerlik, hedeflerine ulaþma yolunda önünde en büyük engel olarak Ýslamðý görüyor. 11 Eylülðden sonra Ýslam dünyasýna dönük fiziki ve manevi projeleri tek tek pratiðe geçirmeye baþladý.

Evanjelistlerin seleflerinden olan D. Mac Donald, Ýslamða karþý nasýl bir tavýr takýnýlacaðýný þu çarpýcý sözleriyle dile getiriyor: "Muhammed efsanesi çöktüðünde, yani Oðnun kiþiliði ve hayatý hakikat ýþýðý altýnda incelendiðinde bütün inanç çökecekti. Bu insanlarýn, Hýristiyan okullarý ve rahipleri tarafýndan kurtarýlmasý, kazanýlmasý gerekiyor. Misyoner faaliyetlerinin en etkili biçimde gerçekleþtirilebileceði þekil, Muhammedizmðe cepheden saldýrma deðil, aksine yeni fikirlerin, bu inancýn temelini aþýndýrmasýný beklemek yeterliydi."

Müslümanlarýn, Hýristiyanlaþmasýný saðlayacak bu yeni fikirler neler idi?

DÝPNOTLAR

1-Ýsmail VURAL, Beyaz Sarayýn Gizli Dini: Evanjelizm, s. 39, Karakutu Yayýnlarý, Ýstanbul, 2003
2-Türkiyeðde Misyonerlik Faaliyetleri, Sempozyum, Prof. Dr. þinasi GüNDüZ, s. 361, Ensar Neþriyat, Ýstanbul, 2005
3- http://www.gallup.com/poll/content/login.aspx?ci=16519

Küresel Emperyalizmin Dini EVANJELÝZM-VI-´
13.06.2005 - 03:43 .
ðDine karþý dinð mi?

ðMedeniyetler üatýþmasýð, ðTarihin Sonuð vb. tezlerle dünyayý yeniden biçimlendirmenin meþru (!) gerekçeleri oluþturulmaya çalýþýlmýþtýr. Medeniyetlerin barýþ içinde uyumunu kendi emellerine ulaþmada bir engel olarak görürler.

Tarihin Haçlý Seferleri ile birçok kez þahitlik ettiði en acýmasýz kýyýmlar-zulümler, bugün ðinsan haklarýð, ðdemokrasið ve ðözgürlükð deðerlerinin yüksek perdeden dillendirildiði dünyamýzda daha kapsamlý ve sofistike bir þekilde Müslümanlarý hedef aldý.

Müslümanlara dönük bu saldýrýlar tek boyutlu deðil þüphesiz. Fiziki saldýrýnýn yanýnda think-tank kurumlarýndaki toplum mühendislerince planlanan psikolojik, ekonomik, kültürel savaþlarla da Müslüman zihinler iðfal edilmekte, sadece topraklarý ve canlarý deðil, ruhlarý da teslim alýnmak istenilmektedir.

ABD, bir yandan bilinen askeri harekatlarýna devam ederken, diðer yandan direniþin kaynaðý olan Ýslamðýn hayat damarlarýný kesmek ve iþgale karþý ðcihadða deðil, teslim olan Ýslamða çaðýran ýlýmlý Ýslamðý Müslümanlara dayatarak nihai zafere ulaþmayý arzulamaktadýr. Nitekim Felluceðye düzenlediði ðHayalet üfkeð katliamýna karþý direnen Müslümanlarýn bu mukavemetine karþý, iþgali Müslüman zihinlerde meþrulaþtýrmak ve direnmenin nafile olduðunu telkin etmek üzere, Suudi Arabistan Genel Müftüsü´nden ðMüslümanlarýn kendilerini tehlikeye atmamalarýð ve ðdirenmenin caiz olmadýðýð yolunda bir naylon fetva bile almayý baþardý.

Bu yetmedi: Yeni Haçlý Seferleri´nin öncülerinden ve Evangelist misyonerlerin önde gelen din adamlarýndan rahip Anis Shorrosh (1), Müslümanlarý þüpheye düþürmek amacýyla Kurðanða alternatif bir kitap bile hazýrladý. ðGerçek Furkanð adlý bu kitap, Arapça olarak baþta iþgal topraklarýnda olmak üzere bütün Ýslam ülkelerinde daðýtýldý. Bu adamýn, G.W. Bushðun danýþmaný olduðunu hemen hatýrlatalým.

Prof. Dr. þinasi Gündüz, Gerçek Furkan (The True Furqan) adlý kitapla ulaþýlmak istenen amacýn, bir türlü Hýristiyanlaþmayan Müslümanlarý dönüþtürmek olduðunu belirttikten sonra þu tespitlerde bulunuyor: ð...bu kitap, Evanjelikler tarafýndan misyonerlik amacýyla hazýrlanmýþ bir metindir. Ýçeriðine baþtan sona Hýristiyan öðretileri ve teolojisi hakimdir. Kültüre uyarlama (yani contextualisation ya da inkültürasyon) yöntemi doðrultusunda, Hýristiyan mesajýný Müslümanlarýn kendi gelenekleri, din dilleri ve kültürel öðeleriyle onlara sunmayý amaçlamaktadýr. Bu amaç doðrultusunda metin hazýrlanýrken tamamýyla Kurðan üslubu, dili, terminolojisi ve Kurðanðýn þematik yapýsý temel alýnmýþtýr. Yani metin surelere ve ayetlere paralel tarzda bölümlere ve cümlelere ayrýlmýþtýr (hatta Arapça metinde bunlara sure ve ayet denilmektedir) ve her bölümün baþýna Besmele´ye benzer ama teslis içeriðine sahip bir baþlangýç ifadesi eklenmiþtir. Kullanýlan dil ve vurgular yönünden de Kurðan kopya edilmeye çalýþýlmýþtýr.

Bu noktada metni derleyen The True Furqanðýn, 1400 yýldýr muhaliflerine yönelik ´bir benzerini getirin´ meydan okumasýný yapan Kurðanða karþý bir meydan okuma olduðunun da (!) altýný çizmektedir. Zira yazar, oluþturduðu metnin Kurðanðdaki tüm özellikleri taþýdýðý iddiasýyla Kurðanðýn bu meydan okumasýna cevap verdiði düþüncesindedirð (2).

Müslümanlarý kendi emellerine ulaþma noktasýnda zararsýz ve itaat eden bireyler haline getirmek için hazýrladýðý projeleri saklama gereði duymayan ABD, bu örtülü amacý internet sitelerinde ifþa etmekten de çekinmiyor. Ýþte en yakýn örneði: 2004 yýlýnýn Mayýs ayýnda yayýnlanan "Sivil Demokratik Ýslam" isimli RAND (3) raporu:

Rapor, Müslümanlarý; Fundemantalistler, Gelenekçiler (Traditionalists), Modernistler (Modernists) ve Laikler (Secularists) olarak dört sýnýfta toplamakta ve bu gruplarý birbirlerine karþý konumlandýrmaktadýr.

Teklifi ise ðIlýmlý Ýslamðdýr.

Raporda öngörülen "Ilýmlý Ýslam" düþüncesini Müslüman zihinlere giydirmek için yapýlmasý gerekenler, Ýslam dünyasýnýn özgürleþtirilmesi; demokratikleþtirilmesi; eðitim-öðretim seviyesinin yükseltilmesi; insan haklarýný esas alan devlet sisteminin oluþturulmasýdýr.

Bu cilalý sözlerin arka planýna baktýðýmýzda psikolojik kuþatmanýn ve iþgalin boyutlarý daha iyi görülebilmektedir. ürnek olarak raporda dile getirilen ðeðitim seviyesinin yükseltilmesiðni ele alalým: Burada amaç Ýslam dünyasýnda eðitim-öðretim seviyesinin iyileþtirilmesi deðil, aksine think-tank odaklý proje ile eðitimi sekülerleþtirmek, Ýslamðdan soyutlanmýþ hale getirmektir. Bu doðrultuda Ýslami içerikli eðitim kurumlarýnýn baský altýna alýnmasý; sayýlarý azaltýlarak sonradan tümüyle kapatýlmalarý; Yahudileri konu edinen ayetlerin ve cihad içerikli derslerin eðitim müfredatýndan çýkartýlmasý talep ediliyor.

Bu, yeni bir din teklifidir.

Ya da dine karþý din önerisi.. üok çeþitli isimler altýnda ve çok farklý metotlarla yürütülen misyonerlik faaliyetlerinin ve bu cümleden olarak Kurðanða ve Ýslamða karþý baþlatýlan kurnaz saldýrýlarýn arkasýnda iþte bu amaç saklýdýr.


DÝPNOTLAR
1- Rahip Anis SHORROSH, Filistin kökenli bir Arap-Amerikan rahip. 1967ðde Kudüsðten göç ediyor, ABDðde teoloji eðitimi alýyor. Filistinðde Müslümanlarla olan iliþkilerinden hareketle, ABDðde Ýslamða ve Müslümanlara karþý mücadeleyi temel uðraþý ediniyor. Halka açýk toplantýlar, TV ve radyo programlarýnda sýkça yaptýðý Ýslam karþýtý söylem ve eleþtirilerini ayrýca kitaplaþtýrýyor ve böylelikle Islam Revealed (1988) ve Islam A Threat or a Challenge (2004) gibi çalýþmalarý kaleme alýyor. Katý Ýslam karþýtý tutumunu öyle aþýrý bir noktaya ilertiyorki Shorrosh, Koenigðs International Newsðte yayýmlanan ðTwenty-Year Plam: Islam Targets Americað baþlýklý bir yazýsýnda, þayet sýký önlem alýnmazsa 2020ðlerde Ýslam´ýn ABDðyi istila edeceði uyarýsýnda bulunuyor ve bunun için Müslümanlarýn çok yönlü bir çalýþma içerisine girdiklerini Hollywoodðdan TV, radyo ve internete kadar tüm iletiþim araçlarýný ele geçirmeyi planladýklarýný ileri sürüyor, tüm Hýristiyanlarý buna karþý önlem almaya çaðýrýyor.

2- http://www.dinlertarihi.com

3- http://www.rand.org/publications/MR/MR1716/ (Bu sitenin finansmaný CIA baðlantýlý Evanjelist Smith Richardson Vakfý tarafýndan saðlanmakta olup, rapor, Cherly Benard baþkanlýðýndaki bir komisyona hazýrlatýlmýþtýr.)

Küresel Emperyalizmin Dini: EVANJELÝZM -VII- 22.06.2005 - 06:00 .
Evanjelizm ve Ýsrail

ðAmerika, tarlalarýnýn ekinle beyaz; bilimsel araþtýrmalarýnýn ilgi çeken ve özgürlüðünün saðlama alýnmýþ olarak devam etmesini istiyorsa, Ýsrailði desteklemeye devam etmelidir.ð Jerry Falwell (1)

Evanjelizmin çaðdaþ önderleri Evanjelizmin savunduðu inancý anlatýrken, Kutsal kitapta anlatýlan ðsiyon topraðýð ve çaðdaþ Ýsrail devletinin ayný þey olduðunu söylemekteler: Tanrý insanlarý iki kategoriye ayýrýr. Yahudiler ve Yahudi olmayanlar. Tanrý´nýn bir dünyevi bir de uhrevi planý vardýr. Dünyevi olan Yahudiler içindir, uhrevi olan ise yeniden doðmuþ Evanjelik Protestanlar içindir. üteki insanlar, örneðin Budistler, Müslümanlar ya da Evanjelik olmayanlar Tanrý için önem taþýmazlar. Yahudilerin Mesih inancý ile Evanjeliklerin ilahi sandýklarý bu plan ayný þeydir. Bu yüzden Amerika´da milyonlarca Evanjelik, Mesih geldiðinde Yahudiler ve onlara yardýmcý olacak Evanjelikler bir yanda, diðer tarafta da Yahudilerin düþmanlarý Müslümanlar ve Katolikler arasýnda ðArmageddon" denilen bir savaþ olacak. Hz. Ýsa geri dönecek ve onun önderliðinde Yahudiler savaþý kazanacaklar ve bin yýl süren bir dünya egemenliði elde edecekler!
Bu inanýþ çoðu Evanjelistleri ðKeþke Yahudi olsaydým" anlayýþýna götürüyor. Evanjelistler, kýyametten önce yedi alametin vuku bulacaðýna inanýrlar. Bu alametlerin ikincisi Büyük Ýsrailðin kurulmasýdýr. Bu nedenle Evanjelist liderler Büyük Ýsrailðin kurulmasý için çalýþýrlar. Mesela Jerry Falwell, 6 þubat 1983ðte yaptýðý bir konuþmada, ðÝsrailðin Nil ve Fýrat nehirleri arasýnda kalan tüm topraklarý iþgal etmesini rica etmiþtir.ð (2)

ABD Baþkaný Bush ve ekibi Evangelizmin hem þaþmaz birer müridi, hem de Ýsrail için dünyayý ateþe verecek kadar Yahudi sempatizaný. Bu sevgi Oðnun dini tercihinin teolojik altyapýsýndan kaynaklanýyor.

ABD´nin Ýsrail ile olan iliþkisi ve Ýslam coðrafyasýndaki tasarruflarý büyük bir planýn uygulamasýdýr. Cumhuriyetçilerden Oklahoma senatörü James Inhofe, Ýsrail-Filistin sorunu hakkýnda þunlarý der:

"Bu bir politik savaþ deðildir. Tanrý´nýn sözünün doðru olup olmadýðý üzerine bir mücadeledir" (3).

Evanjelistler ðBüyük Ýsrailð devletinin gerçekleþmesi konusunda bazen Ýsraillileri dahi geride býrakýrlar. Bunun en ilginç örneklerinden biri 1985 yýlýnda Basel kentinde yapýlan I. Hýristiyan-Siyonist Kongresi´nde yaþanýr. üç gün süren kongrenin sonunda bir dizi tavsiye kararlarý alýnýr. Bunlar arasýnda tüm dünya Yahudilerinin Ýsrailðe göç etmeye çaðrýlmasý ve Ýsrailðin 1967ðde iþgal etmiþ olduðu Batý þeriaðyý resmen iþgal etmesi de vardý. Kongreye katýlan Yahudilerden biri ayaða kalkarak ðson cümledeki ifadenin biraz yumuþatýlmasýnda yarar olabileceðini, çünkü Ýsrail halkýnýn yaklaþýk üçte ikisinin Batý þeriaðnýn ilhakýna karþý olduðunuð söyleyince Uluslararasý Hýristiyan elçiliði temsilcisi Van Der Hoeven þöyle baðýrýr:

ðÝsraillilerin ne düþündükleri umurumuzda deðil; biz Tanrýðnýn ne söylediðine bakarýz ve Tanrý, o topraklarýn Yahudilerin malý olduðunu söylüyor.ð

Bugün ABD, Evanjelistlerin isteði üzerine Ýsrail´e her yýl 5-6 milyar dolar yardým yapmaktadýr. Bu yardýmlar ve destekler sayesinde Ýsrail sadece Orta Doðu´nun deðil, Dünya´nýn en büyük nükleer silaha sahip devletlerindendir. Bu yüzden Evanjelikler için ðHýristiyan Siyonistlerð tabiri de kullanýlmaktadýr. (4)

DÝPNOTLAR
1- Journal of Ecumenical Studies, pg. 182-183. Spring, 1988.
Ayný zamanda Liberty üniversitesi´nin sahibi olan Falwell, CBS kanalýnýn ð60 Dakikað programýnda, Ýslam peygamberi Hz. Muhammedðin ðterörist olduðunuð söyleyecek kadar fanatik bir Ýslam düþmaný.
2- Grace HALLSELL Prophecy and Politics: Militant Evangelits on the road to Nuclear War, pg. 77, Lawrence Hill Books, 1986.
3- David COM, Washington Editor of The Nation, AlterNet, April 19, Washington, USA, 2002
4- http://www.jcrelations.net/en/?id=2276

Küresel Emperyalizmin Dini: EVANJELÝZM -VIII-
28.06.2005 - 01:04 .
Sonuç

ðBatý medeniyeti, mesleðini gün ortasýnda açýktan icra edebilen, profesyonel bir hýrsýz gibidir. Ýnsanýn ruhunu çalýp hiçbir deðeri olmayan, et ve kemik yýðýnýndan ibaret bir ceset haline getirirð Muhammed Ýkbal.

Avrupaðda Luther ile baþlayan Protestanlýk, Ýngiltereðde Püritenizm ile güçlenmiþ, oradan da Amerikaðnýn kuruluþunda asýl harcý oluþturmuþtur. Bu harç ile yoðrulan Amerika, kuruluþundan itibaren kendini ðTanrý tarafýndan seçilmiþ üstün devletð olarak görmüþ, dünyanýn geri kalan ðhizmetkarlarýðna hükmetme hakkýna sahip olduðuna inanmýþtýr.

ABDðnin bugün sahip olduðu topraklar üzerinde yayýlma politikalarý Tanrýðnýn verdiði bir misyon, bir ðalýnyazýsýð olarak görüldü. Sonraki yýllarda bu görev anlayýþý geniþletilerek Amerikaðnýn, fikirlerini bütün dünyaya yayma misyonuna dönüþtürüldü. Bugün özellikle Bush yönetimiyle birlikte Amerikan dýþ politikasýnda dinsel vazife, gizli bir esas yön görüyoruz. Terörizm karþýtý savaþ adý altýnda Ýncilðden alýnmýþ ðþer üçgenið (axis of devil) sloganýyla yürütülen bir ðhaçlý savaþýð dünyayý uluslararasý kurumlarýn meþruiyetini tehdit ederek, dünyayý içinden çýkýlmasý mümkün olmayacak bir kuralsýzlýða, bir dünya düzensizliðine sürüklüyor.

Küresel emperyalizmin arkasýndaki bu karanlýk ve teolojik yüzü görmeksizin Amerikan yayýlmacýlýðýný hakký ile analiz etmek ve anlamak mümkün deðildir.

Amerikaðnýn emperyal yüzü birdenbire ortaya çýkmýþ deðildir. Kuruluþunda dahi birçok mazlumun kaný ve gözyaþý bulunan Amerikaðnýn varoluþ sebebi emperyalizmde yatmaktadýr.

II. Dünya Savaþýðndan sonra Ýngiltereðnin elinden sömürgecilik bayraðýný alarak dünya jandarmalýðýna soyunan Amerika, yarýþýn kendine düþen etabýnda seleflerine kýyasla daha þevkle ilerlemiþtir. Hegomanyadan, Ýmparatorluk emeline devþirdiði düþüncesi ile dünyaya yeniden düzen verme gayretindedir.

5 Aðustos 1996´da, Baþkan Bill Clinton Ýran ve Libya´yý ´milletlerarasý kanun dýþý´ ilan eden D´Amato-Kennedy yasasýný imzalayarak, terörizme karþý ilk Haçlý Seferi´ni teorik olarak baþlatan kiþi oldu.

Pratiðini ise 11 Eylül olaylarýnýn hemen ardýndan Amerika Baþkaný George Walker Bush -Evangelizmin öncülüðüne soyunarak- teröristlere (kastý Müslümanlar) karþý Haçlý Seferleri (Crusade) ilan ederek önce Afganistan, sonra da Irakðta taþ üstünde taþ býrakmayarak göstermiþ oldu.

Amerikan emperyalizminin globalize edilmesi, küresel güvenlik ve istikrarý bozmaktadýr. Küreselleþme süreci, Ýslam için, kendini özgürce yeniden gerçekleþtirme ve hayatla bütünleþtirme olanaðýný yaratmamýþtýr. Bilakis, Ýslam coðrafyasý ve medeniyetiyle sadece çýkar ve nüfuz kavramlarý açýsýndan ilgilenilmesi Ýslamðý ve Müslüman halklarý küresel köyün kenar mahallelerine zayýflatarak hapsetmiþtir. Bu, Ýslamðýn kendisini gerçekleþtirmesinin önünde engel oluþturduðu gibi, insanlýðýn diðer medeniyet bölgeleriyle saðlýklý alýþveriþte bulunmasýna da engel oluþturmaktadýr.

Küresel emperyalizmin iþgalleri ve sömürünün hedefinde olan Müslümanlara büyük sorumluluklar düþmektedir. Müslüman dünya olarak yaþadýðýmýz bu 9. Haçlý Seferleri, Evangelizm rengine bürünerek daha komplike bir hal almýþtýr. Cepheden gelen önceki 8 Haçlý Seferi karþýsýnda Ýslam dünyasý yekvücut durarak tehlikeyi püskürtebilmiþtir. Ama yedeðine toplum mühendislerini alarak ðinkültürasyonð ve ðþartlara uymað metotlarý ile Evangelizm olarak tekrar dirilen Neo Haçlý Seferleri karþýsýnda Ýslam Dünyasý, maalesef selefleri kadar yekvücut bir duruþ sergileyememektedir. Hak ve Batýlðýn bu denli iç-içe girdiði bir ortamda zihinler karýþmýþ, kalpler þüphe vesvesesi içinde artýk eski inancýný koruyamaz hale gelmiþtir.

Küresel emperyalizmin her türlü sömürü ve yayýlmacý iþgalleri yine küresel ölçekte bir direniþ ile durdurulabilir.