Gösterilen sonuçlar: 1 ile 9 ve 9

Konu: Eski Türklerde ilim

  1. #1

    Eski Türklerde Ýlim

    TAHÝR TüRKKAN'IN TARÝH NOTLARI

    BEþÝNCÝ BüLüM

    BüYüK ARAþTIRMACI KüZIM MÝRþAN'IN TESBÝTLERÝ

    ESKÝ TüRKLERDE ÝLÝM

    ORTA ASYA VE GüüLER

    KüZIM MÝRþAN, DüNYA TARÝHÝðni ORTA ASYA ile, ORTA ASYA TARÝHÝðni þimdiki TüRK BOYLARIðnýn atasý saydýðý ORTA ASYA ÝNSANI ile baþlatýr.
    Onun bu düþüncesi, Vadim A. RANOVðun 1993 tarihinde yayýnladýðý eserle ORTA ASYAðda YERLEþÝK KüLTüR MERKEZLERÝðnin PALEOLÝTÝK üAÐðdan beri varolduklarýný belirtmesiyle, daha kesin bir ifade ile 850.000 yýl önce ortaya çýktýklarýný söylemesiyle kesinlik kazanmýþtýr.

    Yani TüRKLERðin atasý ORTA ASYA ÝNSANI, zamanýmýzdan 850.000 yýl önce YERLEþÝK HAYATða geçmiþtið TüRKLER için öne sürülen "göçebe kavim" bu açýdan baþtan tutarsýzdýr.

    Bu YERLEþÝK ORTA ASYA ÝNSANI yaþadýðý maðaralarda duvar resimleri (PÝKTOGRAM) yapmýþ, (M.ü. 30.000) , sonra M.ü. 15.000ðlerde bu resimleri sembol þekillere, yazý türünde resimlere (PÝKTOGLÝF) dönüþtürmüþtür. TüRKLER bu sembollere TAMGA adýný vermiþler, zamanla bu ORTA ASYA TAþ DEVRÝ RESÝM YAZISI, bugünkü TüRKüEðnin temelini teþkil eden PROTO-TüRKüEðnin ALFABESÝðni oluþturmuþtur.

    Zamanýmýzdan 130-60 milyon yýl önce OZU-OGÝZ nehri (Dinyeper), KAZAN kenti ve YENÝSEY yakýnlarýndaki Krasnoiarsk þehri arasýnda büyük bir Ýü-DENÝZ vardý. Yine bundan 15.000 yýl kadar önce bu Ýü-DENÝZ parçalandý, ve 5 küçük iç deniz ile bir çok bataklýk haline geldi.

    Bu iç denizler þunlardýr: UüAÐIY KüL, OÐ-UR, OBÝL-UüÝ, OM-OÐ ve UüUÐILTIR KüL... Ayrýca UüUÐILTIR KüLðü KARADENÝZðe baðlýyan KARA KüL (Azak Denizi) ve bugünkü SÝBÝRYAðyý kaplýyan OB-OL bataklýðý vardý. SUB-OÐ, ANT-URUÐ, üR-APA, AT-OÐI BOLIK, KAJGAR, AKSU, KUüA, EB-IS BOLIK, OMÝÐÝ-KURGAN, AT-OM ESÝG adýndaki þehirler o zaman birer liman þehri idi.

    HARÝTA'da görülen bu iç denizler þimdi KARA-KUM, KIZIL-KUM, SARI-KUM, TAKLAMAKAN gibi çöllerin bulunduðu mýntýkalardýr.



    Buralarýn deniz olduðunu çöllerde bulunan deniz hayvanlarý fosillerinden anlýyoruz. Yukarda saydýðýmýz deniz ve þehir adlarýný da ALP ERÝN, üNRE-BÝNBAþI, YOLUÐ TÝÐÝN gibi ülkemizde pek tanýnmayan Asyalý Türk tarihçilerden ve PROTO-TüRKüE yazýtlardan öðreniyoruz.

    Bu çölleri ayýran çatlaklarda IDUG-AT üGüZ (Bereketli Nehir, sonraki Farsça adý Amu-derya) ve ÝYÝNüU üGüZ (Tarýma Faydalý Nehir, Farsça adý Siri-Derya) oluþtu. OM-OÐ iç denizi de kuruyunca geriye ÝKÝN ERÝS (Aral Gölü) kaldý. UüUÐILTIR iç denizi kuruyunca ortaya TURGÝ AYIRGüN KüL (Türkðü Ayýran Göl) oluþtu. M.ü. 3000ðlerde HAZAR TüRKLERÝðnden dolayý HAZAR DENÝZÝ adýný aldý. Batýlýlar bu denize Mer Cassepienne derler ki, KASSÝLER Denizi anlamýna gelir.

    Bölgede bulunan yazýtlarda, metinlerde OK, KARA, TAU, TAÐ, KUL gibi kelimeler geçer ki, hepsi TüRKüEðdir ve KOZMOZðla ilgilidir. Ancak ecnebi araþtýrmacýlar bu kelimeleri TüRKüE hariç bütün dillerde aradýklarý için, anlamýný bulamazlar.

    OK kelimesi, PROTO-TüRKLERðin büyük bir bölümünün kendilerine yakýþtýrdýklarý addýr. KOZMOZðdan "ateþ halinde döne döne gelip yeryüzüne indiklerinden" dolayýdýr. OK-ONÝM OÐ (devlet), OK-OMÝÐ (kent), OK-AT (yer), OK-OZ ULÝG KüL (deniz) gibi pek çok kelime vardýr.

    PROTO-TüRKLER, bu iç denizlere OK-ONGUNUS adýný vermiþlerdir. Bu kelime "OK halkýnýn üevrelediði Deniz" anlamýna gelir. Yani TüRKLER bu denizlerin etrafýnda yaþamakta idilerð Bundan binlerce yýl sonra bu kelime Eski Yunancaðya OKEANUS olarak geçmiþ, ondan da OKYANUS kelimesi doðmuþtur.

    KARA kelime OK-ARA kelimelerinin sýkýþmasýndan oluþmuþtur. "OK halký arasý", yani "Ok halklarýnýn kendi içinde, onlarýn yaþadýðý yer" anlamýna gelir. KARA-TAU, KARA-TEPE, KARA-KüL, KARA-SU þeklinde karþýmýza çýkar ki, mesela KARA-SU aslýnda siyah su deðil; "OK TüRKLERÝðnin etrafýnda yaþadýðý su" demektir.

    TAU, Anadoluðda kullanýlan DAÐ kelimesidirð Batýlýlar kelimeyi Sanskritçe kabul ederler. Aslýnda TAU (TAÐ), "gökyüzüne tagðýlý (takýlý), bitiþik, oradan sarkan" anlamýnadýr. Yüksek olmayana TAÐ denmez, TEPE denir. üünkü gökyüzüne deðmez. KARA-TAU, "OK TüRKLERÝðnin yaþadýðý dað" demektir.

    TAG-TAU kelimelerinin KOZMOZðla ilgisini TOROS DAÐLARIðnda da görürüz. Batýlýlar bunun TAURUS kelimesinden geldiðini söylerler ama nasýl ortaya çýktýðýný açýklýyamazlar. TAURUS kelimesi TAU-ER-USðun sýkýþmasýndan oluþmuþtur. ER (erme, eriþme), US (yüce, gök) demektir. Bu durumda TAU-ER-US, "göðe eriþen dað" anlamýna gelir ki, bu daðlarý bundan daha iyi tanýmlayan bir ifade olamaz.

    Bu tahlillerin GüNEþ DÝL teorisine uygunluðuna da dikkatinizi çekmek isteriz.

    Bahsettiðimiz iç denizlerin bulunduðu bölgede sýrayla:

    - BÝR-OY BÝL KONFEDERASYONU (M.ü. 9000-M.ü.1517)

    - AT-OY BÝL KON FEDERASYONU (M.ü.1517-M.ü.879) (Bir adý da AT-UKUS BÝL)

    - TüRüK BÝL FEDERASYONU (M.ü.879-M.S.580)

    devletleri kurulmuþtur.

    BÝR-OY BÝL (BÝR= bir, 1, tek, birleþmiþ ... OY= düþünce, oy, kanaat, kanýt, sistemð. BÝL=belde, egemenlik, hükümranlýk) aslýnda "TEK SÝSTEM BELDESÝ, TEK DEVLET HüKüMRANLIÐI, KONFEDERASYON" demektir. Bu KONFEDERASYONða ON-UYUL, OK-ONÝM OÐ, ALTUN UYUþ, ve ÝSUB-URA BÝL devletleri dahildi. Böylece KONFEDERASYONðun etkisi OZU-üGÝZðden (Dinyeper) üÝN hududuna, güneyde MEZOPOTAMYAðya kadar yayýlmýþtý. BÝR-OY BÝLðin ilk baþkenti bilinmemektedir. Ýkinci baþkenti ise, SUB-OÐðdur. SUB-SU, OÐ-KUTSAL demek olduðuna göre, bu þehir KUTSAL SU adýný taþýyordu. Baþkent M.ü.4241ðde AT-OGI BOLIKða taþýndý. Bu þehir Ruslar tarafýndan iþgale kadar SARAY, Sonra üARÝüÝN, VOLGAGRAD, sonra da STALÝNGRAD olmuþtur. þimdi yine VOLGAGRAD deniyor.

    Bu devletlerin halký olarak yaþýyan TüRKLER, M.ü. 30.000ðde DUVAR RESÝMLERÝðni yapan, M.ü. 15.000ðde RESÝM YAZIðyý kullanan insanlardýr. BÝR-OY BÝL KONFEDERASYONU döneminde TüRKLER ilk yazýyý kullanmýþlardýr. (M.ü. 7000) Bu yazý örnekleri ASYAðdaki TAMGALI- TALAS-ISSIK üçgeninde bulunmuþtur. Bu kültürü iç denizlerin kurumasý ile gittikleri yerlere taþýmýþlardýr

    Bölgede yaþiyan insanlar tabiat þartlarýndaki deðiþikliklere uyarak batýya, doðuya, güneye, kuzeye yayýldýlar. Aslýnda bu tarz göçler zamanýmýzdan 30-40.000 yýl önce baþlamýþtýð TüRKLERðin ORTA ASYAðdan göçlerini, bu göçlerin yollarýný, insanlarýn gittikleri yerlere kendi kültürlerini taþýmalarýndan, maðara ve duvar resimlerinden, dikili taþlardan tesbit etmek mümkündür... Bu duvar resimlerini, resim yazýlarý, ancak TüRK TAMGALARIðný tanýyarak deþifre edebilmekteyiz.

    Aslýnda Güü ETMEK ile GüüEBE olmak arasýndaki farký da iyi anlamak gerekir. ORTA ASYA ÝNSANI ve onun soyundan gelen TüRKLER göç ederler ama çoðu YERLEþÝK hayatý tercih edip DEVLET kurar. Sürekli göçebe TüRK aþiretleri vardýr ama, TüRKLERðin çoðu bunlardan ayrýlýp yerleþmeyi tercih etmiþlerdir.

    Bu Güü YOLLARI þöyledir:

    - OK diye bilinen PROTO-TüRKLER, ilk TEK TANRI inancý ile; TANRI BELDESÝ, KOZMOZ kavramlarý ile; ATEþ KüLTü, GüNEþ KüLTü ile , ve kutsal YILAN-BOÐA, KURT-ÝT, LEOPAR, DAÐ KEüÝSÝ inanýþlarý ile HÝMALAYALARða ulaþmýþlar, TÝBET yaylasýna varmýþlar, HÝNDÝSTANða inmiþlerdir. Bölgedeki BUDÝZMðin temelini teþkil eden ilk din kitabý ALTI YARIK TÝGÝN oralara giden TüRKLERðe aittir.

    - DOÐU ANADOLUðya ISUB-URA BÝL devletinin devamý olan SUBAR ve SABÝRLER ile girmiþlerdir. Ýlk göç edenler KAFKASYA-URMÝYE GüLü-KUZEY MEZOPOTAMYAðya yerleþmiþlerdir. Bu yerleþme M.ü.15.000ðlerde baþlamýþ, daha sonra ORTA ANADOLU ve BATI ANADOLUðya yayýlmýþtýr.

    - ÝKÝN-ERÝS (Aral Gölü) kýyýlarýndan hareket eden ESEN TüRKLERÝ, ORTADOÐUðya inmiþlerdir. Burada SUBARLARðýn yazýsý SüMER, FENÝKE yazýsý olarak ortaya çýkmýþ, sonradan GREK, BÝZANS, LüTÝN ve SLAV alfebelerine temel teþkil etmiþtir.

    ORTA FIRATðta (ÝDUK-AT) bulunan M.ü. 5500ðlere ait TELL ES SAWWAN seramiklerinde OK, Uü, ONü gibi PROTO-TüRKüE tamgalar görülmektedir.

    SüMER yazýsýnda tam 18 adet PROTO-TüRKüE tamga vardýr. UR, URUK kelimeleri "kent" demek olduðu gibi, GÝR-SU da "yer-su" anlamý verir. ÝDUK-AT "Fýrat"týr, Aþ-UR ise hem bir devlet adý, hem de "Dicle"dir. Bu ikinci kelime "aþ vurulan yer, topraklarý bereketli kýlan nehir" demektir. Aþ-URðun baþkenti ANT-UB UüUÐðdur. "Yüce Antlaþma Liderliði" anlamýna gelir ki, bir federasyonu simgeler.

    - OK veya ON diye anýlan bu PROTO-TüRKLERðin bir bölümü de KUT-YAK olarak adlandýrdýklarý AVRUPAðya göçmüþlerdir.

    HERODOTðun SKOLAT diye okuduðu, bizim ÝSKÝTLER dediðimiz millet te OK TüRKLERÝðnin soyundandýr. Bunlar OK-OZ ULÝG KüLðin (Karadeniz) kuzeyinden Uü-ESÝG EL-AT adýný verdikleri ROMANYAðyý da içine alan sahada yaþýyan ve kendi OK-UþUY devletleriyle M.ü. 2000ðlerde TüRüK BÝL federasyonuna katýlmýþlardýr... Burada ekleyelim ki, bizce OÐUZ kelimesi aslýnda OK-OZðdan, UZ kelimesi de OZðdan gelir. Her ikisi de OÐUZ (GUR, GUZ, UZ, OÐUZ) demektir... Böylece OÐUZLARðýn M.S. 700ðlerde ortaya çýkmýþ bir kavim olmadýðý, binlerce yýl öncesine, OK TüRKLERÝðne dayandýðý da ortaya çýkar.

    HEREDOT, onlarýn kullandýðý Uü-USÝG EL-AT ifadesini SKOLAT diye okumuþ, bu GREKLERðde SKÝT olmuþ, Fransýzcaðya SCYTHE (Sit) diye girmiþtir.

    Peki, Uü-USÝG EL-AT ne demektir?.. PROTO-TüRKüEðde bu (Uü=lider; ESÝG=etik, edilmiþ; EL= halk, il; AT=ad, bilinen) "OKðlardan oluþan ve lider olarak tanýnan halkýn devleti" anlamýna gelir.

    - Bir kol ÝSÝ-YÝR adýný verdikleri TUNA havzasýna inmiþler, su yollarýný takip ederek yüksek vadilere yerleþmiþlerdir.

    - Bunlar AVUSTURYA ALPLERÝ, ÝSVÝüRE ALPLERÝ, ÝTALYA ALPLERÝðne ulaþmýþlardýr. Bir kýsmý yollarýna devam ederek FRANSAðya girmiþler, PÝRENELERðden geçerek ÝSPANYAðya varmýþlardýr. Oradan PORTEKÝZðe ulaþmýþlardýr. Bugün FRANSA ve ÝSPANYAðda yaþýyan BASKLAR iþte bu HERODOTðun SKOLAT dediði, kendilerine EU-SCO diyen ÝSKÝT TüRKLERÝðnin bir koludur.

    Bir kol da FRANSA'dan ÝNGÝLTERE'ye geçmiþler ve adanýn kuzeyine yerleþmiþlerdir. Bugün ÝSKOü diye bilinen bu halkýn atasý ÝSKÝT TüRKLERÝ'dir. (Ýngilizcesi SCOT-SCIT) Bunu kendileri de kabul ederler.

    - Büyük bir OK grubu ise, M.ü.2500ðlerde ALPLERðden ÝTALYAðya inerek oraya yerleþmiþtir. Bunlar da ÝSKÝTLERðin ETRüSK diye bilinen koludur.

    - TUNAðdan güneye inenler BALKANLARða yerleþmiþtir. ARNAVUTLUK, MAKEDONYA, TRAKYAðya yerleþmiþlerdir.

    - M.ü.3000ðlerde YUNANÝSTANða ulaþan kol ise PELASK olarak bilinir. Onlar da ÝSKÝT TüRKLERÝðndendir.

    - Kuzeyden ve doðudan Anadoluðya girenler EGE bölgesine, daha sonra da ADALARða yayýlmýþlardýr. P. KRETSCHMER, "M.ü. 5000 yýllarýnda Anadoluðda kaybettiði ESÝ-EM kelimesinin adalarda karþýsýna çýktýðýný" belirtmektedir. Ancak bu bilim adamý, bahsettiði kelimenin TüRKüEðde "imek-olmak (to be)" fiili olduðunu bilmemektedir.

    Bu göçleri göz önünde tutunca, PROTO-TüRKüEðde "deniz, akarsu, su örtüsü" anlamýna gelen üG-üZ kelimesinin Greklerce AEGEUS (EGE) haline getirildiðini düþünmek yanlýþ olmaz.

    - PROTO-TüRKLERðden bir kol da MEZOPOTAMYAðdan yollarýna devam ederek OT-OÐ adýný verdikleri MISIRða yerleþmiþlerdir. Bunu, MISIR YAZITLARIðndaki TüRK TAMGALARIðndan tesbit ediyoruz.

    - üte yandan, iç denizlerin kurumasýna raðmen ASYAðda kalan OK TüRKLERÝðnden AT-ATA-URðlar (TATAR) kuzeyde MOÐOLÝSTANðda üTÝGÝN ÝRÝþ devletini kurmuþlardýr.

    - M.ü. 3000ðlerde BüYüK OKYANUSða kadar ulaþan TüRKLER, bugünkü üÝNðin kuzeyinde OD-URUGÝN YÝþ devletini, üÝNðin güneyinde ise UþUNTUNG UYUZ devletini kurmuþlardýr. PEKÝNðin ilk adý UþUNTUNG BOLÝK idi. BALIK kelimesi eski TüRKüEðde þehir anlamýna gelir. TüRK asýllý HAN sülalesi sýrasýnda HANðBALIK oldu, yani HAN þEHRÝ(baþkent)...

    KORE DENÝZÝðnin eski TüRKüEðdeki adý TALUYðdur. SARI NEHÝRðin ilk adý gene TüRKüEðdir: TALUY OGÝZð Diðer nehirler de þöyle bilinir: NANKÝN-ATATA BUV, HANTUNG-ANTUNG, HUANG-HO=UYUSU-OGÝZdir. PROTO-TüRKLERðin TABGAü-BARBAR dedikleri üÝNLÝLER ise ORDOS bölgesinde yaþarlar. üÝN ALFABESÝðnde tam 41 TüRK TAMGASI þekil olarak bulunur, anlamlarý ise deðiþmiþtir.

    - PROTO-TüRKLERðin bir kolu SÝBÝRYAðya yayýlýrken, bir kolu da BERÝNG BOÐAZIðný aþarak ALASKAðya ulaþmýþ, oranýn ESKÝMOLARðýný meydana getirmiþ, bir kolu da KANADA ve AMERÝKAðya inerek KIZILDERÝLÝ diye bilinen halký oluþturmuþtur.

    - Bir baþka kol RUSYAðnýn kuzeyine yayýlarak o bölgenin ESKÝMOLARðýný, bir baþka kol da FÝNLANDÝYAðdaki SAMOYETLERði meydana getirmiþtir. Sadece SAMOYETLER deðil, FÝN-OGUR halký da TüRKLERðle akrabadýr.

    - üÝNðden güneye inen bir baþka kol da PASÝFÝK ADALARIðna yayýlmýþtýr.... Oralarda bulunan ve okunamýyan pek çok yazýt, meseleye PROTO-TüRKüE ile eðilecek bilim adamlarýný beklemektedir.

    _____________________________


    KüZIM MÝRþANðýn eserleri:
    - Türk Metriði , 1966

    - Berechnung der staticsh unbestimmten Tragverke mit Erzatzlasten, 1968

    - Proto-Türkçe Yazýtlar, 1970

    - Dechiffrierung der Protogriechischen Inschriften, 1973

    - Altý Yarýq Tigin, 1978

    - Proto-Türkçeðden Bugünkü Kürtçeðye, 1983

    - Urqun-Selene Yazýtlarý Ýçin Kabul Olunan Tarih Tesbitlerinin Yeniden Gözden Geçirilmesi, 1983

    - Anadolu Proto-Türkleri, 1985

    - Is the Universe a Statical System Like a Frame? , 1986

    - Proto-Türk Bilginlerine Göre Astro-Fizik, 1990

    - Bolbollar (Historialar), 1991

    - Pictogramms, Petroglyphs, Isub-üg and Uw-On Inscriptions from Anatolia and On Qut Qolunç, Ancient Texts Related to Physics and Astronomy, from the Region Turfan (W. China) , 1992

    - Tatarcaðnýn Türk Alfabesi ile Yazýlmasý, 1992

    - Prototürkische Grammatik , 1993

    - Yazý Ýþaretleri, 1993

    - Alfabetik Yazý Baþlangýcý ve Glozel Yazýtlarý (Paris, Sorbonneðda 27.3.1993ðde verdiði konferans)

    - Alfabetik Yazý Baþlangýcý, 1994

    NOT: Büyük araþtýrmacý Kazým Mirþan, bu eserlerinde tam 121 Proto-Türkçe yazýtýn okunuþunu vermektedir.


    ***
    email: ttrkkan@excite.com

  2. #2

    Eski TÇrkler'de Ýlim

    ESKÝ TüRKLER'DE ÝLÝM

    30.000 YILLIK PÝKTOGRAMLARDA PROTO-TüRKüE
    Hatýrlanacaðý gibi, OGüL-OKUS ifadesi BÝLGÝ ve TECRüBESÝ ile yücelen demektir. BU-KÝSÝ ise, ASYA'da görülen ilk insandýr. Bu resim ve yazýlar, ORTA ASYA'nýn ilk insanlarýndan olan PROTO-TüRKLER arasýndaki böyle yücelmiþ kiþilerin, bilgilerini taþa dökmelerinin sonucudur.

    FRANSAðda 30.000-20.000 yýl öncesine ait RESÝMLER, keza AFRÝKAðda RESÝMLER bulunmasýna raðmen, hiç yazýya rastlanmamýþtýr. RODEZYAðda, CEBELÝTARIKðta, ÝSVÝüREðde ve ANADOLUðda (üATALHüYüK) bulunan RESÝMLER de yazý ögesi taþýmaz. HÝNDÝSTAN ve HÝNDÝüÝNÝðde de bir proto-yazý yok.

    Ama çok sonralarý ortaya çýkan ve M.ü. 3.000 yýlýnda yaygýnlaþan SüMER üÝVÝ YAZISIðnin kökeni, ve PRE-MISIR iþaretleri bu bahsettiðimiz ORTA ASYA RESÝM-YAZIðya dayanmaktadýr. AMERÝKA kýtasýnda resimlerde de, bu AVRASYA harflerini görmekteyiz. üÝNðin Büyük Okyanus kýyýlarýnda kurulan medeniyetin OK halkýna (TüRK) ait olduðunu, Moðolistan tarihçileri tesbit etmiþlerdir. TABIGAü (PRE-üÝN) dilinin pek çok kelimesi PROTO-TüRK kökenlidir.

    üRNEKLER (Birincisi üÝNCE, ikincisi PROTO-TüRKüE):

    üðÝ= Güü, ÝüÝ= Güü,

    VU = MEVCUT OLMAMA, UYUV =CANLI OLMAMA TAO= ATUV

    CHÝNG-CHðÝ= TOHUM GüCü, ÝüÝN-ÝüÝ (BÝR þEYDEKÝ ANA Güü)

    YÝN=ÝYÝN(ÝYÝM-ON), YAN= OYIL (OY-ONIL)

    Proto-dünya insanýnýn hiç biri, ORTA ASYA üGüL-OKUSLARI kadar AKIþ ON Oþ (AKINIþ) üARKIðnýn farkýna varmamýþtýr. Bu halkýn resimlerinde ezoterik bilgi yanýnda, her þeyi gerçekçi bir yaklaþýmla deðerlendirmeyi de görmekteyiz. Güneþ, ay, daðlar, yýldýzlar, hayvanlar, aðaçlar, hatta boþluk dahi KÝSÝ-OÐLUðnun hayatýný ifade araçlarýdýr.

    Eðer bir üGüL-OKUS duvar resminde GüNEþ çizilmiþ ise, bu onlarýn güneþe taptýklarý anlamýna falan gelmez. Güneþ, TANRI kavramýnýn ana unsurlarýndan olan ENERJÝ-Güüðün en önemli sembolüdür. Bir DAÐ resmi, manzara olarak çizilmemiþtir. DAÐ, yeryüzünden göklere uzandýðý için mukaddes güçlerin sembolüdür. AT (NAM-AD-ÝSÝM) kavramý AT ile, ÝT (ÝTÝCÝ-UYARICI Güü) kavramý ÝT (KüPEK) ile anlatýlmýþtýr. Yani, çok basit bir þekilde anlatmak gerekirse; yanyana bir ÝNSAN, bir AT, bir KARTAL resmi varsa, bu büyük bir ihtimalle BU ADAMIN ADI KARTALðDIR anlamýndadýr.

    Renklerin kullanýlmasý da öyledir. Güneþ ýþýðý spektrumda sýra ile KIZIL, SARI, YEþÝL, GüK(MAVÝ) ve MOR olarak görülür. Kürtlerin sözüm ona kendilerine mal etmeye çalýþtýklarý, KIRMIZI-SARI-YEþÝL renkler aslýnda binlerce yýldýr Türkler tarafýndan tercih edilen ana renkler olmuþtur. Halen de Anadolu Alevileri, Orta Asya Türkleriðnin giyimlerinde KIRMIZI-SARI-YEþÝL veya KIRMIZI-SARI-MOR ön plana çýkar.

    Renkler belli bir dalga boyu ile alakalý olduðu için insanlar üzerinde bariz etkiler yaratýrlar. Bu yüzden hepsinin zaman içinde oluþmuþ birer anlamý vardýr. KIZIL: ATEþ RENGÝ olmasý dolayýsiyle ENERJÝ sembolüdür. CELAL ifadesidir. Türkler bir olay karþýsýndaki menfi heyecanlarýný bu yüzden KIZMAK ð KIZARMAK kelimeleri ile ifade ederler. KIZAN, KIZDIRILAN cisimde ATEþ etkisi olduðunu gene bu renkle olan iliþkisinden anlarýz. Domatesin, elmanýn kýzarmasý, kýzýlcýk, hep bize bu meyvalarda ENERJÝ kaynaðý GüNEþðin etkisini hatýrlatýr.

    KIZIL kelimesinin bir de, SUðyun ÝNFRARED(kýzýlötesi) ýþýnlarý absorbe etmesi yüzünden, BÝO-ENERJÝ, yani bedenimizdeki KAN(ki o da kýrmýzýdýr) vasýtasýyla varlýðýný sürdüren ve dolaþan ENERJÝ anlamý vardýr.

    SARI: KIZIL ile ifade edilen ATEþðin solgun halini belirttiði için, SARI renk üLüM ve YÝTMÝþLÝK anlamý taþýr. Sararan yapraklar, azalan GüNEþ enerjisinin, soðuðun geldiðinin ve üLüMðün iþaretidir. Benzin sararmasý, bir insanýn vücudundaki BÝO-ENERJÝ oranýnýn düþtüðünü gösterir.

    YEþÝL: Bu renk, ATEþ ve ENERJÝðnin ne yakýcý derece fazla, ne de dondurucu derecede az olduðu, yani tam olarak HAYATðýn oluþmasýna imkan tanýyacak oranda olduðunu gösterir. Onun için YEþERMEK, canlanmak anlamýnda kullanýlýr. YEþÝL, HAYAT ve VAROLMA demektir.

    Türkler in SARI ve YEþÝLði ayný oranda kullanmalarý, onlarýn gerçekçiliðine iþarettir. üünkü HAYAT ve üLüM birbirinden ayrýlmaz. Doðan her þey ölür, ölen her þey baþka bir varlýða HAYAT verir.

    MAVÝ: GüK rengidir, zaten eski Türkler bu adý kullanýrdý.GüK ise OKSÝJEN, yani NEFES almamýzýn amacý demektir. Bu acýdan GüK rengi CANða iþarettir.

    AK: Iþýðý olduðu gibi geri iade eden renktir. üünkü ENERJÝðye, mücadeleye ihtiyacý yoktur. Bu yüzden, SAFLIK, ARINMIþLIK, OLGUNLUK, KEMALE ERMÝþLÝK halidir. Ayrýca CENNET demektir.

    KARA: Iþýðý tümüyle absorbe eder. Bütün renkleri yutar. Bu bakýmdan, GÝZLÝLÝK, KAPALI KALMIþLIK, CEHALET, TECRüBESÝZLÝK, KüTüLüK ifade eder. Saç ve sakalýn SÝYAH olmasý, GENüLÝK ama ayný zamanda TECRüBESÝZLÝK ve CEHALET sembolüdür. Bunlarýn AKLAþMASI veya AÐARMASI (bu kelime ayný zamanda ERMEK, GüÐE AKMAK anlamýna da gelir), ise BÝLGÝ, TECRüBE ve OLGUNLUK iþaretidir.

    Türkler bu renkleri taþýdýklarý sembollere uygun olarak binlerce yýl bayraklarýnda, kilimlerinde, halýlarýnda, çoraplarýnda, kýyafetlerinde, yazma ve mendillerinde, çok eskilerden kalma semboller ile birlikte kullanmýþlardýr.

    1605 yýlýnda Holandalýlar Avustralyaðnýn kuzeybatý kýyýlarýna çýktýlar. Yerli halkýn görünüþte hiç bir medeniyeti yoktu. Avcý ve toplayýcý idiler. Yani ilkel insanlarýn düzeyinde yaþýyorlardý ve 14.000 yýldan beri bu koca kýtada varlýklarýný sürdürmüþlerdi.

    Ne var ki, Batý Avustralya maðaralarýnda KIMBERLY diye bilinen yazýlý resimler bulundu. Bir astronata benzetilen resimlerden birinin üzerinde ETRüSKüE, PROTO-TüRKüE, PROTO-ÝYONCA, PRE-MISIRCA'da görülen harfler ile yazýlmýþ yazýda þu kelimeler vardý: ELÝS ESÝS OZ... yani KÝþÝ HALÝNDE GüÐE GEüME...

    Bugün ESKÝ DüNYAðda (ASYA, AFRÝKA, AVRUPA) bulunmuþ olan bütün yazýlarýn ayný esasa OGüL-UKUS ALFABESÝ'ne (ESKÝ BÝLGELERÝN ORTAK ALFABESÝ) dayandýðýný tesbit etmiþ bulunuyoruz.

    Ancak izahý zor olan husus, ayný alfabenin AMERÝKA kýtasýnda da görülmesidir. AVUSTRALYAðda da!..

    Mesela MAYA TAKVÝMÝ ðndeki ÝS harfi, PRE-MISIR yazýlarýndan ve ETRüSKüEðden çok iyi tanýdýðýmýz bir harftir. TENOHA TAKVÝMÝðnde ise US-üü, ÝT, AT, OÐ gibi o zamanlarýn BEYNELMÝLEL-uluslararasý harflerini okuyabilmekteyiz.

    Alimler AMERÝKA uluslarýnýn 30.000 ASYAðdan, BERÝNG BOÐAZIðný kullanarak geçtiklerini belirtiyorlar. Ancak 30.000 yýl öncesinin insaný, deðil yazmak, doðru dürüst konuþma kaabiliyetine bile sahip deðildi. Ya bu geçiþ tarihi yanlýþ, ya da medeniyeti daha sonra gelenler oluþturdu.

    PRE-MISIR medeniyeti 1. Sülalesinin kurucusu MENESðin M.ü. 2849 yýlýnda baþlýyan saltanatý ile baþlar... Ancak onlarýn ressamlýðý, heykeltraþlýðý, mimarisi, felsefesi günümüze yanlýþ yansýmýþtýr. Firavunlarýnýn ÝLAH olduðuna mý inanmýþlardýr? Bir kýsmý belki, ama hepsini öyle deðerlendirmek doðru olmaz. Hayvan putlara mý tapmýþlardýr? Büyük bir ihtimalle, hayýr!

    KONGOðda pigmeleri inceliyen bir yazar, onlarýn avlamak istedikleri file BWANA KUBA TENBO dediklerini yazar. Bu, "Büyük Allah Tenbo" demektir. Bundan pigmelerin file taptýklarýný çýkarmak acaba doðru olur mu?.. üünkü avladýklarý fili oturup yiyorlar. Yani, taptýklarý varsayýlan nesne yok oluyor.

    Bir halkýn kültürü, onun çaðýnda ve içinde yaþamadan, kolay anlaþýlamaz.

    Bu yüzden MISIR piktogramlarýný da farklý deðerlendirmek gerekir.

    MISIRðýn THEBEN (SUDAN) yakýnlarýndaki NEGADE bölgesinde M.ü. 3000-2000 yýllarýna ait bulgular, SüMER kültürüne þaþýrtýcý derecede benzemektedir.

    MENESðten önce MISIRðda hiç bir resim-yazýya rastlanmamaktadýr. Ancak o tarihten (M.ü. 2948) sonra birdenbire medeniyet hýzla geliþme göstermiþ, karmaþýk piktogramlar bütün yapýlarý süslemiþtir.

    Ýþte biz bunu SüMERLERðden TEB þehrine, oradan da KUZEY MISIRða gelen üGüL-OKUS kültürüne baðlýyoruz. Yani PROTO-TüRKLER'e!..

    M.ü. 1650ðde MISIRðda bir HÝKSOS istilasý vardýr. HÝKSOSLAR, ANADOLUðyu, MEZOPOTAMYAðyý ve YUNANÝSTANðI etkisine alan OK (TüRK)ýrkýdýr. MISIRða, atý ve savaþ arabalarýný getiriyorlar. 108 yýl MISIR onlarýn hakimiyetinde kalýyor. HÝKSOSLAR M.ü. 1542ðde MISIRðdan çýkartýlýyorlar. Bu tarihten sonra da MISIRðda büyük piramitlere rastlanmaz.

    MISIR yazýsý 1821ð de Fransýz alim þAMPOLYONðun ROSETTA TAþIðný okumayý baþarmasý ile çözüldüðü belirtilmektedir. Bugün 24 harfi olduðu kabul edilmektedir, halbuki aslýnda 604 deðiþik harf vardýr. . Ancak MISIR hiyeroliflerinde 3000 kadar deðiþik þekil vardýr. Týpký bugünkü üÝN ve JAPON alfabesinde 2000ðin üstünde þekil olmasý gibi! Aslýnda üÝNCEðdeki ideogramlarýn (kavramlarý belirten þekil) sayýsý 40.000ðdir.

    MISIR dilinin çözülmesini, KLEOPATRA gibi bir kaç kelimenin iki ayrý dilde ayný taþ üzerinde yazýlý olmasýnýn saðladýðý öne sürülmektedir. Biz alfabe sisteminden biliyoruz ki, baþlangýçta her HARF bir ÝDEOGRAM idi, yani anlatmaya çalýþtýðý þeyin resmi idi. o resmin bir okunuþu, bir de o harfin sonradan geliþtirilen okunuþu vardýr. Her dilde bugün bile her ses için bir kaç harf vardýr, veya bir harf bir kaç ayrý þekilde telaffuz edilir. Arapça da üç H (HA, HI, HE) harfi vardýr. Ýngilizceðde C harfi bazen S (city), bazen de K (case) okunur. Türkçeðdeki K harfinin bir ince bir de kalýn hali vardýr. (KAL-KEL) H harfi de öyle. (HALI-HEP)

    Bu yüzden Kazým Mirþan MISIR yazýsýnýn doðru okunduðu inancýnda deðildir. Ve þöyle der:


    -"MISIR üLüLER KÝTABIðný dikkatle gözden geçirdim. Ve gördüm ki okuyucu (esas metni okuyup tercüme eden) manalandýrabileceði þekiller aramakta, ve bu manalara göre cümleler kurarak metni tercüme ettiðini iddia etmektedir. Bazý metinlerde okuyucunun (tercümanýn) bulabildiði manalý harfler o kadar azdýr ki, insan 'Bu koca yazýda sadece bunlar mý yazýlmýþ?' demekten kendini alamýyor!"
    Kazým Mirþanða göre, MISIR yazýlarýný çözmenin tek yolu, o dönemde bütün AVRASYAðda kullanýlan, ve SüMERLERðden MISIRða ulaþmýþ olan üGüL-OKUS ALFABESÝ'nden yararlanmaktýr. üünkü yazýlar o dille yazýlmýþtýr. (Bakýnýz:OT-OÐ TAMÐALARI )

    Elbetteki zamanla bir tek TAMÐAðdan bir kaç ayrý ideogram çýkmýþtýr. Mesela üY tamðasý, ORTAASYAðda KEüE üADIR þekli ile ifade edilmiþken, PRE-MISIRðda bu, DÝRSEKTEN BüKüLMüþ KOL halini almýþtýr. Ayný þekilde AN tamðasý, PROTO-TüRKüEðde KÝþÝNÝN BEYNÝ VE OMURÝLÝÐÝNDEN MüTEþEKKÝL DüþüNME VE HÝS SÝSTEMÝðni ifade ederken; MISIRðda KÝþÝLERÝN AKLINI BAþINA GETÝREN TOKMAK haline dönmüþtür. ED tamðasý, PROTO-TüRKüEðdeCÝNSÝ MüNASEBET ARZUSU ÝLE YATAN KADIN anlamý taþýrken, MISIRðda bu AFRÝKA kültürünün de etkisi ile DÝþÝLÝK ORGANI haline gelmiþtir. ER tamðasý UüAN KUþ iken, KUþ TüYü olmuþtur. üS tamðasý GüK iken, MISIRðda GüÐü GüSTEREN KÝþÝðye dönüþmüþtür.

    PRE-MISIR medeniyetinin MEZOPOTAMYA-TEB-NÝL DELTASI yolunu takip eden PROTO-TüRK ð SüMER kültürü sonucu kurulduðunun delili, PRE-MISIR dilindeki resim-yazýlarýn PROTO-TüRKüE ile tercümeleridir.

    Bunlarý ilerde vereceðiz.


    ***
    email: ttrkkanexcite.com

  3. #3

    Eski TÇrkler'de Ýlim

    ESKÝ TüRKLER'DE ÝLÝM
    AT-ÝT PÝKTOGRAMININ AüIKLAMASI

    þimdi daha önce anlattýðýmýz anlayýþla bu resmi okumaya çalýþalým. Resmin en üstünde bir AT ile bir ÝT var. Yani yazýnýn baþlýðý buðAT ile ÝT birlikte ÝSÝM ÝTÝCÝ GüCü-ÝMPULSü anlamý verir. Yanyana duruþ çizgilerinden giderek AT AS ÝT ( ismin göðe yükseltici gücü) veya AT OS ÝT (ismin kainata yöneltici gücü ) anlamý çýkar.
    ATðýn üzerine bir ÝNEK resmi çizilmiþ olmasý, ATðýn yeryüzü atý olduðunu gösterir. üünkü ÝNEK manasýna gelen UD ayný zamanda YERYüZü sembolüdür. ÝNEK resminin hemen yanýnda AT YAVRUSU vardýr ki, bu GüK ATI demektir. Onun üstünde KAÝNATðýn üç sembolünün görmekteyiz. Bunu AT ve ÝT ile birleþtirince ON AT ÝT olur ki, KAÝNATTA MUVAFFAKÝYETÝN ÝTÝCÝ GüCü demektir.

    GüK AT, bir KEüÝ (ÝK-üCE) ile ÝKÝ BOYNUZðu ile ifade olunan DUALÝTE - ÝKÝLÝK- ZITLIK sahibidir. Bu sayede KEüÝNÝN SAKALI ile ifade olunan BEYLÝK, ÝLETÝCÝ, YILAN manalarýna gelen BU(AN) sahibi olabilmektedir. Resimdeki AV HAYVANI da ayný anlamý verir.

    Bu üst komposizyonun altýnda DÝþÝ olan ÝYÝM-ON(üin felsefesinde YÝNG), ve ERKEK olan OY-ONUL (YANG) ve onlarýn temsil ettiði DUALÝTEðyi görmekteyiz. Bu iki figür ayný zamanda bütün resmi ikiye bölerek ÝK-ÝK, yani AKINIþ üT göstermektedir.

    Altta ise GüNEþ þeklinde ifade olunan bir OÐ (ENERJÝ) resmi var. Bu OÐðdan güç alan UB, ÝKðin ÝSðini (RUH, NEFES) elinde tutmakta, ve yeryüzüne (ÝNEK üstüne) basmýþ olan bir AN-Uüða vermektedir. AN-Uüðun yüzünde YEDÝ NOKTA ile ED yazýlmýþ. Böylece hepsi ED AN-Uü Ýü ES olur. Ayný ifade PRE-MISIR piktogramlarýnda ED AN-Uü ESü olarak yer alýr.

    AN-Uü TAMÐASIðnýn üstündeki DüRT üÝZGÝ bulunmasý bunun TüRT BOLÝN (TETRAT) olduðunu gösterir ve ET-AT, AT-ÝT, UB-üK ve Bü-üKðe iþaret eder. ALTI YARIKða göre, UB-üK ayný zamanda üZÝ, Bü-üK de üGE manasýna gelir.

    Resmin en altýnda AKINIþ-üT AKINIþ görülmektedir. Burada bir ÝRð in, bir ÝNEKðle beraber olmasýndan hareketle YERYüZüðne hizmet etmekte olduðu, yani ÝSÝG-KüüÝG BÝRTüKÝRü tasvir edilmektedir. ÝRðin üstünde bir ON (koyun) resmi, onun yanýnda da bir AN harfi (ki üC-ONUN demektir) , ve onun yanýnda yarýsý ýþýk þeklinde resmedilmiþ bir ÝT vardýr. (KÝRMÝS YARIK) Bu da 4 maddeli üC-ONUN demektir.

    Bu resimde üst kýsmýn ALTI YARIK TÝGÝNðin OY-ONIL bahsini, orta kýsmýnýn ÝYÝM-ON kýsmýný, alt tarafýnýn da üC-ONUN kýsmýný anlattýðýný görmekteyiz. Ayrýca ortadaki UB-üK ve Bü-üK varlýklarýnýn ALTI YARIK hükümlerine, KÝþÝ-OÐLUðnun da TÝGÝN hükümlerine göre teþekkül ettiðini anlamaktayýz.

    Resmin ortaya koyduðu gerçek 1.500 yýl önce bir SÝNTAþða nakþedilen ALTI YARIK TÝGÝN felsefesinin, Türklerde 15.000 yýl öncesinde dahi var olduðu, ve Türklerin üGüL-OKUS olduðudur. Bu üGüL-OKUSLARðýn konuþtuðu dile, biz PROTO-TüRKüE demekteyiz. Bu dil tarih öncesi çaðlarýn biricik medeniyet dili olmuþ, uzun asýrlar boyu diðer kavimler tarafýndan kullanýlmýþtýr. Deðiþik diller aslýnda zamanýmýzdan çok kýsa bir süre önce ortaya çýkmýþtýr. (TEVRATða göre BABÝL devleti sýrasýnda, M.ü. 1800ðlerde.)

    ***
    email: ttrkkan@excite.com

  4. #4

    Orta Asya Anau KÇltÇrÇ

    BüYüK ARAþTIRMACI KüZIM MÝRþAN'IN TESBÝTLERÝ

    ORTA ASYA ANAU KüLTüRü ve BÝR OY BÝL FEDERASYONU

    Doðu Anadoluðda M.ü. 15.000ðden itibaren kaya resimleri, M.ü.7000ðden itibaren de yazýtlar görülür. Antalya-Beldibi yazýtlarý M.ü.7000, Ýstanbul-Fikirtepeðde bulunan M.ü.6000ðe ait kaplardan ikisinin üzerinde OK ve OZ tamgalarý vardýr.
    R. PUMPELLY, ðExploration in Turkestanð adlý makalesinde (1908, Washington), ðAþKABATðta M.ü.9000ðlere ait yerleþik bir kültür olduðuðndan bahsetmektedir. Bu kültüre ANAU adý verilmiþtir. Bu kültür, A. BELENITSKYðe (1965) göre M.ü.5000, D. SCHMANDT-BESSERATða (1978) göre M.ü.6000 yýllarýna aittir.

    Ancak VADIM A. RANOV, "7 yerleþim bölgesinin incelendiðini, ve ilk merkezin M.ü. 850.000 yýllarýnda kurulan AMUDERYAðnýn kaynak kollarýndan birindeki KULDURA olduðunu" bildirmiþtir. (Kendisi TACÝKÝSTAN Tarih, Arkeoloji ve Etnoloji Kurumu müdürüdürð Makalesi, ðHer þey Eski Taþ Dönemiðnde Baþlarð adýyla ðLes Dossiers dðArcheologieð dergisinin 185. Sayýsýnda, Eylül 1993 tarihinde yayýnlanmýþtýr.)

    Bir diðer merkez SEL UNGURðdur, M.ü. 250.000ðlere dayanýr. Hatta ÝSLAMOVða göre geçmiþi M.ü.500.000ðe kadar gider. SEL UNGUR, KIRGIZÝSTANðdaki FERGANA vadisinde, OK (þimdiki Oþ) kentinin batýsýndadýr. Ýkisi de KARA TAU (Karadað) adýný taþýyan iki merkez daha vardýr ki, bunlardan biri KULDURA gibi AMUDERYA üzerindedir. Diðeri ise, yine KIRGIZÝSTANðda TALAS vadisinin batýsýný oluþturan daðýn adýdýr.

    M.ü. 100.000-M.ü.35.000 arasýný ilgilendiren 14 yer incelenmiþtir. Bunlar arasýnda KUTURBULAK, KULBULAK, KAYRAKUM gibileri vardýr. BULAK ðgöz, pýnarð demek olduðuna göre, yüksek vadilerdeki su kaynaklarýnýn baþýna yerleþtikleri anlaþýlýr. Daha sonra OM-OÐ KüLðün kýyýlarýna inmiþler, sahil yerleþim birimleri kurmuþlardýr. KAPÝK-KAÐAN (KAPAÐAN, SEMERKANT) da ilk yerleþim bölgeleri arasýndadýr.

    HÝMAYALARðdan ALATAU(Aladað) ve ALTAYLARðla BüKLÝ üüLðe (Gobi) kadar uzanan bölgede 100 kadar yerleþim merkezi bulunmaktadýr. En önemli yerlerden biri TEþÝK TAþ MAÐARASIðdýr. Maðara, SEMERKANTðýn güneyinde BAYSUN DAÐIðndadýr. Burada ilk defa taþýn yapý malzemesi olarak kullanýldýðý görülmüþ, ðüstün bir kudretðin varlýðýna inanýldýðýný gösteren deliller bulunmuþtur. Bu hususu, baþka bir yazýda derinlemesine ele alacaðýz.

    Bir deðer yerleþim bölgesi TAMGALI SAYIðndaki KAYA üSTü RESÝMLERði M.ü. 30.000ðlere aittir....

    PÝKTOGRAMLAR (sembolik resimler) M.ü. 20.000ðe, PETROGLÝFLER (yazý elemanlarý içeren resimler) ise M.ü. 15.000 tarihini taþýr. ULU KEM ýrmaðý vadi ve steplerinde bulunan OT-OZ sintaþlarý yine ayný tarihlere aittir. (M.ü. 15000)

    ORTA ASYAðda M.ü. 9000ðlerde ortaya çýkan BÝR OY BÝL konfederasyonu derin bir felsefeye sahip, büyük bir medeniyettir. Ýnsanýn TANRI BELDESÝðnden (göklerden, manevi alemden) OZðlaþýp (öz, mükemmel) þekil deðiþtirerek, OT (od, ateþ, ýþýk , enerji) halinde yeryüzüne ðdöne döne indiðiðne inanýrlardý.

    OT-OZ denilen bu insan TANRIðdan geldiði için ðkutsalðdý. Herkes eþitti, ayýrým yoktu. Bu yüzden kendilerini yönetecek olan BUÐðu SEüÝMðle (kurultay) belirlerlerdi.

    TüRELER ile yönetilen bu insanlar kýsa zamanda AþÝRET-KLAN düzeyinden MÝLLET seviyesine ulaþmýþlar, DEVLET kurmuþlardýr. TüREðyi üYüþ-YIþ seviyesine yükseltmiþler, ANAYASA haline getirmiþlerdir. üok saðlam bir HUKUK anlayýþlarý vardý.

    Bu insanlar IB-IS BOLIKðlarda yaþamýþlar, yeryüzü-gökyüzü iliþkilerini incelemiþler, ASTRO-FÝZÝK bilimine ilk adýmlarý atmýþlardýr. Soyutlama yetenekleri ve yaratýcýlýklarý ile konuþtuklarý dili TAMGA denen SEMBOL-þEKÝLLERðe dökmüþler, ðtaþa urmuþlarð, yani DUVARLARða, KAYALARða, TAþLARða kazýmýþlardýr. RESÝM ve HEYKEL sanatýnýn ilk örneklerini bu OT-OZ insanlarý vermiþlerdir.

    Bir kýsmý BÝR OY BÝL konfederasyonuna baðlý Uü DEVLETLERðde yaþamýþlardýr... Bu adet, ta SELüUKLULARða kadar gelmiþtir. ANADOLUðda pek çok Uü BEYLÝÐÝ vardý. OSMANOÐULLARI BEYLÝÐÝ de bunlardan biri idi.

    Bu Uü DEVLETLERðden biri de ON OYULðdur. TAþKENT-BUHARA, KUüA-YARKENT arasýnda idi. AYIRIS (üur) nehri ON OYUL ile BÝR OY BÝL arasýnda sýnýr idið Bu AYIRIS(ayýrma) kelimesi sonradan bozularak Grekçeðdeki ÝRÝOS þekline girdi. Bazý Batýlý yazarlar ÝRÝOSðu ARYAN-üRÝ kelimesinin kaynaðý sayar. (Igor H. Klopin, Les Dossiers dðArcheologie, No. 185, 1993)

    Bir diðer Uü DEVLET, OK-ONIM OÐ idi. KUüA-URUMüÝðden üÝNðin ortalarýna kadar uzanýyordu.

    ISUB-URA BÝLðin baþkenti KAFKASYAðdaki üUR þehri idi. KAFKASLAR ve DOÐU ANADOLUðda egemendi. MEZOPOTAMYAðyý da kültürel etkisi altýna almýþtýr. ISUB-URA ðyazýya geçmiþ, kaydolmuþð demektir. Bu devletin BÝR OY BÝL federasyonuna kayýtlý, vasal devletlerden biri olduðunu gösterir.

    Bu üç Uü-DEVLETði yöneten kiþinin ünvaný USUB URUþ TURUK idi. Yani ðyazýya vurulmuþ, kayýtlý, baðlý, BUÐða tabið yöneticið Bu kiþinin URUUA TURU yani ðaskere almað yetkisi vardý. Bir devlet için çok önemli olan bu yetki, ASURLAR tarafýndan URUATRÝ olarak telaffuz edilmiþ, bundan da URARTU kelimesi doðmuþ, bir devlet adý olarak kabul edilmiþtir.

    üte yandan ISUB-URA kelimesinin SUBAR-SABÝR þekline dönüþtüðü sanýlmaktadýr. R. GHIRSHMAN, SüMER öncesinde (M.ü. 4000) MEZOPOTAMYAðda SUBARLARðýn yaþadýðýný kaydediyor. SüMERLERðin þimdiki TüRKLERðin atasý, akrabasý olduðunu biliyoruzð Ancak SüMER yazasýnda 18 adet PROTO-TüRKüE tamga bulunmasý, onlarýn çok daha eski TüRKLERðden geldiðini göstermektedir.

    ASUR devletinde dahi (M.ü.2000) SUBARCA konuþuluyordu. ASUR baþkentinin adý PROTO-TüRKüEðde ANT-UB UüUÐðdur, yani ðyüce antlaþma liderliðiðð

  5. #5

    Baysun DaÐia?ndaki

    BüYüK ARAþTIRMACI KüZIM MÝRþAN'IN TESBÝTLERÝ

    BAYSUN DAÐIðNDAKÝ TEþÝK TAþ MAÐARASI

    SEMERKANTðýn güneyindeki BAYSUN DAÐIðnda bulunan TEþÝK TAþ MAÐARASIðnda 9 yaþýnda olduðu tahmin edilen bir çocuk mezarýna rastlanmýþtýr. A.D. ODLADNÝKOV mezarýn 30-40.000 yýllý4k olduðunu tesbit etmiþtir. Yani daha yeni deðildir.
    Enteresan olan olay, maðaranýn aðzýnýn taþla örülü olmasýdýr. AMERÝKALI araþtýrmacý HRDLICA, bu iki hususu birleþtirerek su sonuçlarý çýkartýr:

    -üocuk cesedini ðgömmekð için ðmezarð yapýlmasý, o bölgede yaþýyan ORTA ASYA ÝNSANIðnýn ðüSTüN BÝR KUDRETði tasavvur etmiþ olduðunu gösterir. Maðara aðzýnýn taþla örülü olmasý ise, taþý ðyapý malzemesið olarak kullandýðýný, yani çaðýna göre üstün bir medeniyete ulaþmýþ olduðunu gösterir. ORTA ASYA ÝNSANI, ðruh ve kafa gücüðne sahiptir. Aklýyla ðgözle görülmeyenið tasavvur edebilecek, ayný zamanda ðtaþ örgüð ile ðsistemli bir yapýð kurabilecek seviyededir. üSTüN KUDRET kavramýndan TEK TANRI inancýnýn çýkmasý için M.ü.15.000ðli yýllarý beklemek gerekecektir, ama daha önce TüRKLERðÝN ATASI olan bu ORTA ASYA ÝNSANI, ðhis, düþünce ve gözlemlerðini maðara duvarlarýna, kayalara RESÝMLER olarak iþlemiþtir. M.ü. 150.000ðden sonra bu RESÝMLER, TAMGALI olmuþ, bilim dilinde PETROGLÝF denilen SEMBOL-þEKÝLLERðe dönüþmüþtür.

    HÝS ve HüþüNCEðnin resmini yapmak, SOYUTLAMA yeteneðini gösterir. ORTA ASYA ÝNSANI bu yeteneði ile ayný bin yýllarda dünyanýn baþka yerlerinde duvarlara, kayalara ðresim yapanð diðer insanlardan tamamen ayrýlmaktadýr. Ýþte bu farklýlýktýr ki, bize TüRKLERðÝN ORTA ASYAðDAN Güü YOLLARIðný tesbitte yardýmcý olmaktadýr.

    Resimlerdeki bu farklýlýk, bu SOYUTLAMA yeteneði nasýl ortaya çýkmaktadýr?.. ORTA ASYA ÝNSANI gördüðünü, NATURÝST bir anlayýþla olduðu gibi deðil; Düþündüðü, hayal ettiði, ve ona verdiði mana ile, soyutlaþtýrarak; lekeler, noktalar, yalýn çizgiler kullanarak, yani þEMATÝZE ederek çizmiþtir. Bu özellik diðer bölge insanlarýnda görülmemektedir.

    KAYA RESÝMLERÝ, ya da bilimsel adýyla PÝKTOGRAMLAR, M.ü. 30.000-15.000 arasýndadýr. ORTA ASYA ÝNSANI, o tarihten sonra, belki de taþa her þeyi olduðu gibi kazýmak zor olduðu için, SOYUTLAMA-þEMATÝZE ETME yolunu bulmuþ, tekrarlanan þekilleri SEMBOLLER ile resmetmiþtir.

    SEMBOL, bir þeklin göründüðünden farklý anlam taþýmasý demektir. Bir kavramý çaðrýþtýrýr. Bu yüzden SEMBOLLER, çeþitli KAVRAMLARðý çaðrýþtýrdýklarý için, özel bir DÝL oluþtururlar. Bu özel dilin, o dönemde ORTA ASYAðda konuþulan dil ile baðlantýsý olmasý gerekir. Resim yapan, semboller çizen insan, ancak kendi dilini yansýtýr.

    UV, OÐ, UB, BU gibi heceleri (ve bu hecelerin ifade ettiði kelimeleri, dolayýsiyle o kelimelerin iþaret ettiði varlýklarý) oluþturan bu SEMBOL þEKÝLLER, gerçek anlamlarýný, dallarý bugünkü TüRK LEHüELERÝðne kadar uzanan, PROTO-TüRKüE köküne dayanmaktadýr. TüRKLER, bu sembol-þekillere TAMGA adýný verirler ki, bugün bile DAMGA belirli sembolik bir þekil anlamýna gelir.

    En az iki TAMGAðnýn yanyana gelmesiyle yazý doðmuþ, diziler halinde TAMGALAR ile de YAZITLAR-KÝTABELER oluþmuþtur. Birden fazla TAMGAðnýn cümle teþkil etmesi, M.ü.8000 yýllarýndadýr. KÝTABELERðin doðuþu ise M.ü.7000ðdedir. Ve bu þeref PROTO-TüRKLERðe aittir. Bu þekilde geliþen PROTO-TüRK YAZISI, daha sonra batýya taþýnmýþ, SüMER, MISIR, FÝNÝKE, GREK, ÝSKÝT, LATÝN alfabelerini etkilemiþtir.

    üSTüN KUDRET kavramýnýn M.ü.15.000ðlerde geliþtiðini SEMBOLÝK KAYA RESÝMLERÝ ve SÝN-TAþLAR (heykeller) üzerindeki yazý elemanlarýndan anlýyoruz. O yýllara tarihlenen PETROGLÝFLERðde ES (ruh), ED (yaratma), ÝK dualite, ikilik, yani ruh ve beden, madde ile mana) ve OS (TANRI Beldesi, Kozmoz, Manevi ülem) tamgalarý açýk bir þekilde görülmektedir.

    Daha sonralarý ED (yaratma) tamgasýndan EDÝN, ER, DENÝR, TENÝR, TENRÝ, TANRI (yaratan) KELÝME ve KAVRAMLARðý doðmuþtur.

    Ýþte bütün bunlarýn baþlangýcý TEþÝK TAþ MAÐARASIðndaki üOCUK MEZARIðdýr.


    ***
    email: ttrkkan@excite.com

  6. #6

    Tanri BeldesÝ

    BüYüK ARAþTIRMACI KüZIM MÝRþAN'IN TESBÝTLERÝ

    TANRI BELDESÝ VEYA KOZMOS
    Eski insanlarýn çoðu KüÝNATðta cereyan eden olaylarý sihirle, büyüyle, TANRIðyý da insan þeklindeki ilahlar ile açýklamaya çalýþmýþtýr. GREK MÝTOLOJÝSÝðndeki ilahlar yerler, içerler, evlenirler, kavga ederler, hatta insanlardan çocuklarý olur. Ki, bu sonuncu anlayýþ bugünkü HIRÝSTÝYANLIKðta bile varlýðýný sürdürmektedir.

    ORTA ASYA ÝNSANI farklýdýr. KüÝNATðý, YARADILIþðý TEK TANRI kavramý ile birleþtirir ve hepsini GüNEþ KüLTü, ATEþ KüLTü, sonradan bu ikisinden doðan BOÐA-YILAN KüLTü ile açýklamaya çalýþýr. Ki, bu da biz TüRKLERðin ve TüRKLER ile akraba milletlerin (JAPON, eski AZTEK, MAYA) inançlarýnda yaþar.

    Bu kültlerde TANRIðDAN OLMA, TANRIðDAN GELME ve sonunda TANRIðYA VARMA safhalarý MüREN yaþanýr. Bu açýdan ÝSLAMÝYETðteki ðTANRI, üDEMðe Kendi Ruhuðndan üfledið ve ðOðndan geldiniz, Oðna döneceksinizð anlayýþýna uygun düþer.

    Her bakýmdan TüRKüE olan ve hala kullandýðýmýz TANRI kelimesi YARATAN demektir... ED=Yaratma kavramýndan doðmuþtur... EDÝN-ER, EDÝN-ÝR, DÝNGÝR, TENGÝR, TENGRÝ, TENRÝ ve TANRI deðiþiminden geçmiþtir. EDÝN-ER, SüMERCEðde TANRI demekti. Sonraki bin yýllarda DÝNGÝR de ayný anlamda kullanýlmýþtýr.

    Varolma, TANRI BELDESÝðnde baþlar. Bunu MANEVü üLEM olarak ta, KOZMOZ olarak ta alýnabilir. ON-OÐðdur bu yaratýlanð Ýster meleklerin secde ettiði üDEM olsun, isterse Kazým Mirþan'ýn tabiri ile KOZMOS KÝþÝSÝ!..

    ON-OÐ, TANRI BELDESÝðnde UYU-USUK haldedir. Buna ðyüce uyku halið veya ðuyuyan ruhð denilebilir. UYU-USUK kelimesi bugünkü dilimizde UYUþUK haliyle varlýðýný sürdürmektedir.

    Bu varlýk, YU-USUK halinde þEKÝLSÝZ, MADDESÝZ ve HAREKETSÝZðdir. Sonra TANRIðnýn KENDÝ'ne duyduðu AþK ile tutuþup, OZðlaþýp, yani maddeye bürünüp OT (od-ateþ) ile, ALEV olarak, IþIK olarak, NUR olarak DüNE DüNE yeryüzüne iner!.. Orada yine OZðlaþýp, yani þekil deðiþtirerek CAN sahibi olur. Bedenlenir. OK adýný alýr. Artýk YERYüZü KÝþÝSÝðdir. ðBir GÝZLÝ HAZÝNE idim, BÝLÝNMEK, SEVÝLMEK istedim, KüÝNATðý o yüzden yarattýmð kudsi hadisindeki gerçek te budur.

    Süresini tamamlayýnca, OK insaný yine ATEþðe vurulur,imtihanlardan geçer... Yine OZðlaþarak, deðiþerek, alev haline gelerek, duman gibi döne döne uçar ve TANRI BELDESÝðne ulaþýr... Yine ON-OÐ olur, TANRIðya kavuþur.

    PROTO-TüRKLER, kendilerini OT ile OZ olduklarýndan, yani ilahi ateþin, sevginin, enerjinin etkisi ile þekle büründüklerinden kendilerine OT-OZ derler. ENERJÝ, TANRI KUDRETÝðnin KAÝNATða, bizim ölçeðimizde DüNYAðya yansýmasýdýr ki, ATEþ KüLTü ile GüNEþ KüLTü doðmasýna sebep olmuþtur. Aralarýndaki iliþki de yine ENERJÝðdir.

    KAÝNATðý yaratan TANRI, TEKðtirð Ancak KUDRETðinin KAÝNATða yansýmasý ÝKÝLÝ olur. HAYAT ve üLüM, KITLIK ve BEREKET, ÝYÝ ve KüTü, GüZEL ve üÝRKÝNð Ýþte bu KUDRET YANSIMASIðnýn (TECELLÝ) sembolü GüNEþðtirð GüNDüZ ortalýk yerde GüNEþ vardýr, GECE ise AY çýkarð YüCE ALLAHðýn CELüL (KUDRET) ve CEMüL (YüZ, GüZELLÝK, SEVGÝ) özellikleri ENERJÝ KAYNAÐI GüNEþ, ve ve onun ýþýðýný yumuþakça yansýtan AYðda kendini gösterir. Buna bir de CER (yer, YERYüZü) eklenince üüLü BÝRLÝK ortaya çýkarð üü sayýsý zamanla kutsallaþýr. Hatta Hýristiyanlýkðta TANRIðnýn BABA-OÐUL-KUTSAL RUH olarak kabul edilmesine yol açar.

    AY, GüNEþðin EKÝðdir (eþi, þerefi, ikincisi). GüNEþ hem HAYAT verir, hem YAKAR, kavurur. YERYüZüðnde hem BEREKET ve BOLLUK vardýr, hem de KITLIK ve üLüMð Ýþte ÝNEK bu BOLLUK ve BEREKETðin semboludür. Hem ET verir, hem SüT!.. Ýneðin iki boynuzu bunu simgelerð BOÐA da ineklerin varolmasýný saðladýðý için ayný þekilde BEREKET ve BOLLUK sembolüdür. Onun da 2 boynuzu vardýr. Göklere uzanýr.

    üyleyse ÝKÝ BOYNUZLU BOÐA (ve ÝNEK) figürleri YERYüZüðndeki iyiliði göklerdeki TANRIðya ulaþtýrmakta, bu þekilde bir nevi þükretmektedirð Bu anlayýþ MISIRLILARðda da vardý. Ancak HÝNDÝSTANðda doruða ulaþýr. HÝNTLÝLERðin KUTSAL ÝNEK inanýþý hala sürmektedir.

    TANRI da kendindeki iyiliði döne döne, YILAN gibi YERðe indirir, YERYüZü bu þekilde varlýðýný sürdürür.

    Bu ÝYÝLÝK ve BOLLUK kavramý TüRKLERðin DEVLET anlayýþýna da yansýmýþtýr. þöyle ki:

    YERYüZüðnde insanlarýn ÝYÝLÝK ve BOLLUK içinde yaþamalarý için TANRIðnýn YERYüZüðne ÝYÝLÝK indirmesi, YERYüZüðnün de þüKüR etmesi yetmez!.. BUÐ(BEY) ve BUVUN(BUDUN-MÝLLET) ÝYÝLÝK içinde olmalý, ve onlarýn ÝYÝLÝKLERði TANRIðdaki KüNðe ulaþmalýdýr.

    Bunun için de BUÐðun týpký GüNEþ gibi bir eþi olmalýdýr. (HANðýn yanýnda HATUN) Ýkincisi, BUÐ, BUVUN hayrý için KUL-KüLE gibi çalýþmalýdýr. Ancak böyle davranan BUÐ (BEY-HAN) makbul addedilir, öldükten sonra ateþe vurulur, ýþýk, enerji olarak uçup üZ-ÝüÝþðe (CENNET) girer, TANRIðya ulaþma imtiyazýný elde eder.

    üZðün (kiþinin manevi varlýðýnýn) ÝüÝþði, TANRIðdan gelen üZðün ateþte yok olarak tekrar TANRIðya varmasýdýr. .. Binlerce yýl sonra bu anlayýþ ðAþKIN ÝLE YANAYIM / VARLIÐINDA YOK OLAYIMð tarzýndaki tasavvufi þiirler olarak karþýmýza çýkar.


    ***
    email: ttrkkan@excite.com

  7. #7

    GÇneÞ KÇltÇ

    BüYüK ARAþTIRMACI KüZIM MÝRþAN'IN TESBÝTLERÝ

    GüNEþ KüLTü
    üGüL-UKUS insaný, TEK ve YARATICI KUDRETði ifade için GüNEþ resmi çizmiþtir. Bu hiç bir zaman onun GüNEþðe taptýðý anlamýna gelmez!.. Gökte ve yerde gördüðü en kudretli cismi, ve de tek olan bu cismi, YARADANðýn sembolü olarak kullanmýþtýr. üünkü GüNEþ hayat verir, topraðý canlandýrýr, bitkileri yeþertir. Ýnsanlarý ýsýtýr. Bazen de kurutur, öldürür. Sonsuz bir enerji kaynaðýdýr.

    Günümüz UYGURLARðý, dualarýnda ðEy GüNEþði ýsýtan TANRI!ð derlerð Yani ðGüNEþ bizi ýsýtýyor, ama biliyoruz ki, onu da bir ISITAN var. ð Bu anlayýþ GüNEþ KüLTüðnün günümüze yansýmasýdýr.

    PROTO-TüRKLERðde GüNEþ KüLTü ile ilgili en eski belge yukarda gördüðünüz, TAMGALI SAYðda bulunan KAYA RESMÝðdir. TAMGALI SAY, KAZAKÝSTANðda, ALMAATAðnýn ( Almati) 160 km. kuzeybatýsýnda BALKAþ GüLüðnün güneybatýsýnda, AYIRIS (bugünkü üU) nehrine açýlan vadilerden biridir.

    Resmin tarihi, Sovyet Bilim Akademisi araþtýrmacýlarý tarafýndan M.ü. 8000 olarak tesbit edilmiþtir. (KAZAK Epigrafikasý, G. MUSABAY, A. MAXMATOV, G. HAYDAROV, Almati, 1971)

    KAYA RESMÝðnin anlatmak istediði þudur:

    KüN(güneþ) ve EKÝ(EYKÝ-ay, tamamlayýcýsý) gökten yere, BUÐðu takdis için inmiþlerdir. Resmin sað alt tarafýnda (saçlý iki insan figürü halinde) bulunmaktadýrlar. BUÐða (bey) BUðluk (han) ünvaný vereceklerdir. Böyle bir ünvana sahip olan kiþi halkýna bir kul gibi hizmet etmek zorundadýr.

    Bu zorunluluk, 1) bir GüREV, ve 2) bir YETKÝðdir, ayný zamanda 3) KUTSALðdýr! Bu yüzden ünvan, ancak TAKDÝS-KUTSAMA töreni ile verilir.

    Dikkat edilirse, iki tane GüNEþ ve AY varð. Bir çifti yukarda, GüKðte, diðer çift YERðe inmiþ, insanlarýn arasýnda ve baþ taraftað KUR'AN'da "ÝKÝ doðunun, ÝKÝ batýnýn ALLAH'ý" þeklinde bir ifade geçer ki, buradaki hem GüK'te, hem YER'de GüN-AY olmasýný hatýrlatýr.

    BUÐða YETKÝ verilmesi KüNðdeki üü HASSA ile mümkün. Bu da GüKðteki KüNðün baþýndaki BENEKLÝ üü HALKA ile gösterilmiþ. Ayrýca üü HAYVANðla baðlantý kuruyorð Bunu da ÝKÝ KOL, BÝR BACAK ile yapýyorð gene üü!ð ðüüð kelimesi en yüksek yeri gösterdiði gibi, ayný zamanda 3 sayýsýný da belirtir.

    GüKðteki KüNðün (GüNEþ) yanýndaki AYTEN-TENRÝSÝ (AY) ise EKÝ (iki) niteliði taþýmaktadýr. Bunu baþýnýn etrafýndaki üÝZGÝLÝ HALKA ve BENEKLÝ HALKA ile görüyoruz. Ayrýca ÝKÝ HAYVAN, her birinde BÝR KOL, BÝR AYAK, toplam ÝKÝ KOL, ÝKÝ AYAK var.

    Bir durup düþünürseniz, KAYA RESMÝðnin üST KISMIðndaki ÝKÝ FÝGüRðden (dualite) birinde hep üü, diðerinde de hep ÝKÝ olmasýný TESADüFðle izah etmek, mümkün deðildir. Zamanýmýzdan 10.000 yýl önce bu KAYA RESMÝðni çizen ORTA ASYA ÝNSANI, bir þeyleri SEMBOLÝK halde dile getirmiþ, anlatmýþtýr.

    Devam ediyoruzð AYðýn SOL elinde ÝKÝ PARMAK, SAÐ elinde BÝR PARMAK, ki, BUðya (HAN-HüKüM SAHÝBÝ, ve TEK, BÝR) iþarettir. Toplam gene üü eder. KEüÝ( Dað Keçisi) ve ÝT ona ait hayvanlardýr. DAÐ KEüÝSÝ, yükseklere týrmanýr, TANRIðYA HABER götürür. ÝT ise MUHAFIZðdýr.

    KüN TANRISIðnýn hayvanlarý ise ÝNEK ve YOLBARSðtýr (KAPLAN). Yaratýcýlýðýnýn sembolü ðdoðum vaziyetindeki ile keçiðdir, keçinin arkasýndaki DüRT üÝZGÝ bunu gösterir. Bu sayý TOÐ-UR, TüR-ET, TüRT aþamalarýndan geçerek bugünkü haline ulaþmýþtýr. TOÐ-UR(AN) KADIN, TüR-ET(ER), yani TüR denilen, evin en mutena köþesine oturur.

    Burada KüN TANRISI, AY TANRISI denince sanki TEK TANRI kavramýndan ayrýldýðýmýz düþünülebilir. Ancak meseleye ALLAHðýn CELüL ve CEMüL sýfatlarý gibi bakmak gerekir. Yani ortada ikinci bir tanrý yoktur, ðtanrýð denilse bile!.. tek TANRIðnýn yansýmasýdýr. Zaten AY da GüNEþðten aldýðý ýþýðý yansýtýr, GüNEþðin yüzünü (CEMüL) gösteren aynasýdýr.

    Uygulanan EZ ED A EM, yani TAKDÝS MERASÝMÝðdir. EZ-takdis, ED-etme, yaratma, EM-duruþ demektir. Hepsini birleþtirince TAKDÝS ETME MERASÝMÝ tamlamasý elde edilir. Bunu ayrýca sað alttaki KüN ve AY figürlerinin YEDÝ YALKINðdan oluþan saçlarýndan, ELÝ BELÝNDE duruþtan anlýyoruz Bu EM pozisyonudur. Dünyada HAYATðýn mümkün olduðunu, ve bunun GüKðle iliþkisini gösterir.

    PROTO-TüRKüEðde ALT kelimesi ðtemsilcið demektir. 6 çizgi veya 6 noktayla ifade edilir. EKÝ (AY) bu töreni TANRI adýna yönettiðinden, TEMSÝLCÝ durumundadýr.

    Dikkat edilirse, AYðýn baþýnda 6 YALKIN bulunduðu, KüNðün baþýndaki 7 YALKINðdan birinin AYðýn baþýna uzanarak 7.yi tamamladýðý görülür. Bunun çok derin manalarý vardýr.

    Diðer üü figürün tek kollarýný havaya kaldýrmýþ olmasý, GüKðü iþaret ettiklerini, KUDRETði GüKðten aldýklarýný, belki de þüKüR ettiklerini gösterir.

    Bu merasimin gerçekleþmesi için BUÐðun eþinin de merasimde bulunmasý gerekir. Yani eþli olmayan, evli olmayan olgunluða ulaþmýþ sayýlmaz. HATUNðsuz BUÐ (BEY) HAN olamaz!.. Bu da PROTO-TüRKLERðde kadýna verilen önemi gösterir.

    GüKðten yere inmiþ olan KüN ve eþi AY, BUÐðu YILAN ile takdis ederler. üünkü YILAN, BU-OÐ-A (BOÐA) sýfatýný taþýmaktadýr. BU (BUÐ- han, kral, yüce kiþi) , OÐ ( güneþ, kutsal, þeref) A (artikel)ð hepsini birlikte tercüme edersek YüCE GüNEþ olur ki, YüCE TANRI demektir. TANRIðnýn kudreti GüKðten YERðe döne döne iner, bu da kývrýlan YILAN kavramý ile verilmiþtir. . Resimde HALAY çeker gibi elele tutuþmuþ YEDÝ KÝþÝ hareketleri ile YILANðý sembolize ederler. YILANðýn kuyruðu ile BUÐða deðiyor olmasý da ayrý bir mana taþýr.

    SÝBÝRYA etimolojisini inceliyen bir heyet , orada duyduklarý BOÐA kelimesini BOA sandýklarýndan , bu tropikal yýlanýn SÝBÝRYAðya olmýyacaðýný, bu kelimenin HÝNDÝSTANðdan ve SANSKRÝTüEðden geldiðini düþünmüþlerdir. Heyet GüNEþ KüLTü ve TüRKLERðdeki YILAN-BOÐA iliþkisini bilmediklerinden bu sonuca varmýþlardýr. (Le Chamanisme, Payot, Paris, 1961)

    Demek ki TüRKLERðin BEYði, bu TEKDÝS MERASÝMÝ ile YüCE HAN olmuþtur. HAN sembolü ð1ðdir. EZ EDÝ (takdis edilmiþ) olmanýn sembolü ð7ðdir. BU EZ EDÝ (YüCE HAN) tahtýna, veya postuna BU EKÝ A (eþi HATUN) ile oturacak ve halkýna hizmet edecektir.

    Bir KAYA RESMÝðnde yer alan 10.000 yýllýk törenden bugüne yansýyan o kadar çok þey vardýr ki!.. Ama biz HALI ve KÝLÝMLERðde hergün karþýmýza çýkan ELÝ BELÝNDE figürünü, ve döne döne HALAY çekilen MÝLLÝ OYUNLARðýmýzý hatýrlatmakla yetinelim. EM (ELÝ BELÝNDE) bugün dahi motif olarak ÝM diye anýlýr.

    Ama KAYA RESMÝðnin anlattýklarý bitmedið KüNðün baþýnda 3 DAÝRE ð En dýþardaki halkada 19 BENEK var!.. US-yüce kat, 3 DAÝRE-yüce kat tarafýndan (görev, yetki, ve kutsallýk dalga dalga yayýlýyor.

    ONDOKUZ kelimesi OT OÐ EZ ON kelimelerinin sýkýþmasýndan oluþmuþtur. OT-OÐUZ-ON, ON TOÐUZ, ONDOKUZð. ON(halkýnýn) OT-OÐ-EZ (kutsal GüNEþ TANRISI)

    Ýþte TANRIðyý sembolize eden GüNEþðin etrafýndaki KUTSAL halkalara konulan bu 19 BENEK bu figürü diðerlerinden kesin olarak ayýrýyor.

    Ýþin enteresan yaný, 10.000 yýl öncesine ait bu 19 SAYISI, M.S. 600ðlerde karþýmýza KURðAN-I KERÝM içinde 19 MUCÝZESÝ olarak çýkýyor!..

    Ýkinci halkada 17 BENEK varð EZ ED A ON kelimeleri birbirine kaynaþarak EZ-EDA-ON, CEDÝ ON , ON CEDÝ (þimdiki KAZAK-KIRGIZ telaffuzu), ve ONYEDÝð Yani EZ EDÝ (takdis edilmiþ, kutsal) ON(halký için) ð

    En iç halkada 11 BENEK varð BU ER ON kelimeleri sýkýþarak BÝR-ON, sonra da ONBÝR olmuþtur. BÝR (HANðýn özelliði, tek)ð ON (halkýna), yani ON halkýna HAN (olmak üzere)ð

    Ýki ucu bitiþmiþ çizgi halindeki kafa dairesi EMðdir. Uü-EM (takdis eden, takdis olunan)

    Biz buradan iki mana çýkartýyoruz. Birincisi TAKDÝS EDEN TANRI açýsýndan. Ýkincisi ise TAKDÝS OLUNAN BEY açýsýndanð

    Bu sembol bütün insanlarýn yaratýcý TANRI açýsýndan bakýnca, ðBEN, YüCE GüNEþ TANRISI, KUTSIYARAK YARATTIÐIM ON HAKININ BEYÝNÝ TAKDÝS EDERÝM, ONU SÝZE HÝZMETLE GüREVLENDÝRÝR, üSTüN YETKÝLER VERÝRÝMð anlamýna gelir. TEK ve YüCE TANRIðnýn sembolü olan GüNEþ, insanlarýn üzerinde ve onlara hakimdir.

    TANRI tarafýndan kutsanan BEY açýsýndan ele alýrsak, BEY ve HATUNðu halkýn üzerindedir ve bu sembol ðBEN YüCE GüNEþ TANRISI TARAFINDAN KUTSANMIþ ON HALKININ TAKDÝS EDÝLMÝþ, GüREVLENDÝRÝLMÝþ BEYÝYÝM,ð anlamýna gelir.

    AY TANRISI figürüne gelince, onun baþýnda üÝZGÝLÝ ÝKÝ DAÝRE, ve dýþta 17 BENEK vardýr. Tümünü ele alýrsak, US (GüNEþ TANRISI), EZ ED A ON (17 benek), EK A (iki daire), EZ AD A ON ( çizgilerle ayrýlmýþ 17 halka boþluðu), EK A (2., 2 parka, 2 hayvan) kelime ve sembollerini görürüz.

    Bunu da gene iki ayrý þekilde açýklamak mümkündür. Birincisi, ðBEN YüCE TANRIðNIN ON HALKINI TAKDÝS EDEN HAYIR SAHÝBÝYÝM,ð yani ðTANRIðnýn RAHMAN (veya RAHÝM) vasfýyýmð anlamýna gelir.

    Ýkincisi, HATUN açýsýndandýr. ðBEN YUCE KATIN KUTSADIÐI ON HALKININ BEY EþÝYÝM, BEYÝN KUDRETÝ YANISIRA HAYIR SAHÝBÝ, MERHAMET SAHÝBÝYÝMð anlamýna gelir.

    Sonuç olarak, KAYA RESMÝðnde KüN-EKÝðnin (GüNEþ ve AY) YüCE TANRI adýna ON HALKIðnýn BEYðini takdis ettiðini görüyoruz. Ancak TEK ve YüCE TANRIðnýn resmi yoktur bu konfigurasyonda. Onun KUDRETðinin, YARATICI vasfýnýn, ve RAHMETðinin, yani CELüL ve CEMüL sýfatýnýn sembolize edilmiþ haliyle karþý karþýyayýz.

    PROTO-TüRKLER Yüce YARADAN için bir yer tayin etmemiþlerdir. Oðna TANRI, demiþ, YARADAN sýfatý dýþýndaki özelliklerini ESÝS kelimesi ile ifade etmiþtir. YER TANRI, GüK TANRI, AY TENRÝSÝ, KüN TENRÝSÝ gibi ifadeler hep bu TEK TANRIðnýn belirli özelliklerini ifade için kullanýlmýþtýr... Bunu, binlerce ðtanrýðsý olan HÝNDUÝZM ve BUDÝZMðde de görüyoruz.

    HANðýn yanýnda HATUNðu ifade eden BU EKÝ A kelimeleri zamanla BEGÝK, BÝKE þekline dönüþmüþ, KRALÝüE anlamýna kullanýlmýþ, SANSKRÝTüEðye , oradan URDUCA ve baþka dillere BEGüM olarak geçmiþtir.

    Son olarak belirtelim, PROTO-TüRKLERðin bir TANRI adý olarak kullandýðý ESÝS kelimesi, OT-OÐðda (MISIRðda) karþýmýza ÝSÝS olarak çýkar!


    ***
    email: ttrkkan@excite.com

  8. #8

    UÇu-ekÝ Veya

    BüYüK ARAþTIRMACI KüZIM MÝRþAN'IN TESBÝTLERÝ

    UüU-EKÝ VEYA MüHR-ü SüLEYMAN
    Her bakýmdan TüRKüE olan ve hala kullandýðýmýz TANRI kelimesi YARATAN demektir. ED=Yaratma kavramýndan doðmuþtur. EDÝN-ER, EDÝN-ÝR, DÝNGÝR, TENGÝR, TENGRÝ, TENRÝ ve TANRI deðiþiminden geçmiþtir. EDÝN-ER, SüMERCEðde TANRI demekti. Sonraki bin yýllarda DÝNGÝR de ayný anlamda kullanýlmýþtýr.

    EDÝS kelimesi, M.ü.3000ðlerde EGE bölgemize ve YUNANÝSTANðda varlýk gösteren PELASGLARðda TANRI anlamýna gelirdi. I O = ED IS ONG = YARATMA BAþARISI = YARATAN demekti.

    KüN-EKÝ (GüN-AY, GüNEþ VE AY) sembolü ÝüÝüE, TERSYüZ ÝKÝ üüGENðdir. ALTI KüþELÝ YILDIZ diye de bilinir. Bu þekli ÝDÝL-URAL bölgesinde, ALPLERðde KAMUNLAR yöresinde görüyoruz. PROTO-TüRKüEðdeki adý UüU-EKÝðdir, ðGüK ÝKÝLÝSÝð anlamýna gelir. M.ü.3000 yýllarýnda ORTADOÐUðya indiði sanýlmaktadýr. ÝSLAMÝYETðte MüHR-ü SüLEYMAN diye YAHUDÝLÝK ve HIRÝSTÝYANLIKðta DAVUDðUN YILDIZI diye bilinir. SELüUK ve OSMANLI sanatýnda, çiniler, tabaklar, sahan ve siniler üzerinde, tahta ve tavan süsleri arasýnda çok sýk kullanýlmýþtýr. En tipik örneklerinden biri HACIBEKTAþ kazasýnda türbenin içindeki ASLANLI üEþMEðdekidir.

    MüHR-ü SüLEYMAN, Yüce ALLAHðýn CELüL ve CEMüL sýfatlarýný sembolize eder. Bu yüzden GüK ÝKÝLÝSÝ, yani ÝKÝ ÝLüHÝ VASIF açýklamasý son derece yerindedir. KURðANðda anlatýldýðýna göre, HZ. SüLEYMAN bu MüHüRðü yüzüðünde taþýrmýþ. O yüzüðe sahip olduðu sürece de kuþlarýn, Karýncalarýn dilini anlar, cinlere hükmedermiþ. Bir gün cinlerden biri bu yüzüðü çalmýþ, SüLEYMAN da bu KUDRETðini kaybetmiþ.

    Hemen ekliyelim ki, KURðANðdaki kýssalar da KAYA RESÝMLERÝ gibidir. ZAHÝRðdeki KELÝMELERðin arkasýnda DERÝN MüNüLAR vardýr.

    YAHUDÝLERðin ALTI KüþELÝ YILDIZðI kendilerine SEMBOL ve BAYRAK yapmalarý, MUSEVü HAZAR TüRKLERÝðnden dolayýdýr. Bilindiði gibi DüNYA MüSEVÝLERðinin yarýsýndan çoðunu HAZAR TüRKLERÝðnin soyundan gelenler oluþturmaktadýr. (Bakýnýz: Arthur Kostler, 13. KABÝLE, Ansiclopedia Judaica) Ýsrail bayraðýna MAVÝ renkte iþlenmesinin sebebi de, MAVÝðnin hemen bütün TüRK boylarýnda TANRIðya iþaret etmesidir (GüK rengi).

    Aslýnda ALTI KüþELÝ YILDIZ, Ýsrail Devletiðnden çok önce, bizde ANADOLUðda kullanýlmýþtýr. TEKE BEYÝ MüBERÝZüDDÝN MEHMETðin 14 Mayýs 1373 yýlýnda ANTALYA burçlarýna diktiði bayrakta beyaz zemin üzerine kýrmýzý ALTI KüþELÝ YILDIZ vardý!ð (T. Gülensoy, ORHUNðdan ANADOLUðya TüRK DAMGALARI)


    ***
    email: ttrkkan@excite.com

  9. #9

    Proto-tÇrklera?de Harf

    BüYüK ARAþTIRMACI KüZIM MÝRþAN'IN TESBÝTLERÝ

    PROTO-TüRKLERðDE HARFLERÝN DÝLÝ
    Beyaz Avrupalýlar bütün üstünlük iddialarýna raðmen, kendi dillerine þanlarýna (!) uygun bir geçmiþ, bir köken bulamamýþlardýr. Araþtýrmalar Batýlý bilim adamlarýný hep ASYAðya yöneltmiþtir.

    Ýddiaya göre, bir grup Beyaz Avvrupalý topraklarýndan yürüyerek çýkmýþ, ASYAðya yayýlmýþ, BAYKAL GüLüðnün güneybatýsýndaki TAMGALI VADÝSÝðne ve ARÝOS Nehri kenarlarýna yerleþmiþ, bir büyük medeniyet kurmuþ, sonra bu medeniyeti HÝNDÝSTANða, ÝRANða, üÝNðe ve ANADOLUðya yaymýþtýr!.. Avrupalýlar bu nehir çevresinde yaþadýklarý için üRü-ARYAN adýný almýþlardýr! (Igor N. Khlopin, Les Dossiers dðArcheologie, No. 185, 1993) Bunu ciddi ciddi öne sürdüklerini BEYAZ AVRUPALIðNIN üSTüNLüK PALAVRALARI sayfamýzda da belirtmiþtik.

    Halbuki BERTHOLD böyle bir yayýlmanýn ancak AT ile mümkün olabileceðini söyler ki, doðrudur. (Andre Berthold, 1. Türk Tarih Kongresi, sf.33) ATðýn anayurdu ASYA olduðuna göre, ATðI ilk ehlileþtirenler ASYA ÝNSANI olduðuna göre, göç ederek medeniyet götürenler ancak ASYALI insanlar olabilir.

    Ama biz gerçeði bir kenara býrakýp Batýlýlarýn iddialarýný inceliyelim. Batýlý bilim adamlarý önce bölgedeki varlýklarýný kanýtlayabilmek için Hindistanðýn kadim dili SANSKRÝTüEðye sarýlmýþlardýrð Ama Hintlilerðin tarihi en çok M.ü. 2500ðlere uzanýr.

    Sonra AVRASYAðdaki eski KURGAN halkýna el atmýþlardýr.

    KURGAN kelimesi, hep Rusça sanýlmýþtýr. Rusça sanýlan, halbuki aslýnda üZ-TüRKüE olan o kadar çok kelime vardýr ki!.. Mesela KAPGANð Orta Asya Türkleriðnin dahi Rusça zannettiði bu kelime ðhayvan tuzaðýð anlamýna gelir. Tam karþýlýðý ise KAPMAK fiilenden türemiþ KAPANðdýr!. Yine ayný þekilde ðsucukð Rusçaðda KOL-BASA diye geçer. KOL, Orta Asyaðda ðelð anlamýnda kullanýlýr. Yani, ðelle basa basa koyun veya sýðýr baðýrsaðýna doldurulan etð anlamýna gelir. Zaten ülkemizde kullanýlan PASTIRMA kelimesinin aslý da BASTIRMAðdýr. Eskiden TüRKLER savaþa giderken yanlarýna aldýklarý etleri eðerle at arasýna koyar, eðere oturunca eti bastýrarak sýkýþtýrýp içindeki kanýn akmasýný saðlar ve böylece kuruturlardý.

    KURGAN kelimesine dönersek, aslý OK-URUGUNðdur. ðOK URUÐUðnun mezarýð demektir. Kelime sýkýþarak KURGUN olmuþ, sonra telaffuzu da deðiþerek KURGAN halini almýþtýr.

    KURGANðýn HERODOT tarafýndan kullanýlýþý HYRCAN (okunuþu IRCAN) þeklindedirð. Bu kelime HYRCANIE þekline sokularak bir ülke adý haline getirilmiþ ve o ülkede götürülüp HAZAR DENÝZÝðnin güneydoðusuna, ÝRAN topraklarýna yerleþtirilmiþtir. (Igor H. Khlopin, Doss. Archeo. No. 185, 1993) Bir baþka deðerlendirme de, Avrupalýlarða ARYAN denmesinin sebebi, ÝRANðdýr. üünkü HÝNT-AVRUPA dillerinin eski ÝRAN dili ZENTðle baðlantýsý vardýrð

    Halbuki o bölgenin esas adý GURGANðdýr, tam 36 KURGAN bulunmuþtur ve ta BÝR OY BÝL FEDERASYONU zamanýndan beri TüRK topraðýdýr. O tarihlerde ON OYUL (Kozmik Federasyon) adlý bir TüRK devletine aitti.

    Sözün kýsasý, Batýlýlarðýn kökü kökeni ÝRANðda bulunsa bile, ZENT dili HÝNT-AVRUPA dillerinin kökü olsa bile, Ýran (PERS) tarihi en çok M.ü. 2000ðlere iner.

    üÝN deseniz, üÝN MEDENÝYETÝðnin tarihi M.ü. 2500ðe bile ulaþmaz. Her ne kadar C. Hopkinsðe göre üÝNðde yazýnýn baþlangýcý olarak M.ü. 3000 tarihini verirse de, T. de Lacouperie M.ü. 2300 olduðunu söyler. Son araþtýrmalar bu tarihi daha da öne çekmiþ, üÝN þEKÝL-YAZIðsýnýn baþlangýcý M.ü.1700ðler olarak tesbit edilmiþtir. Kaldý ki, üÝN ALFABESÝðnde tam 41 PROTO-TüRK TAMGASI bulunur! TüRKLERðin üÝNðdeki varlýðý ise, M.ü. 2600ðlere dayanýr.

    Bu tarz çalýþmalar Batýlý bilim adamlarýnýn istedikleri sonucu vermeyince, ANADOLUðya yönelmiþ, burada ziraatle uðraþan halkýn dilinden hareket edip GREK-LüTÝN baðlantýsýyla AVRUPAðya varmaya çalýþmýþlar, ama bu da tatmin edici olmamýþtýr. üünkü bu çalýþmalarýn hiç birinde PROTO-TüRKüEðyi gözönünde tutmamýþlar, akýllarýna bile getirmemiþlerdir.

    Halbuki ne dillerin kökeni, ne duvar-maðara yazýtlarý, ne de eski medeniyetler PROTO-TüRKLER ve proto-türkçe ile baðlantýsý kurulmadan anlaþýlamaz. Dünya Medeniyet tarihi; TüRKLER ve onlarýn AT sevgisi kabul edilmeden, onlarýn göçleri incelenmeden yazýlamaz!

    Ne yazýk ki Batýlý bilim adamlarý, büyük bir inatla eski yazýtlarý incelerken hep LATÝNCE, GREKüE, SANSKRÝTüE ve üÝNCEðye önem verirler. Baþka bir dile, hele TüRKüEðye hiç eðilmezler.

    Bugün kullandýðýmýz, Latin alfabesinden adapte edilmiþ alfabemizdeki harfler, hiç bir anlam taþýmaz. A, B(E), C(E), D(E), E ð diye okunur gider. Bunlar Latin alfabesinde de bir mana ifade etmez, Latin alfabesinin atasý Grek alfabesinde de etmez!..

    Halbuki PROTO-TüRKüEðde A bir harf deðil TAMGAðdýr. AT = (TANRIðya eriþmek için) atýlan ð fýrlatýlan, ve AD = bilinen, tanýnmýþ anlamlarýna gelir. B harfi UB = en yüce, kozmik deðerler demektir. E = Uü diye okunur, lider demektir.

    Bir ORTA ASYA dili olan PROTO-TüRKüEðde her TAMGA bir HECEðdir, ve bir KAVRAM ifade eder, ayný zamanda bir HARFðtir. Aslýnda bütün kadim dillerde böyle olduðu düþünmek yanlýþ olmaz. Eski MISIR dilinde bunu görüyoruz. Bu HECEðKAVRAM. mantýðý varlýðýný üÝNCE, JAPONCA, KORECE gibi dillerle günümüze kadar sürdürmüþtür Ancak TüRKLERðde ve topluluklarda, özellikle üÝVÝ YAZISIðndan sonra (M.ü.3300) harflerin bu özelliði kaybolmuþtur.



    Yukardaki yazý bir aynanýn arkasýndaki ETRüSK RESMÝ'nin üzerinde bulunmaktadýr. ALFABE olarak bakarsak ortaya :


    LAZAFECU MENDZ
    kelimeleri çýkar. Bu garip kelimelerin ne GREKüE, ne de ETRüSK ülkesinde daha sonra hakim olan ROMALILARðýn kullandýklarý LüTÝNCE bir anlamý yoktur!.

    Ancaaak....... Yazýnýn ETRüSKüEðnin atasý PROTO-TüRKüEðde bir karþýlýðý vardýr!.. Yazý




    ULUTUZ AT AB UüUY, ALTUüUN ODUZ
    TAMGA-HARF-KAVRAMLARðýndan oluþmuþturð. Ýki tamlama meydana getirirð Ve þEHÝTLER MELEÐÝ ile KRALIÐIN ZAFER TANRIüASI demektir!.. Bu iki ifade RESÝMðdeki iki figürle tamý tamýna baðdaþmakta, tabir caizse ðcukð oturmaktadýr!

    Resmin üzerindeki TAMGALAR ve KELÝME karþýlýklarý SAÐDAN SOLA yazýlan PROTO-TüRKüEðye uygun, orijinal haliyle görülmektedir...Batýlýlar'ýn bir hatasý da bulduklarý hemen her yazýyý SOLDAN SAÐA okuma çabalarýdýr!. Tabii bu gibi durumlarda hiç bir sonuç elde edememektedirler.

    Bu resim, üzerindeki yazý ve çözümlemesi, sadece ETRüSKüE ve TüRKüE iliþkisini göstermekle kalmaz!.. Bizim sadece ORHUN KÝTABELERÝðnden bildiðimiz TüRK ALFABESÝðnin çok daha eski olduðunu da ispatlar!ð Ayrýca TüRKLERðin ve PROTO-TüRKüEðnin ta ORTA ASYAðdan AVRUPAðnýn içlerine kadar yayýldýðýnýn da delilidir!

    ------------------

    KüZIM MÝRþANðýn okuyup deþifre ettiði 423 yazýttan bazýlarý:

    -- Preslav Yazýtý (Bulgaristan)

    -- Vinça-Tartaria (Sýrbistan, Romanya) (8 yazýt)

    -- Glozel (Fransa) (19 yazýtð Proto-Türkçe Oduk-El diye bilinen bu bölgede bulunan yazýtlarýn sayýsý 3.000 kadardýr.)

    -- Mauthen (Avusturya Alpleri) (7 yazýt)

    -- Bask (Fransa, Ýspanya) (2 yazýt)

    -- Retüs (Ýsviçre Alpleri) (4 yazýt)

    -- Limni (Ege denizi) (1 yazýt)

    -- Val Comanica (Ýtalyan Alpleri) (9 yazýt)

    -- Ýskit yazýtlarý (Karadenizðin kuzeyi) (3 yazýt)

    -- Etrüsk yazýtlarý (Ýtalya) (50 yazýt)

    -- Pelask yazýtlarý (Yunanistan) (3 yazýt)

    Ve Fransa ve Ýspanyaðdaki çözümlenmiþ olan MAÐARA RESÝM VE YAZITLARI

    -- Lascaux (2 yazýt)

    -- Fontarnaud a Lugasson (1 yazýt)

    -- Niaux (2 yazýt)

    -- Rochbertier (1 yazýt)

    -- Mas dðAzil (4 yazýt)

    -- Gourden (1 yazýt)

    -- Marsoulas (1 yazýt)

    -- Passiega (1 yazýt)

    -- Altamira (1 yazýt)


    ***
    email: ttrkkan@excite.com

Benzer Konular

  1. Eski Cinayetler Eski Efsane; Yeni Cinayetler Yeni Efsane Yaratýr
    By bozok in forum Türkiye'de Siyasi Partiler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01-25-2011, 02:49 AM
  2. ön-türklerde panteizm
    By anau in forum Kültür
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01-22-2011, 08:18 AM
  3. Eski Öað Tarihinde
    By atoybil in forum Önemli Kitaplar
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 04-13-2007, 11:39 PM
  4. Eski bir ezber ve MHP
    By maturidi in forum Siyaset
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01-22-2006, 12:50 AM
  5. Baþbakanlýk eski Müstaþarý
    By maturidi in forum Ya TURAN, Ya ÖLÜM
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01-10-2006, 06:36 AM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  
 
Turan Ordusu
   
Bitkisel Tedavi | Dogal Tedavi | Gazete Haberleri | Sikayet Yolla | Tüketici Haklari | Aloe Vera | Nas?l Zayiflarim | Diyet Liste | Bitkisel Tedavi