Kabalağdan feyz alan Said-i Nursi

Bediüzzaman Said-i Nursiğnin Yahudi ve Mason destekçileri..

Kuşkusuz başlığı okuduğunuzda her ne görüşü savunuyorsanız savunun aklınızda ğğne alakağğ sorusu belirecektir. Heleki nur cemaatinden olanlar hem küfür edip hemde okuyarak savunma pozisyonunda bana karşı her yönden saldırıya geçeceklerdir. Ben hepsine göğüs gerecek ve cevap verecek güçteyim evvel ALLAH..!

Ne diyordu üstat Mehmet Akif.. Ulusun korkma..! Nasıl böyle bir imanı boğar..?!! Ben ulumalarından değil İslamğa gelebilecek zararlardan korkuyorum..!

Başlık her şeyi anlatıyor aslında. Ama ben yinede açıklama yapmak istiyorum. Yazı uzun olacak bunu ilk olarak söyleyeyim. Onun için tam okumadan ve anlamadan yorum yapmayın. Bazı saf kardeşlerimizin zamanın en büyük din alimi diye adlandırdıkları ğğBediüzzaman said-i nursiğğ nin yapmış olduğu işlerin, sarfetmiş olduğu açıklamalarının, yazdığı risale, külliyat vb. kitaplarının KABALA ile ne kadar benzerlik ve uyum içinde olduğunu anlayacak, ortak olarak seçtikleri kişilerin milliyet ve dinlerinin de ne olduğunu göreceksiniz. Kürtçülük akımını nasıl başlattığınıda en sonunda okuyup Nur cemaatinin ve manevi liderinin ne mal bir insan olduğunu anlayacaksınız.

İlk olarak tam anlayabilmeniz için KABALA nın ne olduğunu kısaca özetleyeyim.

KABALA NEDİR ?

Kabala kelime olarak sihir, büyü anlamlarını ifade etmektedir. Yahudi dili olan İbraniceğde kabalanın özel bir yeri bulunmaktadır. Yahudiğlerin tevratğtanda çok önem verdikleri kabala bir sihir, büyü kitabının özetidir. Bir takım hesaplar kullanılarak olaylara yön verebilen bir sihirdir KABALA. Yahudiğlerin inançlarına göre ALLAH (Yehova) H.z Adem ile Havvağya bazı sihir ve büyü formülleri vermiştir. Dünyağya geldiklerinde bu sihirleri kuşaktan kuşağa anlatmışlar ve silsile yolu ile nesilden nesile bildirmişler. Tabi bu nesil Adem (selam olsun ona) den sonra gelen Peygamberğlerdir. Ademğden, Nuh aleyhisselama ondan da İbrahimğe, İbrahimğden Musağya, Musağdan da kardeşi Harunğa ve Harunğdan da HAHAM lara aktarılan sihir formüllerinin tümüne ğğKABALAğğ diyorlar.

şu anda kabalist bir yapıya sahip İsrail devleti aslında Tevrat değil Kabalağya göre yönetilmektedir. Sadece Yahudi HAHAM larının bildiği Kabala öğretisi tüm evrenin Yahudi ırkının emrinde olması için devam ettirilmektedir. Onun için bazı devletleri kabalist bir yapıya büründürmek ve kirli emelleri için araç olarak kullanmak amacındadırlar. O bazı devletler ise nilden fırata kadar olan bölgeyi sınırlayan devletlerdir. Bunun içinde Türkiyeğde vardır.

SAİD-İ NURSİ VE TERAKKİ MASONLARININ İş BİRLİĞİ

İttihat ve Terakkiğnin kurucuları malumunuz üzere Yahudi Masonlarıdır. Büyük Hakan 2.Abdülhamitğin siyasi iradesine engel olmak için o büyük Hakanğı tahtan indirip sürgüne bile yollamışlardır. Sırf modern (!) Siyonizmğin babası olan Thedor Herzlğin Amerikalı Yahudi Rotchildğin direktifiyle İsrailğin kurulması için Büyük Hakanğdan para karşılığında toprak isteyipte aldığı DEFOL cevabı üzerine İttihat ve Terakki Masonları tarafından ğğKIZIL SULTANğğ lakabı yaftalanarak Türk Milletiğni o büyük sultana karşı kışkırtmışlardır.!

İşte bu dönemlerde Rusyağda esir (mi ?) düşmüştü Said-i Nursi. Esirlikten kurtulup (!) bir yolunu bularak ülkeye dönen Said-i Nursi İttihat ve Terakkiğcilerin çok büyük desteğini bilinmez bir şekilde almıştır. Bu desteği Rusyağda esir (mi düşmüştü acaba ?) düştüğü içinmi yoksa başka bir sebep içinmi verdiler bilinmiyor. Yine o dönemlerde İngiliz ve Amerikağlı ajanlar cephede bir türlü yenilmeyen Türkğlerin ayakta nasıl hala dimdik kaldığının üzerinde çalışmalar yapıyorlardı. Ve sonuçta aradıklarını buluyorlardı. Aradıkları cevap İSLAMİYET idi..!

Eğer İslam dini yozlaştırılıp, yanlış kişiler tarafından yönlendirilirse Türkğler İslam dininden bilmeden uzaklaşacak ve böylece cephe düşman tarafından ele geçirilecekti. Bunu başarmanın bir yoluda İslamcı (!) kimlikli birini bulup (İcad edip) önce Milletiğin gönlünde taht kurdurmak, ona karşı sevgi beslettirmek sonra onu İslamcı olduğu için sürgüne yollamak, sürgünden sonra tekrar Milletğin önüne sürmek, halkın bu yanlış kişiyi önder diye sahiplenmesini sağlamak ve toplumun onun her dediğine onay vermesini sağlayarak gizlice hem İslamğı hemde vatanı parçalara ayırmak düşüncesini ve fikrini buldular. Bizi ancak böyle yenebilirdiler. (Bakınız Recep Tayyip Erdoğanğın gelişimi)

İşte bu yüzden İttihat ve Terakkiğcilerin desteğini almıştı Said-i Nursi denen şahıs. Ve Türk Milletiğni kandırmak ve parçalamak için harekete geçmişti birileri. İslam dininin yozlaştırılması için Yahudi Masonları olan İttihatçılar tarafından kurulan ğğDarülhikmetülislamiyeğğ yani İslam Akademisiğnin başlarından biride artık Said-i Nursi idi. İttihatçılar birden bire İslamğa heveslendiler nedense. Onun içinde Said-i Nursiğyi buldular.!

şimdi siz değerli okuyucularıma soruyorumğ..?

Bir Yahudi Masonğun İslamğı gerçek manada yaşatmak için bir akademi kuracağına inanıyormusunuz..?
Siad-i Nursiğnin gerçekten Rusyağda esir düştüğüne inanıyormusunuzğ?
Her türlü ajan ve hainin arka çıktığı akademinin güvenilir olduğunu sanıyormusunuzğ?
Bunların sonunda da Said-i Nursiğye İslam alimi diyebiliyormusunuz.?

İşte size cevapğHAYIR ve ASLA..! Ondan ötürüde benim şahsi kanaatim şudur ki Siad-i Nursi Masonğlar tarafından desteklenmiş bir HAİN dir. Ne İslam ile nede vatan ile alakası yoktur. Kürtleri kışkırtmak için kullanılan maşadan başka bir şey değildir.!

KABALAğDAN İLHAM ALAN NURCULUK VE SAİD-İ NURSİ

Nur cemaati ve okulları kendi içlerinde ğğCİFRğğ ilmine çok önem verirler. Bir takım ğğEbcedğğ hesapları ile geleceği tahmin etmeye uğraşmaktadırlar. Gizli bir ilim olan ğğcifr ve ebcedğğ hesapları KABALA ile aynı oranda benzerlik teşkil etmektedir. üünkü KABALAğda da bir takım hesaplar ve formüller kullanılarak gelecek tahmin edilmek istenmektedir ve bazı ileriye dönük çalışmalara zemin hazırlanmak istenmektedir.. Bilindiği gibi Said-i Nursi de yazdıkları risalelerde, külliyatlarda, lemalarda bu hesapları kullanarak bir takım tahminlerde bulunmuştur. Ve günümüzde olan bu ğğİBRAHİMİ DİNLERğğ masalının zeminini ta o zamanlar hazırlamıştır.

Cemaat içindeki okullarda öğrencilerin beyinlerine Said-i Nursiğnin yazmış olduğu Risalelerin, Külliyatların, Lemaların kaynağının ALLAH olduğunu ve ALLAHğ tarafından Said-i Nursiğye gelen ğğİLHAMğğ ile yazılmış olduğunu aşılamaktadırlar. Yani yüce ALLAH tövbe büyük RABğbimden ayet, ayet bu paçavraları Said-i Nursiğye indirmiş ve yazdırmıştır. Aynı ğğKABALAğğ daki bir takım hesapların ve sihirlerin ALLAHğtan peygamberlere, peygamberlerden de sil sile ile HAHAMğlara inmesi gibi. Benzerliğe bakın..!

Durun daha bitmedi..Sihirbaz Said-i Nursi hapisteyken mürtileriyle bile konuşabiliyormuş.!

O yıllarda hapise atılan Said-i Nursi yine bir takım sihir ve büyüler kullanarak geceleri kaldığı hapishaneden esrarengiz bir şekilde UüUP belirli müritleriyle bir evde toplantılar yapıyor, gece boyunca konuşabiliyor, sabaha yakında kaldığı hapise tekrar aynı şekilde esrarengiz bir şekilde geri dönebiliyormuş. Hep KABALA öğretilerinin tesiridir bunlar. Esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmalar, direk aracısız (Cebrail a.s. bile yok) ALLAHğ c.c.tan alınan ilhamlar, bir takım gizli büyüler hesaplar ğğcifr ve ebcedğğ gibi hepsi KABALA da mevcuttur.

Hatta Nur cemaatinin Said-i Nursiğden sonraki manevi lideri olan Fettullah Gülen 31 ocak 1986 tarihinde İzmir İl nüfus müdürlüğüne başvurarak, 3881 kayıt numaralı kimliğindeki ismini ğğFETULLAHğğtan ğğFETHULLAHğğ a çevirmiştir. Bu ğğHğğ harfindeki değişiklik bazılarına göre (bize göre yani) ğğebcedğğ hesabına uydurarak ileriki zaman dilimlerinde kendinin İSLAM önderi olacağının inanılması içindir, bazılarına göre ise (nur cemaati) Said-i Nursiğnin siirtteki hocası ğğMOLLA FETHULLAHğğın ismini almak istediği için yapılmıştır. İşte size yine KABALA ile aynı oranda benzerlik teşkil eden olay. Sihir ve büyü hesapları kullanılarak kendini ğğYüCELTMEğğ çalışmaları..!

Bir başka benzerlik ise Nur cemaati okullarında mevcuttur.

Yahudi doktrininin (KABALA) öğretildiği gelenekçi okullardaki öğretmenlere ğğSOFERİMğğ yani ğğYAZICILARğğ denilmektedir. Bu okullarda yazılı Tora ve Sözlü (vahiy edilmiş ama yazılmamış !) Tora vardır. Soferimlerin görevi, vahiy edilenleri açıklamak ve bunun toplumlar ile fertleri tarafından öğrenilmesini ve benimsenmesini sağlamaktır.

Nur cemaati içinde de Said-i Nursiğnin ğğRisale-i Nur Külliyatğğını aslından (yani Latin harfleriyle basılmamış haliyle) okuyan, açıklayan, topluma ve fertlere öğretenlerede ğğYAZICILARğğ denilmektedir.

Hem KABALAğda, hemde Nur Cemaati içinde aynı şeyğ! ğğYAZICILARğğ Bu sizce tesadüf, rastlantı olabilirmi..?

Bence asla, katğa, imkansızğ! Böyle tesadüf o-la-maz..!

SAİD-İ NURSİğYE AüIK DESTEK VEREN YAHUDİLER

Bediüzzaman sempozyumuna katılan Yahudiğ!

ğğDindar, fakat antisiyonist bir Yahudiğyimğğ diyen Central Connecticut üniversitesi öğretim üyesi olan Profesör Norton Merzinsky sunduğu bir açıklamada Said-i Nursiğnin yazdığı Risalelerin diğer dini kitaplardan ayrılan üç özelliği olduğunu söylüyor.

Barışa sık sık atıfta bulunması, kendisi gibi düşünmemeye anlayış ve Müslüman-Yahudi ilişkilerine bakışta tek bir tarafı haklı çıkarır bir tutum sergilememesi ! Said-i Nursiğnin Yahudiğlerinde hak ve hukukunun bulunduğunu yazması, Kudüs ve çevresinin Yahudiğler için kutsal olduğundan bahsetmesi Yahudi Profesör Norton Merzinskyği çok şaşırtmış.!

Said-i Nursiğye destek çıkan bir diğer Yahudi Profesör Yehezkel Landauğnun 2004 yılındaki bir konferansta sunduğu açıklamanın konusu; Yahudi geleneği ve Said-i Nursiğydi.

1978 yılında vatandaşı olduğu Amerikağyı terk edip İsrailğe yerleşen, 1980 yıllarında dindar bir Siyonist hareket olan Netivot Salomğda idarecilik yapan, 1981-2003 yılları arasında İsrailğin Ramle şehrinde Arap ve Yahudi birlikteliğini hedefleyen ğğAçık evğğ merkezini kuran, Profesör Yehezkel Landau zaman gazetesinden Nuriye Akmanğın sorularına şöyle cevaplar veriyorduğ;

Nursiğnin hayatı ve eserleri bazı Yahudi düşünürleriyle benzerlikler gösteriyor. 19.yüzyıldan itibaren bazı hahamlar Yahudiğlere bilimsel çalışmalar (KABALA) ile modern dünya arasında bağlantı kurma konusunda yardım etmeye çalıştı. Tel Aviv yakınlarında dini ilimler ve seküler bilimleri birleştiren Barilan isimli harika bir üniversitemiz var. Yine New Yorkğta Yashiva isminde bir üniversite daha var. Ben Said-i Nursiğnin fen ve din ilimlerini birlikte öğretmek üzere doğu anadoluda kurulmasını planladığı üniversite ( Medresetüzzehra ) fikrini duyduğumda Barilan üniversitesinin Türkiye versiyonunu kurmak istemiş diye düşündüm.

Bence Said-i Nursi devlet sistemi olarak tamamen seküler Atatürk modeli ve İmamlarca yönetilen İran modeli arasında bir sentez istedi. İsrailğde bunu yapmaya, tamamen seküler olmayan parlementosunda dini partilerinde yer aldığı, hahamların en yüksek yetkiye sahip olmadığı bir Yahudi devleti kurmaya çalışıyor. İsrailğde sivil mahkemeler, anayasa mahkemesi ve kişilerin özel statüleriyle ilgili konulara bakan hahamlarca yönetilen dini mahkemeler var. Bana göre sosyal sahada dini özel bir meta yapmak yeterli değildir. İnanıyorum ki Siad-i Nursi içinde yeterli değildi. (31 ekim 2004)

Kabalacı Said-i Nursiğye ilgi duyan sadece dış devletlerdeki Yahudiğler değildir. ülke içindeki Sabatayistlerde bu adama ilgi duymuşlardır.

Nur cemaatine yakın olan ğğMatbuatğğ dergisinin, sabatayist olduğunu saklamayan ve ğğEvet ben selanikliyimğğ kitabını yazan Ilgaz Zorluğyla yaptığı bir röportajdan kısa bir bölüm aktarmak istiyorum.

Soru : Kabalizm sizin için çok önemli bir nokta. Peki Bediüzzamanğın ebced hesabıyla ilgili çalışmalarını biliyormusunuz ?
Cevap : Evet biliyorum ve o konuya girmeyeceğim. Enteresan ifadeleri var. Bence Said-i Nursi yazmak istediği şeylerin çoğunu yazmamış bir insan. üzellikle cifr konusunda bir hayli bilgisi var. Bunu açık bir şekilde yazmamış bu çok önemli.
Soru : Bediüzzamanğın eserlerinin sizde ne gibi bir tesiri oldu ?
Cevap : En çok ilgimi çeken ğğTabiat Risalesiğğ. Dinsizlik ve materyalizm karşısında bu insan çok sağlam delillerle bu kitabı atıyor ortaya ve ben onun vermiş olduğu örnekleri kendi dini tartışmalarımda kullanıyorum.Diyorum ki Bediüzzaman Said-i Nursiğde böyle söylüyor. Ve ben bundan hicap duymuyorum. Niye duyayım ? üünkü oda aynı yolda gidiyor. Din olarak Yahudiğliği seviyorum. Yahudiğlik üzerine çok araştırma yapıyorum ama bu benim Bediüzzamanğı araştırmayacağım anlamına gelmez. Eminimki Bediüzzaman Said-i Nursi yaşasaydı ondan öğreneceğim çok şey olurdu.

İşte sizlerde okudunuz sevgili okurlar. Kabala nasılda Said-i Nursiğyi, Fettullah Gülenği etkisi altına almış. Yaptıkları her hareket, her söz, her laf Kabala ya göreymiş.Bunu açıkça okuduk ve öğrendik.

Son sözğ

KüRT KIşKIRTICISI, SİHİRBAZ SAİD-İ NURSİ DİN ALİMİ DEĞİLDİR

Eser Adı
İki Mekteb-i Musibetin şahadetnamesi Yahut Divan-i Harb-i ürfi ve Said-i Kürd-i

Yazar Adı
Said-i Nursi Kürdi

Tarih ve yer
1909, İstanbul, Vezir Han, İkbal-i Millet Matbaası

Saidi Nursi olarak bildiğimiz zat, söz konusu eserinde, kendisinin "Said-i Kürd-i", yani "Kürt Said" olduğunu onaylamakta, ayrıca kendisini "Bediüzzaman" diye takdim etmektedir.

Kitab toplam 48 sayfadır ve kitabın "hatime" kısmında Saidi Kürdi şu satırları yazmaktadır:

"Soydaşlarıma (Ebna-i cinsime) burada birkaç söz söylemezsem, bence bahis eksik (natamam) kalır. Ey Asuriler ve Keyanilerin cihangirlik zamanında, onların öncüleri (pişdar) ve kahraman askerleri olan Arslan Kürtler! Beşyüz yıldır yattınız, yeter artık, uyanınız, sabahtır. Yoksa vahşet ve gaflet sizi vahşet sahrasında yağma edecektir."

Ayrıca Saidi Nursi Kürdi şöyle söylemektedir:

"Süphan ve Ağrı dağları gibi geleceğin yüksek dağlarının doruğunda ayağa kalkmış, nefse esir olmayı yasak etmiş ve başkasına tecavüzü caiz görmeyerek şeriate dayanmış olan, hürriyet sultanı, yüksek sesle sizin gibi mazinin en derin derelerinde gafil ve dağınık bir kavme, cehalet ve yoksulluğa hücum için, fen, sanat ve silah başına, ileri arş."

Saidi Nursi Kürdi; "Kürt milliyetçiliğiğ çatısı altında Kürtleri birleştirmek gayesi gütmekte, 1909 tarihli eserinde Kürtçülük propagandası yapmakta, yüzyıllar boyunca bir arada yaşamış olan Türkleri ve Kürtleri -Kürtçülük söylemleri ile- kışkırtmaya çalışmaktadır.

Kısacası Saidi Nursi Kürdiğnin gerçek niyeti, Türklerin bölgede egemen olmalarını istemeyen İngilizlerin istekleriyle birebir örtüşmektedir.

Gerçek gayesi, geri kalmış Kürtleri kalındırmak/bilinçlendirmek olsa idi, ğfen ve sanat başınağ demekle yetinirdi. Ancak "SİLAH BAşINA" diyebilecek kadar pervasızdır.

üstelik aynı satırlardan, kendisinin emperyalist güçlere karşı hareket ettiği sonucunu çıkaranlar, şunu görmelidirler: Saidi Nursi Kürdiğnin söylemleri doğrudan doğruya Kürtlere yöneliktir; muhatap sadece ve sadece Kürtlerdir. Ve de kendisi İngilizlerin icad ettiği şeriat sevdalısıdır. Gerçek İslam şeriatinden fersah fersah uzaktadır.

Evet, Saidi Nursi Kürdi Kürtçüdür, ne var ki kendisini gizlemek için müslümanlık/ümmetçilik örtüsüne bürünmektedir.

Saidi Nursi Kürdi, Türk müridlerinden evlenip "dinsiz evlatlar yetiştirmemeleri"ni isterken, habire çoğalan ve nüfusu gün geçtikçe -hızla- artan Kürtleri engellemek gereği dahi duymamaktadır.

Evet, Saidi Nursi Kürdi bölücüdür; onun müridleri de, gerçekleri görmekten aciz vatan hainleridir. Bunlar, Siyonizm'in istekleri doğrultusunda ayaklanan şeyh Saidğden hiçbir farkı olmayan Saidi Nursi Kürdiğnin ardına takılmış, Cumhuriyet ve Laiklik karşıtı ikiyüzlü Müslüman görünen ama Müslümanlıkla alakası olmayan çıfıtlardır.!

Kendi ırkçılıklarını gerçek milliyetçilere yamamaktan ise asla geri durmazlar. Kürtçülüğe/Kürdistan'a hizmet eden bu vatan hainleri, bizleri ğsahte milliyetçi/ırkçığ olarak lanse etmeye çalışmaktadırlar.

Oysa Mustafa Kemal Atatürk, ğNe Mutlu Türk Doğanağ değil, ğNe Mutlu Türküm Diyeneğ demiştir; yani ırkçılığı değil, aynı dili konuşan insanların bir araya gelmeleriyle ortaya çıkan bir milleti işaret etmiştir.

İşte, bizim milliyetçiliğimiz bu çizgidedir, yurtseverliktir.

MİLLET; ırk/din birliği değil, AYNI DİLİ KONUşAN insanların bir araya gelmelerinden oluşur ve "Türküm" diyen Türk'tür. Bu, asla ve kat'a, ırkçılık değildir.

Asıl ırkçı/şoven olan, Saidi Nursi Kürdiğnin ta kendisi ve onun nurcu müridleridir.

Fethullah Gülen Hocaefendi de, Saidi Nursi Kürdi çizgisinde yürüyen bir Kürtçüdür. Yakın gelecekte Saidi Nursi Kürdiğyi elinin tersiyle silip atacak ve Kürtçülüğünün rengini/örtüsünü değiştirecektir; ancak asıl amacından hiçbir zaman vazgeçmeyecektir.

Yani SİYONİZMğin İslam yeşiline boyanmış Din Devleti rücusundan..!

İşte, Türk Milletine asıl zararı verenler/verecek olanlar gerçek İslam şeriatini isteyenler değil, Siyonist Süfyani düşünceye sahip bu kişilerdir.

üünkü bunlar, içimizde barındırdığımız komşularımız, yakınlarımızdır. üünkü bunlar, ikiyüzlü/takiyyeci vatan hainleridir. üünkü bunlar sahte müslümanlardır.

Mustafa Kemal Atatürkğün bizlere işaret ettiği yurtsever bazlı milliyetçiliğimizi, ırkçılıkmış gibi gösterip, gençliğimizi/milletimizi fırkalara ayıran bu zihniyete karşı akıllı hareket etmek sorumluluğundayız.

Ve unutmamalıyız ki, bizler, Enver Paşağnın maceraperestliğindeki ahmaklar gibi değil, Mustafa Kemal Atatürkğün ufkun da ötesini görebilmeyi hedef kılan/edinen kişiler olarak düşünebilmeliyiz.

Tüm gelişmelere bu yönde bakabilmeli, geniş yelpazede analizler üretmeli ve buna göre stratejiler belirlemeliyiz. Sağın ve solun fırkalaşmış/parçalanmış gençleri değil, milliyetimizin atası Atatürkğün refere ettiği üNCü/İLERİCİ insanlar olduğumuzu artık idrak etmeliyiz.

Evet, bizler Farklıyız, ancak Fırka/tefrika değiliz! Ne sağda, ne solda, her daim üNDE/İLERİDE yürümeliyiz.

Hepiniz bir ve var olan ALLAHğa emanet olun..

www.azapaskerleri.com azapaskerleri@hotmail.com

Not: Bu yazıyı yazarken yararlandığım kaynaklar: Diyalog Belgeseli 1-2-3, Beyaz Müslümanların Büyük Sırrı, Arslan Bulutğun bir yazısı, Yeni mesaj gazetesi yazarları ve güvenilir birkaç internet siteleri