Seçim olacak, olacak da ne olacak

[atoybil]

Hasan DEMİR

Seçim olacak, olacak da ne olacak!
Ramazan ayı süresince siyaset yazmamayı düşünüyorduk amma, olmadı, ülkenin gündemi bizi yine siyasete kilitledi.

Ortalıkta anketlerin uçuşmasından da anlaşılıyor ki, seçim sath-ı mailine iyice girmiş bir Türkiye'deyiz. Evet, 2007'de seçim olacak. Peki seçim olacak da ne olacak? Kılavuz istemeyen köyün söylediğine göre, AKP oy kaybedecek. CHP'nin yanı sıra MHP ve DYP'de Meclis'e girecek. şu anda AKP'nin tek başına oturduğu koltuk gidecek, yerine kanepe gelecek, Ampulün yanına Kırat yahut Altı Ok veya üç Hilal ilişecek.

Bu satırları okuyunca hop oturup hop kalkanlar olacak, biliyorum.

Ama burası öyle bir Türkiye ki, en olmaz denilen şeyler pekala olabiliyor. Kim derdi DSP ile MHP'nin koalisyon hükümetinde canciğer olacağını, hele Rahşan Ecevit'in ülkücülere o çirkin ithamından sonra. Ama hiçbir zaman olmaz denilen o gün oldu. Olmaz denilen dün olduysa, bugün de olabilir. Ama tabi görünen en uzak ihtimal bir "MHP-AKP koalisyonu". En yakın ihtimal ise, AKP ile DYP birlikteliği. Mehmet Ağar'ın PKK için affı gündeme getirmesi öyle ayaküstü söylenmiş bir söz değil. Ağar cephesinden AKP'nin ABD ve AB ile işi bitirdiği, anketlerde de, ne kadar oy kaybetse de, AKP'nin birinci parti olduğu görülüyor olmalı ki, Türkiye'nin kangren haline gelen PKK bahsinde DYP de AKP, ABD ve AB çizgisinde bir üslup geliştirildi.

Bugün seçim olsa, Meclis'e dört parti girse, AKP de sandıktan birinci parti çıksa, Erdoğan için kapısı çalınacak tek parti, DYP. AKP birinci parti çıktığı halde koalisyon hükümeti kuramaz ise; diğer partilerin birbirleriyle anlaşması çok zor olmaz. CHP, DYP ile de, MHP ile de koalisyon kurabilir. Hükümeti kurma görevi MHP'ye verilirse, MHP de, DYP ve CHP ile, hatta her ikisini de yanına alarak üçlü bir koalisyon kurabilir. şöyle olur, böyle olur, peki Türkiye için ne değişir? Mesela, AKP iktidardan düşse, bir MHP-CHP yahut bir DYP- MHP veya bir MHP-CHP-DYP koalisyonu kurulsa, bugünkünden farklı neler olur?

Mangalda kül bırakmamak kolay. Hele biz bir gelelim, görürsünüz, yazdıklarınızdan utanırsınız, seslerini şimdiden duyuyor gibiyim. Lakin bu Türkiye 59 hükümet gördü, ne terör bitti, ne ülke borçtan, işsizlikten kurtulabildi. üünkü rahmetli Atatürk'ten sonrakiler adımlarını ABD ve Avrupa'nın, yani Türk'ü barbar, Türk'ü Anadolu'dan Asya içlerine sürmek isteyen, Lozan'ı değil Sevr'i benimseyenlerin Haçlıların suflelerine göre sevk ve idare etmeyi doğru zannettiler ve bunu bu millete, "üağdaş uygarlık düzeyine yolculuk" diye yutturdular. Dün AET, bugün AB macerası aynı teranenin tekrarından başka bir şey değil. Bu yüzden ücalan asılamadı, Muavenet'in batırılışına, Eşref Bitlis Paşa'nın katledilmesine, Mehmetçiğin başına çuval geçirilmesine, 15 günde 15 yasa ve daha yüzlercesine sessiz kalındı, boyun bükülündü.

"Seçim olacak da ne olacak!" deyişimiz işte bu yüzden.

üünkü durum yine aynı..

üünkü, yapılan anketlere göre barajı aşacağı söylenen dört parti de "Ermeni soykırımını tanı, GAP'ın yönetimini bize ver" diyen AB'ye laf söylemiyor, PKK'ya hamilik yapan, Mehmetçiğin başına çuval geçirip Kerkük ve Telafer'de Türk katliamı yapan, yaptıran ABD'ye rest çekemiyor. Daha doğrusu laf çok, plan program yok. Mesela hiç biri AB ile görüşmeler dondurulacak, Gümrük Birliği yeniden gözden geçirilecek, iki yıllık karları karşılığı satılan varlıklar geri alınacak, demiyor.

Halkın önüne milli bir model koyup, ben iktidar olursam ne ABD'yi işime karıştıracağım, ne AB'yi. Gerçi onlar bu restim üzerine bazı operasyonlar yapacak ve geçici bir sıkıntı yaşayacağız, amma işte planım programım şu, parayı şuradan bulacak, işsizliği şöyle çözecek, tarım ve sanayide üretim ve kaliteyi şöyle artıracak, pazarı da şöyle bulacağım ve Türkiye, Milli Mücadele'yi nasıl başarıp müstevlilere elini öptürdüyse, aynı şahlanışı yine işte önünüze koyduğum şu programla gerçekleştirecek demedi, diyemiyorğ

Haçlı ve Siyonistlerden medet umarak, daha doğrusu, hiçbir millet başka millet ve devletlerden korkarak, akıl alarak, el açarak varlığını ve birliğini sürdüremez.

üyleyse, seçim olacak da ne olacak!