KüRTLERÝN TüRKLüÐü-3
Kategori: toplumsal
M.ü. 680 ve 665 yýllarýnda iki büyük göç kolu halinde Kafkaslar kuzeyinden gelerek, Kür ile Aras ýrmaklarý boylarýna yerleþen ve sonra da, Ýran ile Anadolu baþta olmak üzere, Onasyaðya hakim olan Saka (Ýskit) Türkleriðnin , buralarda yerleþip kalan uruklarýndan birisi sayýlan ðSaka sen/Saka sun/Saka sinðler ile ðBala-Sakanð denilen ðKürtlerð boyunun, 1593 yýlýna kadar kaynaklardaki haberlerini, 1961 Ekim ayýnda Ankaraðda toplanan ðVI.Türk Tarih Kongresiðnde bir ðtebliðimizdeð tanýttýk. Türk Tarih Kurumuðnun 1966ðda basýmýný bitirdiði ðVI. Türk Tarih Kongresið tebliðleri kitabýnda, 52 sahife tutan ve ðKür Aras/Aran Kürtlerið adýný taþýyan bu tebliðimiz, ayrý basým olarak ta çýktý ve böylece yurtiçi ve dýþýndaki ilim çevrelerine bile tanýtýlmýþ oldu. Bu yüzden, vaktimizin de azlýðý düþünerek, yeryüzündeki tarih boyunca tanýnan Kürtlerin dördüncü bölgesi sayýlan ðKür Aras Boylarýndaki Kürtlerðden, kýsaca bahsedeceðiz.

M.ü. VII: Yüzyýl baþlarýnda Kimmerlerði Anadoluðya kaçýrtarak Frigyaðnýn yýkýlmasýna yol açan Sakalar, güçlü altý göçebeler olarak Kür ve Aras Boylarýna yerleþmiþ ve az sonra Asurlular ile çarpýþarak, Anadolu, Suriye ve Filistinðe varýnca yayýlmýþ; hatta Mýsýr kapýlarýnda Firavun Psammetikðten haraç almýþ; bir yandan da Ýranða hakim olmuþlardý. V.Bölge sayýlan ðDicle Kürtlerið ülkesindekileri anlatýrken tanýtacaðýmýz Madova/Afrasyab (654-626) adlý ulu cihangir padiþahlarýnýn, hile ile öldürülmesi üzerine ünasya hakimiyetini yitiren Sakalar, Yukarý Dicle ile Aras, üoruk ve Kür Boylarýnda tutunup yerleþmiþ olarak yaþadýlar ve soydaþlarý olan Arþaklýlarðýn buralara hakim oluþunda, onlar ile anlaþýp birleþerek, ðKüçük Arþaklýlarð (M.S. 53-429) devletini teþkil eden ayrý Elbeðlikler kurdular ve 305 ile 310 arasýnda Hýristiyanlýðý benimsediler.

Sakalarýn M.ü. VII. Yüzyýlda kuzeyden Kafkaslar güneyine göçerek yerleþip hakim olduklarý bölgelerde, baþlýca þu uruk ve boylarýn kaldýðý tespit ediliyor:

1-Derbent ile Bakuðyü da içine alan þirvanðda Albanlar,
2-Kara bað-Gence-Revan Bölgesindeki ðAranðda Sakasýnlar,
3-Borçalý-Laru-Tumanýs-þamþolde-Ahýlkelek-Ahýska-Ardahan-Göle kesimlerinde Gagalar (Bu gün ðGagawanðda denilen ðüin-üavatlarð),

4-üoruk boyunda (Erzurumðun Olur ilçesinin eski adý)ðTavuskerð ile Oltu Narman-Tortum ve Yusufeli bölgesinin, Ak koyunlular ile Osmanlýlar çaðýndaki adý ðTav-Elið gibi coðrafya adlarýnda hatýrasý yaþayan Taok/Tavok(Tav-lar),

5-Ýspir Bölgesinde adlarý yaþayan Hesperitler,

6-Bingölðden Arapçaðyý kavuþanýna kadar yukarý Aras boyunda oturan (Kars Yaylasý ile Kaðýzman Deresiðni de içine alan) ve Yukarý Pasin ile aþaðý Pasin Bölgelerinde adlarý yaþayan Pasianlar,

7-Van Gölü güneyinde Doðu Dicleðye ðBokhtan/Botanð adýný verdiren Pakuk (Bokhti/Bogd-uz) ve

8-Hakkari ile Yukarý ve Aþaðý Zap Sularý arasýndaki balkanlýk yerlerde Korduk(Akþaklýlar çaðýnda ðKortukð ve 1350 yýllýk biçimiyle ðKürtlerð)

Arz edilen bu 8 bölgedeki Saka Uruk ve boylarýndan Aranðdaki Sakasýnlar, ðKür Aras Kürtleriðnin atalarý olup, Pak tuk ile Korduk uruðu da, Ortaçaðda ðBokhtanð (Bokhtlar) ve ðBeçeneviyyeð (Peçene/Peçen ek) adlý iki ana kola bölünüp, bugün ðZil anð ve ðMil anð diye ikiye ayrýlan Kürmançlarðdan ibaret Dicle Kürtleriðnin atalarýdýr. Biz, bu sonuncularý, biraz sonra tarih, dil ve öteki yönlerinden tanýyacaðýz.

Kür-Aras /Aran bölgesindeki Saka (Ýskit) uruðuna, M.ü. V.Yüzyýlda Herodot Saka sen, M.ü. 331ðdeki Ýskenderðin Ar bela (Er bil) Savaþýný anlatan Yunanca kaynaklarda, Sakasýn, Strabonðda Saka sen, Pliniusðta Saka sun ve M.S.150 yýllarýnda Mýsýr Kralý Yunanlý Ptolemeusðun coðrafyasýnda Sakapen denilmektedir. Sakalarýn hükümdarýný çýkaran boy veya uruða Herodot, ðBasili (Hükümdarlýk)-Ýskitlerið, üinliler ðSeð veya ðSuð, milli Türk gelenek ve destanlarýna göre de Kaþ garlý Mahmut, ðþuð demektedir. Bu bilgiler bize, Kür Aras arasýnda yaþayan Sakalarýn Sakasýn Uruðuðnun, hükümdarý çýkaran boy olduðunu göstermeye yaramaktadýr. Ýranlýlar, Aranðdaki Sakalara/Sakasýna ðSi-Sakanð (Si-Sakalar) ve V. Yüzyýldan XIV. Yüzyýl sonlarýna kadar ki Ermenice kaynaklarda da, ðSi-Unið (Si-Hanedaný) denilmektedir. Dede Korkut Oðuz Nameleriðnde ise, ðTaþ-Oðuzð Eliðnin altý El beyliðinin baðlý bulunduðu Nah çývan-Kara bað-Gence bölgesinin ðHanlarð sülalesi, ðAfrasyaboðlu Alp-Oruzð kütüðü ile anýlarak, bunlarýn Sakalarýn ulu cihangir padiþahý soyundan geldiðine iþaret edilmiþtir. M.ü. 66 Aralýk ayýnda Roma Serdarý Pompeiusðun ordusu ile Tiflis Doðu güneyinde ve Kür Irmaðý boyunda kýþlarken, onu baskýna uðratýrken bozulan ve 12 bin atlý ile 60 bin yaya çeri çýkarabildiðini anlatan Appýanos ve Dion Cassius gibi kaynaklarda geçen ðAlbanlar Hükümdarýð (sülalesinin) adý, ðOroésð ve ðOrosésð (Orus/ürs) diye anýlmaktadýr. Bu da, milli destanlarýmýzdaki ðAfrasyaboðlu Alp/ Arýz/Oruz han) sülalesinden ibarettir.

Arandaki Sakalarýn Sakasýn/Si sakan uruðunun Bala-Sakan denilen boyunun adý, ðKüçük Sakalarð anlamýna gelir. Balasakanðlarýn kendi adlarý ile anýlan kýþlaklarýný, (Atilla çaðýnda) 445 yýllarýnda Kür Irmaðý güneyine inen Hunlularða vererek birlikte kýþladýklarý biliniyor. Ýlk Ýslam Fethiðnde Aranðdaki bu ðBala Sakan ð boyunun ðKürtlerð diye tanýndýðýný görüyoruz. Biz Dicle Kürtleriðnin Zil an kolundan sayýlan ve Murat Suyu baþlarý ile Arý daðý çevresinde yaþayan 24 oymaklý Celali boyunun 12 oymaklý ðKhalikanð ve 12 oymaklý ðSakanð (Sakalar) diye, Arandaki ðSaka-sýnð, ðSi-Sakanð ve ðBala-Sakanðýn adaþý olduðunu görüyoruz. (Celali Kürtleriðndeki bir halk inanýþýna göre, bu ad, savaþ sýrasýnda sað kolda vuruþanlar anlamýna gelen ðSak-larð demek olan ðsak-anð dan ibarettir!)

Bütün Ýslam kaynaklarý, Hazredi Osman çaðýnda kara bað ile Genceðnin (Aranýn) fethinde, buradaki göçebe ðBala sakan Kürtleriðnin ayaklanarak, itaat eden yerleþik komþularýna raðmen, Araplarla savaþtýðýný anlatýrlar. Ýlk istila ordusu, güçlü ve savaþçý ðBala sakan Kürtleriðni yatýþtýrýp usandýrmadan aciz kaldýðýndan, ancak halifenin buyruðu ile, Basra Valisi Ebu Musa yeni bir ordu ile yardýma gelince, Karadaððdaki bu milli isyan bastýrýlabildi. 944 yazýnda, Daðýstanlýlar ile Norman/Rurik (Rus) korsanlarýnýn, Kür Irmaðý aðzýndan, altý düz kayýklarý ile ilerleyip, Aran merkezi Berde (Partav/Berdaða) þehrini, ansýzýn yaðmalayýp yakmýþlardý. Bu þehrin dýþ kale kapýlarýndan batýdaki yaylaklara giden yolun baþladýðý bir kapýnýn adý ðBabðül Ekradð (Kürtler Kapýsý) diye anýlýyordu. 926ðda Araný gezmiþ olan Ýbnðül Aðsamðül Kufi, Aranda ve Aras boyunda konuþulan dilin ðKhazarcað (Hazar Türkçeðsi) olduðunu, bir tanýk olarak bildirir. 966ðda eserini yazan Mukaddesi, Farsça ve Ermeniceðden ayrý bir dil konuþan Kür Aras Irmaklarý arasýndaki halkýn, ðAran Dilið ile konuþtuðunu yazar ki, bunun 40 yýl önce anýlan ðKhazarcaðdan ibaret bir Türkçe olduðu anlaþýlýyor.

Kür Aras Kürtlerinden Hýristiyan ve Müslüman olan kollarýn ana dilinin, Türkçe olduðunu gösteren baþka deliller de vardýr.Hýristiyan Kürtlerden Kolu Uzun Oðullarýðnýn (Gürcüce tercümesiyle: Mkhar Gerdzeli Dize) 1150 yýllarýnda anýlan boylarý adý, ðKhél Babýrakanð Türkçe olup, baþtaki deyim, Oðuz Aðzýðna göre (birazdan sunacaðýmýz bol örneklerdeki gibi) önüne ðKhð sesi eklenmiþ Türkçe ðgöçebeler birliðið anlamýna ðélð ; ve ikinci kelime baþýndaki ðBabýrð da, ðBa bur/Be birð dediðimiz aslan,kaplan arasý yýrtýcý ve güçlülük sembolü sayýlan hayvan adýdýr.(ðakanð soneki ise, Farsça ve Ermenice de, köklü sülale adlarý sonuna gelen ve Türkçeðdeki ðgilð in yerini tutan bir ektir.) Yani, ðKhél Babýr Akanð, Babýr-gil Eli anlamýna gelir. Aný þehrinde oturan Ortodoks Kolu Uzun Oðullarýnýn 1200-1261 yýllarýndan kalma kadýn ve erkek ile manastýr adlarýndan : ðKhatunð, ðKoþa Vankð (üifte Manastýr), ðAruzð, ðMama Khatunð, ðAtabekð , ðAkbuga-Aðbuðað ve ðTursunð hep Türkçe Oðuz aðzýna göredir.

Revanðýn Revanðýn 27 Km. doðu güney yanýnda þehir örenleri bulunan ve Dede Korkut Kitabýnda ðKazan hanð sülalesinin baþkenti olarak ðAltun Takhtð diye anýlan Divin (Dibin) þehrine göre, ðDivin Ravadlýlarýð denilen Kürt boyundan olan ordu baþbuðlarý ailesi, kendileri gibi ðAran (Gence) Ravadlý Kürtleriðnden gelen Aný þeddadlýlarý (1064-1200) hizmetinde ve Arapçaðyý boyunda yaþýyorlardý. Ýslam kaynaklarýnda Arapçaðya göre ðEkradü Ravvadiyyeð diye anýlan ðRývadlý Kürtlerið, eski ðBala sakan Kürtleriðnin bir boyu idi. Selçuklu Alp Arslanða çok hizmet ettikleri için, Divin þeddadlýlarý (1020-1163) kolundan þavurðun oðluna armaðan edilen Bizansðtan alýnma Aný þehrinde kurulan þeddadlýlarýn 60. yýlýnda 1124ðte Gürcü Kýpçaklý ordusu Aný ile Arpa çayý boyunu istila edince, buradan kaçan Ýslam Türk aileleri arasýnda ðLeþgerkeþð (Baþbuð) hanedanýndan þazi oðlu Necmeddin Eyyübðda Irakða göçerek, Tekrit kasabasýnda yerleþmiþti.ðDivin Ravadlý Kürtleriðnden Anýlý Necmeddin Eyyübðun 1137ðde Tekritðte doðan oðlu Yusuf Sala haddin, Selçuklu Atabeklerinin bir fatih baþbuðu olarak, Mýsýr ile Suriyeðde, babasýnýn adý ile ünlü Eyyublular devletini kurmuþtur. Anýlý Necmeddin Eyyübðun öteki oðullarý, Türkçe ðTuran þahð ve ðTuð Tekinð adlarýný taþýyordu. Eyyublular çaðýnda yazýlan eserlerde, bunlarýn ðTürk soyundanð gösterilmesi de, tarihe ve milli geleneklerine uygundur.

Bitlisðten Ýranða kaçan Kürmançlý Roþeki boyunun beyi þemseddinðin oðlu olup, Ýranðda doðan þeref Hanðýn 1576-1578 arasýnda ðNah çývan Beðlerbeðisið iken, yakýndan tanýdýðý ve Osmanlý hizmetine girdikten sonra da 1588ðdeki Gence Kara bað Fethinde yeniden gördüðü, koyuncu göçebelerden Gence Kara bað ilinde yaþayan ðÝgirmidört(lü) Kürtlerið, Ravadlýlarðýn da mensup bulunduðu eski ðBala sakan Kürtleriðndendir. þeref Hanðýn ðþeref nameðde, ðÝran Kürtlerið kolundan gösterdiði Arandaki bu ðÝgirmidörtlüðler, eski Oðuz düzeni geleneðine göre : 12 sað kol ve 12 sol kol boylarýna ayrýlan 24 boyun birliði olduðundan, bu adla bir ðUlusð (Boylar Birliði) sayýlýyordu. Kara bað Genceðdeki göçebe geleneklerine göre þeref Hanðýn ðKürtlerdenð diye andýðý bu ðÝgirmidörtlü Ulusuð, anadilleri Türkçeðden baþka lisan bilmediklerinden, Safili Ýranðýn baþkentteki ðDivan Defterlerið ile, buna göre yazýlan ðAlem Aray-i Abbasið gibi resmi tarihlerde, Aran/Karadaððdaki ðTerakümatð (Türkmenler) kolundan ve Kaçarlara baðlý göçebeler olarak gösterilmektedir. 1593 yýlýndan kalma Osmanlýlarýn ilk ðGence Kara bað Vilayeti Tahrir Defteriðnde de bunlar, 12+12=24 boy olarak ve ðUlusat-i Yiðirmidörtlüð adý ile, Türk Göçebeleri olarak anýlýyor ve kýþlaklarý, ðOtuzikilüð adlý 24 Türkmen ve 8 Kýpçak boyu birliðine baðlý 32 boyun kýþlak ve köyleriyle, bazen ortak gösteriliyor. üoðu ðBerde Sancaðýðnda kýþlayan ðYiðirmidörtlü Ulusuðndan bir boy da, ðKhacalanð (Khalaçlar) adý ile Oðuzlarda gösteriliyor. Dede Korkut Oðuz nameleri gibi tarihi milli destanlarýmýzda bu ðYiðirmidörtlüðlerin, Ravadlýlarðýn, Kolu Uzun Oðullarýný çýkaran ðKhél Babýrarakanðýn ðBala sakan Kürtleriðnin mensup bulunduðu ðSi-Uni/Si-Sakanðda denilen sakasýnlarðýn, 6 Taþ oðuz El beylerinin baþý, aran ülkesi hakimi ðAt Aðýzlu Oruz Kocað sülalesinin ðafrasyaboðlu soyundan gösterilmesi, bunlarýn Türklüðüne ve Oðuzlar kolundan geldiðine, en ufak þüphe býrakmýyor.

Dicle Kürtleri :
Sayýn dinleyiciler, þimdiye kadar gördüðümüz Asya ile Avrupaðdaki dört ayrý bölgede yaþayýp, tarih ile belgelerde tanýnan ðKürtð adlý güçlü ve kalabalýk uruklarýn, anadillerinin Türkçe olduðu ve Saka (Ýskit) Türkleriðnden kalma Oðuzlardan geldikleri, artýk aydýnlanmýþ ve her türlü þüpheden uzak bir gerçek halinde belirmiþtir. Güney Sibirðde Yenisey baþlarý ile Ýrtiþ Tobol boylarýnda ve batýda Daðýstanðdan göçme olarak Erdel, Macaristan ve üekoslovakya ülkeleri gibi Tuna boylarýnda, Hazar Denizi doðusundaki Batý Türkistan (Horasan-Afganistan) ile Hazar Denizi batýsýndaki Kür Aras/Aran bölgesi gibi baþlýca dört ayrý bölgede ve iki kýtaya yayýlarak, coðrafyada da adlarýný hatýra olarak býrakan ðKürtð adlý göçebe uruklar ile soydaþ ve boydaþ olan Dicle Kürtleriðnin, Basra Körfezine sularý akan Dicle Irmaðý boylarýndan Ýran, Türkiye, Irak ve Suriyeðde bu ýrmaða komþu bölgelere de yayýlýp 2500 yýldan beri ðKarduk/Kortukð ve ðKürtlerð adý ile tanýnmalarýný ve ðDede Korkut Oðuz namelerið ile 1597ðde yazýlan ilk Kürtler tarihi þeref nameðde bunlarýn Oðuzlar kolundan gösterilmesini, belgeleriyle göreceðiz. Kendilerine ðKür-maç / Kür-mançð diye öz Türkçe bir ad veren Dicle Kürtlerinin dil,antropoloji, etnografya ve folklor bakýmlarýndan da, Türklük ve Oðuzluk yönlerini tanýyacaðýz.

þunu da yine arz edelim ve unutmamalý ki, doðuda Baykal Gölünden batýda Viyanaðya, kuzeyde Sibirðden güneyde Afgeneli ile Basra Körfezine kadarki çok geniþ ülkelerde görülen ve ðKürtð diye tanýnan uruklarýn Türklüðünü, ilk bakýþta gösteren adlarý, yalnýz Türk ð Oðuz / Türkmen dili ile izah ediliyor ; bunlarýn adaþlarý ve boydaþlarý da, ancak Türk-Oðuz topluluklarý ve yurtlarý içinde görülüyor. Ne Ýran dillerinde nede onun mensup bulunduðu geniþ Aryani veya Hint-Avrupa dillerinde ðKürtð veya buna benzer bir adla anýlan hiçbir boy veya etnik topluluk bütün yazýlý kaynaklarda olduðu gibi, bugün de yoktur. Yalnýz bu husus bile, satýlmýþlýk yüzünden veya cehaletten yabancý propagandalarýna kapýlan, aydýn geçinen bir takým ðKürtðlerin dikkatinden kaçmýþ olup; bu gibileri, türlü yayýn ve telkinlerinde : ðKürtlerin ulu atalarýnýn, Ýranlý Medyalýlarð olduðunu söyleyerek ; Ateþe tapýcýlýktan kalma ðNevruzðu, ðMilli Kürt Bayramýð diye tanýtmaya giriþerek, hatta M.ü. 612ðde Asurlularýn Medyalý ve Babilli müttefikler eliyle yýkýlýþ tarihini, ðMilli Kürt takvimi ve istiklalinin baþlangýcýð sayarak, buna benzer sapýklýklar ve güçlüklerle, gerçekten Kürtlere hakaret etmiþler ve bu uðurda Aryaný emperyalistler ile Farslarýn, ðÝran Nijad Kavýmlarð mektebi propagandalarýna alet olmuþlardýr! Tarih ile dil baþta olmak üzere, Dicle Kürlerinin, gerçek ilim yolu ve usulleriyle incelenmesi ise, son 160-150 yýlýn içinde yabancýlarýn ortaya koyduðu ve ilmin belge ve delillere dayanan usulünden habersiz olup, mesuliyet duygusu ile yetkiden yoksun kiþilerin iddialarýnýn çürüklüðünü göstermektedir.

Kýsacasý, ðKürmanç Kürtlerðde denilen ðDicle Kürtleriðni, Ýranlý soyundan gelme göstermek, ðAcemlerden saymakð ; seciye, ahlak, namus anlayýþý, mertlik, atlý göçebe yaþayýþý ve 6+6=12ðli , 12+12=24ðlü oymak ve boy düzenine sürekli baðlýlýk ile, dilin aslý ve özerlikleri gibi sosyolojik hususlarda, Ýranlýlardan apayrý olan manevi ve maddi görünüþü, ðyuvarlak baþlýlýkð gibi antropolojik yapýyý ve yalnýz Oðuzluk/Türkmenlik vasýflarýndan ibaret koca canlý folkloru inkara kalkýþmak demektir. Halbuki þimdi göreceðimiz tarih kaynaklarý ile biraz sonra arz edeceðimiz dil, antropoloji, etnografya, milli ananeler ve folklor gibi, bilim kollarýný ilgilendiren ve ulu atalarý, kökleri belirten deliller, her yönden ve her bakýmdan Dicle Kürtlerinin de, Oðuz Türklüðüðne mensup bulunduðunu, apaçýk göstermektedir. Bunlarý inkara giriþmek, güneþi balçýkla sývamaya benzer!... Bu uðurda gerçekleri ortaya koyma yolunda çalýþmayan ve geciken üniversitelerimiz ile Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu gibi resmi ve hususi ilim müesseselerimizin de suçu ve günahý vardýr!... Konuþmamýzýn baþýnda arz ettiðimiz gibi, Türk üniversitelerinde ðTarih Kürsülerið henüz emekleme çaðýný geçirmiþ ve yeni yeni yürümeye baþlamýþ bir çocuk halindedir...

Bu gibi en yüksek ilim müesseselerimizin, araþtýrma ve yayýnlar yaparak ilim alemini aydýnlatmada gecikmesi, þerefli ve eski atalarýn tarihinden, dilinden habersiz birtakým anadili Kürtçe yarýmaydýn veya okumuþlarýn, yabancý yayýn ve propagandalarýna inanmalarýna sebep olmakta; böylelerine; ðüç Kýtaya hükmetmiþð þanslý Türklük içinde, kendi öz varlýk ve birliklerinde, adeta bir ðazýnlýkð (ekalliyet) ruhu taþýmayý telkin etmektedir. Her aklý baþýnda aydýn kiþi, baþkalarýnýn aðzýna ve kalemine, kendi þahsiyeti ile görüþünü uydurup kaptýrmamalý; büyük sosyolog rahmetli Ziya Gökalpðin 1922ðde Diyarbakýrðda çýkardýðý ðKüçük Mecmuaðda belirttiði gibi, Kürtlerin kökü ile dilinin eski ve bozulmadan önceki halini, kendi akýl ve mantýðýný kullanarak, ðÝlim ölçüleri ve mukayeseli tarih ve dil metotlarýný kýlavuz edinerekð, doðru ve þaþmaz yolda yürümelidir. Ýlmin bu gerçek yolu da, öteki dört ayrý ülkedeki ðKürtlerð gibi, ðDicle Kürtlerið veya ðKürmançlarðýnda, Türklüðün öz varlýðýndan bir güçlü uruk olduðuna ve Oðuzlar kolundan geldiði gerçeðine bizi götürmektedir.

Dicle Kürtleri üzerine en çok araþtýrma ve yayýnlar yaptýran yabancý devlet Rusya olmuþtur. üar I.Petroðnun ðaçýk denize çýkmað yolundaki ülkü ve vasiyetini gerçekleþtirmeye çalýþan Ruslar, Baltýk Denizinde hakim Ýsveçðin sarsýlýp küçülmesinden ve Napolyonðun Fransaðyý Avrupaðya üstün kýlmasý fýrtýnasýndan sonra, geliþen Almanya karþýsýnda, Baltýktan açýk denize çýkmada umutsuzluða düþmüþtü. Daha I.Petro çaðýnda Daðýstan, þirvan ve Gilan gibi Hazar Denizinin batý ve güney kýyýlarýný istila ile, Ýran üzerinden Hint Okyanusuna çýkmayý gözeten Rusyaðnýn karþýsýna önce Osmanlýlar, sonra Afþarlý Nadir þah çýkmýþtý. Kýrýmða ve Kabartay üerkeseliðne, ðmuhtariyetð vadi ve adý ile yerleþip, buralarý Türkiyeðden koparan Ruslar, yerli Müslüman halkýný kýrýp kaçýrtarak, Karadeniz kuzeyini bir ðKazak,Ukrayna,Rus Topraðýð haline sokmayý gerçekleþtirme yolunu tutmuþtu. Osmanlýlardan Balkan Yarýmadasýný ve Karadenizðin doðusundaki ðKafkas Ellerinið de koparmaya giriþen Rusya, ordularýndan önce buralara ajanlarýný ve I.Petroðnun kurduðu ðÝlimler Akademisið üyelerini göndererek , propagandalar ile araþtýrmalar yaptýrmýþ ve ðparçala-hükmetð düsturunu tatbikte, sistemli bir yol tutmuþtu. Ruslar, Boðdan ile Eflak gibi bugünkü Romanyaðyý teþkil eden ülkelerde Bulgarlar,Sýrplar içinde ve Rumlarýn kalabalýk yaþadýðý yerlerde ðHýristiyan Birliðið ,ðOrtodoks Birliðið ve sonra ðPan Slavizmð adlý manevi silahlarla çalýþarak, II. Katerinaðnýn, ðBüyük Greg Projesiðyle, Ýstanbul ile Boðazlara hakim olmayý gözeterek, bu uðurda çok çalýþtýlar. Bilindiði gibi, 1804ðten 1878 yýlýna kadar Yunanistanðýn, Sýrbistanðýn, Romanyaðnýn, Bulgaristan ile Bosna Hersekð in, Osmanlý Ýmparatorluðundan ayrýlma ve teþkil edilmelerinde, birinci sýrada Rusðlarýn tesiri vardýr.

Karadeniz doðusundaki Osmanlý topraklarýnda ve Ýskenderun Körfezine çýkma yolunda ilerlemeye baþlayan Rusðlar, bu uðurda da mezhebdaþlarý Ortodoks Gürcistan ile Türkiye Ermenileriðni avlayýp, istila emellerine alet etmeye baþladýlar. Kuban Irmaðý ile Gürcistan arasýndaki üer kes Elleri ve Abaza Topraklarýðný ele geçirince, buralarýn Müslüman yerli halkýný, kýrma ve toptan Türkiyeðye göçürtme usulleriyle, Karadenizðin doðu kýyýlarýna da Rus Kazaklarý ile Mujikleriðni yerleþtirdiler. 1801ðde hile ile Tiflisðin iþgalinden sonra, yer yer ayaklanan ve Ahýska ile Týrabuzon Paþalarý aracýlýðý ile Türkiyeðden yardým isteyen Hýristiyan Gürcü Beyleri ve milliyetçilerini ezen Ruslar, Gürcüleri de Ruslaþtýrmaya baþladýlar. 1853-1856 Türk-Rus Savaþýnda yenilen Rusya, o zamana kadar Anadolu cephemizde savaþan Rus ordularýnýn faaliyetlerini anlatan resmi ve askeri yayýnlarda, ðTürkiye Asyaðsýð deyimini kullana gelmiþken, 1856 Paris Muahedesinden sonra Petersburg Ýlimler Akademisinin akýl hocalýðý ile artýk Doðu Anadolu için ðArmenyað (Ermenistan) deyimini kullanmaya baþladýlar, 93 (1877-1878) Savaþýna girerken Ruslarýn Kafkas Ordularý, Kars-Beyazýt-Erzurumðda ,ðArmenyaðda savaþmýþ) gösterildi. üç Kilise (Eçmiyazin) Katalikosluðunu da , Türkiye Ermenilerini ðArmenyaðyý kurmað tuzaðý ile avlamaya alet ettiler. 1856ðdan itibaren Ruslarýn ðErzurum Vilayeti Baþkonsolosuð Aleksander Jaba, Petersburg Ýlimler Akademisinden aldýðý anket ve talimatla, þehirdeki hanlarda konaklayan yolculara kadar, Kürmanç ve Zaza dilleriyle konuþanlardan, kelimeler derleyip, bir ðKürtçe Sözlükð yapmaya ve hikayeler ile fýkralar yazarak da ðKürt Edebiyatý ürneklerið vermeye çalýþtý. Yine bu Petersburg Ýlimler Akademisi, 1860-1862ðde ðþeref nameninð Farsça aslýný ve 1868-1875 arasýnda da, bunun 4 kitap halinde Fransýzca tercüme ve ilaveli çok uzun izahlarýný bastýrdý. Fakat, bunda yapýlan korkunç tahrif ve yanlýþ izahlar ile ðþeref namedekið ðKürt Oðuz namesið kahramaný ðBogduz Amanð sülalesinin adýný ðBogoz Ermenð, yani ðErmeni Boðoz/Pavlosðtan itibaren gösteren uydurmalarý, gerçekmiþ gibi ileri sürdüler. Ruslar, Kürtler üzerindeki bu çalýþma ve yayýnlarý ile Türkiyeðmizi doðudan da çökertmeye koyulunca, Ýskenderun Körfezi ile Basra Körfezine çýkmada, Ermenilerin yaný sýra, Kürtlerden de faydalanmayý gözetiyor ve bu uðurda bilhassa 1914ðte baþlayan I.Cihan Savaþýnda çok gayret gösteriyordu. Rus Ýlimler Akademisinin talimat ve isteði ile üarlýk, Hariciye Nezaretine baðlý diplomat ve konsolos olarak Vladamir Minorsky ve Vasýl Nikitin adlý iki uzmanýn çalýþmalarýný, ðKürdistan Muhtariyetið aðý örülürken klavuz ediniyordu!