Türban Meclis'e PKK renkleriyle girdi!

[bozok]

Meclis'e PKK renkleriyle türban girdi



DTP Eşbaşkanı Ayna konuşurken, sarı, kırmızı, yeşil türbanlı kadınlar dikkat çekti.

DTP Eş Başkanı ve Mardin Milletvekili Emine Ayna, ''Her bir insanın ölümü Kürtlerle Türkler arasındaki mesafeyi açıyor. Kürt sorununun bir parçası olan PKK konusunun çözümü askeriyeden beklenmemelidir'' dedi.

Ayna, partisinin grup toplantısında, Kürt sorununun çözümünde Türkiye'nin 30 yıl kaybettiğini belirterek, ''Türkiye, dünya ülkesi olmasının önündeki en büyük sorun Kürt sorununun çözülmemesidir. 30 yıl daha kaybetmek istemiyoruz. Bu gerekçeyle sınır için veya sınır ötesi operasyonlara karşı duruyoruz'' diye konuştu.

Kara operasyonunun 300 kişinin ölümünden başka bir şey ifade etmediğini ileri süren Ayna, ''(Terör örgütüyle mücadele ediyoruz) denilerek operasyonu tanımlayamazsınız. PKK'yi oluşturan nedenler vardır'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Tek dil'', ''Tek millet'' kavramlarını kullandığını belirten Ayna, şunları söyledi:



''Sayın Başbakan beni inkar ediyor. Ben Kürt'üm; inkar ve imha çözüm değildir. Meclis'teki tüm partiler sorunu görmeli. Kimine göre 5 bin, kimine göre 10 bin insan var; Bunlar Kürt sorununun ihmali nedeniyle dağa çıktılar. Bu insanları ne yapacağımıza karar vermeden Kürt sorununu çözemeyiz. Teslimiyet dayatılarak çözüm bulunmaz. Her şeyi göze alarak dağa çıkmışlar. 'Gelin teslim olun' demekle olmuyor. üözümün yeri burası, Amerika değil.''

Kara operasyonuna ilişkin ''Gerektiğinde tekrar gireriz'' açıklamalar yapıldığına değinen Ayna, ''İstiyoruz ki bu sözler söylenmesin. Bir insanın ölümü; (ister Türk, ister Kürt, ister asker, ister gerilla olsun) geride onlarca insanda ölmeye hazır ruh hali oluşturuyor. Her bir insanın ölümü Kürtlerle Türkler arasındaki mesafeyi açıyor. Kürt sorununun bir parçası olan PKK konusunun çözümü askeriyeden beklenmemelidir.

üözümü, askeri yöntemlerde, silahta, şiddette değil, Meclis'te tartışmalıyız. Türkiye'nin idari, üniter yapısı korunarak, Türkiye sınırları içerisinde yerel yönetimlerin inisiyatifi artırılacak şekilde yetkileri artırılmalıdır'' diye konuştu.

-HASANKEYF'E BARAJ YAPILMASI...-

DTP Batman Milletvekili Bengi Yıldız, baraj yapılması planlanan Hasankeyf'i altın yumurtlayan tavuğa benzetti.

Bu bölgede baraj yapılarak Hasankeyf'in baraj gölünde bırakılmasının başka nedenleri olduğunu ileri süren Yıldız, ''Hasankeyf, Kürt'lerin yüzyıllarca hüküm sürdüğü bir yerdir. Selahattin Eyyubi'nin öz be öz Kürt olduğunu tüm dünya biliyor. Kürt mirasının yok edilmek istendiğini biliyoruz'' dedi.

TBMM İdare Amiri ve Muş Milletvekili Sırrı Sakık ise 14 yıl önce bugün DEP milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırıldığını anımsatarak, o günlerde yaşadıklarını anlattı.

TBMM Karma Komisyonunun, DTP'li bazı milletvekillerinin dokunulmazlıklarının yok sayılarak, mahkemelerinin sürmesine yönelik kararını eleştiren Sakık, ''Komisyonun böyle bir görevi yok ama durumdan vazife çıkarıyor. Halen bu ülkede kararları TBMM değil, ilahi güçler veriyor. 14 yıl önce kalemşörler, bize biat etme şansımızın olduğunu söylüyorlardı. Biat kültürü bizde olmaz. Bedeli ne olursa olsun DTP olarak ödemeye hazırız'' diye konuştu.

DTP Grubuna katılan bazı kadın partililerin; sarı, kırmızı ve yeşil renkte türban takarak yan yana oturdukları gözlendi.

8 Mart Ankara Kadın Platformu adına söz alan Nilgün Aktaş, Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözülmesini, operasyonlara son verilmesini, Kürt halkının taleplerinin kabul edilmesini istediklerini söyledi.

Toplantı, daha sonra gruba kapalı sürdürüldü.



04.03.2008 16:44:00 / İnternetajans

FOTOĞRAFLAR:

Velev ki siyasi simge!



Bu fotoğraflar DTP Grubu'ndan



Bu fotoğraflar DTP Grubu'ndan

[bozok]

Ankara'ya saplanan PKK türbanı


06.03.2008
BEHİü KILIü
behic.kilic@tercuman.com.tr




üü militan kız, kafaları türbanlı...Türbanların biri sarı, biri kırmızı, biri de yeşil renkli... Kafalarında renkli türbanları olan üç militan kız TBMM'ye daldılar, gurup toplantısına girdiler ve yan yana oturdular... Televizyon kamerası, PKK'nın TBMM içerisine soktuğu flamasını tespit etti ve Türk milletinin gözünün içerisine soktu...

PKK, TBMM içerisinde göndere dikeceğini dikti!..

Tık yok!..

Günlerdir kıyamet kopuyor, muhalefet yerle bir ediliyor, "Vay sen bana laf edersin haa" vaziyetidir gidiyor... Hassasiyet iyidir, asker namusumuz, şerefimiz, askere uzanan eller kırılsın...

Eee peki bu durum ne olacak?..

Mehmetçiği kurşunlayan çetenin militanları rahatça TBMM içerisinde renklerini sallıyor, neden onlara tek söz yok?!.

DTP'li dokunulmaz, Londra?da askeri kast edip "Eşekten düşmüşe döndü" diyebiliyor, eşkıya orduevleri önünü basıp askerin kamujlajını canlandıran beyaz kıyafetle Apo sloganları ile kafa tutuyor, çakal sürüleri şehir meydanlarında "HPG cephede, Büyükanıt nerede" diye çığlık çığlığa rahatça bağırıyor!..

Hani tepki?!.

Yurtseverlerin sırtlarındaki hançere rağmen, bu hançere aldırmadan birbirlerine girmelerinden daha büyük "Düşmanları" olabilir mi?.

Böyle bir ortamda, Baykal'ı ve Bahçeli'yi ihanet şebekelerinden daha zarar verici diye nitelemek, kimlere huşu içerisinde "Zılgıt" çektiriyor, anlaşılamıyor mu?..

Ya da ısrarla "Amerika istedi de o yüzden böyle oldu" diye manasızca ısrarın ne yararı var?..

Bu hengame içerisinde, Suret-i Hak maskeli alçakların "Tamam işte operasyon yapıldı, şimdi sıra siyasi çözümde" nakaratları ile memleketi eşkıya çetesinin tam işgaline zemin hazırlamalarının hiç kıymeti harbiyesi yok mu?..

Ankara'nın kısır polemiklerinde at koştururken, eşkıya çetesinin tırmandığı kalkışmalara kim karşı duracak?.. Türk bayrağına saldırının sıradanlaştırıldığı, alıştırıldığı bir ortama ikna olmuş isek, devam edelim biz de kavgaya... Biz kavgaya devam edelim ki; eşkıya çetesi ve DTP'si yollarına rahatça devam edebilsin!..

Beyler, bendeniz acizane arz edeyim!..

Bir; "Faydalarını" birbirimize girerek tartıştığımız operasyondan Talabani'nin "Faydalanarak" çıktığını görüyoruz ve bu muhteremin aradan sıyrılarak üankaya'ya dalışını izleyeceğiz...

İki; Eşkıya çetesinin söz konusu operasyonla darbe aldığını düşünürken, bunların sürüler halinde şehir merkezlerinde tedhişi geliştirdiklerini ve bildiklerini okuduklarını görüyoruz..

üç; Bu ekibin dokunulmaz zırhlı memurlarının, Türk topraklarında özerk bölgelerini ilan etmeye başladıklarını işitiyoruz...

Dört; Avrupa Parlamentosu Türkiye'yi parçalama operasyonunun arkasında olduğunu bir kere daha görüyoruz... Geçtiğimiz gün Belçika'da yapılan toplantıda Ahmet Türk'lü, Diyarbakır Ticaret Odalı konuşmacılarla Türkiye'nin "Değişimi" üzerine ahkam kesildi... Bu toplantıyı "Hasan abi" gibi bulunmaz Hint Kumaşı gazeteci aydınlar da katkıları ile onurlandırdı!..

Ve beyler, bu hiç olmaması gereken kavganın toz dumanı arasında "Vatan elden gidiyor" haberiniz olsun!..

Bir süre sonra şimdi elde olan imkanları "Tartışamayacak" hale geleceğiz, çünkü bu gidişle kısa bir zaman sonra, "Bütün tersanelere girilmiş, bütün orduların dağıtılmış" olacağı operasyon bitecektir...

İnanmayan, gitsin tv arşivlerine, TBMM salonunda yan yana gösteri sergileyen, kafalarında sarı kırmızı yeşil bezlerden oluşmuş türbanları ile PKK'lı kadın militanların rahat hallerine baksın...

[bozok]

Gördünüz mü siyasi simgeyi?


06.03.2008
SIRRI YüKSEL CEBECİ
sirriyuksel.cebeci@tercuman.com.tr




PKK'LILARA "Kardeşlerimiz, tabanımız, gerilla" diyen DTP'nin grup toplantısında üç kadın yan yana oturuyor.

İlkinin yeşil, ikincisinin kırmızı, üçüncüsünün başında sarı türban var.

Dikkat edin lütfen; başörtüsü değil, türban... Yani, kimilerine göre dinsel, kimilerine göre siyasi simge olan türban...

Sayın Başbakan'ın "Velev ki siyasi simge olsun, simgelere bir yasak getirebilir misiniz?" sözleri ile savunduğu türban...

Sayın Cumhurbaşkanı'nın ilgili Anayasa değişikliğini Türk askerinin Kuzey Irak'ta kara harekatını başlattığı gün imzaladığı türban...

Türban, netameli bir konu değil. Türbanın siyasi simge olduğunu kabul eden AKP'ye el veren herkesin eli yanar. MHP'nin de, BBP'nin de, DP'nin de, ANAP'ın da, SP'nin de...

Devlet Bahçeli'nin de, Muhsin Yazıcıoğlu'nun da, Süleyman Soylu'nun da, Erkan Mumcu'nun da, Recai Kutan'ın da...

Evet, CHP?nin iddiasının aksine, laiklik elbette türbanla yıkılamaz.

Ancaaak...

Türban, Türklük ve Müslümanlıkla ilgisi olmayan, Milli Görüş'ün üniformasıdır.

Türban, İslam'ı bilmeyen veya İslam'ın emirlerini çarpıtanların dayatmasıdır.

Türban, modern Müslüman Türk kadınına hakarettir.

Türban, siyasi simge olduğu kadar, yozlaşmanın da bir simgesidir.

Türban, eğitim özgürlüğüne engel değil, bir komplodur, bir tuzaktır, bir oyundur.

Türban, laik Cumhuriyet'le bir hesaplaşmadır, bir rövanştır.

Bunu hala göremeyenler varsa, yazıklar olsun.


Ayıkla pirincin taşını

BüLüCü DTP, MHP'nin de desteğiyle AKP'nin meşrulaştırmaya çalıştığı türbanı, PKK?nın flamasını simgeleyen yeşil, kırmızı, sarı renklerle Meclis'e bile sokmuştur.

"Türban velev ki siyasi simge olsun, simgelere bir yasak getirebilir misiniz?" diyen Sayın Başbakan'ın gözüne sokarcasına...

O simge yarın üniversitelere de girecek.

Kamu kuruluşlarına da girecek.

Ne yapacaksınız?

Simgelere yasak getirebilir misiniz?

Türban, dün Milli Görüş'ün üniformasıydı, bugün AKP'nin ve DTP'nin siyasi simgesi oldu.


PKK'nın simgesi Meclis'te

30 Ocak 2008 tarihli yazımızda şöyle demişiz: "DTP'li Ahmet Türk veya bir başkası, sözde Kürt devletinin siyasi simgesi olan ve sarı-kırmızı-yeşil renklerden oluşan çaput parçasını yakasına iliştirip Meclis kürsüsüne çıkarsa ve "Bir siyasi simgeyi suç kabul edebilir misiniz?" derse, ne cevap vereceksiniz? Türban siyasi simgeli AKP lokomotifine MHP vagonunu takmakta sakınca görmeyen Devlet Bahçeli'nin bu soruya verebileceği cevap var mı?"

DTP'lilerden biri, sözde Kürt devletinin ve PKK'nın simgesi olan yeşil-kırmızı-sarı renkli çaput parçasını yakasına iliştirip Meclis kürsüsüne çıkmadı ama, aynı renklerdeki türbanlarıyla üç kadın DTP'nin Meclis'teki grup toplantısında yan yana oturarak, meydan okudu. O sırada salyasını akıtarak kürsüde konuşan DTP Eş Başkanı ve Mardin Milletvekili Emine Ayna, PKK'lılardan "Gerilla" diye söz ediyordu.

Sözün kısası, türban oyununa giren AKP, sadece başkalarını değil, kendi başını da yakacak!