şimdi Ne Olacak (?)

Yazar Adı: Rauf DENKTAş

Yazar İletişim: raufdenktas

2009ğa kadar AB Türkiyeğden Ek Protokolle kabullendiği mükellefiyetlerini yerine getirmesini bekleyecekmiş. ABğye göre Türkiye ABğnin ğmeşru Kıbrıs Hükümetiğ diyerek üye yapmış olduğu Kıbrıs Rum idaresine ğtüm üye ülkelere uyguladığı muameleyi uygulamasınığ ve bu anlamda ğlimanlarını Kıbrıs Hükümeti bayrağı altında seyretmekte olan gemilere açmasınığ da beklemektedir.

Hava yolları da bu açışların kapsamına girmektedir.

Kısacası rahmetle andığımız Ecevitğin ğKıbrıs meselesinin halli, Türkiyeğnin AB sürecinden ayrı bir konudurğ noktasına getirerek ABğye kabul ettirdiği formül ğyes be annemğ sedaları arasında kaybedilmiştir. Annan Planığnın getirdiklerine bakarak oy kullananlar bu plana evet demekle nelerin alıp götürüldüğünü şimdi yavaş yavaş görmeye başlamışlardır.

üare ? Kırmızı çizgisi olmayan bir pazarlıkta, taktik yapılamayacağını anlayarak Kıbrıs meselesini Türkiyeğnin AB üyeliğinde ön şart yaptırmamaktadır. Ne yazıktır ki ğlimanların açılması Rum idaresini tanımak değildirğ yönünde açıklamalar başlamıştır. ABğnin bu meyanda ğBir aday üyenin ABğnin tüm üyelerine eşit muamele yükümlülüğü vardırğ şartını es geçmek zorunda kalıyorlar. ğTayvanğı da tanımıyoruz ama gemileri limanlarımıza gelmektedirğ diyenler ve ğFüze krizinden önce Kıbrıs bayraklı gemiler limanlarımıza geliyordu; o zaman tanıma olmuyordu da şimdi mi tanıma oluyor?ğ sorusunu soranlar da var !

üinğin tanımadığı yıllarda gemilerinin her limana uğradığı ve bunun da tanınma olmadığı iddia edilmektedir.

Papadopullos ğErcan hava limanını açmak, egemenlikle ilgilidir; asla olamazğ diyor.

Demek liman açmak Rum idaresi için ğegemenlikle ilgiliğ bir konudur. AB de ğegemen üyeğ addettiği ve adına ğKıbrısğ dediği üyesine Türkiyeğnin ğtüm diğer AB üyelerine yaptığı muamelenin aynini yapmasınığ istemektedir. Bizim Rum idaresi dediğimiz idare de ğmeşru Kıbrıs Hükümetiğ olarak ğaday ülke Türkiyeğden üye ülke Kıbrısğa limanlarını açması içinğ diretmektedir. ğMuhatabım Türkiyeğdirğ demektedir.

Bunun Tayvanğla veya üinğle ilgisi yoktur.

Türkiye ile Tayvan veya üin arasında egemenlikle, eşitlikle, kurucu ortaklık statüsü ile ilgili bir kavga yoktu. Tayvanğın ve o günlerde üinğin gemileri Türkiyeğnin yasalarına uyarak, Türkiyeğnin izni ile limanlara gelip gitmekteydi. AB Türkiyeğden ğAB üyesi Kıbrısğağ üye ülkelere yapılan muamelenin aynini istemektedir. Tayvan veya o günlerde üin konusunda Türkiyeğden ğbunları tanığ diyen bir uluslararası kuruluş da yoktu. ABğnin bu dayatmasına boyun eğmek ğeli kanlı, toplu mezar kazımcılarınınğ meşru Kıbrıs Hükümeti olduklarını kabûl etmek anlamına gelir.

Türkiyeğnin ek protokolle üstlendiği mükellefiyet budur.

Aynı zamanda bu gaspçı idarenin ABğye üyelik için yapmış olduğu müracaatın ve üyeliğinin de meşru olduğunu kabûl etmek demektir. ğFüze ihtilafından önce geliyorlardığ savına gelince: O günlere kadar AB veya başka herhangi bir makam Türkiyeğye ğRum idaresini meşru hükümet olarak tanımalısınızğ demiyordu. şimdi iş bu raddeye gelmiştir. Rum idaresi o günlerde ğbenim muhatabım Türkiyeğdirğ diye zırvalamıyordu. Görüşmelerde karşıtı olan KKTCğnin temsilcileri ile görüşüyordu.

Türk ulusu Türkiyeğnin AB üyeliği yolculuğunda karşılaşmakta olduğu kabul edilemez şartları bilecek olgunluktadır. Milleti avutmağa gerek yoktur. Türkiye ğKıbrıs meselesininğ AB üyeliği konusunda bir ön koşul olduğunu milletten gizlememelidir. üare, Türkiyeğnin ABğye açık sözlü olmasındadır. ğHak ve hukuk tanımaksızın Kıbrıs meselesini önkoşul haline getirdiğinize göre ben de Kıbrıs meselesinin ucu açık kalacaktır ve ben Türkiye olarak ABğye tam üyelik sertifikamı almadan Kıbrıs meselesini sizinle konuşmayacağım ve hatta bu haksızlıkta ısrara devam ederseniz Kıbrısğta uzlaşma için yapılacak görüşmeler varsa bundan da desteğimi çekeceğimğ diyebilmelidir.

Böyle bir açıklamayı derhal KKTC Hükümeti ve devleti desteklemeli; Kıbrıs meselesi Türkiyeğnin önüne bir engel olarak konduğu sürece KKTC tarafının da görüşmelere katılmayacağı cesaretle açıklanmalıdır. ABğnin Kıbrıs meselesini Türkiyeğyi almamak için bir bahane olarak kullanıp kullanmadığı ancak o zaman açığa çıkacaktır. Hiç hakkı olmadığı halde ğKıbrıs Cumhuriyetiğ unvanını alıp kaçan Rumğun ve yandaşlarının pişkinlikleri karşısında sesimizi yükseltmemiz gerekmektedir.

Zalimlere prim verilmemelidir.