Gösterilen sonuçlar: 1 ile 4 ve 4

Konu: Hangi milli irade?

  1. #1
    bozok
    Guest

    Hangi milli irade?

    Hangi milli irade

    Yalçın BAYER
    ybayer@hurriyet.com.tr
    16 Ağustos 2007




    İSMET üzelğe geçenlerde bir televizyonda sordular: "AKP dindar bir parti midir?"

    "Hayır" dedi:


    "Dindar bir parti değildir. Dindar gibi gözükmenin siyasi rantını yiyen bir partidir."


    Milli iradenin demokrasilerde nasıl bozulduğunun, nasıl etki altına alınabildiğinin en güzel ifadesi sayılabilir bu sözler.

    Halkın iradesi, din yoluyla mı, askerin bildirisi ile mi daha çok etkilenir?

    Askerin bildirisi ne kadar çok etkiliyorsa, dinle ilgili tartışmalar da daha çok etkiliyor halkın iradesini...

    Din unsuru en önemli etken.

    ğSözde değil özde laiklikğ ayaklar altında.

    Asker, Anayasa dışı uygulamalar nedeniyle uyarı yaptığında bu baskı sayılıyor.

    Ama, yüzde 99ğu Müslüman olan bir ülkede din üzerinden, dinin sembolleri üzerinden siyaset yapılınca bunun adına ne demek gerekiyor?

    Halkın iradesi her gün dincilik yaparak eğilip bükülüyorsa, ğbulgur ve kömürğle insanlar eğilimlerini belirlemek zorunda kalıyorsa vay o ülkenin haline!

    Yoksa bu, ğmağduriyetğ sözcüğünün arkasına sığınılarak yapılan şey, demokrasi oyunu veya demokrasi yutturmacasından başka bir şey değildir.

    Lümpenleşen demokrasi, bir ülkenin intiharıdır.

    Hiç kimse halkın egemenliğini dincilik dayatmaları ile baskı altına alamaz.

    2002ğden önce bu ülkede Müslüman yok muydu? Camiler açık değil miydi, cuma namazı kılınmıyor muydu, oruç tutulmuyor muydu?

    ğDarül harpğ mi vardı?

    Türk demokrasisi bu sorunu çözemezse ğılımlı İslamğ değil, ğteokratik cumhuriyetğe gider sonunda.

    En büyük tehlike de budur.

    Ne yazık ki sonuçta Cumhuriyetğe ve onun savunucuları, demokrasideki esas bu tehlikeyi gündeme getirdikçe esas faturayı ödeyenler oluyor.

  2. #2
    bozok
    Guest
    Konuşan Sessizlik!


    Tercüman / ANKARA
    18.09.2007



    Meydanı boş bulan 2ğnci cumhuriyetçilere, AB parasını cebe indirene, vatan hainliği sergileyenlere karşı, devleti korumakla görevlilerin sessizliği, anlayana uyarılarla dolu


    AKPğNİN kamuoyuna açıklamaya hazırlandığı Anayasa Taslağığndan yansıyanlar, toplumda şimdiden büyük tepki yarattı.

    Türkiyeğnin temel değerlerini, Atatürk ilke ve inkılaplarıyla Cumhuriyetğin niteliklerini tartışmaya açan taslağa, özellikle ikinci Cumhuriyetçiler, AB desteğiyle ayakta duran bazı dernekler, bölücülere destek veren çevreler ve yeni azınlık yaratmak isteyen kesimlerin açık destek vermesi dikkat çekiyor. Toplumun büyük bir kesimi ile Türkiye Cumhuriyetiğni koruma ve kollama görevini üstlenenler kurumların sessizliği ise ğaçık mesajğ olarak yorumlanıyor.

    ğArka çıkanlara bakınğ

    Son dönemde yaşanan sürece ve ardından getirilen Anayasa Taslağığna tepki gösteren Emekli Tuğgeneral Ramiz İlker, Tercümanğın sorularını yanıtlarken şöyle konuştu:

    ğTürklüğü, Atatürkğü, inkılapları Anayasağdan çıkarmaya çalışıyorlar, temel değerleri sulandırıyorlar. Kafa yapısı, geçmişi belli insanları toplamışlar, onlara taslak hazırlattılar. ğİkinci Cumhuriyetçiyizğ diyenler, bölücüler, Sorosçular, Bilderbergçiler, iktidardan ve dışarıdan nemalananlar, ABğden destek alanlar, Atatürkğe dil uzatanlar, yeni azınlıklar yaratmak isteyenler arka çıkıyorlar. Bazı köşe yazarları ve boyalı basın da onlara destek veriyor. Böyle bir şey kabul edilemez. AKP Anayasasığnın hedefi, Türkiye Cumhuriyetiğni bir parti devletine götürme amacı güdüyor.

    ğAnlayana mesajdırğ

    ğYapılanlara bakın; Türklüğü Anayasağdan çıkarmaya çalışıyorlar, yeni kimlikler yaratma peşindeler, Türkiye Cumhuriyetiğnin diline yeni dil ekleme çabasındalar, ABğnin talepleri istikametinde adımlar atıyorlar. Bu taslak, tamamen malum kişilerin zihniyetini yansıtan bir AKP Anayasası olacaktır. Kapalı kapılar ardında yazılıyor, belli kısımları sızdırılıyor ve halkın sabrını deniyorlar, ona göre birtakım değişiklikler yapıyorlar. Türk Silahlı Kuvvetleriğni pasifize etmeye çalışıyorlar. Bu asker düşmanlığıdır. Yüzde 46ğlık oyla her şeyi yapacaklarını sanıyorlar. Ancak o kadar kolay değil. İnsanlar, olan biten her şeyi izliyorlar. Bizim özlü sözlerimiz vardır; ğSessiz atın çiftesi pek olurğ diye. Teşbihte hata olmaz; sanmasınlar şu an sessiz duran, gidişattan endişe edenler böyle duracak. Vurdukları zaman çok fena vururlar, o kadar ucuz değil. Bu ülke sahipsiz değil. ümitsizliğe kapılmayacak hiç kimse. Unutmayalım, Atatürk 19 Mayıs 1919ğda Samsunğa çıktığı zamanki şartlar, bugünkünden çok daha kötüydü. Evet, terör örgütü PKKğlılar Meclisğte, İmralığdan hala talimatlar uçuşuyor, belli kesimler sesini yükseltti. Ancak memleket öyle ucuza satılamaz. Bu suskunluk da anlayana mesajdır."

  3. #3
    bozok
    Guest
    Türban ve "Dindar Cumhurbaşkanı" sloganı kaldıraçtır!


    Arslan BULUT
    arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr
    Yazı Tarihi: 22/09/2007



    Ertuğrul üzkök, son bir iki haftadır önemli sosyolojik analizler yapıyor. ülkenin şu anda nerede olduğunu değil, nereye doğru yuvarlandığını eldeki verilerle değerlendirmeye çalışıyor.

    ğAnayasağyı yapmak biz seçilmişlerin işidir, siz buna karışmayınğ diyen Tayyip Erdoğanğa ğElbette, ğSiz isterseniz odunu bile seçtirirsinizğğ diye cevap veriyor.

    Gerçi genel başkanları ne derse, emredersiniz diye cevap veren milletvekillerinin de odundan bir farkı yoktur ama burada kastedilen ğçok tehlikeli ve riskli bir yolğ a girildiğidir.

    Biz de 1954 seçimlerini hatırlatmış ve iki seçimde de aynı taktiğin kullanıldığını belirtmiştik.

    * * *

    Bana göre, Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyetiğnin rejimini kökünden değiştirmeye çalışıyor. Türban burada kitleleri arkasına almak için kullandığı bir manivela, bir kaldıraç! Hani Arşimet ğBana uygun bir kaldıraç ve destek noktası verin, dünyayı yerinden oynatayımğ demişti ya; yüzde 47 oy ile birlikte ABD, AB, Erdoğanğın destek noktasıdır. Türban ise bu defa kaldıraç olarak rejimin dibine sokulmamış, aksine balon gibi sisteme bağlanmıştır. AKP sıkıntıya girdikçe, bir üniversitede sorun çıkarılıp türban balonu şişiriliyor. Bu konuda en büyük yardımcıları, kendilerini Atatürkçü-laik olarak tanıtan sözde rejim yanlıları! ğDostlar laiklik eylemi yaparken görsünğ mantığıyla ortaya koydukları ucuz ve basit tepkileri geniş halk kitleleri nefretle karşılıyor. Artık alenen ve yayın yoluyla hepsine küfrediyorlar! Buna karşılık ne bir dava açabiliyorlar ne de sesleri çıkıyor! Gerginlik halk arasında yayılıyor!

    * * *


    Benim asıl ele almak istediğim konu Ertuğrul üzkökğün Tayyip Erdoğanğa yönelttiği, ğ22 Temmuz seçimini, ğDindar Cumhurbaşkanı seçimiğ haline getirdiniz. Böylece siyasi bir karara, dini bir motifi soktunuz. şimdi Anayasağyı ğtürban referandumunağ çevirmeye doğru gidiyorsunuz. Yani toplumsal bir mutabakat teşebbüsüne yine dini bir motifi sokuyorsunuz. Bir rejim, adım adım işte böyle elden giderğ sözleridir.

    Siyasi bir karara dini bir motif sokmanın hukuki anlamı nedir?

    Anayasağnın 24ğüncü maddesinde ğKimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamazğ demiyor mu?

    ğDindar Cumhurbaşkanığ sloganı ile seçime girmek, dini veya din duygularını, yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar etmek ve kötüye kullanmak değil midir?

    Tayyip Erdoğanğın Anayasağyı rejimin temellerini sarsacak derecede değiştirebilmek için türbanı kullanması da tam bir din istismarı değil midir?

    Bütün bunlar din istismarıdır ve bu yüzden seçimler de sakattır,

    Cumhurbaşkanlığı seçimi de yapacakları Anayasa da!

    * * *


    Bugün Anayasa referandumunu da türban referandumu haline getirerek kazanmaya çalışacakları ortaya çıkıyor!

    Bu durumda türbana karşı çıkanların artık seçimlerde de referandumlarda da hiçbir şansı yoktur!

    Cumhurbaşkanığnın eşini karşılamamak için sağa sola kaçanlar da bilerek veya bilmeyerek aslında AKPğnin değirmenine un taşıyor!

    Erdoğan ve arkadaşlarının derdi ne türban ne de kutsal din duyguları! Rejimle meseleleri var, Türkiye ile meseleleri var!

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı bu gidişi daha ne kadar seyredecek?

  4. #4
    bozok
    Guest
    Demokrasi, Atatürk'ün yerine Bush'un ikamesidir


    Hasan DEMİR
    hasandemir54@hotmail.com
    YENİüAĞ GZT.
    Yazı Tarihi: 27/09/2007



    Demokrasi nedir?


    Bu satırları yazan kişi için demokrasi, ğcüzi iradeğ dir. Oysa demokrasi bu topluma, ğKülli iradeğ diye takdim ediliyor. Bu bir çıkmazdır, çünkü, ğKülli iradeğ her şeyi yoktan var edenin iradesidir. üyleyse, ğCüziğ asla ğKülliğ nin yerini alamaz. Buna kimsenin, buna hiçbir anayasanın, buna, insanoğlu eliyle kurulmuş hiçbir kurumun, hiçbir felsefenin, hiçbir ordu veya ordular toplamının gücü yetmedi, yetmez.

    Biliyorsunuz ğDemokrasiğ bize Batığdan geldi.

    Peki biz buna niye ğBatığ diyoruz.

    Mesela İslam için niye ğGüneyden geldiğ demiyoruz da, ğDemokrasiğ yahut ğLaiklikğ ve benzeri ithalatlar için, ğBatığ dan diyoruz. üünkü işin adını doğru koyduğumuzda, yani ğBatığ yerine ğHıristiyan alemiğ dediğimizde mensubu olduğumuz toplumdaki ğCüzi iradeğ ler, teslim olduğu yahut aidiyet duyduğu ğKülli iradeğ adına, ğİstemem, kalsın!ğ diyecektir.

    Peki bir şey iyi ise bunun hangi yön, hangi kültür ve medeniyetten geldiği önemli mi?

    Elbette ki değil amma söz konusu olan şey ğDemokrasiğ gibi, ğYerine başka bir sistem teklif etmekğ hatta, ğDüşünmek bileğ suç, ayıp ve gayrı ilmi sayılan, ğKudreti kendinden menkulğ bir kavram, bir ğilaçğ ise, ğBiz kullandık iyi geldi, sen de kullan!ğ diyenlere, Türk milleti gibi bir milletin, ğHele bu ilacı ben bir tahlil ettireyim!ğ demesi gerekir(di). Ciddi bir tahlil sonucunda görecektik ki, ğBen kullandım, sen de kullanğ diyenlerin, aslında bu ilacı hiç kullanmadıkları, yahut çok düşük dozlarda kullandıkları, neşet ettiği coğrafyada bile ğşifağ diye önerilen ğDemokrasiğ ilacının, ilaç olarak değil, kutu olarak, bizim kodlarımıza göre tedavülden kaldırılmış Tevrat, İncil ve bizim hiç bilmediğimiz emperyalizmi gizleyip şifa diye emzirmek için pazarlandığı, netleşiverecekti.

    Nitekim ğTürk(!) Demokrasinin ilk adımığ diyebileceğimiz Tanzimat Fermanı için, ne diyordu zamanın Fransız Sefiri Engelhardt:

    ğ- Tanzimatğın asıl maksadı; İslam milletinin içtimai yapısını asırlardan beri manevi ve siyasal bakımdan uzak yaşamış olduğu Hıristiyan milletlerin içtimai yapısına yaklaştırmaktı.ğ

    İşin özü dün budur, bugün de budur.

    Tanzimatğla başlayan bu yolculukta Türkiye, ğMevzubahis vatansa gerisi teferruattırğ noktasından gelmiş, ğMevzubahis demokrasi ise gerisi teferruattırğ duvarına dayanmıştır.


    Milli kültür teferruat haline gelmiş, Türkçe teferruat haline gelmiş, İslam teferruat haline gelmiş, Bayrak teferruat haline gelmiş, milli ekonomi, milli ordu teferruat haline gelmiş, vatan mevhumu teferruat haline gelmiş, velhasıl, millet fertlerinin cüzi iradelerinin kıblesi olan Külli İradeye sırt dönülmüş, ğBatığ nın, (Milletimizin mensup olduğu Külli İrade tarafından tedavülden kaldırılmış ) Tevrat, İncil ve emperyalizmin külli iradesine teslim olunmuştur.


    Bu haliyle demokrasi, emperyalizmin içimizde kendi adına hırsızlık yapanın eline verdiği ğiz bırakmama eldiveniğ haline gelmiştir.
    ğDemokrasi halkın kendi kendini yönetmesidirğ derler, inanmayınız.

    Demokraside halk yoktur, sadece ğvarmış gibiğ dir.

    Pratikte Demokrasi, Türkiyeğyi sömürgeleştirme ve Türk milletini Hıristiyanlaştırmaya, ğTürk halkının alet edilmesiğ ne dönüşmüştür.

    Anlaşılması için işi netleştirelim.

    Bir kişi darbe ile ülkeyi ele geçirip bütün varlığımızı daha dün bu ülkeyi işgal etmiş Haçlılara üç beş milyar dolara satsa ve Türkiyeğyi misyonerler için cennet haline getirse o kişi erinde geçinde hesap verir belki de ipte sallanır, amma aynı şey, o güçlerle işbirliği yapan ele geçirilen ğdemokrasi eldiveniğ ile yapıldığında, geride iz bırakılmaz, hesap soracak kişi bulamazsınız, çünkü bu soyguna, bizzat milletin kendisi, yani senin benim ğcüzi irademğ alet edilmiş ve, ğHalkın tercihi bu, ne yapılabilir kiğ denmiş, dedirtilmiştir.

    Oysa böyle bir şey ğhalkın tercihiğ olabilir mi!

    Velhasıl ğDemokrasiğ ilacı ile milletler öyle bir dönüştürülür ki, mesela Türk milleti gibi bir millet için bile Claudia Rothğun söylediği Mustafa Kemalğin, George Bushğunğun Evangelist görüşleri Hz. Muhammed(s.a.v)ğin görüşlerinden daha fazla uygulama alanı ve müşteri bulabilir de, millet bunun farkına bile varmaz, varamayabilir.


Benzer Konular

  1. Bunları yapmanızı da mı milli irade istiyor!
    By bozok in forum Türkiye'de Siyasi Partiler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12-05-2010, 08:59 PM
  2. Bir dakika!..Milli irade mi diyorsunuz?
    By bozok in forum Kültür
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 06-24-2009, 08:38 AM
  3. Askeri irade yetmez, siyasi irade gerekir!
    By bozok in forum Türkiye'de Siyasi Partiler
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 10-06-2008, 11:18 AM
  4. "Milli irade" korkudan ölecek!
    By bozok in forum Kültür
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 06-12-2008, 07:24 AM
  5. 'Gayrımilli irade' ve egemenlik
    By bozok in forum Türkiye'de Siyasi Partiler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 10-03-2007, 09:26 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  
 
Turan Ordusu
   
Bitkisel Tedavi | Dogal Tedavi | Gazete Haberleri | Sikayet Yolla | Tüketici Haklari | Aloe Vera | Nas?l Zayiflarim | Diyet Liste | Bitkisel Tedavi