'Dış' basının hedefi Türk Silahlı Kuvvetleri

[bozok]

ğDışğ basının hedefi Türk Silahlı Kuvvetleri

10.09.2007
UFUK SüYLEMEZ
TERCüMAN




CUMHURBAşKANLIĞI seçimleri öncesi ve sonrasında dış basında yayınlanan yazı - yorum ve makalelerde sistematik bir propaganda hemen göze çarpıyor. Almanğından, İngilizğine, ABDğlisinden, Fransızğına ve Arap dünyasına kadar dış basında sanki bir merkezden kumanda edilen psikolojik bir harekat başlatıldığı açıkça görülüyor.

Aşağıda ibret verici örneklerini sıralayacağım bu yazı ve yorumlarda, AKP ve Sayın Abdullah Gül övülerek göklere çıkartılırken, Atatürk ve Cumhuriyet değerleri ile onun yılmaz savunucusu olan TSKğya güya akıl gösterilmek, gözdağı verilmek isteniyor. Akıldan, fikirden, vicdandan, ülke ve millet sevgisinden, bayrak ve vatan bilincinden bir nebze nasibini almış hiçbir Türk vatandaşının bu psikolojik propagandaya kayıtsız ve tepkisiz kalması ve onaylaması beklenemez.

Gelin lafı uzatmadan bu basın korosunun neler yazdıklarına şöyle bir göz atalım.

1. Financial Times - 14 Ağustos 2007
ğGül Türk ordusuna meydan okuyor..ğ

2. The Economist - 18 Ağustos 2007
ğ... Ordu Gülğü eninde sonunda kabul edecek...ğ

3. Financial Times - 18 Ağustos 2007
ğ... Generaller beceriksiz dijital müdahaleyle baş başa kaldılar... Gülğün Cumhurbaşkanlığı adaylığı İslamğla demokrasinin uyuşabildiğini gösterdi...ğ

4. Newsweek - 28 Ağustos 2007
ğ... Ordu, büyük bir siyasi savaşı kaybetmiş bile olsa, sıradan Türkler üzerindeki etkisini sürdürüyor... Ordu eski hasımları karşısındaki yenilgisini muhtemelen sessizce kabul edecek...ğ

5. The Washington Post - 28 Ağustos 2007
ğ... Seçim sonuçları generalleri afallattı... İslamcılar bu kez oyların yüzde 47ğsini aldı... Gülğün eşi bugüne kadar üankaya Köşküğnde yasak olan türban takıyor...ğ

6. The Daily Telegraph - 29 Ağustos 2007
ğ... Gül orduyu dizginlemek zorunda... İslamcı Gülğün en yüksek göreve yükselmesi her seferinde generallerin direnişiyle karşılanmıştı...ğ

7. The Daily Telegraph - 29 Ağustos 2007
ğ...Türkiye 1920ğden bu yana ilk kez dindar bir cumhurbaşkanına açıkça İslami bir partinin egemenliğindeki Meclisğe sahip... Türk Ordusu, Gülğün seçilmesiyle ilgili tehditkar açıklamalar yaptı...ğ

8. Frankfurter Allgemeine - 29 Ağustos 2007
ğ... AKPğnin iktidarını güçlendirip Gülğün nihayet cumhurbaşkanı seçilmesinde sürece müdahale eden ordunun da payı var... Laikler çaresiz ve bunu sindirmek zorundalar...ğ

9. The Indepentdent - 29 Ağustos 2007
ğ... En büyük endişe laik devleti korumak adına ordunun darbe başlatabilmesi... Atatürkğün kurduğu laik cumhuriyete 1923ğden beri ilk defa İslami kökenden gelen bir siyasetçi devletin başına geçti...ğ

10. The Times - 29 Ağustos 2007
ğ... A. Gülğün yeni cumhurbaşkanı olma başarısı demokrasinin bir zaferi... Ancak laikliğe de bir darbe... Gülğün seçilmesi Atatürk vizyonuna göre derin bir değişim ifade ediyor...

11. Le Monde - 29 Ağustos 2007
ğ...Ordu, boyun eğmekten başka bir şey yapamaz. Bundan böyle müdahalelerini ara sıra bildiriler yayınlamak ve resmi törenleri boykot etmekle sınırlaması gerekiyor...ğ

12. Londrağda Arapça yayınlanan Hayat Gazetesi - 30 Ağustos 2007
ğ... Bitkin (Türkiye) Cumhuriyet artık savaşlar veya generallerin eğitimine ihtiyaç duymuyor...ğ

13. The Guardian - 30 Ağustos 2007
ğ... Ordu hizipçi siyasetin yenilgiye uğradığını az çok kabul etmek zorunda kaldı. Gül gibi İslamcı geçmişten gelen birisinin cumhurbaşkanı seçilmesi eskiden düşünülemezdi... Bu gelişmeler yüzünden Atatürk muhtemelen mezarında ters dönerdi...ğ

14. The Daily Star - 31 Ağustos 2007
ğ... Generaller salı günü Gülğün törenine katılmama kararı aldı. Bu hareket yeni Başkomutanlarına yönelik saygısızca bir hiçe saymak olarak yorumlandı...ğ

15. The New York Times - 1 Eylül 2007
ğ... Son yıllarda bu dindar grup oy sandığında savaş vererek zafer elde etti. Laik Türkler haliyle Gülğün partisi AKPğnin yükselişinden endişeliydi. İslamcı kökenleriyle çok iyi bilinen bu parti, şu anda yönetimin tüm üst kademelerini ele geçirmiş durumda... Türk Ordusu AKPğye karışmamalı...ğ

16. The Guardian - 1 Eylül 2007
ğ... Türkiye kabuk değiştiriyor... En iyi seçenek ordunun siyasi haritada kendisine yeni bir yer bulması...ğ

17. The Economist 1 Eylül 2007
ğ... Gülğün laik iktidarın zirvesine gelmesiyle Türkiye dönüşecek... Devrim niteliği taşıdığı anlaşılan yeni Anayasa, orduyla ilk çarpışma nedenlerinden biri olacak...ğ

18. Alwatan- Katar Gazetesi - 1 Eylül 2007
ğ... Gül yapacağını yaptı ve sonuna kadar gitti... Böylelikle herkesi köşeye sıkıştırdı... Gül, askeri kışkırtmayacak ki saatler geriye gitmesin ve Türkiye kendisini yeni bir Atatürk karşısında bulmasın...ğ

19. The Boston Globe - 3 Eylül 2007
ğ... Hayrünnisa Gülğün kamusal alanda taktığı türban, kuşkucu laikler tarafından Gül ve partisinin devletle din arasındaki katı Kemalist ayrımı ortadan kaldırma niyeti bakımından bir direniş işareti olarak algılanıyor...ğ

20. şark ül Evsat Gazetesi - (Londrağda Arapça yayınlanıyor) - 3 Eylül 2007
ğ...Türkiyeğdeki İslamcı deneyime dikkatinizi vermelisiniz....Türkiyeğdeki laiklerin fikri faşizmi var...ğ

Yukarıdaki yabancı basın alıntılarını çoğaltmak mümkün. Bu alıntıların hemen tamamı Türkiyeğde AKP iktidarına destek veren birtakım gazetelerde de aynen yayınlandı. Yani dış basının yazdığını içerideki aynı zihniyet sahipleri Türkiyeğde yayınladılar.

Görüleceği üzere ortak paydaları ve hedeflerinde laik Türkiye Cumhuriyeti ve değerleri ile onun yılmaz savunucusu TSK var. Bu anlayış, ülkemize milli devletimize Atatürk Cumhuriyetine ve Türk Silahlı Kuvvetleriğne karşı nasıl bir ittifakın oluşturulduğunu gösteriyor.

Atatürk devrimlerinin ve cumhuriyetin kazanımlarının savunucusu Türk Milleti bu tür kampanyalara aldırmayacak ve kararlılığından en ufak taviz dahi vermeyecek bilinçtedir.

Ne mutlu Türküm diyen hiç kimsenin de bundan en ufak bir kuşkusu yoktur.

[bozok]

TSKğya neden saldırıyorlar?

10.09.2007
HASAN üNAL
TERCüMAN





DEMOKRASİDEN yana olmayı TSK düşmanlığı addeden ve bu düşmanlığı azgın bir şekilde sürdürenlerin esas niyetinin demokrasi olmadığı ortada. Asıl mesele Türk devletinin ğulusğ ya da ğmilliğ yapısını değiştirmek. Bir taraftan AB, diğer taraftan da Amerika ve hempalarının hepsinin birden demokrasi teranelerinin arkasına saklanmalarının sebebi de budur.

Türk Devletiğnin ğmilliğ yapısını önce sorgulamak, sonra önemsizleştirmek ve nihayet değiştirmeye yeltenmek girişimlerinin sonuncu aşamasına gelmiş görünüyoruz. ünce ğTürkğ kimliği tartışmaya açıldı. ğTürkğ olmanın yeterince birleştirici olmadığı; çünkü Türkiyeğde etnik olarak Türk kökenden gelmeyen epeyce topluluğun varolduğu tezi işlendi. ğTürkiyelilikğ gibi ucube bir ifade ortaya atıldı. Seçimlerde halkın tepki göstermesinden endişe edildiği için geçici olarak askıya alınan ğTürkiyelilikğ projesi şimdi muhtemelen anayasa tartışmalarında yeniden ve uygulamaya konulma şeklinde karşımıza çıkacak.

Kirli ittifaklar...

AĞZI bozuk ve iyice şımarıklaşmış ğİkinci Cumhuriyetçilerğden, gayri milli bir İslami tavrı benimseyenler ve ırkçı-Kürtçülerden başka azınlık yapılarını hayal edenlere kadar birbirinden epeyce farklı hayat tarzına sahip gruplar tam bir işbirliği içerisinde. Amaç milli devleti ortadan kaldırmak. Bu yüzden renksiz bir anayasadan bahsediyorlar. Mevcut anayasanın 12 Eylül darbesinin ardından hazırlatılmış olmasını kurnazca kullanıyorlar. Asıl niyetlerinin anayasadan ğTürkğ kavramını çıkarmak olduğu açık.

Bu grupların ortak özelliği gayri milli politikalardan yana olmaları. Hepsi de ğTürkğ kavramına saldırıyor. Bu temel strateji doğrultusunda kullandıkları taktikler de hemen hemen ortak. ürneğin hepsi de bu işi demokrasi ve insan hakları adına istiyor. Bu iki kavram söz konusu grupların elinde epeyce kirlendi ve ortalama halk arasında sevimsizleşti.

Demokrasi adına devlet yıkmak...

DEMOKRASİ savunuculuğu ile TSK düşmanlığı eşdeğer bunların gözünde. Eğer TSKğya eleştiriyi aşan şekilde saldırmazsanız ve her konuda TSKğyı yanlış, suçlu, adaletsiz bir gizli örgüt gibi görmezseniz demokrat sayılmıyorsunuz. TSKğnın bir faaliyetinin, bir uygulamasının veya bir girişiminin eleştirilmesi pek tabiiki yapılmalıdır. Ancak TSKğyı tamamen etkisizleştirmek amaçlı saldırıların iyi niyetli olması mümkün değil. Eğer anayasayı istedikleri gibi kotarabilirlerse, ihtilal yapmış gibi olacaklar. üünkü devletin milli yapısını kaldıran veya sulandıran yeni bir anayasa metni söz konusu grupların hedefine ulaşmaları demek. Amerika ve ABğnin bu gruplara ve hükümete her türlü desteği vermesi bundan dolayı.

Milli devletleri parçalamak istiyorlar...

ORTA büyüklükteki milli devletlerin parçalanması küreselleşme adına Amerikağnın yapmak istediklerinin başında geliyor. ünce bin, sonra da bir kaç bine kadar çıkacak devlet sayısı Amerikağyı memnun eder. üünkü orta büyüklükteki devletler etnik yapılara ayrılırken Amerikağnın kendisi tam bir milli devlete dönüşüyor. Büyüklüğünü koruyor ve gücünü artırıyor. Ufak parçalara ayrılmış güçlerin Amerika karşısında etkili bir koalisyon oluşturabilmesi imkansız olacak.
AB de bu fikre yatkın. Sürekli olarak ilerleme raporlarına etnik talepleri bocalıyor ve Türkiyeğnin önüne koyuyor. ABğnin talepleri bütünüyle yerine getirildiği zaman bu ülkenin adının Türkiye olup olmaması bile tartışılacaktır. ABD ve AB, Kuzey Irakğda kurulmak istenen Kürdistanğa Türkiyeğden ilaveler yapılmasını istedikleri için Türkiyeğdeki hükümetin ğİslamiğ görünen kimliğinden rahatsız değil; çünkü hükümet onların tam istediği gibi düşünüyor ve yapıyor. TSKğya saldırmaları bundan...

TüRBAN ve laiklik tartışmalarıyla gizlenmek istenen asıl niyetin önündeki en büyük engel Ordu. TSK, yapısı ve fikriyatı itibariyle Türk milli devletinin ordusu. Ve Ordu ayakta kaldığı, gücünü muhafaza ettiği sürece Türkiyeğnin milli devlet yapısının sulandırılması belki mümkün; ama toptan tasfiyesi zor.

Demokrasi ve insan hakları kavramlarını peynir ekmek yer gibi kullanan bu çevrelerin aslında hiç demokrat olmadıkları da açık. İkinci Cumhuriyetçilerin pek çoğu 22 Temmuz sonrasında kendilerini eleştirenlerin gazeteler ve televizyonlardan atılmasını isteyecek kadar tahammülsüzler. Elde varolan kanalların yüzde doksanından fazlasını kullanan ve gazetelerde büyük öbekler halinde yer alan bu kadronun demokrasiden bahsetmesi gülünç. Hükümete canhıraş destek veren ğFitne Fesat Medyasığnın hiç bir milli kalemi bünyelerinde tutmadığını geçmiş yıllarda gördük. Hükümete büyük destek vermesine rağmen Amerikağyı eleştirmeye kalkışan İslamcılar bile gazetelerden atıldı. Onların demokrasi laflarının sadece uygun bir vasıta olduğu açıkça görülüyor. Demokrasi, insan hakları ve AB sürecini Orduğyu zayıflatılmak için kullanıyorlar.

Milli devlete yönelik bu saldırıların demokrasi adına büyük ölçüde Orduğya yönelmiş olması beklenen br durum. üyle anlaşılıyor ki, bu gruplar Türkiyeğyi tehlikeli bir gidişata mahkum etmekten çekinmeyecekler. Ama bilmeleri gereken bir husus var. 7.5 milyondan fazla insana gıda ve ihtiyaç maddeleri dağıtarak aldıkları oyların büyük bir kısmı bu tartışmaların yaratacağı kaosda hızla AKPğden uzaklaşabilir.

[bozok]

TSKğya saldırdılar

03/10/2007
Habet/Yeniçağ



Asker kontrol altına alınsın


ABD ğFreedom Houseğ örgütü yayınladığı raporda, Türk ordusunu hedef aldı.


Sivillerin tam hakimiyeti olmalı

AP Türkiye Raportörü, askerin sivil otorite tarafından kontrol edilmesini önerdi.


İngilizlerden garip yorum

FInancIal Times, devletin saldırıları önleyememesinin Büyükanıtğı kızdırdığını iddia etti.


Yine TSKğya saldırdılar!

ABD yönetimine yakın kuruluş Freedom House, ğAskerin kontrol altına alınması için anayasal düzenleme şartğ dedi


Demokratik ülkelerdeki özgürlükler üzerine yaptığı değerlendirmelerle tanınan sivil toplum örgütü Freedom House, Abdullah Gülğün Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra, TSKğnın kontrol altına alınması için gerekli anayasal değişikliklerin yapılması gerektiğini ileri sürdü.

Merkezi Washingtonğda bulunan ğFreedom Houseğ tarafından yayımlanan yeni bir raporda, Gülğün Cumhurbaşkanlığının ardından son durum masaya yatırıldı. Raporda, Türkiyeğde yapılacak anayasal değişikliklerin, asker üzerinde sivil kontrolün sağlanmasıyla yetinmeyip, fikir özgürlüğü yargının bağımsızlığını da kapsaması gerektiği kaydedildi.

Siyasete karışmamalı

ğYol Ayrımındaki ülkelerğ başlıklı raporda, Türkiye ile ilgili olarak şu sözlere yer verildi:

ğşu andaki anayasa hala her kesimi kapsamayıp, böyle çok kültürlü bir demokrasi için kritik öneme sahip olan devlet yetkileri konusunda haklar ve kısıtlamalar açık bir şekilde tanımlanmamıştır. Son reformlar sayesinde askerin Türkiye siyaseti üzerinde kontrol kurmasına yol veren bir zamanların yetkili Milli Güvenlik Kuruluğnun yetkileri kısıtlanmış olsa da, ordu hala siyasi süreç üzerinde orantısız bir etki kurmayı sürdürüyor.ğ Freedom Houseğun Budapeşte Bürosu Başkanı Roland Kovats da, ğüzellikle demokrasiye aykırı olan ifade özgürlüğü kısıtlamaları ile askerin siyasete karışmasına izin veren maddelerin kaldırılmasının zamanı gelmiştirğ diye konuştu.



Gül: Ordu günlük siyasete karışmamalı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Genel Kuruluğnda yaptığı konuşmanın ardından bir basın toplantısında düzenledi. Gül, TSKğnın Türkiyeğdeki oynadığı güçlü role ilişkin bir soruyu cevaplarken ğBiz, böylesine tehlikeli bir coğrafyada güçlü ordumuzdan gurur duyuyoruz. Ancak ordu günlük siyasete karışmamalığ dedi. (ANKA)


AP kararından son anda çıkarılan maddeye dikkat

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Hollandalı Hristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan Türkiye kararı, AP Dış İlişkiler Komitesiğnde 4 çekimsere karşı 48 ğevetğoyuyla kabul edildi.

301 kaldırılsın

Türkiye kararında ğYeni Türk hükümetinin temel insan haklarını ve özgürlükleri koruyacak yeni ve sivil bir anayasa niyeti memnuniyetle karşılanır. Anayasa projesinin TCK 301 başta olmak üzere acil reformları ertelememesi gereği vurgulanırğ deniliyor.

ğKürt sorunuğ

Yeni hükümetin ğKürt sorununa kalıcı çözüm bulunması için siyasi girişim başlatmasığ savunulan belgede, Cumhurbaşkanı Abdullah Gülğün güneydoğu gezisinden memnuniyet duyulduğu belirtiliyor.

Kıbrıs meselesi

Kıbrısğta kapsamlı çözüme de yer verilen belgede, ğAdağdan Türk askerinin çekilmesinin çözüm müzakerelerini kolaylaştıracağığ ileri sürülüyor. Türkiye kararına verilen değişiklik önergeleriyle ayrıca ğordunun siyasete tekrar tekrar müdahalesinden rahatsızlık duyulduğuğ ifadesi metinden son anda çıkarıldı.



FTğden garip yorum

İngiliz Financial Times (FT), gazetesi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıtğın son konuşmasının, askerlerin devletin saldırıları önleyememesinden duyduğu hayal kırıklığının bir işareti olabileceği yorumunu yaptı.

Gazete, ğTürkiyeğdeki patlamalar terör saldırılarından duyulan öfkeyi alevlendirdiğ başlıklı haberinde, Genelkurmay Başkanı Büyükanıtğın son konuşmasına dikkat çekerek, Büyükanıtğın TSKğnın Türkiye içerisinde ve dışında sistematik ve önyargılı saldırılarının kurbanı olduğu yolundaki ifadelerinin altını çizdi. Büyükanıtğın bu sözlerinin, TSKğnın Türkiye içerisinde terörist saldırıların daha da düzenli hale gelmesinden ve devletin bunları önleyememesinden duyduğu hayal kırıklığının bir göstergesi olabileceğini iddia etti.

[bozok]

Eyvah... Freedom House işbaşında!


Mustafa Mutlu
mmutlu@gazetevatan.com
04.10.2007




Merkezi Washingtonğda bulunan ğFreedom Houseğ (üzgürlük Evi) adlı kuruluş, ğYol Ayrımındaki ülkelerğ başlıklı bir rapor
hazırlamış...

Otuz ülkeyi kapsayan bu araştırmada Türkiyeğye de geniş yer ayrılmış ve Türk Hükümetiğne tavsiyelerde bulunulmuş:

ğAskerin sivil kontrol altına alınması için gerekli anayasal değişiklikler yapılmalı...ğ

Kuruluşun Budapeşte Bürosu Başkanı Roland Kovats da, ğAbdullah Gülğün cumhurbaşkanı seçilmesi Türkiye anayasasının önemli bir bölümünün yeniden yazılmasına kapıyı açmıştır. üzellikle de gelişmiş bir demokrasiye aykırı olan ifade özgürlüğü kısıtlamaları ile askerin siyasete karışmasına izin veren maddelerin kaldırılmasının zamanı gelmiştirğ diye konuşmuş.


***


ğBu saptamalar doğru mu, yanlış mığyı önümüzdeki günlerde çok tartışacağız... Ben sadece Türkiye üzerine görüş belirten ve etkisi küçümsenmeyecek kadar büyük olan bu kuruluş hakkında bazı bilgiler vermek istiyorum.

Sahi; neyin nesi, kimin fesidir bu ğFreedom House?ğ


CIAğYLA İLİşKİLİ

* 1941 yılında Eleanor Roosevelt, Wendell Willkie ve Amerikağnın başka tanınmış kişileri tarafından ğdemokrasinin ve insan haklarının global bir sesiğ olmak için kuruldu.

* Finansörleri arasında George Sorosğa ait Soros Vakıfları ve Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti dikkat çekiyor.

* üyeleri akademisyenlerden, zengin iş adamlarından, gazetecilerden, ABDğnin eski siyasetçilerinden ve bürokratlarından oluşuyor. Forbes dergisinin sahibi de ünlü üyeler arasında bulunuyor.

* Bazı çevrelere göre, Amerikan gizli servisi CIAğin ğpropoganda ve operasyon merkeziğ olarak çalışıyor.

* Bir dönem eski CIA direktörü James Woosleyğin de başkanlığını yaptığı kuruluş, takibine aldığı ülkelerin politikacılarıyla yakın ilişki kurarak ğpolitikağ dikte ettirmesiyle tanınıyor.


***


Bu kısa bilgilerden sonra Freedom Houseğun yeni raporundaki Türkiye hakkındaki saptamalar konusunda üç basit soru sormak istiyorum:

1) Türkiye neden ve nasıl bir ğyol ayrımında?ğ

2) ABD gizli servisinin Türkiye ile ilgili yeni planlarında ğaskerğ neden pasifize edilmek isteniyor?

3) Yeni Anayasa taslağında Milli Güvenlik Kuruluğnun yetkilerinin kısıtlanmasının, Jandarma Komutanığnın MGK dışında bırakılmak istenmesinin ve Genelkurmay Başkanlığığnın doğrudan Milli Savunma Bakanlığığna bağlanmasının; Freedom Houseğla bir ilgisi var mı?


***


REZALET!

Biz ğTürkiye Malezya olur mu, olmaz mı?ğyı tartışaduralım; yurdun dört bir yanından Malezyağyı çoktan geçtiğimizi kanıtlayan haberler yağmaya devam ediyor...

Dün sabah ilk olarak Başbakanlık korumalarının iftar saatinde nöbet yerlerini terk ettiklerini öğrendik; ardından da NTV muhabiri Mete üubukçu, Türkiye-Suriye sınırındaki Gürbulak Sınır Kapısığnın iftar nedeniyle kapatıldığını duyurdu!
Umarım bu garip uygulamaya başvuran memurlar, bir gün ağır hasta ya da yaralı yakınlarını sedyede bekletip oruç açmaya giden doktorlarla karşılaşmaz!


***


GüNüN SORUSU

Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiyeğnin geleceğiyle ilgili görüş açıklarsa bu ğdemokrasiye müdahale olacakğ ama CIAğin alt kuruluşu her türlü politika önerebilecek...

Bize dayatılan yeni ğdemokrasiğ anlayışı bu mudur?



***


Takılar nereye bağışlanmalı?

Günlerdir Cumhurbaşkanı Gülğün kızının 14 Ekimğde yapılacak düğününde 5 bin davetli tarafından takılacak takıları sorguluyorum. Sayın Cumhurbaşkanığna ğBu takıları bir hayır kuruluşuna bağışlayın, Türkiyeğnin bir numaralı koltuğuna dedikodu gölgesi düşmesine izin vermeyinğ çağrısında bulunuyorum...

Kendisi sadece bir kez bu konuya değindi ve ğOnlar özel şeyler, başka yerde konuşuruzğ demekle yetindi.

Oysa zaman daralıyor... Sayın Cumhurbaşkanı bu konuyu ertelememeli ve ailenin kararını bir an önce kamuoyuyla paylaşmalı.


***


Bu arada okurlarımızdan da takıların bağışlanabileceği hayır kuruluşları konusunda öneriler gelmeye devam ediyor.

Herkesin görüş birliğiyle desteklediği kuruluş, Kızılay...

Sayın Cumhurbaşkanığna duyurulur!